1989 yılında vizyona giren korku filmidir. kendini kuş sanan ve akıl hastanesinde olan fennix'in neden akıl hastanesinde olduğunu geçmişe giderek öğrendiğimiz bir filmdir. imdb puanı 7.5 dir.
yönetmen: alejandro jodorowsky
oyuncular:
axel jodorowsky
thelma tixou
sabrina dennison
guy stockwell
adan jodorowsky
teo jodorowsky
oyuncular:
axel jodorowsky
thelma tixou
sabrina dennison
guy stockwell
adan jodorowsky
teo jodorowsky
1 ödülü ve 9 adaylığı bulunuyor.
satürn ödülü- genç erkek oyuncu en iyi performans ödülünü almıştır.
satürn ödülü- genç erkek oyuncu en iyi performans ödülünü almıştır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "miko" tarafından 18.02.2022 14:40 tarihinde açılmıştır.
1.
sürreal sinemanın allahı alejandro jodorowsky'nin 1989 yapımı sinema filmi. benim kişisel olarak jodorowsky sineması dendiğinde aklıma gelen ikinci film. ve evet ilki el topo da değil, la montana sagrada da. ilki tartışmasız fando y lis. sadece jodorowski sineması değil, sinema dendiğinde aklıma gelen ilk filmlerden biri fando ve lis'in "hikayesi" benim için.
santra sangre yönetmenin tıpkı diğer filmleri gibi sembolik anlatımın, düzen eleştirisinin alegorik sunumunun, "bir dakika, dur, geriye almam lazım" dedirtecek kadar çok ve detaylı alt metnin doruklarında gezen bir anlatı. yönetmenin gerçek yaşam öyküsünü araştırıp bu filmi izlediğinizdeyse fark ediyorsunuz ki aslında kendi filmografisi içinde kendisini en çok anlattığı filmi de bu aynı zamanda. jodorowski sirklerde büyümüş. metafizikle ve hatta tinsellikle yakından ilgili bir insan. bir ayrık ot ve aile içinde bile çokça ötekileştirmeye maruz kalmış. sinema yapmaya başlar başlamaz topa tuttuğu erk'le bu filmde de kanının son damlasına kadar dövüşüyor. oğlu axel jodorowski'nin canlandırdığı fenix ve onun üzerinden kişileştirdiği toplumsal sorunların tümünü (evet sorunları kişileştiriyor, hatta organlaştırıyor) bu perspektiften izlediğinizde taşların nasıl da yerine oturduğunu fark etmek oldukça şaşırtıcı bir deneyim. açıkçası benim için jodorowski'nin en net filmi bu. filmle ilgili çok bir detay vermedim farkındayım ama zaten genel olarak böyle bir sinema yazım alışkanlığımın da olmadığını okuyanlarınız bilirler. sanıyorum şunu söylemem yeterli olacaktır; bu film fenix ve annesi üzerinden önce ataerkilliğe, sonra toplumun norm olarak kabul ettiği hemen her şeye ki bunun içinde aile ilişkilerini de dahil edebiliriz, son kertede de bireyselleşme eğilimine yani en temel insani dürtülere savaş açmanın, katılır katılmazsınız bunun haklılığının beyaz perdede sunumu. ben bu filmi çok sevmem. ama tavsiye listemde üst sıralardadır. 8/10
santra sangre yönetmenin tıpkı diğer filmleri gibi sembolik anlatımın, düzen eleştirisinin alegorik sunumunun, "bir dakika, dur, geriye almam lazım" dedirtecek kadar çok ve detaylı alt metnin doruklarında gezen bir anlatı. yönetmenin gerçek yaşam öyküsünü araştırıp bu filmi izlediğinizdeyse fark ediyorsunuz ki aslında kendi filmografisi içinde kendisini en çok anlattığı filmi de bu aynı zamanda. jodorowski sirklerde büyümüş. metafizikle ve hatta tinsellikle yakından ilgili bir insan. bir ayrık ot ve aile içinde bile çokça ötekileştirmeye maruz kalmış. sinema yapmaya başlar başlamaz topa tuttuğu erk'le bu filmde de kanının son damlasına kadar dövüşüyor. oğlu axel jodorowski'nin canlandırdığı fenix ve onun üzerinden kişileştirdiği toplumsal sorunların tümünü (evet sorunları kişileştiriyor, hatta organlaştırıyor) bu perspektiften izlediğinizde taşların nasıl da yerine oturduğunu fark etmek oldukça şaşırtıcı bir deneyim. açıkçası benim için jodorowski'nin en net filmi bu. filmle ilgili çok bir detay vermedim farkındayım ama zaten genel olarak böyle bir sinema yazım alışkanlığımın da olmadığını okuyanlarınız bilirler. sanıyorum şunu söylemem yeterli olacaktır; bu film fenix ve annesi üzerinden önce ataerkilliğe, sonra toplumun norm olarak kabul ettiği hemen her şeye ki bunun içinde aile ilişkilerini de dahil edebiliriz, son kertede de bireyselleşme eğilimine yani en temel insani dürtülere savaş açmanın, katılır katılmazsınız bunun haklılığının beyaz perdede sunumu. ben bu filmi çok sevmem. ama tavsiye listemde üst sıralardadır. 8/10
devamını gör...