scott pilgrim vs the world

ilk olmak güzel hiss, açıyorum başlığı.
100 kere izlense bile sıkmayacak filmdir. kötü yorumları takmayın. lcdp kitlesindenseniz beğenmemeniz olası.
karakterler iyi. scott'u oynayan aktör sanki dünyaya o karakter için gelmiş, tipi çok uygundu. kız kardeş ve scott'un ev arkadaşı bence filmdeki en sağlam karakterlerdi.

2010 yılında piyasaya sürülmüş film. şampiyonlar ligi gibi kadrosuna rağmen, kötü pazarlama neden gişede batmış ve yatırımcısına zarar ettirmiştir. 10 yılda fan sayısı kat kat artmış. pandemi döneminde online senaryo okuması yapmaları için edgar wright ekibi 2 saat gibi kısa sürede toplamış. buradan
wallace hep arkadaşım olmasını istediğim gey kanka modeli ve evet oyuncu evde tek başına ile ün kazanmış macaulay culkin'in kardeşi kieran culkin.

öncelikle edgar wright filmi olmasından dolayı ve sonralıkla da ramona flowers gibi bir karakteri barındırmasından dolayı övgüleri hak eden çizgi roman uyarlaması bir filmdir. film bizlere bu scott pilgrim isimli arkadaşımızın bir hanımefendiyi kazanmak uğruna o hanımefendinin eski sevgilileri ile* verdiği savaşı anlatıyor.

film başrolünde michael cera var, süper bir oyunculuğu yok ama bu rol için yeterince uygun biri. ama en en güzel oyuncu tabii ki ilk satırda da söylediğim gibi ramona flowers*. o rengarenk saçları bile yeterli filmi sevmek için. başrol olayını geçip filmin en başarılı kişisini söylemek gerekirse bence wallace*.

kurgu güzel ama efektler ve müzikler ayrıca güzel, sırf onlar için bile izlenebilir. dövüş sahnelerinde gülümsetiyor, gülmekten yerlere yatırmasını bekleyerek izlerseniz hata etmiş olursunuz. herkes koşup izlesin demiyorum elbette ama çerezlik film diye gidip saçma sapan romantik komedileri izleyeceğime bunu izlerim çok daha iyi.

bu arada çizgi roman ile ilgili bir fikrim yok ama onu bilip de izleyenler ikisinin benzemediğini söylüyor, bu da ayrıca bir bilgi olsun.

önetmen koltuğunda edgar wright bulunan, bir çizgi roman uyarlaması olan bu filmi çooook uzun süredir izlemeyi erteliyordum ve hatta izlemek istemiyordum. çok fazla insan beğendiği için kesin bok gibi bir şeydir bu gibi bir algım vardı ama izledikten sonra böyle düşünmemeye başladım.

izlemeyeni üçyol metro girişinde dövdükleri bu filmin konusu şu şekilde: scott pilgrim isimli bir arkadaşımız var. bu arkadaş ayrılık acısı çeken, bundan kaçmak için insanları yara bandı gibi kullanan bir lavuk. yavşaklığı da pek beceremiyor, başarısız bir lavuk ama... pedofili aynı zamanda bu lavuk oğlu lavuk diyeceğim ama kanada'da reşit olmak için gereken yaş sınırı 16.

17 yaşında bir kızla çıkmaya başlayan bu arkadaş bir gün tuhaf bir kadın görüyor ve o kadına aşık oluyor... o kadınla birlikte olmak için çabalıyor ama bu kadının geçmişinden gelen eski sevgilileri ile dövüşmek zorunda kalıyor ama bunlar olurken hala kafasının bir yerinde yine eski kız arkadaşının hayaleti mevcut.

çok kurgu bir karakter gibi gözükse de aslında sokakta denk gelebileceğiniz onlarca lavuktan birisi scott, zira ramona da ne istediğini bilmeyen, insanları kullanıp atar gibi davranan oldukça toksik bir kadın.

aslında filmi size şöyle özetleyebilirim, toksik ama eğlenceli gençlerin tuhaf öyküsü...

filmin görüntüleri olsun, dövüş sahneleri olsun beni o kadar tatmin etti ki tekrar ve tekrar izlerim filmi.

soundtracki de şahane bu arda.

fantastik, komedi, romantik, aksiyon* türünde bir film. rahatlamak için güzel ve çerezlik bir film olduğunu düşünüyorum. ancak 9 puan biraz fazla gibi sanki.* karakterler kendine çekiyor bu kısmı da belirtmek gerekiyor.

her açıdan olağanüstü film.

gişede patlaması, kült bir film olduğu gerçeğini değiştirmiyor. hatta kült filmin tanımına verilebilecek en güzel örneklerden biri zira bu filme tapan -ve gururlu bir üyesi olduğum- bir tarikat var adeta.