şehirlerdeki başı boş köpekler sorunu

istanbulda yaşadığım için burayı gözlemliyerek yorum yapıyorum. inanılmaz bir başı boş köpek sayısı var sokaklarda. akşam 9 dan sonra her sokağın başında 3-5 köpek çetesi tarafından tutulmuş. geçen bisikletli motorlu kuryelere saldırıyorlar. eğer kendine bölgesine saldırı olursa yolda yürüyen yayalara bile saldırıyor. avrupanın çok şehrini gezdim bir tane başı boş sokakta köpek görmedim. bu nedir arkadaş burası afrika mı? belediyelerin hayvanhakları savunucuların tepkilerine kulak asmayarak acil önlem almak zorundadır.

onlara mama vererek, güvenlerini kazanarak dostlari olabilirsin. şüphesiz ki bu çocuklarımızın bu derece saldırgan olmasına da diğer insanlar sebep olmuştur.

ankara'da da süs olsun diye gezdirmek için alınıp sıkılınca sokağa atılan köpeklerin sayısı ciddi orandadır. bu konuda önlem alınması artık şarttır ama hangi sorunumuz çözüldü ki bu çözülsün. en büyük sorun da bozuk zihniyetler.

özellikle sahil şehir ve kasabalarının sorunlarından birisi.
aslında buna sorun demek doğru bir yaklaşım olmaz.
çünkü onlar masum, onların hiç birşeyden haberi yok ki .
bütün dünyayı talan edip, diğer canlıların da yaşam alanlarını zapt eden doyumsuz insanoğludur sorunun ta kendisi.

sezon açıldığında tatil amacıyla sahillere akın eden ahalide, artık olmazsa olmazlardan biri haline geldi bu dostlardan bir veya birkaçını kucaklarına alıp gelmek.

boş yok, kime baksanız mutlaka ya kendi elinde, ya çoluk çocuğun elinde bir tasma ipi, adeta oyuncak gibi.

15-20 gün, 1 ay, 2 ay derken biten tatili müteakip, sokaklara terkedilen o arkadaşların durumunu ancak görerek anlayabilirsiniz .

hepsi sağda solda, sahipsiz kalmanın verdiği o travmayla, başıboş biçimde yaşam savaşı vermeye çalışıyor.

ancak güzel de bir durum var ,
sahil kesimi insanı, burada görüldüğü gibi çok da rahatsız değil bu durumdan.

hatta büyük çoğunluk, onların idamesi için son derece duyarlı davranmakta.

onlara kızan, bağıran yok, hayatın bir parçası olmuş durumdalar ve birlikte yaşamaktan, hayatı, yaşam alanını paylaşmaktan çok da rahatsız değiller.

bu arkadaşların insanoğluna hükmetme gibi bir şansı yok.
bizleriz tüm dünyaya olduğu gibi, onların da yaşamına hükmeden.

bu sebeple, onların bu muhtaçlıklarını unutmadan, sevgiyle yaklaşır, yaşam haklarına saygı gösterirsek, çok da sorun olmayacaklarını düşünüyorum.

bu arada, onların bu sokak hayatları çok da güzel ve cazip değil.
elbette daha iyi şartlarda yaşamak onların da hakkı,
bu bağlamda, gerek hayvanseverler, gerek yerel yönetimler bazı çalışmalar yürütüyorlar ancak görünen o ki, yetersiz kalıyor bu çabalar.
o sebeple bu konuda faaliyet gösteren gerek bireysel, özel, gerekse resmi oluşumlara verilecek küçücük destekler, hem bu durumdan rahatsız olanlar, hem de o dostlarımız için olumlu sonuçlar doğuracak bir yaklaşım olacaktır...

şehirlerde her yerde başıbos kopekler var ama kalabalık oldugu için aç kalmıyorlar bi şekilde bişey bulunabilirler diye düşünüyorum ama ya köylere ıssız yerlere bırakılan kopekler onlar ne olacak

1. para verip cins köpek almak yerine barınaktan köpek edineceksiniz. iran'dan araba bagajında sokulan, havasızlıktan, ezilmeden ölen chihuahua lar (bkz: american pitbull) lar gördü bu gözler. arz-talep dengesi.. 6 yaşında çocuk bile akıl edebiliyor bunu artık amk.

2. hem dişi hem erkek sokak hayvanlarını kısırlaştıracaksınız. küpeli olacak bu hayvanlar, takip edilecek yıllık aşıları yapılacak. mahallenizde "başıboş" köpek varsa biraz sorumluluk alacaksınız. küpeli köpek başıboş köpek degildir.

bu ikisi yapılırsa mahallenizde populasyonunuz azalacağından hayvan kaynaklı drama öyküleri yaşanmaz. buna ek olarak köpekler doğası gereği alfanın başına takılıp çete oluyorlar. agresif köpekler varsa uyutacaksınız. yapacak bir şey yok.