seks işçiliğinin kutsal bir meslek olması

gerçekten kötü gözle bakılıyor ve meslek sahiplerine içten içe çok üzüldüğümü eklemek isterim. çoğu mecbur kalarak bu yola düşüyorlar ayrı mesele.
asıl mevzuya gelelim.
olası durumda seks işçilerinin toplumdan kalkması demek büyük bir sorun demektir.
herkesin dışladığı kötü gözle baktığı bu insanların toplum içinde nice sapıklıkların önlenmesine, büyük sorunların çıkmamasını sağlar. cinsellik denilen karşılanması gereken bu çok büyük dertler (ne gelirse uçkurdan gelir)
doğuracak sorunu ortadan kaldırmaya yardımcı olurlar.

süleyman demirel'e bir gün genelevleri neden kapatmıyorsunuz diye sorarlar.
" kapatalım da millet bizi mi sevsin?" diyerek olayı özetler.

seks işçiliğine talep olmasa böyle bir meslek olmazdı. hiç hasta olmasa hiç doktor da olmazdı mesela. kutsanacak ya da yerilecek bir durum yok. (bkz: arz talep)

mabet fahişelerini ilk duyduğumda ufak çaplı bir şok yaşamıştım. özellikle halkın gözünde çok yüce bir konumda olmaları çok ilginçti. düşününce, vücudunu tanrıya adamış bir kadın çok büyük bir fedakarlık bence. ayrıca o dönem rahibeler başlarını örtemezken bu hakkın mabet fahişlerine verilmesi ve bakire sayılmaları halkın gözündeki konumlarını açıkça belirtiyor.

bu başlığı görünce aklıma ahmed eflaki'nin ariflerin menkıbeleri kitabı geldi. kitabın 490-491. sayfasındaki mevlana ile ilgili şu kısmı paylaşmak istiyorum:

"sahib ısfahanı’nın hanında fahişe bir kadın vardı. çok da güzeldi. yanında da alıştırdığı birçok kız vardı. bir gün mevlana bu hanın önünden geçiyordu. bu kadın handan çıkıp koştu, baş koyup mevlana’nın ayaklarına kapandı. son derecede yalvarıp yakardı ve saygılarını sundu.
mevlana “ rabia! rabia! rabia” diye üç defa bağırdı. bu kadının emrinde çalışan kızlar da bunu görünce hepsi birden dışarı fırlayıp mevlana’nın ayağına kapandılar. mevlana “ ne de büyük pehlivanlar, ne de büyük pehlivanlar! eğer siz bu yükleri ve zahmetleri çekmemiş olsaydınız, bu kadar nefs-i levvame (kötülük sonrası azap verici istekler) ve emmereyi (çok zorlayan istekler) kim yenerdi? iffetli ve namuslu kadınların iffet ve namusları nasıl anlaşılırdı?” buyurdu.

mevlana’nın bu sözlerini işiten devrin büyüklerinden biri “ mevlana gibi büyük bir adamın, bir genelevin fahişeleriyle böyle ilgilenmesi ve onlara böyle iltifatlarda bulunması manasızdır “ der. bunu duyan mevlana “ bu kadın olduğu gibi hareket ediyor ve olduğu gibi riyasız (ikiyüzlü olmadan) görünüyor. eğer sen de erkeksen onun gibi ol ve iki renkliliği bırak. eğer için dışın bir olması için ikiyüzlülüğü ve iki renkliliği bırak. eğer için dışın bir olmazsa işin batıldır ve boştur “ buyurdular."

kutsal mı değil mi bilmem fakat ilk meslek olduğuna dair duyumlarım var.

(bkz: patreon hesabı açmak için bahaneler)
(bkz: hani yok mu bir finansal kölemiz)

mutlu ederse kutsal, mutsuz ederse sadece meslek.

cinselliğin haddinden fazla saklandığı ve yerildiği bir ülkede bu işi yapmak ayrıca bir cesarettir zaten bana göre.

cinsellik her zaman insanların hayatında zaten var olmuş bir olgudur. ergenlik çağı dediğimiz çağa ulaşıldıktan sonra artık herkesin cinsellik hakkında bir bilgisi olur.

cinselliğin psikolojik olarak çok büyük etkileri bulunuyor zaten, ki bunun için partner seçimi çok önemlidir. iyi bir cinsel yaşam size mutlu, rahat ve konforlu bir hayat verebileceği gibi eksik bir cinsel yaşam abazalığa da yol açabilir. sinir, en ufak şeyde uyarılma, uyarıldığın için ekstra sinir gibi devam edip gider.

zorlu şartların altında bize destek de çıkabilir iyi bir ilişki. nesil devam ettirme iç güdüsü, hayatta kalma isteği, rahatlama ihtiyacı gibi birçok amaca hizmet eyler.

insanların bu tür cinsellik hizmeti veren yerlere teşvik edilmesi (ve bu kurumların denetlenip ne kadar sağlıklı olduğuna bakılması) gerekir ki yolda gördükleri köpeğe, saçını gördükleri kadına, top oynayan çocuğa hallenmesinler.

işin özü cinsellik iyidir, bunun için çalışan insanlar da topluma hizmet ederler. önemli bir iş dalıdır

herkes mevlana damına konduğumun topraklarında öyle mal sürüleri var ki adam ahlakı bi yasa olarak kabul ediyo ve bu ahlaka uyan insanlar dışında herkesi ahlaklı sınıfına sokuyo allahın ruh hastaları ne söylediğinin farkında ne kendinin.

ancak kutsal kelimesinin anlamını bilmeyen ya da onu saptıran kişiler tarafından bulunulabilecek iddia.

cesaret isteyen bir iş diyebilirsiniz, zor bir iş diyebilirsiniz, bazı toplumsal problemlerin önlenmesini sağlıyor diyebilirsiniz ama bu işin kutsallıkla en ufak bir ilgisi olmadığı gibi kutsal değerlere de tamamen aykırı bir iş. sapla samanı karıştırmayalım.

kutsal demişsiniz de kimse karısının, kızının, anasının, bacısının bu kutsal(?) görevi yerine getirmesini istemez.

koy karını çalışsın genelevde o zaman inanayım ben sana.

fahişelik, zina ahlaksızlıktır.

cesaret isteyen bir şey olabilir seks işciliği, ama kutsallığı tartışılır.

ögretmenlik kutsaldır, doktorluk kutsaldır, çöpçülük kutsaldir. isin kolayina kacip etinden para kazanilan meslek kutsal falan degildir. fahiseligi bu kadar da normallestirmeyin.

hayır değildir, hiçbir meslek kutsal degildir. para karşılığı yapılan bir iş neden kutsal olsun lan. asıl patates kutsaldır. o olmasaydı biz fakirler ne yerdik. allah'ın fakirlere bir lutfudur patates. kıymetini bilin. fahişeden konuyu patatese bağladık ya la.

her şeyi kutsamaktan vazgeçseniz de kurtulsak yahu. başımıza ne geliyorsa şu kutsal kelimesini düşürmeyenlerden geliyor.

ne de olsa (bkz: amme hizmeti) yapıyorlar.

(bkz: gerçek fahişelik bu değil)

(bkz: kutsal fahişe olarak tanrıça)

(bkz: hieros gamos)

beyin ya da beden gücü ya da zaman, hepimiz para karşılığında bir şeylerimizi satıyoruz. kutsal meslek yoktur. bir insanın başka bir insanın çalışanı, hizmetlisi olduğu tüm sistemler, herkesi biraz "orospulaştırır" üzgünüm ama neremizden neyimizi verdiğimiz, ya da sattığımız çok da fark etmiyor.

kutsal olmayan meslek mi kaldı ülkede?

tiyatrocu olmak, polis olmak, asker olmak, öğretmen olmak, sağlık personeli olmak, gazeteci olmak, avukat olmak, din görevlisi olmak say sayabildiğin kadar. sanırım ne kadar "sömürülen" var ise mesleği kutsal.