sevdiğin insan hakkında her şeyi bilmek ister misin sorusu

bütün sırlar gizli hisler açığa çıkacağı için istemem. "cehalet mutluluktur" sözü bu durum için var sanki.

maalesef biliyorum zaten. hepsinin bildim.
bazen bilmemek daha iyi ama. çok tanıyınca da gidiyor ya da bırakmak zorunda kalıyorsun tanımasanda..
o yüzden az biraz bilip yerinde durmak lazım.

daha az önce bunu düşünüyordum. tesadüfe bakın ki başlığı açılmış.

sevdiğim ya da muhatabı olduğum insanın ne her şeyini ne de bir sonraki adımını bilmek istemem. zaten bilirsem, artık herhangi bir sınır kalmaz, merak duygusu da. dolayısıyla sevgi biter, saygı da.. o yüzden allah aşkına herkesin bilahare kendine özel sınırları, saklıları olsun. karşı tarafa da size yaklaşabilecek alan bırakın. boğmayın. zaten iletişim ve güven geliştikçe o size her şeyini döküp indiriyor.*

t: nil karaibrahimgil'in hakkında her şeyi duymak istiyorum şarkısının, sınırlı sayıda dinleyicinin anladığı karmaşık formu.

hiçbir zaman onu da bileyim şunu da bileyim. sürekli anlatsın derdinde biri olmadım. bir şey olduğunda ya da olmuşsa kişi kendi istediği zaman pıtır pıtır dökülüyor zaten. ben sadece yargılamamaya çalışarak dinlerim o kadar.

her şeyin karşılıklı olduğunu düşünürsek ben benimkilerin ortaya çıkmaması için hiçbir şey bilmek istemeyen o tarafım.

mümkün mertebe kimse sevdiğim pozisyonuna gelmesin. anlatmasın da, sormasın da, uzak durun öf. *

“isterim” olarak cevaplandıracağım sorudur.

zaten hepimiz birisini severken ve onla zaman geçirirken aynı zamanda da onu her şeyiyle tanımaya çalışmıyor muyuz? sevdigimiz insan iyi mi kötü mü, yalancı mı dürüst mü vb. gibi şeyleri hep gözlemleriz hep bilmek isteriz. dilimizle geçmişi bizi ilgilendirmediğini söylesek de aslında amiyane tabirle içten içe köpek gibi de merak ederiz hangi yollardan nasıl geçip geldiğini. çünkü seven insan bilmek ister tanımak ister. tabi her şeyi bilme isteğinin yanında karşılaşılacak “olumsuz bilgiler” karşısında da sabırlı olunmalı.

ne kadar çok bilirsen o kadar çok üzülürsün, cahillik mutluluktur, diyorum ve bilmek istemeyiniz diyorum. şahsen ben gibi bir kontrol manyağıysanız, sonunda üzüleceğinizi bile bile bunun farkında ola ola her şeyi öğrenmek istiyorsunuz ve öğreniyorsunuz da. ardından kaçınılmaz üzüntü başınıza kara bulutlar gibi çöküyor. (bkz: mazoşizm).

bilmek istemem çünkü bilmek ve beklemek yeterince ölümcüldür.

eğer sevdiğim insan hakkında her şeyi bilirsem ondan soğuyabilirim.

istemezdim. geçmişi çok alakadar etmez mesela. ya da ne bileyim üzülebileceğim detayları bilmek istemezdim.

isterim.
ben sevgilimle sadece sevgili degil, arkadas, sirdas olmak isterim.

istemem diyen net bir haltlar karistirmistir siranin kendisine geleceginden korkuyordur ama korkmasina gerek yok seni oylece kabul etmeyenin ...

cevapsız sorulardandır.
insan hem bilmek ister hem bilmemek, en kötüsü de hakkında bildiklerini belli etmemek zorunda olmaktır.
çok zor çok. neler öğrendim bilseniz.
*

her şeyi bilmek? o insan bile kendini tam anlamıyla bilemiyorken(al sana derin felsefe) tam olarak bilgiye nasıl ulaşılabilinir?

her şey bilmek. bugün uzun bir yolculuk yaptım. tın tın giderken araçta. çocukluğum ile alakalı nasıl anıları anımsayabiliyorum. şöyle bir düşündüm bacak bacak üstüne atıp, sigaramı içerken.

bölük pörçük neticede. gün gün hatırlayabilmemizin mümkünatı yok. hatta dedim çok net hatırladığımı düşündüğüm tüm anılarımdan belki de bir kaç tanesi, geçen yıllar boyunca beynimin içinde evrimleşerek, gerçeklik algımın yerine suni bir anıya evrildi. ve ben o anıların bir kaçını artık 'öyle gerçekleşmiş olmasını istediğim için' bu şekilde hatırlıyorum.

şimdi kalkmış, karşımdakini tam olarak tanıyabilme fikrine nasıl odaklanayım. tanımak da istemem.

ona olan sevgimden şüphe edeecek hiç birşeyi öğrenmek istemem...