sevgilisi olmayan erkeğe aşık olamamak

zamanında author'a o kadar kızdık, doğru çıktı adamın söylediği. evet var böyle bir durum.

"beğenilmiş olan bir insanı" beğenme olayıdır ve insan psikolojisi ile yakından ilgilidir.

ve tabii ki kadınların "erkektir yapar, bize haşa olmaz, birden fazla erkekle yaparsak doğru olmaz, kötü/yollu/motor kadın oluruz ama biz sevgilisi olan erkeğin ikincisi olabiliriz" mantığına da ters düşmez.

ancak şu da vardır, acaba o beğenilmiş ve pek çok kişi tarafından da beğenilen, bu beğenileri de her fırsatta değerlendiren -yani çapkın- erkek, talip olan kadının kendi ilgi alanına, karakterine, yapısına, beklentisine uygun mudur? işte bu çok tartışılır...

çoğu zaman insanlar ilişkileri "pazar tezgahı mantığı" ile yaşar: pazarda bir tezgahın başına üşüşmüş kadınlar gibi, sırf orada "iyi mal" var diye o kalabalık içine girer ve kendine hiç uygun olmayan bir şeyi satın alır. yani sırf almış olmak için, sahip olmak için alır ve sonunda da kullanmaz, yani hüsran…

(bkz: paralel yapı)

zaten beğenilmiş olanı beğenmek daha cazip olabileceğinden ortaya çıkan hede.
çok mistik bir durum yok yani.

daha sonra bir başkası elinin altındaki o "beğenileni" alıp götürdüğü zaman, aşkının en ateşli döneminde ağlamaması gerekendir...

şehir efsaneleri arasında şöyle bir mit yer alır; kadınlar parmağında yüzük olan erkeklere daha meyilli olurmuş, bu erkeklerin keşfedilmiş bir yanları olduğundan kadınlar acaba biz göremiyor muyuz deyip daha çok üstlerine düşermiş. sanırım böyle bir şey birde galiba en azından bir kadına nasıl davranacağını biliyor diye kanaat oluşturuyor olabilirler.

doğru olma ihtimali bulunan başlık. geçenlerde arkadaşlarımdan biri bunu demişti. "kadınlar evli erkeklere ya da sevgilisi olan erkeklere daha kolay aşık olabiliyorlar çünkü o erkekler ulaşılmaz. kadınlar hep ulaşılamaz şeyleri severler." falan filan

üzerine uzun uzun psikolojik tahliller yapılabilir, evet. ama biz insanoğlu her şeyi kompleks hale getirmeye bayıldığımızdan, buna da çokça anlam yüklüyoruz. heyecan arıyordur altı üstü belki de, ya da aradığı küçük dünyasında bir galibiyettir. hepsi bu... sadece yasak olanın cazibesi de olabilir, zaten toplumdaki bu sonradan yaratılan ahlak kuralları ve dayatmalar sayesinde yasak olan iyice cazip hale gelmişken; neden bu yasağı delmesin ki? aynı durum erkek için de geçerli. adem bile karşı koyamamış o yasak elmaya, bırakın kendinizi sınırlamayın. gönlünüz kime kaydıysa koşturun peşinden yorulana ya da cazibesini yitirene kadar. sonrası mı? cemal süreya ne de güzel demiş; "sonrası iyilik, güzellik..."

içlerinde bulunduğum "genel olarak aşık olamamak", "hiçbir erkeğe aşık olamamak", "kimseyi o kadar sevememek" durumlarından daha kötü ve karmaşık değildir. kendimi beğenmiş falan da değilim, neden kimseyi sevemiyorum bilmiyorum. takılı kaldım sanırım geçmişimde.

sevgilisi olmayan erkeğe aşık olamamak, yani sadece sevgilisi olan erkeğe aşık olabilmek demek, genel olarak asla elde edemeyeceğinizi düşündüğünüz şeylerin size daha cazip gelmesinden ve bunları elde etmenin bir tür "yasak" olduğunu bildiğinizden kaynaklanır. insan değil mi işte, nerede yapılmayacak şey varsa onu yapmak ister. nerede sevilmeyecek erkek/kadın varsa onu sever. tamamen insan fıtratı ve psikolojisinden kaynaklı bence.

bir kaidedir. bilirim. sevgilim olduğu sürede çoğu kez deneyimledim.

edit: yani sevgilin olduğunda sanki bilerek inadına yürüyorlar.
çogacayip

eziklik değil de, sizden başka alternatifi olmayan yalnız bir erkeğin tekinsiz olması durumudur. nerden bileyim ben, adam belki eski sevgilisini unutamadı bana yanaşıyor? belki abazalıktan yanaşıyor? belki sadece dış görünüşümü beğendi, onun dışında bir şey hissetmiyor, o anda yalnız olduğu için şansını bende denedi? hayır nerden bilicem yani? risk falan da alamam haliyle.

insanları kaslarına, tipine, çekiciliğine göre değil samimiyetlerine göre değerlendiriyorum ve o anda etrafında başka alternatifi olmayan yalnız bir adamın seçimine güvenmiyorum. bir kadın için diğer tüm kadınlardan vazgeçiyorsa seçiminden emin olup öyle gelsin.

bu işler radikal işlerdir, öyle bir date, bir kiss, hop elektrik aldık diye ilişki başlatılmaz. 70 yıllık insan ömrü var, kullanılabiliri 20 yıl. bu süreyi de hislerinden emin olmayan adamları teker teker deneyerek geçiremem. (geçirenleri de beğenmiyorsunuz zaten.)

daha geçen gün arkadaşım yokluktan kendisiyle birkaç ay takılmış sevgilisi tarafından terk edildi.

kısacası :

- uzun süredir yalnız olan
- o sırada etrafında kadın bulunmayan
- özgüvenini kaybetmiş
- üst üste red yemiş
erkek risklidir ve özgüvenini sizde tazeledikten sonra gidip başka aşklara yelken açabilir

hıı çok güzel bir aşk da doğamaz mı bu başlangıçtan? doğar tabi diye olmasın.
ama risktir, riski alana saygı duymakla beraber ben almam.
hayatı tecrübeyle değil gözlemle öğrenmeyi tercih ediyorum, 250 tekme yedikten sonra oturan hayat tecrübesi gelmez olsun. önemli olan hasar almadan mutlu olabilmek.

ayrıca kedilerimle de mutlu bir bireyim.

çok güzel hülleci olurum dediğim olay.

tabiki de mantık olarak , başkasının tercih etmediğini kimse tercih etmez.

ben evliyim. benim durumum daha tehlikeli bu mantığa göre.

birisi beni seçmiş, seçmekle kalmamış bir de evlenmiş... demekki doğru erkek benim.

yarışa girmeyi beni seçti o kızdan daha iyiyim diye kendisine bunu kanıtlayan kompleksli kızlardır. e tabi altında psikolojik, küçüklükte yarattığı algı da olabilir

kızın anne kompleksinde eros'un aşırı gelişmesiyle de ilişkilendirilebilecek durumdur. bu komplekse sahip kadınlar zaten ilişkisi olan, hatta evli olan erkeğe ilgi duyarlar. ilgilerinin amacı o insana duyulan salt arzudan veya aşktan ibaret değildir, gerçek neden bir ilişkiyi sonlandırma imkanı yakalamış olmalarıdır. bu ayrılık durumunu gerçekleştirmeyi başardıklarında o erkeğe karşı ilgilerini de kaybederler.

film dizi müzik araştırmalar oyun gezme ve dahasidir. tabi hayatıma girecek olan olursa da yine aynı yaptiklarima devam edeceğim.

nasıl kaba saba erkeklere aşık oluyorlarsa,
erkek dediğin biraz piç olmalı diyorlarsa,
şiddet uyguladığı halde parasından nemalandığı için susuyorlarsa,
bu da onlar için gayet normal.
referans bahane, psikolojide aşağılık takıntısı ile ilişkilidir diye düşünüyorum.
özgüveni yüksek kadınlarımız az. sosyal yapımız maalesef yerli gelişmişliği gösteremedi hala.
özgüven ile g.tü kalkmışlığı karıştırmayalım. çünkü maymun gibi çiftleşmek isteyenler yüzünden burnu havada olan kadınlar var. varsın olsun. herkes dengini bulur.

bir kadına ne yapılıyorsa yine bir kadının yapıyor olması diyeceğim başlık. evli kadına yürüyen çok
bekar erkek görmedim, ama evli erkeğe yürüyen bekar ve evli çok kadın tanıdım malesef. tabi bazıları erkeğin ilişkisi olduğunu gizlemesi durumundan da kaynaklanıyor bazen. olayı neresinden tutarsan tut elinde kalıyor. başka bir kadını senin için terkeden erkek, yarın bir başkası için de seni terkeder.
yani diyeceğim o ki, kendi öz saygısı olan bir kadın gidip ilişkisi olan bir erkeğe his beslemez. bekar bütün erkeklerde yolu açık olsun. bence ilişkisi olmayan bir kadın çok da güzel aşık olur sevgilisi olmayan erkeğe. yeter ki kalpler bir olsun.

bayanları anlamak zor diye boşuna demiyorlar . bu başlıkta ne kadar zor bir varlık olduklarının göstergesi .

hemcinsine düşmanlık yapmaya bayılan insanlardır. aldatma hissini severler, yuva yıkmaya bayılırlar. tabii ki ayartabildiği kişinin suçudur bu onun değil.