sevgiliye söylenen efsane laflar

william shakespeare ‘’bazen’’ şiirinde şöyle söylüyor
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın
uçar gider, koşsan da tutamazsın…
belki de bizi anımsatıyor bu mısralar, en çokta seni anımsatıyor olmalı. yaşamakta olduğun koca sevdayı anlamıyorsun belki de anlamamazlıktan geliyorsun. fakat unutmaman gereken nokta mısrada da olduğu gibi bu sevda uçar giderse koşsan da tutamazsın.
seni seviyor olmam hayatımdan çıkaramayacağım anlamına gelmiyor. kendimi değersiz hissettirdin, kendimi bırakıp sadece sana odaklanmama rağmen o kalbinin içerisine giremedim...
gerçi artık girmek te istemiyorum git kalbinde kim varsa onunla konuş..
son olarak necip fazıl ne güzel söylemiş:
“yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen, değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın.”

“şimdi bana 1-2 kişi var dedin diye kıskançlık krizine girip, n’olur barışalım diye yalvaracağımı mı sanıyorsun? böyle söyledin diye şimdi beni yaktın öyle mi? sen beni yakamazsın, ben ateşin kendisiyim. şimdi o 1-2 kişinin kollarına diktirip gidebilirsin.”

....im gülsün dünyam gülsün..

yıl dönümümüzdü..
she: hayatım bugünün anlamı ne söyle bakim
me: malazgirt sultan alparslan anadolu'nun kapısı türklere açıldı

ben sana gülüm demem gülün ömrü az olur.

ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm ben senin için sevişmeyi göze almışım.

sen en güzel şeyden biraz fazlasısın.

güneşte yandıktan sonra "canım kavrulmuş fıstık çekti" demiştim. geç düşmüştü.

sevgili değil de eski sevgilim başkasını sevdiği halde güya beni düşündüğü mutlu etmek istediği için 1 yıl sonra buluşmaya çağırıp ertesi gün bi naber dahi yazmamıştı tabi sonrasında öğrendim başka birini sevdiğini bana onu görünce mutlu olurum diye yanıma geldiğini düşünceli davranmaya çalıştığını söylemişti bende karşılığında düşünceli davranmaya çalışırken düşüncesizleşiyorsun demiştim efsane bi laf sayılır mı bilemedim.

gülüşünü öptüğüm demiştim .pek hoşuna gitmiş. sonra kendi de gitti zaten.

"alnından öptüğüm yerde 'ülkemsin’ diyeceğim."

sana kızmıyorum, ben seni sevdiğim için kendime kızıyorum. hayatındaki en büyük yanlışı beni aldatarak yaptın, oysa ben seni aldatmayı bırak sevmeye bile kıyamıyordum. şimdi bu vicdan azabıyla seni başbaşa bırakıyorum. sana en büyük bedduam şu, inşallah en güzel anlarında, en mutlu olduğun zamanlarda aklına ben gelirim, kalbin o vicdan azabıyla yanar tutuşur. seni kalbinden öpüyorum, çünkü kalbindeki en büyük acılardan bir tanesi olarak ben orada olacağım.

iskender tabağımda kalan son kokmasın..

kendini değil, beni arıyorsun. ancak aradığın ben, bende değil. en azından şu anlık.

u r the best f..ck the rest

"gülmek sana çok yakışıyor" dediğinde. "gözlerin gözlerime baktıkça güleceğim" demiştim lise 2 ye giderken sevgilime...

lavaşım

ve yeni bir meyhane keşfettim.
mezarlığın tam karşısında.
bir gün ararsan beni sevgili,
ya meyhanedeyim.
yada tam karşısında...

sevgili: ben kalkayım geç oldu.
ben: daha yeni oturmuştun.

(bkz: swh)

"suyu ısıt"
işten çıkarken eşini arayan eski berberim

"...gözleri dört defa yeşil kıvılcımlı majesteleri..." diye başlayan her cümle efsanevi bence.