sevmediğiniz bir yazarın sizi oylaması

nicki değil içeriği oyladığım için bazı yazarların başına gelen talihsizlikler silsilesi olarak düşünüyorum. oylama diyen dilekçe doldursun bakarız.

(bkz: allah başka dert vermesin)

insanı farklı duygulara sevkeder.
en sevimsiz gördüğüm yazara bile bildirimini görünce bir yumuşama geliyor ama oksijen beynime ulaştığı an geçiyor. şevkat ve şiddetin arasında kalıyorum oylama lan sen beni.

siz yazarları taniyor musunuz? tanımaktan kastım arkadaslik ilişkisi kurmadiklarim dışındakileri takmıyorum. ben şok*.

olabilir neden olmasın? doğru ve güzel bir tanım girdiyse diğer herkes gibi beğeniyi hak etmiştir. gerekirse favori de çakılır bir tane.

bu kadar da ciddiye almayın şu online platformları gözünü seveyim ya... *

şimdi olay şöyle gelişiyor; birisi sizin aleyhinizde bir şeyler yazmıştır ve bahse konu olan arkadaşın bu entryi beğendiğini görürsünüz. buraya kadar her şey gayet normal sıkıntı yok yani.
sonrasında bu yazar arkadaş profilinize girip enden boydan önüne ne geliyorsa seri bir şekilde oylama yapar. kendi kendinize bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dersiniz.

ama ben takıntılı olduğum için yapılanı unutmam.
o yüzden (bkz: sen beğenme ulan ayı)

yazarlar kim ki? isimlerine bile bakmıyorum. burada sıralama falan da varmış çok boş bir şey. birinin yazısını beğenirsem beğenirim.

"chocolatewithmilk"

engel listesine aldığımız yazarlar oylayamasın bizi. evet.

yani sevmediğim biri oldugu için begendiğim düşünce ve yazımı olmayacak mı bir insanın?
bu kadar mı astım kestim oynuyoruz ?
beğenirim beğenmem sonuç olarak umrunda olmaması lazım.
tartıştığım bir çok insan gelip aynı fikirde ya da benzer fikirde yazımı beğenip geçiyordur ne olabilir ki?
ben açıkçası entrylere önem veriyorum. begendikten sonra bakıyorum isme aa bu bana saydıran herif değil miydi aa bu ilgi arsızı hatun değil miydi? beğendim hehe güzel yazmış diyorum ya da bakıyorum çok beğeni var zaten emaaağn bunun daha da totosu kalkmasın geri çekiyorum diyorum.
bana ihtiyacı yok neticede..
beğenisi az olsaydı olurdu ama o ihtiyacı..
ah sizi popüler kitle.. hepiniz ruh hastasısınız hahayytt.

dükkana sevmediğin müşteri gelince ürün satmam diyor muyuz? tabi ki hayır.
öyleyse bırak kapı açık kalsın, belki sevdiğin bir tanıdık da girer.
belli olmaz.

sjw kafasında olan bir özgürlük düşmanının beni oylaması, şahsımı çok şaşırtırdı.

üzülürüm lan.
düşünsene beelzebub, ben birinin tanımını hoş bulduğum için oyluyorum ve o bundan rahatsız oluyor.
sal üzerine sineklerini! sevmemesi için bir nedeni olsun.*
sevmediğim yazar yok dönemsel olarak gıcık kaptığım yazarlar var.
o da geçiyor zamanla.
beni germeyen kimseyi germem. yanlış anlaşılmasın şimdi de.*

açıkçası bir iki "marka" var.. hani bi işkillenme, ne yazmışım lan alla alla durumları olmuyor desem yalan olur.. işte beyle..!

sevmediğim yazar tınne bilmukabele sevdiğim yazar dahi tınne, var idiler ama firak eylediler. yetim kaldım, şimdi lugat-i normalde yazar nick-i yeni sebepsizce.. (çok sıcak ölüyorum)

daha kötüsü her şeyiyle engellediğiniz yazarın sizi oylaması.
(bkz: yazılımda bir bug var)

okulda öğrendiği ideolojiyi yol edinenler objektif düşünemez. atgözlüğü takar, karşıt ideolojiyi düşman olarak algılar.
bunların sağ ya da sol'da durması rejim için pek fark etmez. rejim için önemli olan kişinin, rejimin kontrolunde olan bu yollardan birine inanıp bağlanmasıdır. sağcı, solcu, kemalist düşünen yazarlar yanlı düşünür ve ortak noktayı göremezler. tabiki bunların çoğunluğu ergendir. daha yeni mezun olmuş ve yeni atayist olmuştur. ergenler kendini ispat etmeyi severler; lakin yaş ilerledikçe gerçek sorunların ( iş, ekmek, aş, güvenlik, huzur, gelecek)çözümünün gerekliliğini gördükçe zıt fikirden insanlarla ortak noktayı bulacaklar. işte o zaman artı oyu verirler, zıt fikre.

örnek: husamettin kokareçsever abeemiz. kendisi sol görüşlü olduğu halde, ülke problemlerini çözme hususunde reel çözüm yolları üretirseniz hangi görüşten olursanız olun, muhakkak sizi oylayacaktır; ama bu tip kendini yetiştirmiş yazarların sayısı azdır. evet
.

bazen küfür anlamı taşır.

ya kim bu cins diye bakıp bakıp 'al a. k.' diye bir hışım basıyorsun sol mouse tuşuna. al al al alllll.

sısıısıss

hiç sevmediğim bir yazar yok ama anlayamadığım birkaç kişi var, onlar da beni oylamıyor zaten. bir de ben yazara göre entry oylamıyorum, entryde yazılan şeye göre oyluyorum. hoşuma gitmişse, katılıyorsam, yeni bir bakış açısı kazandırmışsa oyluyorum.

yazarları pek tanımadığım için sevmediğim biri henüz yok ancak olsaydı ve tanımlarımı oylasaydı benimle hemfikir olduğunu, tanımlarımda kendinden parçalar bulduğunu düşünürdüm. başka ne düşüneyim ki? genel olarak hayat böyledir zaten, sevdiğimiz insanlarla isteyerek vakit geçirsek bile yeri gelince sevmediklerimize maruz kalırız. önemli olan o profesyonelliğimizi koruyabilmektir fikrimce, burada da durum aynı.

beni izleyin canikolarım