1.
2 adet prodüktörden oluşan avustralya'lı elektronik müzik grubu.
2019 yazında falan tanışmıştım bu grupla. o dönemler deli gibi trap nation kovalıyordum. ''ulan bir tane bile şarkı düşürsek bizim için kafi'' kafasıyla. spotify falan elbette yok. yani ben hiçbir zaman bu topa girmedim. neyse heh, sonra sen gel bu kafiliğin slumberjack'e ulaş. bir bakıyorsun, trap nation'a yüklenmiş ''fracture' şarkılarıyla ile baş başasın. şarkıyı bir açıyorsun, şarkıda but tınıları falan var. ama şarkı dibine kadar edm/trap. ama öyle böyle değil yani. o dönem bu şarkının müptelası olup aşırı derecede dinlediğimden bir süre sonra slumberjack defterini kapatmıştım. taa ki 2021'in başlarına kadar...
2021'in başlarında ben biriyle tanıştım. işte instagram'a çok sevdiğim bir sanatçının çok sevdiğim bir şarkısını hikayemde paylaşmıştım. bilenler bilir, bizim ekosistemdeki sanatçıların dinleyici kitlesi çok sığdır. dolayısıyla adamın instagram hesabını da çok az kişi takip ediyor. o paylaştığım şarkıya bir de sanatçıyı etiketlemiştim. o da hemen görüp kendi hikayesinde tekrar paylaşmıştı. heh işte, bu bahsi geçen tanıştığım kişi de bu paylaştığım sanatçıyı takip ediyormuş. paylaştığımız story'i görmüş falan. sonra geldi hemen bana mesaj attı. ve dedi ki;
''ohaaa, bir türk!''
verdiği tepkiyi görebiliyor musunuz? tabi biz bu adamla inanılmaz muhabbetlere daldık. çünkü ben de en az onun kadar şaşırmıştım. hatta spotify nedir bana gösteren ilk insanlardan biridir o. bu olay 2021'de yaşanıyor bir de.
neyse olayın slumberjack kısmına geleyim. biz bununla her hafta cumartesi spotify'da session yapıyorduk. bu arada halen daha spotify'ı onun aile üyeliği sayesinde kullanıyorum. çok teşekkür ederim bu konuda. spotify'da ''session'' diye bir olay vardı. hala var, ama şuanki adı ''jam olarak değiştirildi. işte biz bu özelliği kullanarak cumartesi gecesi aynı ekosistemde, ama dinlediğimiz farklı şarkılarla birbirimize şarkı keşfettiriyorduk. sayesinde çok şarkı keşfettim. işte sıra bana geldi. benim açtığım şarkı ise ''fracture'' oldu.
ben bu şarkıyı çocuğa dinletmeye başladığımda, çocuğun verdi tepki;
''ohaaa kanka, ohaaa kanka!! böyle bir drop olamaz lan! bu neymiş böyle beeğ?''
falan filan derken slumberjack'i çocuğa keşfettirdim. sonra ben de dedim ki; ''lan bu adamlarda ne var da bu kadar müptelası olundu?'' diye. sonra slumberjack'i bir güzel stalkladım. ama öyle bir stalk değil. ben de adamların bildiğin müptelası olmuştum. fracture zaten benim keşfimdi. ama o şarkının bulunduğu albüm o kadar kaliteliydi ki, ''lan ben bu herifleri nasıl bu zamana kadar adam akıllı keşfedememişim'' diye yoğun bir isyanlarda bulunmuştum.
adamlar efsaneler efsanesi. her şeyden önce tarzları çok çok farklı. ve bunu binlerce trap nation şarkısı arasında farkedebiliyorsunuz. kullandıkları vokaller, enstrumanlar, synth'ler, hat'ler, alçalışlar, yükselişler, çıkışlar, aralara sokulan doğaüstü droplar... yani say say bitmez. elbette but tınıları bu adamların müzikal simgesi gibi bir şey olmuş. neredeyse her şarkılarında var. hem böyle kompleks bir elektronik müzik üretip, hem de nasıl bu kadar geleneksel tınılar kullanabiliyorlar anlayabilmiş değilim.
prodüktörlerinden birisi çekik gözlü. hangi ülkeden geldiğine dair en ufak bir fikrim yok. tek bildiğim, bu adamların efsane bir elektronik müzik grubu oluşu. ''fracture'' albümleri başta olmak üzere, ''poison'' şarkısı ve belli başlı remiksleriyle ekosistemimde taht kurmuş durumdalar şuan. bu adamların ''flume'' ile projelerini de görmek isterim. çünkü bizim ekosistemimizde avustralya'dan çıkan tek sanatçılar flume ve slumberjack.
en önemlisi bu adamların konserlerinin acayip bir atmosferi var. şu manzarayı gördükten sonra ''bu adamlar nasıl türkiye'de konser vermez lan! biz bu zevkten nasıl mahrum kalabiliriz? gibi isyanlarda bulunabiliyoruz.
ama biliyoruz ki, bu ekosistemdeki hiçbir sanatçı maalesef türkiye'de konser vermeyecek. çünkü türkiye'de neredeyse yok gibi bir şeyler ya. benim gibi 3-5 kişi dinlerse dinler anca.
ha bir de;
istanbul manzaralarının görüntüleri eşliğinde şu şarkı için bir lyrics video yapma hayalim var. 2021'in sonlarına doğru bu şarkıyı keşfettiğimden beri bunu hayal ediyorum. bu sene mutlaka ve mutlaka yapacağım, çünkü istanbul'a gideceğim.
herrrneyse. dinleyin, dinlettirin bu adamları. halen daha keşfetmediyseniz çakralarınızı açın ve bu adamların keşfedilmesini sağlayın.
dipnot: şöyle prestijli bir grubun nasıl olur da mahlası ayakkabı markası olur? bence bizim ekosistemimizin en büyük problemi bu. biraz özgün isimler bulun lan! yine de efsanedir tabi slumberjack.
2019 yazında falan tanışmıştım bu grupla. o dönemler deli gibi trap nation kovalıyordum. ''ulan bir tane bile şarkı düşürsek bizim için kafi'' kafasıyla. spotify falan elbette yok. yani ben hiçbir zaman bu topa girmedim. neyse heh, sonra sen gel bu kafiliğin slumberjack'e ulaş. bir bakıyorsun, trap nation'a yüklenmiş ''fracture' şarkılarıyla ile baş başasın. şarkıyı bir açıyorsun, şarkıda but tınıları falan var. ama şarkı dibine kadar edm/trap. ama öyle böyle değil yani. o dönem bu şarkının müptelası olup aşırı derecede dinlediğimden bir süre sonra slumberjack defterini kapatmıştım. taa ki 2021'in başlarına kadar...
2021'in başlarında ben biriyle tanıştım. işte instagram'a çok sevdiğim bir sanatçının çok sevdiğim bir şarkısını hikayemde paylaşmıştım. bilenler bilir, bizim ekosistemdeki sanatçıların dinleyici kitlesi çok sığdır. dolayısıyla adamın instagram hesabını da çok az kişi takip ediyor. o paylaştığım şarkıya bir de sanatçıyı etiketlemiştim. o da hemen görüp kendi hikayesinde tekrar paylaşmıştı. heh işte, bu bahsi geçen tanıştığım kişi de bu paylaştığım sanatçıyı takip ediyormuş. paylaştığımız story'i görmüş falan. sonra geldi hemen bana mesaj attı. ve dedi ki;
''ohaaa, bir türk!''
verdiği tepkiyi görebiliyor musunuz? tabi biz bu adamla inanılmaz muhabbetlere daldık. çünkü ben de en az onun kadar şaşırmıştım. hatta spotify nedir bana gösteren ilk insanlardan biridir o. bu olay 2021'de yaşanıyor bir de.
neyse olayın slumberjack kısmına geleyim. biz bununla her hafta cumartesi spotify'da session yapıyorduk. bu arada halen daha spotify'ı onun aile üyeliği sayesinde kullanıyorum. çok teşekkür ederim bu konuda. spotify'da ''session'' diye bir olay vardı. hala var, ama şuanki adı ''jam olarak değiştirildi. işte biz bu özelliği kullanarak cumartesi gecesi aynı ekosistemde, ama dinlediğimiz farklı şarkılarla birbirimize şarkı keşfettiriyorduk. sayesinde çok şarkı keşfettim. işte sıra bana geldi. benim açtığım şarkı ise ''fracture'' oldu.
ben bu şarkıyı çocuğa dinletmeye başladığımda, çocuğun verdi tepki;
''ohaaa kanka, ohaaa kanka!! böyle bir drop olamaz lan! bu neymiş böyle beeğ?''
falan filan derken slumberjack'i çocuğa keşfettirdim. sonra ben de dedim ki; ''lan bu adamlarda ne var da bu kadar müptelası olundu?'' diye. sonra slumberjack'i bir güzel stalkladım. ama öyle bir stalk değil. ben de adamların bildiğin müptelası olmuştum. fracture zaten benim keşfimdi. ama o şarkının bulunduğu albüm o kadar kaliteliydi ki, ''lan ben bu herifleri nasıl bu zamana kadar adam akıllı keşfedememişim'' diye yoğun bir isyanlarda bulunmuştum.
adamlar efsaneler efsanesi. her şeyden önce tarzları çok çok farklı. ve bunu binlerce trap nation şarkısı arasında farkedebiliyorsunuz. kullandıkları vokaller, enstrumanlar, synth'ler, hat'ler, alçalışlar, yükselişler, çıkışlar, aralara sokulan doğaüstü droplar... yani say say bitmez. elbette but tınıları bu adamların müzikal simgesi gibi bir şey olmuş. neredeyse her şarkılarında var. hem böyle kompleks bir elektronik müzik üretip, hem de nasıl bu kadar geleneksel tınılar kullanabiliyorlar anlayabilmiş değilim.
prodüktörlerinden birisi çekik gözlü. hangi ülkeden geldiğine dair en ufak bir fikrim yok. tek bildiğim, bu adamların efsane bir elektronik müzik grubu oluşu. ''fracture'' albümleri başta olmak üzere, ''poison'' şarkısı ve belli başlı remiksleriyle ekosistemimde taht kurmuş durumdalar şuan. bu adamların ''flume'' ile projelerini de görmek isterim. çünkü bizim ekosistemimizde avustralya'dan çıkan tek sanatçılar flume ve slumberjack.
en önemlisi bu adamların konserlerinin acayip bir atmosferi var. şu manzarayı gördükten sonra ''bu adamlar nasıl türkiye'de konser vermez lan! biz bu zevkten nasıl mahrum kalabiliriz? gibi isyanlarda bulunabiliyoruz.
ama biliyoruz ki, bu ekosistemdeki hiçbir sanatçı maalesef türkiye'de konser vermeyecek. çünkü türkiye'de neredeyse yok gibi bir şeyler ya. benim gibi 3-5 kişi dinlerse dinler anca.
ha bir de;
istanbul manzaralarının görüntüleri eşliğinde şu şarkı için bir lyrics video yapma hayalim var. 2021'in sonlarına doğru bu şarkıyı keşfettiğimden beri bunu hayal ediyorum. bu sene mutlaka ve mutlaka yapacağım, çünkü istanbul'a gideceğim.
herrrneyse. dinleyin, dinlettirin bu adamları. halen daha keşfetmediyseniz çakralarınızı açın ve bu adamların keşfedilmesini sağlayın.
dipnot: şöyle prestijli bir grubun nasıl olur da mahlası ayakkabı markası olur? bence bizim ekosistemimizin en büyük problemi bu. biraz özgün isimler bulun lan! yine de efsanedir tabi slumberjack.
devamını gör...