nivna yazar profili

nivna kapak fotoğrafı
nivna profil fotoğrafı
rozet
karma: 7559 tanım: 547 başlık: 69 takipçi: 57
sinema sanatı içinde boğulmuş biri.

son tanımları


inna

yıllar sonra just dance #dqh1/2 albümleriyle beni kendine tekrar hayran etmeyi başaran, romanya'lı bir kraliçe.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
inna'yı kendimi bildim bileli bilirim. hot şarkısından tutun, caliente'lere. in your eyes'tan tutun, ruleta'lara kadar geniş bir yelpazesi var benim kütüphanemde. ancak, son 1 aydır just dance albümünün müptelası oldum ve şunu demeliyim ki, bünyesinde bulunan şarkılar bambaşka bir dünya gerçekten. ilk başta tek bir şarkısını keşfettim, sonra dikkatimi çok çekti ve tüm albümü süzgecimden geçirmeye karar verdim. asla ve asla pişman değilim. ayrıca albüm isminin hakkını gerçekten veriyor. hem dans ettiriyor, hem de dinleyiciye edm'i dibine kadar hissettiriyor. şunu da söylemeden edemem, bu kadın resmen elektronik müzik için doğmuş. zaten gerek geçmişteki, gerek de şuan çıkarttığı şarkılar elektronikti, fakat just dance albümüyle bu oran arşa çıkmış resmen. zannediyorum ki bu albüm özel olduğu için #dqh1-2 gibi özel kodlar mevcut.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu kraliçenin zaten muazzam bir ses rengi var. bundan pek bahsetmeme gerek yok sanırım. yıllar sonra inna'ya bu denli hayranlık duyacağımı aklımın ucundan geçirmezdim. romanya müziklerini çok severim. thrace music kanalını yalayıp yutarım. ama inna bunlardan farklı oldu her daim. inanılmaz bir diskografisi var ve en popüler romanya'lı sanatçı olmasına rağmen müzik sanatını muazzam seviyede icra etmeye devam ediyor. ne diyeyim, yolu açık olsun. just dance #dqh3 albümünü sabırsızlıkla beklemekteyim. umarım böyle bir projesi vardır.

een favorilerim; (#dqh2 dahil)

devamını gör...

windows store

gereksiz.

benim gibi 15 yıl küsürdür windows kullanan biri gidip de acizce windows store'dan app indirmez. kullanacağı her app'i gider, programın resmi sitesinden "setup.exe" şeklinde indirir, ve bunu "next next finish" prensibiyle kurar. windows 10 ltsc 2021 kullanan birisi olarak, üzgünüm ama ömrüm boyunca hiç bir zaman windows store'da ihtiyaç duymadım.

yine de başarılar dilerim sana kardeşim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

samsung galaxy a26

annemin kullandığı telefon.

gerek malzeme kalitesiyle, gerek de ekranıyla son derece tatmin edici bir cihaz. özellikle tasarım kalitesine hayran kaldım. uzun zaman sonra samsung galaxy alpha haricinde çok iyi bir malzeme işçiliği gördüm samsung da. şirket telefonumuz var s22 ultra, amiral gemisi klasmanında. yemin ediyorum şu telefonun sahip olduğu malzeme kalitesine sahip değil. s22 ultra ele, avuca, cebe gelmiyor. aşırı kaba. amiral gemisi olmasına rağmen sanki takozumsu bir hissiyat veriyor. ama a26 öyle değil. elinize kılıfsız alınca hayranlık besliyorsunuz.

kamerası, otu, boku bilmemneyi pek önemli değil artık bu devirde. en tırt telefon bile iyi ışık koşullarında güzel sonuçlar veriyor. o sebeple bu telefonu kamerasından vs. vurmaya çalışmayın. zatem kameranın mantığını iyi bilen birisi, asla ve asla "pahalı" kameraların "olağanüstü" iş yapamayacağını bilir. ya elbette yapar da, çekim yapılan ortamda ışığın daha çok önemli olduğunu vurgulamaya çalışıyorum. 1000w halojen projektör eşliğinde vivo v29 lite 5g'nin kamerasıyla kısa film çekmiş biri olarak söylüyorum bunu. profesyonel bir fotoğrafçı falan değilseniz, piyasada gördüğünüz her telefon güçlü ışık koşullarında oldukça iyi sonuçlar verecektir. o sebeple, kamera müptelaları, sizleri şöyle bi kenara alalım.

performansı falan zaten geçtik. telefon 120hz'de takılmadan, kasmadan, oldukça akıcı deneyimler sunuyor. eğer huawei müptelası olmasaydım, kesinlikle bu telefonu tercih ederdim. telefonda birinci önceliğim alo demek. onu da zaten çok rahat karşılayacaktır.
devamını gör...

sony playstation 3

2006 yılında çıkmasına rağmen, hdm-i teknolojisine sahip olup 1080p 60hz görüntü vermeyi becerebilen, bugün en dev ekranlı tv'lerde bile cam gibi görüntüler sunabilen, zamanının çok çok ötesinde bir konsol gerçekten.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
türkiye'de aşırı sattığı için türkçe dublajlı oyunlar da bulabilmek mümkün. bunu bir kenara bırakalım, abi konsol gerçekten zamanının çok çok ötesinde. 2006 yılında 4:3 480p ekranlar ve cihazlar piyasayı domine ederken, sony geleceğe yatırım yaparak 1080p desteği sunmuş resmen konsola. ha gerçi bünyesindeki oyunlar grafik motorlarının geliştirildiği yıla yenik düştüğü için elbette konsolun tam potansiyelini kullanamıyor, ama cihaz gerçekten çok ileri kafalı geliştirilmiş bir cihaz.

ben ps2 hastasıyım. ama ps3'ün bu denli modern yaklaşımına hayranlık duyuyorum. makinem hen ile kırık vaziyette şuan. gran turismo 6 ile gerçek yarış deneyimi yaşamak istiyorum bu gece. 2022'den beri kanepe altında yatan konsolu sırf bu sebeple tekrardan kurdum. taş gibi de çalışıyor. hiç bir şekilde de zamanına yenik hissettirmiyor.
devamını gör...

binbir gece (dizi)

diziyi hayatımda bir kere bile izlememe rağmen, müziklerine kesinlikle benim de tav olduğum eski tv dizilerinden biri.

öyle bir dizi müziği yapacaksın ki, buna maruz kalanın diziyi izlemeye bile ihtiyaç duymayacak. hatta yetmeyecek, sırf bu muazzam müzikler için diziyi izlemeye başlayacak.

kıraç, nevzat yılmaz gibi isimlerin, meypom plak şirketi çatısı altında toplanıp da bir zamanlar yarattıkları şaheserlerdir bunlar. özellikle kıraç keşke dizi müziği yapmayı bırakmasaydı. zira son zamanlarda dizi künyelerinde hep aynı isimleri görmeye başladım. şu adamlar dizi sektörüne geri girse de, müzisyenler arasında da rekabet alevlense.

neyse, şuraya muazzam 2 örnek bırakıyorum.


devamını gör...

bulgur pilavının yanına iyi gidecek yiyecekler

yoğurt.
devamını gör...

anneyle babanın ayrılığını sorgulamak

yıllar sonra ilk defa yaptığım sorgulama çeşidi. hem de neredeyse 26 yaşına girecek olan, kazık kadar bir herif olarak.

karakterim gereği, hiçbir zaman anneme veya babama "derhal birleşmelisiniz!, hiç kimseyle evlenemezsiniz!" tarzı hitaplarda bulunmadım. tam aksine, "nasıl uygun gördüyseniz öyle devam edin" dedim her zaman. yaptığım doğru muydu? evet. ama bazı handikaplar mevcut, ve bu handikaplar mental buhranlıklar doğuruyor. bunu ise 26 yaşına girecek olan ben'in, iş işten geçtikten sonra sorgulamış olması oldukça trajik.

annemle babam ayrıldıklarında ben sadece 12 yaşındaydım. bu kadar küçük yaşta olmama rağmen doğru dürüst üzüldüm mü onu bile hatırlamıyorum. ancak benim için oldukça yorucu olduğu kesindi. kardeşim 9 yaşındaydı, pek aklı ermiyordu. benim de ona göreydi, ama o yükü bir şekilde hissediyordum. peki nasıl bir yüktü bu? elbette kendini sürekli sağda solda bulmak. bayramlarda, seyranlarda, cenazelerde, kutlamalarda, otlarda, boklarda işte her neyse. nereye ne amaçla giderseniz gidin mutlaka bir kutuplaşma vardı. anne tarafı bambaşka bir dünya, baba tarafı ise bambaşka bir dünya. sürekli oradan oraya savrulmak veya "anne, baba" arasında sürekli seçim yapmaya tabi tutulmak insanı inanılmaz yoruyordu.

tabi bu durumla birlikte bireyin anne veya baba sevgisi de bir o kadar kutuplaşıyor. annende kaldığın zaman babanı özlüyordun, babanda kaldığın zaman da anneni. herhangi bir tarafta uzun süre kalmak, bir süre sonra herhangi bir tarafa sevginin azalması gerçeğini de beraberinde getiriyor. şansıma ne annem, ne de babam kısıtlayıcı değildi de, iyi ki durumdan mahrum bırakılmışım diyorum. tüm bu geçen yıllara rağmen her ikisini de eşit seviyorum diyebilirim.

ancak ancak bu durumun ardında çok daha ciddi sıkıntılar var. o da sağlık. babamın 2 kalp damarı tıkandığı, kalp krizi geçirmesine ramak kala hastaneye yetiştirildiği ve apar topar anjiyoya alındığı bir durumdan bahsediyorum. bu olayı tam tamına dün yaşadım. neyse ki şuan çok iyi durumda. iyi ki. peki anne tarafımda ne değişti? o da 2023 yılının sonlarında meme kanseri geçirdi. hislerimde ne değişti? ne değişmiş olabilir ki? elbette hiçbir şey. her ikisinde de koskoca bir üzüntü, ve beraberinde geldiği kaybetme korkuları... sonuç tam olarak bu. şimdi ben bu 2 insanı neden aynı çatı altında, aynı sağlık durumuyla, aynı mutluluk seviyesiyle görmek istemeyeyim ki? ben hayattan çok mu şey istiyorum, yoksa hayat bana bu kadar basit bir isteği vaadedemeyecek kadar mı mi bu kadar cimri?

işin daha da ilginç tarafı, ben bu hislere 26 yaşıma girmeye ramak kala an itibariyle girmiş bulunmaktayım. sorguluyorum, sorguluyorum ama sonuç yine bu. evim ayrı. evet, ayrı. ayrı yaşıyorum. neden yaşamayayım ki her birimiz bu kadar kutuplaşmışken? peki ben şuan neredeyim? babamın yanında. akşam itibariyle nerede olacağım? babama neredeyse cehenmem kadar mesafede olan evime. annem desen yine şehrin öteki tarafında. bu psikolojik buhranın ne kadar da ağır olduğunun farkına vardım.

ayrılıkların her türlüsü kötüdür. tat kaçıran bir şey olmuştur, ayrılırsınız. ölümler olur, ayrılırsınız. aldatırsınız, aldatılırsınız, ayrılırsınız. ayrılın, ne bok yerseniz yiyin ama lütfen çocuk yapmayın. zira o çocuk, 26 yaşına gelince de bu buhranları hissetmeye devam edecek.

ha şunu da söyleyeyim, bugün eğer annem ve babam evli olsalardı, çıktığım ayrı evi kapatıp ailemin evine yerleşmeyenin de ta a*****. bu kadar diyorum. zira beni ayrı eve çıkmaya en çok sevkeden şey de ailemle bir arada değil de, sadece ailemin tek bir bireyiyle çatışma ve fikir ayrılıkları eşliğinde "mutsuz bir hayat sürmek" oldu.

neyse, neyseeeğ. aile kavramı aslında benim için sandığımdan daha fazla önemliymiş. bugün bunu çok daha iyi anlıyorum.
devamını gör...

usta dönerci

geçenlerde canım aşırı tavuk dürüm çekti, işten çıkmıştım. özdilek'e de yakınım, dedim buradan bi dürüm yiyeyim... yemez olaydım.

tadı zaten kötüydü. hardal ve sarımsaklı mayonez karışımı yoğun bir sosu vardı. dürümün de yarısı boştu. neyse bunlar bir kenara, abi ben bu dürümü yedikten sonraki gece bir ishal oldum, ama bir ishal oldum... ishal zaten cepte, muhtemelen zehirlendim de. o gece bir ateş, bir halsizlik. bu gecenin gündüzü de akşama kadar aynı şekilde. yani abi anlamıyorum, siz bu tavukları nereden bulup da bize yediriyorsunuz? ya da yediğimiz şey tavuk değil, başka bir şey mi? muhtemelen başka bir şey olacak ki, bu iğrençliği az önce tariflediğim sosla bastırmaya çalışmışlar.

bir daha usta dönerci mi? tövbe.
devamını gör...

damla su

hayatımda içtiğim en iğrenç tada sahip su.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
hadi buraya kadar tamam. tadının iğrenç olduğu tek su, damla su değil, ama bu suya kim, neden, ne şekilde, ne hakla, hangi zekayla üstün lezzet ödülü verdi? bildiğin çeşme suyu lan bu. geçen işteydim ve aşırı susamıştım. bulduğum ilk markete girdim, o da sadece damla su satıyormuş. mecburen aldım, almaz olaymışım.

tadı o kadar kötü ki, soğuk içilse bile kurtaramıyor. zannediyorum şebeke suyu kavramını birebir taşıyan su, damla su. muhtemelen bu ödülü de the coca cola company bünyesinde bulunduğu için alabilmiştir. yoksa mümkünatı yok yani. almayın, içmeyin, vücudunuza yazık etmeyin.
devamını gör...

müzisyenlerin acı hissetmediği gerçeği

acı hissetmiyor, çünkü müzik üretmek çok eğlenceli bir şey.

zaten eğlenceli olmasaydı, asla ve asla 2 dakikalık bir şarkı/beat için 36 veya 52 saat gibi uçuk saatler harcanılamazdı. işin zevki burada. müzisyen notalara basar, kulağına güzel gelir ve onu mix/mastering'den geçirerek gerçek bir şarkı haline getirir. işin duygusunu hissetmek de dinleyicilere kalır.

müziğin büyüsü de burada ortaya çıkar zaten. aktif bir dinleyici olabilirseniz ve hayatınızda 1 kere de olsa müzik üretebildiyseniz, bu detayları çok net farkedebilirsiniz.
devamını gör...

samsung

eylül ayı bitmesine rağmen, temmuz güvenlik güncellemesini ıkına ıkına daha yeni verebilmiş teknoloji devi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
"7 yıl güncelleme verecem ben ehehe" diye övünen samsung, neredeyse 3 ay boyunca güvenlik güncellemesi veremiyor. huawei ambargolu olmasına rağmen, her ne olursa olsun her ay mutlaka o güncellemeyi yayınlar. onunla kıyaslandığında kesinlikle güncelleme performansı rezalet.

ayrıca bu one ui 7.0 denen arayüz iğrenç olmuş. özellikle bildirim paneli aynı, "kimin eli cebinde, "kimin eli s**inde belli değil" tadında olmuş. karman çorman bir şey olmuş, ve kattiyen özelleştirilmiyor. yok smart things, yok smartview, yok baban... tek isteğim şu gereksiz şeyleri bildirim panelinden defetmek. ama bir türlü izin vermiyor. verse bile muhtemelen çok çetrefilli bir iştir, uğraşmaya, kaybedecek zamana değmez.

bu samsung cıvıttı iyice. samsung galaxy alpha harici bu markaya hiç bir saygınlık beslememekteyim. tableti olduğu için kullanıyoruz işte bir şekilde. ha tasarım ve malzeme kalitesi konusunda hala iyidir ona bir şey diyemem ama, yok yani. işin teorisinde kesinlikle sınıfta kalıyor. 2-3 ayda zor güvenlik güncellemesi veren markadan da kattiyen 7 yıl güncelleme verebilmesini beklemeyin. özellikle orta sınıf model kullananlar asla beklemesin. daha çok beklersiniz yani, öyle diyeyim.
devamını gör...

içmedeyiz normal sözlük

yoğun tempolu bir haftadan sonra hak ettik. ama kırmızı tuborg değilse ağzınıza biber sürerim!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

izmir'de eski sevgilisi tarafından öldürülen kadın

elimden geldiğince bu tarz başlıklara yazmamaya çalışıyorum kalitemi düşırmemek için, ama bu sefer sabrım taştı.

görüntüler çok ama çok kötü. en son oğuz erge cinayetinde bu denli sinirlenmiştim. bu da 2 oluyor.

bu tarz duygulara sahip olan, ya da ne bileyim bu şekilde cinayet işleme meyilinde olan bir erkeğe bir erkek olarak şunu sormak istiyorum;

bu kadın ölmeyi hakedecek kadar ne yapmış olabilir? abi allah aşkına bi kendinize gelin artık. oğlum şaka mı bu ya? lan anasını satayım sizin hiç işiniz gücünüz yok mu da, tek derdiniz "bir insanın canına kıymak" olabiliyor? sizin bir hayatınız yok. siz sadece çaresiz bir am kovalamacasısınız. bu hayattaki tek gayeniz bu sizin. takıntılı, aptal, beyinsiz o**spu çocukları.
devamını gör...

zerrin özer

dünya tatlısı şarkısı eşliğinde, babam sayesinde keşfetiğim gerçek yetenek.

bu kadın gerçekten türk müzik endüstrisinin en büyük yeteneklerinden biri. ayrıca inanılmaz bir ses rengi mevcut. selda bağcan falan halt etmiş yanında.

babam bu tarz eski şarkılara bayılır. sanırım eski zamanlara duyulan şehvetlerden dolayı. neyse şehvet mehvet çok önemli değil, önemli olan bu kadının ''gerçek'' bir müzik sanatçısı olduğu. işin en trajik tarafı, 2019'dan beri müzikle uğraşan biri olarak, böyle bir yeteneği 2021 sonlarında keşfetmem, benim için oldukça büyük bir ayıp.

benim şahsi müzik tarzım çok farklıdır. ama babamın dinlediği, ve bana keşfettirdiği şarkılar bu zamana kadar beni hiçbir zaman üzmedi. ayrıca bu kadının şarkılarıyla duyguya giren dinleyici, ''gerçek'' bir müzik dinleyicisidir.
devamını gör...

cosmic

bir jordan schor şarkısıdır.

müzikal bir bütün olarak inanılmaz kaliteli bir parçadır. ancak ve ancak, şu vokali okuyan dandirik sanatçımsı tüm şarkının vibe'ına sıçıyor. jordan schor çok yetenekli bir müzisyen. elektro gitarı var ve kendine has besteler yapıyor. ammavelakin ''nathan brumley'' denen lavuk vokal konusunda o kadar yeteneksiz ki, şarkının sahip olduğu tüm sanatsal öğeler ciddiyetini kaybediyor.

şarkıda inanılmaz elektro gitar, klasik gitar ve piyano tınıları bulunmasına rağmen, bu nathan denen abimizde tek bir armoni dahi yok. ciddi söylüyorum, adam hayatımda dinlediğim en boktan vokalist olabilir. jordan schor gibi bir müzik abidesi, nasıl olur da böyle kaliteli bir şarkıda, böyle dandik bir vokaliste yer verir aklım almıyor. şarkı bir süre sonra zaten vokali ciddiye bile almıyor. hardcore elektro gitarla resmen ''future bass'' eşliğinde show yapıyor. elektro gitar eşliğinde 2. drop esasıyla devam eden inanılmaz şarkı, yerini bir süre sonra daha softi daha sakin bir yere evrilip, yerini klasik gitar ve piyano tınılarına bırakıyor. ve bunu öyle başarılı yapıyor ki, skullcandy crusher evo ile büyülenmemeniz mümkün değil. (2:09(
devamını gör...

popüler olmayan sözlük yazarlarının yazma amacı

kalemimi sınamak kadar keyif veren başka hiç bir şey yok.

evet üzülerek söylüyorum, ''birçoğunuz kalem fakirisiniz.''!
devamını gör...

aleyna tilki

gereksiz yere linçlenip gömülen sanatçıdır yıllarca.

şu kadındaki ses, müzikal potansiyel ve beste kalitesi bugün hiç bir sanatçıda yok. hatta sanaçtı değil, piyasacı diyeyim ben bunlara. çünkü zamanında ''gerçek'' yeteneklere, sırf ''yaşı küçük'' olduğu için bok atan iki yüzlü kitlenin dinlediği piyasacılar, ve onun sıçmıkları şarkımsılardır bunlar.

bir yerlerden çalıp çırpmadan sadece kendi çizgisinde ilerleyen bir sanatçı oldu her zaman aleyna. her seslendirdiği şarkıda da harikalar yarattı. hala da yaratmaya devam ediyor uzay şarkısıyla. tamam çok popüler, beni oldukça rahatsız ediyor bu durum. ama abi, kulak var, nizam var. çıkarttığı hemen hemen her şarkının müzikal bir değeri var. dinlediğiniz zaman, ''aha bu gerçek müzik'' diyebiliyorsunuz ister istemez, eğer müzikten bir kibrit çöpü kadar dahi anlıyorsanız.

hiç bir zaman aleyna'ya bok atmadım ben. yıllar önce de, şu an da. çünkü niye yapayım? cevapsız çınlama'yı bok ata ata dinlediniz yıllarca, dinledik saatlerce. ne diyeyim, umarım bu bok atan kitle şimdi kendilerinden utanıyordur. ki utanıyorlar muhtemelen. çünkü yıl olmuş 2026, aleyna'nın her şarkısının altına övgü dolu yorumlar falan... kardeşim siz iyi misiniz ya? bir zamanlar yok yaşı küçük, yok egolu, yok bilmemney diyerek sürekli bok atıyordunuz kadına. şimdi ne değişti andavallar? ayrıca banane egosundan falan ya? müzikleri kaliteli mi? evet. bitmiştir olay. karakteri beni zerre ilgilendirmiyor bu senaryoda. ayrıca zaten o ego muhabbetleri kızın 16 yaşlarında olduğu zamanlardaydı. kazık kadar insanlar tarafından sırf bu sebeple bir ton topa tutuldu.

neyse efendim aleyna'nın kalitesi bununla yetmedi, bu kadın dünya çapında da bazı sanatçılar, gruplar ve prodüktürlerle çalıştı. misal dillon francis. bu herifi dj snake ile hatırlarsınız, ama kimse gelip de aleyna ile çıkarttığı your love şarkısıyla hatırlamaz. çünkü gerçek kalite oradadır, ve şarkıyı aleyna seslendirmiştir. daha da mı yetmedi? jubel grubunu verelim sizlere. isveç'li no-name olan bu grubu türkiye'ye kazandıran bir sanatçıdır aleyna, ve ''gerçek müzik''ten anladığı için de diskografisinde mutlaka no-name sanatçıyla beraber yaptığı şarkıları da bulundurur. ve jubel grubu müzikal olarak o kadar kalitelidir ki, türkiye'de milyarlık kitleye sahip olan aleyna ile bir single'ları vardır, ve bu şarkının klibi de istanbul'da çekilmiştir. (bkz: diamonds) ama rihanna olmayanından. bir kere de popüler olmayan bir diamonds dinleyiverin, ne olacak? ayrıca bu şarkılar tamamen ingilizce. %500 türk olan bir kadının, ve anadili %1000 türkçe olan bir kadının seslendirdiği ingilizce şarkılar...

aynı zamanda son zamanlarda ilk başta single olarak çıkan, sonradan albüme eklenen uzay şarkısına da kısaca değinmek isterim. aynı jubel esintileri bu şarkıda da devam ediyor. bu kadın bu tarzı seviyor olacak ki, 90's elektro gitar esintilerinden oluşan şarkıları bünyesinde barındırıyor. jubel 1, moro la flor iki. hatta uzay şarkısı o kadar ilgi görmemiştir ki, ekşi'de şöyle bir başlığı dahi açılmış;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bir de gelmiş ''benim acemilik eselerime benzemiş'' demiş tırtık andaval. halbuki bilmiyor ki müzik denilen şey müzik teorisine göre icra edildiği sürece, ne olursa olsun ''gerçek müzik'' olduğunu... kendi zevkine uymadığı için sallamış da sallamış işte. arkadaşım sizin tarzınız yok ya. bu var bak uzi, ati242, label si 5 falan dinliyordur. uzay şarkısı zaten size gitmez anam.

ayrıca ve ayrıca, bu benim masalım şarkısında, sırf yalın yılın cornetto reklam yüzü olmadı diye gereksiz bir linç söz konusu. saçma sapan linçleyeceğinize gerçek müzik dinleyin biraz. cornetto bile anlamış aleyna'nın gerçek bir sanatçı olduğunu ki, reklamlarında yer vermiş.


neyse çok konuştum, böyle devasa bir kitleye rağmen aleyna'yı asla ezdirmem.
devamını gör...

gönül dağı (dizi)

bu kadar reytingi hakettiğini düşünmediğim trt 1 dizisi.

her hafta, her kategoride 1. sırada. sezonlardır da devam ediyor. piyasada da rekabet falan bırakmıyor. ne var bu dizide bu kadar? konusu ilgi çekici diyeceğim, e o da değil abi. buna gelene kadar öyle kaliteli diziler çıktı ve reyting yüzünden hiç oldu ki... istesem de gönül dağı'na ''başarılı' diyemiyorum.

diziye kötü veya iyi demiyorum, çünkü izlemedim yanlış anlaşılmasın. sadece tek diyeceğim, konusu itibariyle böyle bir reytingi asla haketmiyor. buınu diyebilmem için de diziyi izlememe gerek yok. sezonlardır devam etmesi de sektördeki rekabete haksız olarak yansıyor. böyle giderse 2. arka sokaklar vakası yaşanabilir. demedi demeyin.
devamını gör...

teknolojik cihaz satın alma bağımlılığı

son 1 yıldır bende de varolduğunu düşündüğüm bağımlılık.

son 1 yıldır aldığım hiçbir telefonu 1 yıl boyunca kulanmadım. ya 3 ay, ya 5 ay, maksimum 10 ay falan. gücüm yettiğince 1 yıl içerisinde en kötü 3 telefon kullanıp bıraktım. 1 yıl içerisinde 3 telefona sahip olmak çok kötü bir şey, çünkü çorap değiştirir gibi telefondan her sıkıldığınızda sürekli sahip olduğunuz telefonlar arasında geçiş yapıpduruyorsunuz. bir süre sonra bu da sıkıyor, ve sizi yeni bir telefon almaya zorluyor. benim de yaşadığım tam olarak bu işte.

2025 yılı içerisinde aldığım ilk telefon vivo v29 lite 5g iken, son aldığım telefon ise huawei nova 12 se oldu. ilk ve son diyorum, çünkü bu süre içerisinde ara ara satın aldığım modeller de oldu. realme 12+ gibi. ya dasamsung galaxy a24 gibi.

hep telefonlardan bahsettik, ama bu yıl içerisinde 2 adet tablet de satın aldım ben. ve aynı şey tabletler için de geçerli. hatta bilgisayarda fazla zaman geçirsem, belki bilgisayarda da bu bağımlılık devam edecek. yani lafı şuraya getiriyorum, ben bir tüketim çılgını olmuşum sanırım. teknolojiyi severim, yakından takip ederim. ama bu kadar tüketim çılgınlığına sahip olmamı da sorgulamaktan geri durmuyorum. bu konu hakkında adam akıllı yazı, video, ya da herhangi bir şey işte, hiç bir şey bulamadım. bulduklarım da sadece telefon bağımlılığı üzerindeydi. halbuki telefonun kendisine bağımlı olmayıp, sadece satın alma bağımlılığı bulunan birçok insanın da varolduğunu düşünüyorum. aynı benim gibi.

maddi açıdan da çok büyük yük bu aslında. düşünün yani, 1 yılda 3 telefon. bunun yanında tablet, hoparlör gibi ek teknolojik ürünler de mevcut. devasa para. bir de amiral gemisi telefonlara yönelseydim, zaten tamamen batardım ve ''battı balık yan gider'' deyimi de beni kurtaramazdı.

bu bağımlığın sebebinin de, hayat zevkimin ve tatminliğimin sadece teknolojik ürünler üzerine olduğunu düşünüyorum. aslında hayatta birçok zevk verecek şey varken, ben bu zevki sadece teknolojik ürünlerden bekliyormuşum gibi düşünebilirsiniz. tabi teknolojiyle haşır neşir olmak da bu bağımlılığın tuzu biberi oluyor. ne diyelim, sonumuz hayır olsun.
devamını gör...

içmedeyiz normal sözlük

özlemişim tek göz ağrımı...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim