soylu'nun kadınların videosunu çeken mültecileri savunması

buradan izleyebilirsiniz
süleyman soylu bugün yaptığı açıklamada sığınmacıların, kadınların videosunu çekip yayınlaması hakkında, “afedersiniz bütün röntgeni suriyeliler çekiyor. ya şimdi ben selfie çekiliyorum. kötü niyetli olsanız, selfie çekildiğim zaman arkamda bir kadın olsa, selfie'yi yayınlasa... 'ya bak bu kadını röntgenliyor.' ya böyle bir ahlaksızlık var mı ya?" ifadelerini kullanmış.

işin kötüsü bu da değil, artık bu tarz tepkilere şaşırmıyor oluşumuz.

dünyadan uzak, çok ama çok uzak diyarlardan birinde yaşanmış olay.

"böyle bir ahlaksızlık var mı" diye soran bir bakan ihtiva eden videodur.
o zaman biz de soralım:
böyle bir ahlaksızlık var mı?
anlayana...

bunların lideri üniversite bahçesinde kız erkek yetişkin insanlar hür iradesiyle yan yana oturuyor diye laf ediyordu. okullarda koridorlardan birlikte çıkmasınlar diye ayrı koridorlar inşa edenleri vardı. sınıflarda haremlik selamlık oturma düzeni kuruyorlardı. kadının kalktığı tuvalete oturmak erkeği tahrik eder türevi fetvalar bile verdi din hocaları.
şimdi okula, işe, alışverişe vs gitmek için sokağa çıkan kadınların “rızası dışında” ve habersiz zorla oraları buraları çekilip sosyal medyada paylaşılıyor. o çok namusçu olanlar! ki sadece namusçu oldukları için değil hoşlarına gitmese bile işleri gereği mecburen mücadele etmek yerine, her zaman ki gibi mağdurun karşısında suçlunun safında koruma kalkanı oluyorlar.

ne diyordu nietzche; kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o’dur.

mide bulandırıcıdır.

covid19 ile beraber maskeler de hayatımıza girdi. o zamanlar "yeni normal" diye bir kavram vardı. bu kavrama sürekli karşı çıkıyordum "yeni normal diye bir şey olamaz, bu anormal bir durum. en kısa sürede hastalığın bitmesini ve maskelerden kurtulmak istiyorum" diye. geldiğimiz nokta da maskeler kalktı ve ben tam tersine maskeme daha sıkı sarıldım, çünkü kendimi güvende hissetmiyorum.

maske takmaya çok mu bayılıyorum? hayır. ama kendimi daha güvende hissediyorum, çünkü -allah korusun- yarın öbür gün kendimi o videolarda görüp görmeyeceğim belli değil. özellikle trende elinde telefon olan hemen hemen herkese karşı şüpheyle yaklaşmaya başladım, rahatsız hissettiğim an oradan uzaklaşıyorum. bazen paranoya yapıyormuşum geliyor. sonra diyorum ki "senin burada bulunmak hakkın, sen neden yerinden oluyorsun?" ama algılarım/altıncı hissim/sinyal merkezim öyle sinyaller veriyor ki o ortamdan sakince uzaklaşıyorum. paranoyaya varmadığı sürece "hissediyorsan bir şey vardır" der ablam. çünkü neden orada bulunan onca kişi değilde o yani?

özellikle kadınların kendi rızaları olmadan kayda alınmalarının yeni olduğunu düşünmüyorum* ama nasıl geldiği belli olmayan* insanlar geldikten sonra bu tarz olayların artması da asla tesadüf olamaz. bu kişilerin profilleri ne hikmetse "selfie/video çekerken kadrajda çıkan kadınlarla" dolu. ben genç bir kadın olarak fotoğraf çekerken yine ne hikmetse kadrajıma pek insan girmiyor* .

kendimi güvende hissetmiyorum ve bu tarz açıklamaları asla kabul etmiyorum.

düzenleme: anlatım bozuklukları ve yazım hataları giderildi.

cumhurbaşkanı bile tepkiyi görmüş ve "1 milyon mülteci gidecek" diye sana emir vermiş.

ne diye işini yapmak yerine sinirden köpürüp millete saldırıyorsun?

bu işten çok kötü kokular geliyor. bu işin arkasında çok büyük başka işler var gibi geldi bana.

suriye içişleri bakanının yaptığı savunma.

o değil de pakistan'da-suriyede (artık her neyse) bunlar hiç mi kız kadın görmemişler de bunlar görmemiş gibi karı kız videoları çekip duruyorlar?

senden de bu beklenirdi

'kendi öz yurdumda ben miyim garip' dizesini somutlaştıran açıklamadır