siyah beyaz olarak çekilmiş olan 1984 amerikan yapımı filmdir. macaristan'dan amerika'ya gelen eva, kuzeni willie ve willie'nin arkadaşı eddie'nin amerika'da çeşitli eyaletlere yapmış oldukları seyahatleri ve başlarına gelen absürt olayları konu alır.
* cannes film festivali - caméra d'or ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "emirhan" tarafından 09.04.2021 18:44 tarihinde açılmıştır.
1.
kendimi tutamadım ve tekrar jarmsuch klasiklerini izlemek istedim. hem senaryosunu yazdığı hem de yönetmen koltuğunda bulunduğu bu güzel film hakkında iki kelam etmek istiyorum.
film üç bölümden oluşan, tatlı mı tatlı bir hikaye kurgusuna sahip. ilk kısım new york'ta sıkıcı bir hayatı ve en az kendisi kadar sıkıcı bir arkadaş sahip willie'ye bir telefon geliyor, halası arayıp diyor ki, "kuzenin eva new york'a geldi, 10 gün kadar sende kalsa olmaz mı?" e willie de istemeye istemeye kabul ediyor ve yıllardır görmediği kuzenini 10 gün ağırlıyor.
ikinci kısım sıkıcı willie ve ondan daha sıkıcı dostu eddie'nin cleveland'a eva'yı görmeye gitmesiyle başlıyor, new york'tan farklı olan iklimi ve insanlarıyla "ulan nereye geldik biz?" tarzı şaşkınlıkları yaşatıyor film bize.
üçüncü kısım ise willie ve eddie'nin eva'yı alıp miami'ye tatile gitmesini konu ediniyor. konu olarak klişelerden uzak kalmaya çalışsa da içerisinde birkaç sıkıcı klişe mevcut lakin insanı sıkmayan, su gibi akan senaryosu var filmin.
soundtrackleri çok tatlı, çok hoş, zaten yarısından fazlasını başrol willie ağabeyimiz john lurie yapmış.
film siyah-beyaz bir film lakin böyle olması filme olumsuz bir şey katmamış, aksine kendi dönemine göre kült bir hale getirmiş, filmi izlerken insan tuhaf bir bande a part havası almıyor değil.
bu filmi tekrar izleyince fark ettim, jarmusch ne kadar bozmuş ya... nerede stranger than paradise'lar, night on earth'ler... nerede ç*k kafalı adam driver'ın başrol oynadığı rezalet filmler...
annen ölsün jim jarmusch.
film üç bölümden oluşan, tatlı mı tatlı bir hikaye kurgusuna sahip. ilk kısım new york'ta sıkıcı bir hayatı ve en az kendisi kadar sıkıcı bir arkadaş sahip willie'ye bir telefon geliyor, halası arayıp diyor ki, "kuzenin eva new york'a geldi, 10 gün kadar sende kalsa olmaz mı?" e willie de istemeye istemeye kabul ediyor ve yıllardır görmediği kuzenini 10 gün ağırlıyor.
ikinci kısım sıkıcı willie ve ondan daha sıkıcı dostu eddie'nin cleveland'a eva'yı görmeye gitmesiyle başlıyor, new york'tan farklı olan iklimi ve insanlarıyla "ulan nereye geldik biz?" tarzı şaşkınlıkları yaşatıyor film bize.
üçüncü kısım ise willie ve eddie'nin eva'yı alıp miami'ye tatile gitmesini konu ediniyor. konu olarak klişelerden uzak kalmaya çalışsa da içerisinde birkaç sıkıcı klişe mevcut lakin insanı sıkmayan, su gibi akan senaryosu var filmin.
soundtrackleri çok tatlı, çok hoş, zaten yarısından fazlasını başrol willie ağabeyimiz john lurie yapmış.
film siyah-beyaz bir film lakin böyle olması filme olumsuz bir şey katmamış, aksine kendi dönemine göre kült bir hale getirmiş, filmi izlerken insan tuhaf bir bande a part havası almıyor değil.
bu filmi tekrar izleyince fark ettim, jarmusch ne kadar bozmuş ya... nerede stranger than paradise'lar, night on earth'ler... nerede ç*k kafalı adam driver'ın başrol oynadığı rezalet filmler...
annen ölsün jim jarmusch.
devamını gör...
2.
oyuncu listesinde cecillia stark, john lurie, sara driver, richard edson, eszter balint, tom dicillo, harvey perr, danny rosen, rammellzee, rockets redglare ve richard boes gibi oyuncuların olduğu 1984 yapımı komedi/bağımsız türündeki filmin yönetmenliğini ise jim jarmusch yapmıştır.
film bir kızın hava limanında uçağa bakarken çantasını alıp yürümesi ile başlıyor. kuzeninin yanına on gün kalmak için gidecek ama öncesinde hala kızın kalacağı yeğenini arayıp kızın onda kalacağını falan söylüyor o da tamam olur diyor. tabii buralarda bazı şeylere takanlar olmuş izlerseniz sizde takılırsınız çünkü genç halasına benimle ingilizce konuş diye ısrar ediyor. buralar benim takıldığın yerler değil zaten kız geliyor kuzeninde kalıyor boş geçen bir kaç günün ardından tekrar geri dönüyor halanın yanına. sonra bu genç ve arkadaşı kumarda hile yaparak birilerinin parasını alıp şehirden uzaklaşmak için halanın yanına gidiler ve burada kardan dolayı hiç zevk almazlar sonra buradan başka bir yere giderler tatil yapmak için oradan kızı da alırlar tabii kuzenini alıp giden adam otel tutarken üç kişi olmalarına rağmen iki kişilik o da tutar falan neyse. orada sabahladıklarında bu iki arkadaş sabahtan çıkmışlar ve kız tek başına otelde kaldığı için sıkılır tabii. gençler gelir ve sonra paralarımızı tazı yarışında kaybettik derler sonra at yarışı oynamak için giderler kızda dışarı gezmeye çıkar tuhaf bir şapka taktığı için adamın teki ona bir paket verir o da ne olduğunu anlamaz. paket tabii bir kağıda sarılmış para dolu. parayı görünce şaşkına dönse de otele dönüp biraz para ve bir not bırakıp oradan ayrılır. gençler gelir ve onlarda at yarışından kazanmış parayı ama kız yok. notu görünce hemen peşinden giderler ama kız bir plan yapmıştır tabii. kuzeni onu almak için uçağa bindiğinde budapeşte'ye gider. kız ise uçağı izlerken görünür. arkadaşı ise arabaya binip oradan ayrılır.
içinde hiçbir şey olmayan filmden bile ne içerik çıkardım. kendim bile inanamadım. neyse bir daha izlemeyeceğim filmler arasına girdi. izlerken çok sıkıldım. hatta ilk defa film başında uykum geldi. neyse ben tavsiye etmiyorum filmi. nerede 12 kızgın adam nerede bu.
film bir kızın hava limanında uçağa bakarken çantasını alıp yürümesi ile başlıyor. kuzeninin yanına on gün kalmak için gidecek ama öncesinde hala kızın kalacağı yeğenini arayıp kızın onda kalacağını falan söylüyor o da tamam olur diyor. tabii buralarda bazı şeylere takanlar olmuş izlerseniz sizde takılırsınız çünkü genç halasına benimle ingilizce konuş diye ısrar ediyor. buralar benim takıldığın yerler değil zaten kız geliyor kuzeninde kalıyor boş geçen bir kaç günün ardından tekrar geri dönüyor halanın yanına. sonra bu genç ve arkadaşı kumarda hile yaparak birilerinin parasını alıp şehirden uzaklaşmak için halanın yanına gidiler ve burada kardan dolayı hiç zevk almazlar sonra buradan başka bir yere giderler tatil yapmak için oradan kızı da alırlar tabii kuzenini alıp giden adam otel tutarken üç kişi olmalarına rağmen iki kişilik o da tutar falan neyse. orada sabahladıklarında bu iki arkadaş sabahtan çıkmışlar ve kız tek başına otelde kaldığı için sıkılır tabii. gençler gelir ve sonra paralarımızı tazı yarışında kaybettik derler sonra at yarışı oynamak için giderler kızda dışarı gezmeye çıkar tuhaf bir şapka taktığı için adamın teki ona bir paket verir o da ne olduğunu anlamaz. paket tabii bir kağıda sarılmış para dolu. parayı görünce şaşkına dönse de otele dönüp biraz para ve bir not bırakıp oradan ayrılır. gençler gelir ve onlarda at yarışından kazanmış parayı ama kız yok. notu görünce hemen peşinden giderler ama kız bir plan yapmıştır tabii. kuzeni onu almak için uçağa bindiğinde budapeşte'ye gider. kız ise uçağı izlerken görünür. arkadaşı ise arabaya binip oradan ayrılır.
içinde hiçbir şey olmayan filmden bile ne içerik çıkardım. kendim bile inanamadım. neyse bir daha izlemeyeceğim filmler arasına girdi. izlerken çok sıkıldım. hatta ilk defa film başında uykum geldi. neyse ben tavsiye etmiyorum filmi. nerede 12 kızgın adam nerede bu.
devamını gör...
3.
amacını anlamadığım nadir filmlerden biri. tabii çok çok eski zaman filmi olduğu için eleştirinin ayarını iyi ayarlamak lazım sonuçta biz şu an bile o kalitede film çekemeyiz. kendimizi film işlerinde olan insanlarla karşılaştırmakta yanlış ama olsun zamanı çok önemli bu konuda. izleme konusunda serbest bırakıyorum pek izlenmeye değer değil benim açımdan fakat eski bir film olduğu için serbest bırakmak lazım. istediğiniz gibi takılın. iyi seyirler.
devamını gör...