tayt şeklinde pantolon giyinmek dini kural ihlalidir

(bkz: sen konuşma)

çeşitli platformlarda bu tip açıklamalara sürekli tepki geliyor. bu tepkinin sebebini merak ediyorum, yani bu açıklamaların yersiz ve çağ dışı olduğundan dolayı tepki gösteriyorsanız, bu insanların zaten çağdaş olmak gibi bir dertlerinin olmadığını hatırlatmak isterim. yok ılımlı bir tavırla "din bu değil kardeşim" gibisinden bir tepkiyse başvurduğunuz, durup bi' düşünmenizde fayda var.

tayt şeklinde pantolonumu giyerken bu başlığa yakalandım.
t: tüm kıyafet çeşitlerinin dinsel kategorilenmesini talep ediyoruz. günaha girmeyelim sonra..

dinde bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu söyleme yetkisi, sadece o dini yaratanın hakkı değil mi ya?
insanlar dinini kaç kişiye göre yaşayacak?
yarın bir başka bilmem ne işleri kurulu üyesi de "yooo bir sıkıntı yok" derse ne olacak?

ya size bu ülkede herkesin müslüman olduğunu düşündüren nedir dedirten talihsiz açıklama. siz tasvip etseniz nolur etmeseniz nolur be. ayrıca inananlar için din her zaman allahla kul arasındadır, siz niye devamlı araya girmeye çalışıyorsunuz?

tayt şeklinde pantolon giymeyin. kuralları en baştan belirttiler...
ban yersiniz ona göre..

lakin bu insanların atladıkları bir konu var.. inanan var inanmayan var... farkında değiller mi acep?

hayırlı olsun allah olmuşsun..

ne yapacaksın (bkz: teknik faul)mü vereceksin.

yapma bozkurt sen de seviyorsun işte taytı. tayt seven adamı kelindeki ışıltıdan anlarım ben.

bunların derdi din falan değil. kedinin uzanamadığı ciğerdir bunlar için kadın. 20 sinde görücü usulü evlenip hayatında bir şey görmemiş insanlar dini kendilerine göre yontuyorlar.
hükümetin değişmesini istememin en büyük sebebidir bu canlılar. gerçekten bağnaz kitle gider de yerine dini bilen, gerçekten din adamı olan insanlar gelir belki.

kadınlar çarşafla, erkekler kandurayla*gezse bu sefer de arapça konuşmamak din ihlalidir, arapça konuşun dinsizler diye çıkışır bunlar. ciddiye almayınız efendim.

"kuran'ın tanrısının tayt denen giysiden, hatta lastikten haberi var mıymış da yasak koymuş be mel'un adam" bu söylemin cevabıdır. bunlar hemen çözülecek ve kaseyi açıkta bırakacak şalvar türü giysileri tercih ederler. kase derken erkek kasesi. yoksa ne işi var kadınla bu melunların.
üstelik kase demokratik bir organ. her iki tarafta da var. birinin işi erken biterse zaman öteki yarım kalmıyor. "dön lan sıra bende" diyor , ki bunların büyük çoğunluğu böyle yollardan yürüyüp gelmişler ve hâlâ da aynı yolda yürüyorlar. yanakları neden hep pembe sanıyorsunuz ve dudaklar ıslak.

malumun ilanı bir açıklamadır.

tesettür, islamın emirlerinden bir tanesi olup, uygulaması ve sınırları da az çok bellidir.

ancak bu dinin zımni yahut kodifike yüzlerce, binlercd kuralı kaidesi var. tesettür de bunlardan bir tanesi.

tesettür dediğimiz olayı şekli olarak anlatıp uygulanmasını beklemek, tesettür konusunu çok yüksek yerlere çıkararak dinin diğer emirlerini hafife almanın sonuç vermediği ortada.

namaz kılmayan, mali konularda haram helal gözetmeyen, dedikodudan vazgeçmeyen, hayatı dedikodu-dizi-iş-ev dörtgeninin milim dışına çıkmayan insanların şekli anlamda tesettürü sorunu çözebilir mi?

tesettür emri islamın temel taşlarına göre daha spesifik bir emirdir. kadının beğenilme arzusuna aykırı hareket etmesi ve ciddi bir ket vurmasını da beraberinde getirir. dünyadan belli bir oranda vazgeçmiş olmayı beraberinde getirir.

daha 2 kişi toplanınca 3. kişinin dedikodusunu yapan, arkasından küfreden insanların yukarıdaki emre kadar daha tonla sorumluluğu olduğu ortada.

ya da bir başka örnek trafik. yahu bir cuma hutbesinde, sola dönmek için bekleyenlerin sağdan önüne geçerek dönen hırsızdır, emniyet şeridinden giden hırsızdır, milletin önüne atlayan, makas atan, taciz eden kul hakkı yer denmedi.

faiz yemek lanetlenmiştir denmedi.
aksine diyanet toki kadar faize cevaz verdi.

dedikodu konusunda şu meşhur hadisi 1-2 kere okumak dışında hiçbir şey söylenmedi. bir müslümanın arkasından diğerlerine gıybetini yapmak münafıklıktır denmedi.

ama her yerde tayt, dar pantalon, dekolte, crop top v.s şeyler defalarca konuşuldu/konuşuluyor.

illa konuşulacak, konuşulsun da. ama bunun bir derecesi, bir sıralaması olsun. temel taşlar üzerine konuşmayıp tek emre endekslenmek faydadan çok zarar verir.

doğru demiş, sözde kapanmış gibi hareket ediyorlar ama giydikleri dar elbiseler vücut hatlarını açık kadınlardan daha belirgin hale getirip detayına kadar ortaya çıkarıyorlar. bunların ki inanç kapanışı değil dikkat çekmek ve fantezi kapanışı. yalandan yere başlarına bez örtüsü takıyorlar. daha çok dikkat çektiğinin farkında olduklarını bildikleri içinde iyice azıtıyorlar. taptıkları arap mitolojsinini, fantezileri uğruna kullanıyorlar. şaşırmamak lazım, bir mitolojiden ne bekliyorsunuz ki, sonuçları her zaman değişmeden hep aynı şekilde ortada. herkes yalandan yere inanıyorum ayağına yatıyor ama konu cinselliğe gelince herkes inancını bir kenara bırakıyor, zevkine sefasına bakıyor, sonra boydan aşağı su döküp temizlendiğine inanıyor. zihniyetler pis, isterse tüm sularla yıkansın, o pis zihniyet asla temizlenmez. *

(bkz: kural ihlali)

dinden bihaber insanların "din bu değil" demesine sebep olacak açıklama. din bu. senin kafana göre yorumlayabileceğin bir şey değil islam.

bir dini yetkili açıklaması. ne bekliyorsunuz ki? adam haklı. dinin kuralı kaidesi vardır. bu adam koymuyor kuralı sonuçta, allah koymuş. müslüman olup da buna tepki göstermek isteyen varsa direkt allah'a müracaat etmeli. açıklamadaki tek eksik şu, aynı şekildeki kıyafet erkekler için de yasaktır.

böyle şeylere tepki gösterilmesini de anlamıyorum. adam sünni islam inancına göre açıklamalar yapıyor. siz de tepki gösteriyorsunuz. müslümansanız tepki gösteremezsiniz, kurala uymak zorundasınız. müslüman değilseniz tepki göstermenize gerek yok, sizi bağlayan bir durum değil. bunlarla uğraşmak yerine diyanet işleri denilen sünni islam temsilcisi kurumun varlığına veya tek tipliliğine tepki gösterin.

tüm marvel ve dc evreni kahramanları, sizi gavurlar sizi.

açıklar ve kapalılar olarak ihlal edilir edilirse. ne yani başı açığın dini, inancı yok mu tövbe estağfurullah. bir de başın açık diye kolunun, boynunun açık olması gerektiğini düşünen , pantolonun üzerine tunik giydiğinde sanki kapalı diye garipseyen insan türleri mevcut. bir zamanlar başı açık olarak boyunlu giyen, uzun kollu giyen, pantolonunun üzerine uzun giyen insanlar ilerde başı kapanmaya müsait insanlar da olabilir. kapalılık yalnızca başı kapatmaktan ibaret değildir, öyle bir algı var işte, kimse kimseye saygı duymuyor bir kalıbın içine sokmaya çalışıyor, açıksan her şeyi giyebilirsin, ama; kapalıysan dört dörtlük olman lâzım, pardüse giy, çarşaf giy hatta kapalılığın hakkını ver yargısı. iman tahtası diye bir yer var, boynun ve boynunun altındaki kemikli bölge misal buraların açık olması çok daha utanç verici gelir bendenize. başım açıkken bile çekinirdim, utanırdım buraların açık olmasına ve hep boyunlu giyerdim, uzun kollu giyerdim, pantolonumun üzerine uzun gömlek giyerdim, daha sonra bandana takardım, daha sonra da şala geçtim. kimi baş örtüsünü arkadan bağlar, kimi şal takar, kimi eşarp. her insanın bir izzeti nefsi, kendine has kişiliği var. şekilcilikten ve basma kalıplılıktan uzak durmak gerek. insanlar nasıl rahat edecekse, mutlu olacaksa öyle olmalı, kurallardan ziyade bir de insanların düşüncesi diye bir şey var, günahsa bile açıksın diye kolun açık giyebilirsin öyle mi, boynun açık giyebilirsin allah allah yok ya, sana mı soracağım. tuhaf cidden tuhaf.. o da bir aşama, o da bir başarı, hem de hayandan, içinden gelen bir şey.. kimi süs olsun diye kapatır başını.. ya da ortam zorundan, ya da allah öyle emrettiği için nefsine zor da olsa mecburiyetten kapanır.. kendi hayandan gelip de kapanmak kadar samimisi yok. namaz kılıyorsun diye, dürüst olduğunu sanırlar, her şeyinin dört dörtlük olduğunu misal. ama allah resulü ne demiş; bir insanın namaz kıldığına bakmayın, o insan dürüst mü, doğruyu söylüyor mu, ölçüde tartıda adaletli mi bunlara bakın demiş. ibadet, allah'la kul arasında. topluma karşı dürüstlük doğruluk, kul hakkı başka. herkesin inancı, ibadeti allah'la kendi arasındadır...