1.
önemli üyeler: asena, ay (ay tanrıçası), erlik (ölüm ve kötülük tanrısı), gesar, koyaş (güneş tanrısı), kuara (gök gürültüsü tanrısı), tengri (gök tanrısı), tulpar, ülgen (ışık tanrısı)
harekat üssü: ergenekon (uzay-zaman dışı bir boyuttaki diyar)
özellikler: tengerlerin tümünde belirli insanüstü fiziksel özellikler mevcut. tengerler, erişkin olduktan sonra yaşlanmayan, alışageldik yollarla ölmesi imkansız, hakiki ölümsüzler. tengerler tüm dünyevi hastalıklara karşı bağışıklık sahibi olup, alışageldik biçimlerde zarar almaları mümkün değil. bir tenger yaralandı mı, tanrısal yaşam gücü sayesinde insanüstü bir hızla bu yara iyileşir. bir tenger'in ölmesi için bedenindeki moleküllerin çok büyük bir kısmını dağıtacak kudrette bir yaralanma olması gerekir. tenger eti ve kemiği benzer insan dokusundan üç kat yoğun olup, bu tanrıların insanüstü güç ve ağırlığına eklenir. ortalama bir erkek tanrı yaklaşık 30 ton kaldırabilirken, ortalama bir tanrıça 25 ton kaldırabilir. bu tanrıların metabolizması onlara tüm fiziksel etkinliklerde insanüstü bir dayanıklılık sağlar. tanrıların çoğunda başkaca sihirli insanüstü özellikler de mevut. örneğin güneş tanrısı koyaş, parmak uçlarından çıkarttığı ''güneş iplikleri'' ile kurbanlarını oldukları yere esir edip yakmaya muktedir.
tarihçe: tengerler ( ''moğol tanrılar'' yahut ''türki tanrılar'' olarak da adlandırırlar); 8. yüzyıldan modern zamanlara dek orta asya'nın altay dil ailesini kullanan moğol ve türki kültürlerince tapılan insanüstü güçlere sahip insansı varlık ırkı. tengerler arasında tanrı erlik'e hiperborya çağı'ndan beri tapılır. çoğu tenger ergenekon'da yaşar; ergenekon, dünya'ya teğet duran ufak bir ''cep'' boyutu, orta asya'daki altay dağları'nın erişilmesi zor köşelerinde bir yerde, ergenekon ve dünya'nın kesiştiği boyutlar arası bir nokta mevcut. gökteki ergenekon hakkında bilinenler pek az; ufak bir gök cisminin üstüne kurulduğu tahmin edildiği dışında bilgi mevcut değil. tengerlere türkiye'deki, moğolistan'daki ve sibirya'daki inananları farklı adlar veriyor. örneğin toprak ana gaea, altay türkleri arasında umay yahut ''yer'' olarak biliniyor; moğollar ''ece'' yahut ötüken derken, yakutlar ''ayzıt/ayısıt'' olarak adlandırıyor. dünya temelli benzeri panteonların aksine, tengerlere az sayıda da olsa kırgız ve tuva şamanı niyazda bulunmakta.
dünyanın diğer tüm panteonlarında olduğu üzere tengerlerin kesin kökeni efsanelere gizlenmiş durumda. kadim destanlara göre göklerdeki baba tengri (altay türkleri ''tanrı'', moğollar ''tengeri'', yakutlar ''tangara'' diyor), her şeyin ilki olan sonsuz mavi gök'ün cisimleşmiş haliymiş. ezeli toprak ana gaea ise onun ruh eşiymiş. ikisinin bir oğlu olmuş, adını erlik koymuşlar. gaea, erlik’e çamurdan beden yapmış, tengri ise bedene kut koymuş. mamafih gel zaman, git zaman erlik kibirli, küstah bir kimse olmuş, tengri de onu tamuya sürmek zorunda kalmış. erlik cehennemde kötülüğün ve ölümün tanrısı olmuş. erlik'in peşinden diğer kutlu soy gelmiş. sonra doğanların arasında tanrıça ay, güneş tanrısı koyaş, gök gürültüsü tanrısı kuara ve ışık tanrısı ülgen varmış. tengri ve gaea sonraki yaratma çabalarından memnun kalınca insanları yaratmaya koyulmuşlar, yeni filizlenen halkı koruma görevini de ülgen'e vermişler. ülgen'in gözde çocuk olmasına katlanamayan erlik insanlara hastalığı, salgınları ve ölümü salmış.
erlik, kadim valusya döneminde yaralı asilzade vonndhar'a möö 10,000 yılına dek ölümsüzlük bahşetmiş, karşılığında ise vonndhar erlik’e hizmet edecekmiş. ne ki vonndhar, sözde sevgilisi olacak şadizarlı jenna için hayatını feda etti. yaklaşık mö 18,000’de gerçekleşen büyük tufan'ın ardından pathenya'nın en ücra köşelerine dek erlik'e tapılmaya başlandı. erlik'in yaşayan tezahürü olarak tapılan tarim adındaki bir peygamber, erlik tapıncını turan imparatorluğu’nu kuran hirkanyalı kabilelere taşıdı. tarim ve müttefiği olan kelt tanrıçası scathach, hirkanyalı sonja'nın kudretli bir savaşçı olmasını sağladı. lemuryalıların soyundan olan hirkanyalılar ve turanlılar, hunların, moğolların, tatarların ve türklerin ataları oldu.
ms 1000 yıllarında tengri, ülgen'e bir tanrılar divanı'nda panteonun temsilcisi olma görevini verdi, divan dünyadışı varlıklar olan semavilerin [celestiallar] üçüncü ordusu’nun yarattığı tehdidi tartışacaktı. 13. yüzyıl başlarında, timuçin adıyla doğan cengiz han orta asya'nın çoğu moğol-türk göçebe kabilesini birleştirip moğol imparatorluğu'nu kurdu. cengiz han'ın askeri başarılarında tengerlerin parmağı olup olmadığı bilinmese de cengiz han kendi erkinin meşruiyetini tengri'nin buyruklarına dayandırıyordu. cengiz han, en sadık atının kıllarını örüp, timuçin'in ruh sancağı denilen bir tılsım yaptı, tılsımı da mızrağının ağzının altına astı; ruh sancağı'nın tengri'nin kudretini toplayıp cengiz han'a aktardığına inanılır.
cengiz han'ın ölümünün ardından, kendisini moğol imparatorluğu'nun devamı olarak gören, bilimin ve sihrin ileri aşamalarındaki bir gizli örgüt ortaya çıktı. bu örgüt, her çağ cengiz han'ın soyundan ona yaraşır bir evladını yeni liderleri olarak seçiyordu. en kutlu tılsımı ise timuçin'in ruh sancağı'ydı. yalnızca hakiki bir kağan ruh sancağı'nı saplandığı alevlerin içerisinden çekip alabilir, liderliğe yaraştığını ispat edebilir. her kağan ömrünün son demlerine geldiğinde kendisine halef seçer. ölümsüz lung (ejderha) mr. lao, nesiller boyu her kağana danışmanlık yaptı. dahası her kağan hükümdar olduğunda, önceki kağanı yuttu. 700 yıl önce mr. lao, fas'taki atlas dağları'nda kudretli bir cinle savaştı ve moğolların gizli örgütünün bugünkü adına ilham verdi: atlas vakfı. bugün atlas vakfı'nın ajanları eski fbı ajanı james ''jimmy'' woo’nun emri altında ki kağan unvanı da bu eski fbı ajanına ait. bu gizli örgütün geleneğinde cengiz han ve tengerler adına dünyaya hükmetme çabası olsa da woo örgütün gizli gücünü ve engin nüfuzunu insanlığın iyiliği adına kullanmaya çalıştı.
harekat üssü: ergenekon (uzay-zaman dışı bir boyuttaki diyar)
özellikler: tengerlerin tümünde belirli insanüstü fiziksel özellikler mevcut. tengerler, erişkin olduktan sonra yaşlanmayan, alışageldik yollarla ölmesi imkansız, hakiki ölümsüzler. tengerler tüm dünyevi hastalıklara karşı bağışıklık sahibi olup, alışageldik biçimlerde zarar almaları mümkün değil. bir tenger yaralandı mı, tanrısal yaşam gücü sayesinde insanüstü bir hızla bu yara iyileşir. bir tenger'in ölmesi için bedenindeki moleküllerin çok büyük bir kısmını dağıtacak kudrette bir yaralanma olması gerekir. tenger eti ve kemiği benzer insan dokusundan üç kat yoğun olup, bu tanrıların insanüstü güç ve ağırlığına eklenir. ortalama bir erkek tanrı yaklaşık 30 ton kaldırabilirken, ortalama bir tanrıça 25 ton kaldırabilir. bu tanrıların metabolizması onlara tüm fiziksel etkinliklerde insanüstü bir dayanıklılık sağlar. tanrıların çoğunda başkaca sihirli insanüstü özellikler de mevut. örneğin güneş tanrısı koyaş, parmak uçlarından çıkarttığı ''güneş iplikleri'' ile kurbanlarını oldukları yere esir edip yakmaya muktedir.
tarihçe: tengerler ( ''moğol tanrılar'' yahut ''türki tanrılar'' olarak da adlandırırlar); 8. yüzyıldan modern zamanlara dek orta asya'nın altay dil ailesini kullanan moğol ve türki kültürlerince tapılan insanüstü güçlere sahip insansı varlık ırkı. tengerler arasında tanrı erlik'e hiperborya çağı'ndan beri tapılır. çoğu tenger ergenekon'da yaşar; ergenekon, dünya'ya teğet duran ufak bir ''cep'' boyutu, orta asya'daki altay dağları'nın erişilmesi zor köşelerinde bir yerde, ergenekon ve dünya'nın kesiştiği boyutlar arası bir nokta mevcut. gökteki ergenekon hakkında bilinenler pek az; ufak bir gök cisminin üstüne kurulduğu tahmin edildiği dışında bilgi mevcut değil. tengerlere türkiye'deki, moğolistan'daki ve sibirya'daki inananları farklı adlar veriyor. örneğin toprak ana gaea, altay türkleri arasında umay yahut ''yer'' olarak biliniyor; moğollar ''ece'' yahut ötüken derken, yakutlar ''ayzıt/ayısıt'' olarak adlandırıyor. dünya temelli benzeri panteonların aksine, tengerlere az sayıda da olsa kırgız ve tuva şamanı niyazda bulunmakta.
dünyanın diğer tüm panteonlarında olduğu üzere tengerlerin kesin kökeni efsanelere gizlenmiş durumda. kadim destanlara göre göklerdeki baba tengri (altay türkleri ''tanrı'', moğollar ''tengeri'', yakutlar ''tangara'' diyor), her şeyin ilki olan sonsuz mavi gök'ün cisimleşmiş haliymiş. ezeli toprak ana gaea ise onun ruh eşiymiş. ikisinin bir oğlu olmuş, adını erlik koymuşlar. gaea, erlik’e çamurdan beden yapmış, tengri ise bedene kut koymuş. mamafih gel zaman, git zaman erlik kibirli, küstah bir kimse olmuş, tengri de onu tamuya sürmek zorunda kalmış. erlik cehennemde kötülüğün ve ölümün tanrısı olmuş. erlik'in peşinden diğer kutlu soy gelmiş. sonra doğanların arasında tanrıça ay, güneş tanrısı koyaş, gök gürültüsü tanrısı kuara ve ışık tanrısı ülgen varmış. tengri ve gaea sonraki yaratma çabalarından memnun kalınca insanları yaratmaya koyulmuşlar, yeni filizlenen halkı koruma görevini de ülgen'e vermişler. ülgen'in gözde çocuk olmasına katlanamayan erlik insanlara hastalığı, salgınları ve ölümü salmış.
erlik, kadim valusya döneminde yaralı asilzade vonndhar'a möö 10,000 yılına dek ölümsüzlük bahşetmiş, karşılığında ise vonndhar erlik’e hizmet edecekmiş. ne ki vonndhar, sözde sevgilisi olacak şadizarlı jenna için hayatını feda etti. yaklaşık mö 18,000’de gerçekleşen büyük tufan'ın ardından pathenya'nın en ücra köşelerine dek erlik'e tapılmaya başlandı. erlik'in yaşayan tezahürü olarak tapılan tarim adındaki bir peygamber, erlik tapıncını turan imparatorluğu’nu kuran hirkanyalı kabilelere taşıdı. tarim ve müttefiği olan kelt tanrıçası scathach, hirkanyalı sonja'nın kudretli bir savaşçı olmasını sağladı. lemuryalıların soyundan olan hirkanyalılar ve turanlılar, hunların, moğolların, tatarların ve türklerin ataları oldu.
ms 1000 yıllarında tengri, ülgen'e bir tanrılar divanı'nda panteonun temsilcisi olma görevini verdi, divan dünyadışı varlıklar olan semavilerin [celestiallar] üçüncü ordusu’nun yarattığı tehdidi tartışacaktı. 13. yüzyıl başlarında, timuçin adıyla doğan cengiz han orta asya'nın çoğu moğol-türk göçebe kabilesini birleştirip moğol imparatorluğu'nu kurdu. cengiz han'ın askeri başarılarında tengerlerin parmağı olup olmadığı bilinmese de cengiz han kendi erkinin meşruiyetini tengri'nin buyruklarına dayandırıyordu. cengiz han, en sadık atının kıllarını örüp, timuçin'in ruh sancağı denilen bir tılsım yaptı, tılsımı da mızrağının ağzının altına astı; ruh sancağı'nın tengri'nin kudretini toplayıp cengiz han'a aktardığına inanılır.
cengiz han'ın ölümünün ardından, kendisini moğol imparatorluğu'nun devamı olarak gören, bilimin ve sihrin ileri aşamalarındaki bir gizli örgüt ortaya çıktı. bu örgüt, her çağ cengiz han'ın soyundan ona yaraşır bir evladını yeni liderleri olarak seçiyordu. en kutlu tılsımı ise timuçin'in ruh sancağı'ydı. yalnızca hakiki bir kağan ruh sancağı'nı saplandığı alevlerin içerisinden çekip alabilir, liderliğe yaraştığını ispat edebilir. her kağan ömrünün son demlerine geldiğinde kendisine halef seçer. ölümsüz lung (ejderha) mr. lao, nesiller boyu her kağana danışmanlık yaptı. dahası her kağan hükümdar olduğunda, önceki kağanı yuttu. 700 yıl önce mr. lao, fas'taki atlas dağları'nda kudretli bir cinle savaştı ve moğolların gizli örgütünün bugünkü adına ilham verdi: atlas vakfı. bugün atlas vakfı'nın ajanları eski fbı ajanı james ''jimmy'' woo’nun emri altında ki kağan unvanı da bu eski fbı ajanına ait. bu gizli örgütün geleneğinde cengiz han ve tengerler adına dünyaya hükmetme çabası olsa da woo örgütün gizli gücünü ve engin nüfuzunu insanlığın iyiliği adına kullanmaya çalıştı.
devamını gör...