the poughkeepsie tapes

polisiye okumayı da, izlemeyi de çok severim. gaston leroux'nun gizemli katillerinden agatha christie'nin şaşırtan katillerine, grange'ın sadist katillerinden chattam'ın bu dünyadan olamayacak varlıklarına dek okudum... seri katil filmleri çerçevesinde izlenilebilecek birçok filmi izledim ama hiçbir film veyahut hiçbir roman beni bu film kadar etkilemedi... gerçekten beni ürküten ve hatta korkutan bir içeriğe sahip bu film... azıcık bahsedeyim mi, belki izlersiniz?

yönetmen koltuğunda as above, so below gibi bir hayal kırıklığı ve rec serisi gibi bir türlü ısınamadığım filmlerin yönetmeni john erick dowdle yer alıyor. film mocumentary, yani sahte belgesel türünde bir film. filmin konusundan bahsetmeden önce şunları belirtmeliyim ki gerek müzik, gerek sinematografi gibi şeyleri hiç beklemeyin çünkü yok, üstte de belirttiğim gibi salt bir mocumentary var elimizde.

konuya geçelim mi artık? geçelim, korkma spoiler yok. yıllarca polisleri peşinden koşturan ve bu sürede onlarca insanı katleden sadist bir katilimiz var, bu katil günün birinde yakalanacak gibi oluyor, bir yere baskın düzenleniyor ama ortada bir katil bulunamıyor... bulunanlar ceset tarlasına dönmüş bir tarla ve birkaç kutu içerisinde binlerce vhs kaset... bu kasetlerde ne mi var? katilin maktüllerini nasıl kaçırdığı, nasıl işkence ettiği ve nasıl öldürdüğü...

polisler bu kasetleri izlemeye başlayıp bu suçlu hakkında konuşuyorlar filmde, bu sırada bazı kasetlerdeki şiddete ister istemez tanık oluyoruz ve bu bizi inanılmaz etkiliyor, adeta sarsıyor diyebilirim... psikoloji ile ilgilenen insanların da içerisinden çokça şey bulacağı bir şeye dönüşmüş bir film çıkmış ortaya...
filmin senaryosunda biraz açık yakalamak ne yazık ki mümkün...

izlenir mi? polisiyeye ilgi duyan birinin izlemesini isterim.
korkutur mu? kesinlikle... misal ben artık geceleri yürüyüş yapmaya çıkmamaya karar verdim.
sıfır şaka bu arada, gerekirse birazcık kilo alırım ama yine de geç saatlerde çıkmam.

kilo dediğin nedir ki yani? her türlü verilir.