#netflix filmleri
aksiyon / drama / western
8 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

ödüllü yönetmen jane campion'un on iki yıl aradan sonra çektiği yeni filmi.
benedict cumberbatch'in muhteşem oyunculuğuyla süslediği, yavaş temposuna rağmen sıkmayan hikayesiyle 2021 yılının en iyi filmlerinden biri bence.

yönetmenin geniş açı çekimleri, başarılı oyunculuklar ve özenli kostümleriyle film tam bir seyir zevki sunuyor.



thomas savage’ın aynı adlı romanından uyarlanan the power of the dog, montana’da geniş bir çiftliğe sahip olan iki kardeşin hikayesini konu ediyor. birbirlerinden farklı karakterde olan phil ve george adındaki iki kardeş, montana vadisindeki en büyük çiftliğin sahibidir. zeki ve başarılı bir adam olan phil, zayıflığı hor görmektedir. kendisini işine adayan, sessiz bir adam olan george ise sevgi dolu bir ruha sahiptir. iki kardeş yıllarca aynı çatı altında yaşamlarını sürdürmektedir. ancak onların hayatı, george’un genç dul bir kadınla olan beklenmedik evliliği ile alt üst olur. phil ise çiftliklerine yerleşen bu kadının varlığından oldukça rahatsızdır. 

george'nin genç eşinin feminen bir oğlu vardır. phil gibi errrrrkek bir karakterin dalga geçtiği zayıf gördüğü bir çocuktur bu.
ama unutulmamalıdır ki zayıflık; savunma mekanizmalarıni bile isteye kullanmadığıniz bir güçtür ve en gucluyu bile yerlebir edebilir.
zira zayıflığın sınırını bilemezsiniz.
devamını gör...
not: kim okuyacak lan bunu diyen yazar arkadaşlar için kısa bir özet geçeyim. izleyin abi film güzel olmuş. tavsiye ederim. görüntüler süper. oyunculuklar süper. müzikler süper. senaryo çıta yüksek olduğu için eh işte. netice olarak süper bir film.

son zamanlarda izlediğim en iyi filmdir. ciddi anlamda bayıldım. bu tanımda baya övmeyi düşünüyorum.

film jane campion tarafından yazılıp yönetilen netflixte yayınlanan 2021 yapımı western drama filmidir.
film bir romandan uyarlanmış.
filmin oyuncuları benedict cumberbatch, kirsten dunst, jesse plemons, kodi smit-mcphee, thomasin mckenzie, genevieve lemon, keith carradine ve frances conroy gibi başarılı isimler.

şunu rahatlıkla söyleyebilirim bu film için çok fazla uğraşılmış. filme gösterilen özeni her sahnede her görüntüde rahatlıkla anlayabiliyoruz. çok özenli, çok düzenli bir film.

filmin en sevdiğim olayı görüntüleriydi. sanırım herkes izleyince görüntülerin muhteşemliği hakkında hem fikir olacaktır. tablo gibi görüntüler ortaya çıkarmışlar. bayıldım.
geniş plan çekimlerinin hepsi çok güzeldi.
filmin herhangi bir sahnesini durdurduğunuz zaman ortaya çok güzel bir görüntü çıkıyor.
bu geniş plan çekimlerinin çok güzel görünmesinin bir diğer sebebi bence müzikler.
sahneleri çok iyi yansıtan müzikler filmi büyük bir ölçüde taşımış.
bir diğer güzel tarafı ise kostümler, dekorlar, mekanlar filmle çok uyumlu. yani oyuncuların durumunu veya psikolojisini çok iyi yansıtıyorlar.

şu ana kadar elimizde olanlara baktığımızda görüntüler, mekanlar, müzikler çok güzel. gelelim senaryoya.

bence filmin senaryosu filmin en zayıf noktasıydı. belki ilk başta bahsettiğim olaylardan dolayı çıta çok yükselmiş olabilir ama filmin senaryosu filmin uzunluğuna göre değildi.
karakterler yeterince geliştirilememiş. yönetmen veya yazar ufak ufak ipuçları veriyor ama bunlar yeterli gelmiyor.
filmin sonu çok çarpıcı ama yolun sonuna gelirken ki süreçte bize verilen duygular veya veriler bunu tam anlamıyla yerine getiremiyor.
karakterleri daha fazla tanımak istiyorsunuz. film daha uzun olsaydı bu işi kotarırlardı belki.
senaryonun usul usul yürümesini çok sevdim. bir şeyler arkada oluşuyor ve oyuncular buna eşlik ediyorlar. bir sessizlik var ve fırtına olacağını hissediyorsunuz. o duyguyu çok iyi vermişler.
yazarın ne yapmak istediğini senaryoyu nasıl ilmek ilmek işlediğini hissettim ama bu yeterince iyi yansıtılmamış. *

gelelim oyunculuk performanslarına. sadece şunu söyleyeyim. bence benedict cumberbatch kariyer performansını sergilemiş. *
iğrenç bıyıklı abiye gelirsek o da baya iyi oynamış. filmin en kilit karakteri olan çocuğu da çok beğendim.
oyunculuklar diyalogların olmadığı sahnelerde bile nefis oynamışlar. bazı sahnelerde nefesim kesildi. *

bütün bunları topladığımızda ortaya böyle nefis bir film çıkıyor.
filmi sevenler çok fazla olacaktır. sevmeyenlerde olacaktır. arada bir film olmuş. gelip yarr gibi film diyecekler mutlaka olacaktır. ben çok beğendim ve herkese tavsiye ederim.
devamını gör...
bir western sanat draması.



çiftlik sahibi iki kardeş var. phil tam bir maço erkek olarak karşımıza çıkıyor filmin başında. filmin devamı ve sonunda görüyoruz ki kendisine örnek aldığı kişiyle eş cinsel bir deneyim yaşamış, bunun psikolojik buhranlarını atlatamayan ve zamanın şartlarından dolayı bunu bastırıp yalan bir maskülen-alfa erkek karakterinin arkasına saklamış. ayrıca iyi eğitimli biri olduğunu da öğreniyoruz.

kardeşi george belkide bu hikayeyi bildiği ve phil'in yarattığı sahte dünya ve kişilikten sıkılmış olacak ki kardeşiyle arası pek sıcak değil. rose ile taşınıp hızlıca evleniyorlar. sakin, kibar ve kendisini sosyeteye kabul ettirmek isteyen bir kişi.

rose, kocası kendini asmış ve dul kalmış bir restoran işletmecisi. oğlu biraz feminen olmasına rağmen ona hep destek olmuş. george ile evlenip çiftliğe geliyor. hem phil'in baskılarına hemde yeni hayatına alışamıyor ve kendini içkiye veriyor.

peter feminen bir doktor adayı. babasının ölümünde parmağı olabileceği filmde bazı sahnelerde seyirciye aktarılmış. annesine çok bağlı ve zamanın toplumuna aykırı bir tip. filmde sonradan anlayacağımız şekilde aslında hep cinayete hazırlıyor kendini. en sonunda da phil yani problemi ortadan kaldırarak annesine ve kendisine rahat bir gelecek hazırlıyor.



ayrıca homofobik bireyler için gerilim filmi türündedir desek yanlış olmaz :)
devamını gör...
alışılmışın dışında bir western filmi. bu sebeple izlemek isteyenler bir uyarı.
bildiğiniz westernlerden değil. sıkılabilirsiniz.
filmdeki manzaralar harikaydı.


homofobik bir homoseksüel olan, sert mizaçlı kovboy phil, ''men''lerin dünyasında bu şekilde hayatta kalmış.
peter'in babası hakkında anlattığı hikayede, babam beni ''sert'' bulurdu demesi phili şaşırttı. ancak başlangıçtaki bir sahnede, sinirini yatıştırmak için peter hilolop çeviriyordu.
o sahne, aslında babasının haklı olabileceği ve philin dikkatli olması gerektiğini yönetmen bize fısıldamıştı.
ne de olsa ana gibi yar, bağdat gibi diyar olmaz.
zeki phili alt edebilecek, zeki ve sessiz peter karakteri çok etkileyici.
ben çok sevdim.
devamını gör...
×2 de atlaya atlaya izledim. oscara aday olmak için filme homoseksüellik katmak yetiyor bakın katmak diyorum. ana fikir neydi şimdi bu filmde. tavşan köpeği ham yaptı hdjdjdhd.

benedict abi homo ama saklıyor çocuk da bunu öğreniyor . deri vericem sana ayağına b.k yoluna götürüyor adamı çocuk
incelemem bu kadar izlemenize gerek yok ben izledim de ne oldu durduk yere dert sahibi oldum. teaser yeterli bilgi sahibi olmak için
devamını gör...

thomas savage'ın 1967 tarihli aynı adlı romanına dayanan, jane campion tarafından yazılıp yönetilen 2021 yapımı western drama filmi.
cannes film festivalinde büyük ödülü kazanan ilk kadın yönetmen olması sebebiyle rüştünü çoktan ispatlamış bir yönetmen olan champion, bu filmde de iyi bir iş çıkarmış bence. film oldukça derli toplu bir şekilde ilerliyor. estetiği olsun, hikayenin ilerleyişi olsun hiç gereksiz karmaşa içermiyor ve bu çok hoşuma gitti.


film phil ve george ile açılıyor. phil, george'un yumuşak ve sakin doğasına zıt olacak şekilde aksi, gergin ve otorite kurmayı seven bir tipe benziyor. george'a da sürekli takılıyor. yemek yemeye gittikleri yerin sahibi rose'la tanışan george, kibar bir şekilde rose'a kur yaparak onunla yakınlaşıyor ve sonunda evleniyorlar. phil bu evliliğe karşı ama başta gördüğümüz otoriter yapısının aksine fark ediyoruz ki george üzerinde çok bir etkisi olmuyor. çiftlik işleriyle ilgilendiği için adamlarıyla daha yakınmış gibi gözüküyor ama sadece george'un yanında kendi gibi olabiliyor sanki, uyudukları oda bile aynı. rose, george'un karısı olarak eve gelince phil george ile olan yakınlığını kaybettiği için üzülüyor ve bu üzüntüsünü agresiflik olarak dışa veriyor. rose'u para avcısı olmakla suçluyor ve kadını evde sürekli rahatsız ediyor. rose bununla baş edemeyerek kendini zamanla içmeye veriyor.

karakterleri tanıdıkça phil'in yalnız ve duygusal olarak çok olgunlaşmamış birisi olduğunu, oldukça iyi bir eğitim alırken eğitimini yarıda bırakarak kendini çiftlik işlerine verdiğini görüyoruz. george ise phil'in aksine çiftlik işleriyle çok ilgili görünmüyor, rose'un gördüğü psikolojik şiddete karşılık ona destek olmak için pek bir şey yapmıyor ve insan ilişkilerini geliştirerek bir şekilde işlerini yoluna koymaya çalışıyor.

rose'un oğlu peter'ın eve ziyarete gelmesiye asıl hikaye başlıyor sanki. phil ile arası tanıştıkları andan beri kötüdür, annesi alkolik olmuştur, kendisi tıp okuyan içine kapanık ve feminen bir çocuktur. bu arada phil'in yıkanmak, yüzmek ve yanız başına vakit geçirmek için gittiği yeri bulan peter, içinde çıplak erkek fotoğrafları bulunan dergilerini de bulur. her şey yerine oturur bununla aslında. phil kendisiyle hala barışamamış bir eşcinseldir. peter'ın onu görmesinden dolayı büyük bir çatışma beklenir ama phil tam tersine peter'la ilişkisini düzeltmeye çalışır. peter'a anlattığı ve aşık olduğunu gizlediği bronco isimli kovboy gibi phil de peter'a kovboyluk öğretir. peter'la birlikte zamanla phil'in karakterinin derinliklerine ineriz. phil bir eşcinseldir, yale'da oldukça başarılı geçen ve klasikler üzerine olan eğitim hayatını bronco ile tanışınca yarıda bırakmıştır. bronco ile yaşadığı eşcinsel ilişkiyi düşünerek yalnız başına yıkanmaya gittiği su kenarında mastürbasyon yapar. aynı bronco gibi kovboy olmuştur ve geçmişine takılı kalmıştır. peter'la bu ilişkinin bir benzerini yaşamak istemektedir belki de.

rose, phil'in yakacağı hayvan derilerini bir yerliye verince phil yine bir çocuk gibi sinirlenir, peter buna şahit olur. peter, o gece phil'e onun için yaptığı halatı tamamlayabilsin diye önceden hazırladığı sığır derilerini verir ve phil yaralı eliyle halatı tamamlar. peter, sigarasını phil de içsin diye uzatırken belki de phil'in eşcinsel olduğunu bildiğini ve onun da aralarındaki ilişkiye öyle baktığını ima eder. phil peter'a iyice bağlanır. ertesi sabah george çok hastalanan phil'i doktora götürür ve sonraki sahnede phil'in cenazesi görünür.

film muhteşem bir sonla biter. phil'in ölümünün sebebi peter'ın ona verdiği şarbonlu sığır derisidir. peter eve geldiği andan itibaren bir cerrah titizliğiyle annesinin acı çekmesine sebep olan phil'i incelemiştir. phil'e yakınlaşmış ve onun güvenini kazanmıştır. peter zayıf ve feminen görünmesine karşılık oldukça güçlü bir karakterdir. phil'in tam tersi. bir alkolik olan babasını da annesinin mutluluğu için o öldürmüştür. büyük ihtimalle kendisi de eşcinseldir, evdeki hizmetçi kıza soğuk davranmıştır ve phil'in eşcinsel olduğunu hemen anlamıştır. phil'in ölmesiyle sırrını derinlere aynı halatı yatağın altına ittiği gibi iter ve annesinin george ile mutlu oluşunu izler.

filmde sürekli hakim olan gerilim havasının son andaki ölüme kadar hiç şiddete dönüşmemesi peter'ın karakterini anlatıyor sanki. beklenilenin olmaması.


film biraz peter'ın gözünden anlatılmış gibiydi. karakterleri onun gözünden tanımış gibi hissettim. olayların yavaş yavaş gelişmesi ve filmin sonunda her şeyin birbirine bağlanması çok hoştu. müziklerini radiohead'den jonny greenwood yapmış ve harika olmuş.

tl;dr sakin ilerleyen, güçlü bir hikayesi olan film. beğendim.
devamını gör...
bu filmde hem çok sevdiğim hem de pek sevmediğim şeyler bir arada. o yüzden görsel olarak çok etkilensem de sevemedim sanırım genelinde. western filmlerini hiç sevmem, o ıssızlık, yeşilsizlik bir miktar izlememi zorlaştırdı hatta izlemek için izledim. ama yukarıda bir yazar arkadaşımızın da dediği gibi fotoğraflık muhteşem kareler var filmde. keza müzikler, kameranın yavaş hareket ettiği rüzgarı bile hissettiğimiz görüntülerle birleşince seyir zevki çok güzel oluyor. sinemada izlesem çok daha etkilenirdim. gelelim oyunculuklara benedict phill karakterini o kadar iyi oynamış ki ister istemez gıcık oldum adama. zaten filmin başlarında kağıttan çiçeklere laf atmasından bi kıl kaptım. o kadar doğru profil oluşturulmuş ki phill için, klasik erkek muhabbetleri döndürmesi, kabullenemediği şeyler üzerinden herkese öfkeli davranışları, saklamak istedikleri uğruna kontrolünü kaybetmesi. rose’u canlandıran kirsten ise o döneme ait mutsuz kadını oynuyor. piyano sahnesinde özellikle, naif ama depresif ruh halini güzel yansıtıyor. abisini ise baştan beri ayy bir şey söyledi söyleyecek diye bekledim. bi darlandım valla. peter ise filmin en coolu olabilir. açıkçası filmden bir brokeback mountain gibi bir konu bekledim ama aşk meşk filmi değilmiş. gerilim dram arası türe sahip. bir de atlar, western, erkek karakterlerin çokluğu, bar sofra muhabbetleri falan bana biraz maskülen film gibi geldi. sakin filmleri sevenler, tercihen güzel çözünürlüğe sahip bir tvde izlemeli.
devamını gör...
bir jane campion filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin senaryosunu yazan da yine jane campion’dur ve bu filmi thomas savage’ın bir romanından uyarlamıştır. yönetmen daha önce the piano filmi ile en iyi senaryo ödülünü kazanmış ve en iyi yönetmen dalında da oscar adayı olmuştur. bu filmi ile tam on iki dalda adaylık kazanmıştır.

deliver my soul from the sword; my darling from the power of the dog.

peter geldiği ilk gün fark eder karşıdaki tepelerin sadece tepe değil havlayan bir köpek olduğunu. gözleri başka bakar peter’ın çünkü annesini korumak için her şeyi yapmaya hazırdır. phil yıllar önce kendine yapılmış olan iyiliğin aynısını yapacağı bir genç bulmuştur. ustasıyla tanıştığı yaşta olan genç bir adam. phil, köpektir aslında ve herkes onun gücünün altındadır. karşıdaki tepeler gibidir sadece dikkatli bakan gözler anlayabilir onun nasıl biri olduğunu.

film sessizlikle ve geçişlerle dolu ve izleyiciyi kurgunun içine dahil ediyor. filmin anlattıkları kadar anlamamız için bize bıraktıkları da filme bir güç katıyor. jane campion’un daha önce izlediğim filmi in the cut kötü ama çok ilginç bir filmdi. bu filmi ise iyi ama iyi olduğunu belli etmiyor, karşıdaki tepeler gibi.
devamını gör...
görüntü yönetmeninin çok iyi iş cikardigini düşündüğüm, manzaranın hakkını veren, içindeki bağlantılı cümle ve görüntüleri ile seyirciyi tatmin etmek için değil, bitiminde derin off çekmek için geren western filmi.

filmin müzikleri ile aslında başından sonuna kadar huzursuzluk yasayacaginizi anlıyorsunuz. konuyu bilmeden izlemeye başladıysanız daha önceki kovboy filmlerine dair ön ogrenmelerinizden silahlar patlasın, atlar kişnesin, kadehler kırılsın diye bekliyorsunuz tabiki. ancak film hiç de öyle ilerlemiyor.

ilk sahnelerde hareket ve sohbetin arttığı, bizi iyi ve kötü karakterleri görmemiz için yönlendiren film, sonuna doğru ters köşe yapmaya başlıyor ve en sonunda "vayy çakall vayy" dedirterek bitiriyor.

filmde açıkta kalmış bir kaç konu olması haricinde manipülasyon ve ikili ilişkilerdeki gerilim teması çok net bir şekilde verilmiş. ciddiye alınmayan, gulunup geçilen, önemsiz görülen genç karakterlerin yada detayların aslında hayata bizden ne kadar farklı ve ne kadar zekice bakabilecek gösterilmiş.

özellikle konunun eşcinsel yönelimler muhabbetine girdiğinde biraz hayal kırıklığına uğramış olsam da sonrasında konunun daha çok erkeklik algısı ve bastırılmış dürtülerde bırakılması ile tekrar derdinin farklı olduğunu göstermiş oldu.

açıkçası ilk kez bir filmi biraz ileri sara sara izlemek durumunda kaldım çünkü gerilimi anlatabilmek adına bakismalar ve dusunmelerin içinde olduğu sahneler fazlaydı. ancak filmdeki her bir soru cümlesi ve verilen cevabın film sonunda karşımıza çıkacağını bilerek dikkatle izlenmeli.


film biraz inception filmi gibi sonrasinda peter eylemlerine george üzerinde devam eder mi yoksa annesini mutlu etme ve koruma görevini yerine getirmiş olur mu? sorusunu sormadan edemedim. bir de gerçekten kötü olan karakter phill'miydi yoksa adam dizenbazlar, paramiz için buradasınız diyerek gorulmeyeni mi görmüştü ? ve abe kaynana senin oğlun ölmüş sen otur iki sayfa incil oku,ne demeye o yüzükleri geline vermeye, dünya malına değer vermeye devam ediyorsun?
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"the power of the dog" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim