ilk varlık* dergisinde yayımlanmış bir melih cevdet anday şiiri.
hatta ilk yayınlandığında "troya önünde atlılar" olarak yayınlanmıştır.
şöyle güzel bir dinletisi vardır;


buyrun a$k ile;
troya önünde atlar

1. koşu
kör bir ozan anlattı bunları,
atların da ruhu vardı troya önünde,
ta hades'ten duyulurdu kişnemeleri,
atsız bu kişneme ölüleri ürpertir,
köpeği deliye çevirirdi.
kimi de troya önünde nal sesleri gezinirdi,
gömülmemiş bir atın erinçsiz ruhundan.

o gün akhalar başka biri için yarışsalardı
ilk ödülü akhileus götürürdü barakasına.
çünkü ölümsüz atları vardı,
onları poseidon vermişti babası peleus'a,
peleus da oğluna armağan etmişti.
şimdi atlar yas tutuyorlar patroklos'a,
yürekleri burkuk, toprağa değiyor yeleleri.

diomedes tros atlarını koştu arabasına
o atları savaşta aineas' tan almıştı.
bir tanrı kurtarmıştı aineas'ı.
sarı menelaos kalktı sonra, atreusoğlu,
tanrısal yiğit koştu arabasına iki at,
agamemnon'un kısrağı aithe'yi, kendi atı podargos'u.
antilokhos koşum taktı pyloslu atlarına.
sonra köroğlu kalktı, koştu kır at'ı.
her yanında çifte kanat
bilmez yakını ırağı.
kendini beğenmiş *tahta at'ı çıkardılar sonra,
yayıldı ortalığa yanık sedre kokusu.
huylandı öbür atlar bu büyülü kokudan.
sonra göründü muhammed'in damadı ali'ye
benzer iyi huylu düldül, edep yeri kapalı,
dolandı çok tanrılı atlar arasında ağır ağır,
gözleri iyi görmüyordu.

başını yana eğen iskender'in bukephalus'u
geldi sonra, hint kızları gibi derin bakışlı
güneyden yana bakıyordu ikide bir,
sezmiş gibi granikos suyunun yakınlığını.
elcid'in babeica'sı, derken *rocinante çıktı
ağlayarak.
anlatma bana atları!!
bilirim, ana rahminden gelir, gece, karanlık
bir ahırda lamba tutar biri, ışık titrer
samanların üztünde, hayvanın öksürüğü ve soluğu...
başını döndürür bakar, "bana benziyor mu?"
"sekili mi ayakları?"
anlatma bana atları!!
sabahın yerden kesilmiş tarlaları ve çığlık
çığlığa suları gibi gök yarığından atlayan
kanatlı pegassos*! gençliğim benim, oğlum!
delirmiş bir zamandı, yas, ölünün öcü, gövdesiz kuş,
kırılan yıldız, unutulmuş bir günün yarısı.
tohumsuz küçük göller ölüm anıtı gibi yükselen,
ve giysisiz boşluk, yılgın uzay, o bitmeyen
koşu...atlar, atlar.
yaşlananı görmedim hiç.
kimi yelesiyle devirmek ister burçları,
kiminin eşeler toprağı hala toynakları.
anlatma bana atları!
yüreğim kaldırmıyor düşündükçe vurulup
vurulup yerlerde yattıklarını, anlatma,
anlatma bana, görmedim troya savaşını.

(bkz: melih cevdet anday)

devamındaki diğer şiirler ise şöyledir;
2-(bkz: ağu)
3-(bkz: düş)
4-(bkz: dönü)
5-(bkz: fal)
6-(bkz: sevi)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"troya önünde atlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim