türkçe’yi yaşayan istanbul doğumlu şair/ yazar. solcu da, muhafazar da olmayan kişi. bir söyleyişi de “şiirin tarafındayım, oyumu şairlere atıyorum” demiştir. istanbul, erenköy’de sıklıkla görülebilir. ya bir yaşlıyla, ya bir kediyle, ya da bir çiçekle sohbet ederken bulabilirsiniz onu. yanında kadınlara, türkçe’ye ve hayvanlara hürmetsizlik edilemeyen abi. adam gibi adam.

4 sene önce şöyle söylediği kaydedilmiştir.
bu "aynen" kelimesi dilimize nasıl böyle yerleşti bilmiyorum.genci, yaşlısı, eğitimlisi, eğitimsizi, hocası, ögrencisi, esnafı, memuru, siyasetçisi, kanaat önderi "aynen" diyor. neye diyor peki? güya onayladığı her şeye..
oysa dilimizde onaylama, kabul etme, takdir ve tasdik etme vb.. için o kadar çok kelime var ki.. ve bu kelimelerin çoğu daha samimi, dolu ve donanımlı kelimeler.. aynen kelimesini kullanan insanları "samimi" bulmuyorum.
bu kelimeyi çokca kullanan eğitimli insanların ise ağzına kürekle vurasım geliyor!

kitapları ve kendisi şurada görülebilir.
instagram.com/tmtturhan?igs...
1000kitap.com/yazar/turhan-...
devamını gör...
kadınlara verdiği değerle bilinir.
yaptığı evliliklerle cemal süreya ile yarışır şair.

günlüklerini paylaştığı yazılardan birinde şuna denk gelmiştim;
“kadın nasıl sadece kasıkların kasılmasına hizmet eden bir varlık olabilir ki.. hiç mi sevmemiş buradaki insanlar. bir kadının gözlerinde kendilerini görmemişler mi? bir kadının sıcak tenine sarılıp huzur içinde uyumayı kimse mi tatmamış.. oysa ne güzeldir bir kadına kardeş olmak, baba olmak, arkadaş olmak sesine.. sevgili olmak.. dizlerinde uyumak..
kadınım.. içimdeki çocuğa anne.. arkadaşım… sesim..
yoldaşım..”

vay arkadaş ne yaptın sen söyle?
biyografisi yanlış değilse şu olmalı burada

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
ailesi oğuz’ların döğer boyu’na dahil türk yazar / yönetmen

aile kökleri afyon’dadır. oğuz boyları içerisinden bozok koluna mensup olan döğer boyu, oğuz kaan'ın oğlu ay han'ın soyundan gelmektedir. kaşgarlı mahmud, divan-ı lügat'it- türk'te ,döğer boyu; oğuz boyları sıralamasının içerisinde 18. sırada yerini alır diye belirtmiştir. bu boyun mensupları, türkiye’de afyon ve muğla’da görülebilir.

istanbul doğumlu olan yazar, baba tarafından afyon’da boyun adını taşıyan döğer beldesi’ne bağlı turhan ailesinin mensubudur. turhan; eski türklerde vergi ödemeyen, hükümdar huzuruna izinsiz girebilen, soylu ve seçkin kimse anlamına gelir. cumhuriyet sonrası ailenin en çok öne çıkan isimleri şerif ahmet turhan (hatip) mehmet turhan (ağa), ihsan turhan (pala),(bkz: kasım turhan) (prof. dr.),fatma zehra (turhan) p.oğlu(doç. dr.) , (bkz: bilge turhan) (diplomat) olmuştur. aile döğer beldesi’nde türk devletlerine alim ve hatip yetiştiren bir aile geleneğine sahip olduğu için hatipler diye de anılır. hali hazırda, devlet kurumlarında, diplomat, akademisyen ve yönetici bir çok turhan bulunmaktadır. soyadı kanunuyla, dahil oldukları beyliğin ve ailenin ismini alan aile’de turhan ismini aynı zamanda adında taşıyan tek kişi turhan muharrem turhan’dır.

felsefe profesörü olan turhan hakkında bilgilere buradan ulaşılabilir.
yazar ve yönetmen olan turhan’ın bilgileri ise şu linktegörülebilir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
izmir'deki kafede otururken popüler bir aylık dergide bu yazarı gördüm ve merakımı gidermek için kendimi burada buldum. dergideki yazısını okurken sanki bir filmin içine düşmüş gibi hissettim... bir ruh eşi arayışında olan insanın, bu adamın satırlarına bakması gerektiği düşüncesiyle yazıdan alıntıladığım kısımları paylaşıyorum:

"doğduğu günden bu yana zaman zaman bir kenara çöker ya insan, eli yüzündedir, düşünür, gökyüzüne bakar, gözlerini kapar geçmişe dalar veya isyan basar boşluğa... yalnızdır sokaklarda yürüyordur, akşamları bir iş dönüşü trafiğinin ortasındadır, bir iş mülakatında, bir öğrenci sınavındadır belki de. biz bilmeyiz fakat ruh eşleri hep böylesi zamanda yanımızda oturmuştur mevcudiyetimizden beri ve saydığım zamanlardaki gibi durumlarda bizimle yürümüştür. buna ister telepatik, ister mitolojik ister psikolojik, ister de ilahi sebepler bulmaya çalışsın insanoğlu “o” geldiğinde biliriz ki, bu saymaya çalıştığımız zamanların hepsinde onunla olmuşuzdur. bu yüzdendir kırk yılda bir gibi oluşu ve bu sebepledir yine sanki onu hep tanıyor gibi oluşumuz. o gelince olumlu/olumsuz yalnız hissettiğimiz zamanlar kendiliğinden karşılık bulur. o, gider geçmişteki karelerin hepsine tek tek yerleşir. tamam, olur film. bunun içinmiş deriz. bunca zaman yol yürüyüşüm, çektiğim acıları hep bunun içinmiş. en mutlu zamanlarımda bile kimseler beni anlamıyorken, yalnız hissedişlerim de bunun içinmiş deriz. ruhların ve kalplerin birbirine akışıdır bu. çok zaman konuşmaya bile gerek kalmadan anlaşılmanın adı…

çok mutlu zamanlarında ve düştüğünü hissettiğin zamanlarda gözlerine baktım uzun uzun. ben ordaydım sevgilim. bu yaşına kadar yürüdüğün yollarda. ruhlar âleminden düşerken dünyaya, o eline dokunan o bağırarak elinle gösterdiğin bendim işte. benimle veya bensiz, ilk tatlarını, ilk sevinçlerini, ilk şaşırmalarını hatırla! korkmalarını sonra. acılarını, hayatındaki kırılma noktalarını, yanlışlarını, kafa tutuşlarını, cesaretli zamanlarını hatırla! mutluluklarını… oradaydım ben, bunları yalnız yaşamadın. sana can üflenirken ben ordaydım sevgilim. adem ile havva’nın dünyaya gönderişlerindeki o arayış oldu yaşantımız. araflar’da kaldık. dilinde duaydım belki, evrene gönderdiğin enerjiydim, ben seni çağırıyordum başka bir kıtada başka bir köşede, sesin sesime değdi, sen de çağırdın beni. “korkutacak derecede büyülü geliyor bu bana” demiştin. seni ilk fark ettiğimde “bu o” dedim, demiştin. “sürpriz oldu, mucize oldu karşılaşmak, bu dünyada bu saatten sonra yaşayamam herhalde bu aşkı varsa şayet aşk, ahirete kaldı artık, bunları düşünüyordum” demiştin. cennetin şımarık çocuklarıyız, üzülüp hayıflandığımı yıllarımın bir anlamı varmış meğer, senin geçmişin bana taşımak içinmiş seni meğer.. her şey bir tekâmül üzereymiş. bu derinliğe her düştüğümde şaşırmaktan alamıyorum kendimi.” demiştin. bazen bir kelime, bazen bir an, bazen dolu bir cümle özetidir tüm yaşanılan hayatın... vardığım yaşa kadar her duygu da her sahnede yanımdaydın, yanındaydım ben de senin. düşünsene olmasan nasıl katlanılabilir şu dakika bu karanlığa, griliğe, bu yorgunluğa, bu dört duvara, yanımdasın sevgilim. buradasın."
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"turhan muharrem turhan" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim