türk gençliğinin haksızlıklara ses çıkarmaması

çünkü ses çıkarırsa nerede olacağı bellidir. çok da durumu yoksa ve ailesini düşünüyorsa ses çıkartmamak durumunda kalır. elbetteki yanlıştır fakat günümüzde gelinen yer bundan ibarettir. tabii bir de öğrenilmiş çaresizlik durumu vardır ki ailesi ona böyle öğretmiştir. çevresinden hep böyle görmüştür ve o da yaşamını böyle idame ettirir.

yalnızca gençlerle sınırlamanın yanlış olduğu tespittir.kimse haksızlıklara ses çıkarmıyor, yalnızca şikayet ediyor.

bence gençler yeteri miktarda fazla ses çıkarıyor. hatta birçoğu ülkeyi terk ediyor, etti ve daha çok edecek. ülkenin esas sorunu şükürücü gebeş kaplumbağa kitlesidir. ölüyoruz, soyuluyoruz, haksızlığa uğruyoruz, doğamız katlediliyor. bu gebeş ninja turtles moruk kitle bimden aldığı ketçap mayonez makarnayı yiyip şükür duası ediyor.

güzel ülkemin suyuna pasiflora katıldığını düşünüyorum artık.bir sürü saçmalık oluyor ve artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz. herşey normal herşey olması gerektiği gibi sanki...
ses çıkaran da ya sürtük ya fetocu ya da bambaşka birşey...

türk genci anca tivitırda hdpye sallasın malum 20 küsur yıldır ülkeyi hdp yönetiyor çünkü

haksizliklara ses cikarmanin cok ince bir ayari var, bu ayarin ucu iyi niyetin aksine devlete isyana= vatan hainligine gidebiliyor ve insanlar bu ayari kacirmaktan cekiniyor. bir de su sekilde bir durum var ki; ic savasin fazlasiyla kiyisindayiz, hic olmadigi kadar bolunmenin esigindeyiz. bu durumun endisesi de bir diger suskunluk sebebi aslinda.

insanlar demek yerine "türk gençleri" ile sınırlamak ne kadar doğru, ki konuşanlar genelde gençler olurken?
ve önemli olan haksızlıklara ses çıkarmak değil; ya engellemek ya da engelleyici kararlar almak.
haksızlığı önümüze koyup asıl haksızlığı bize yaşatanlar ilk kendine baksın.
haksızlığı seçip sonrasında yakınanlar da var. hakkını aramaya çalışanlar vs. hiçbir önemi ve değeri yok mesela ama biz değil onlar ses çıkartanlar değil mi? (: bu insanlara karşı insani duygularım o kadar az ki istesem bile pek üzülemiyorum.
düzeltme çabaları yok, geç akıllanmalar, kaç senelik hayatında kendine bir şeyler katamamışken topluma faydası olmasını bekliyoruz, düşünemeden inanmayı biliyorlar, kişilik ve ahlak anlayışlarına girmeyeceğim bile.
gidip kendi akranlarınızla mı oynasanız acaba? bize ses çıkarmıyor derken onlara neden başımıza sardınız diye sordunuz mu?..
öğrenilmiş çaresizlik sizinki olabilir bizimki yaşanılan bir çaresizlik. çünkü biz doğar doğmaz içine düştük. öncekiler gibi bunu seçmedik...

gençler: bu maaşlara yaşanmaz emekli ve çalışanlara yazık oluyor, hükümet politikalarını gözden geçirmeli.
emekli: hükümetimizden allah razı olsun.

wtf.

başlıkta kastedilen durumun ne olduğunu tam olarak bilmiyorum ama eğer kastedilen mevcut siyasal iktidarın yaptığı ve görece haksız olduğu düşünülen uygulamalara karşı ses çıkarmamaksa bu önermeye katılmıyorum.

(bkz: gezi parkı olayları)

bu ülke 60 70 ve 80 askeri müdahalelerinin sonuçlarını yaşadı. o yıllarda şimdiye oranla çok daha uygun bir ortam vardı ama bugün hepimiz elindeki telefonun kurbanı olmuş durumdayız.

eskiden gazete okurduk ama çok uzun zamandır gazete okumuyorum. medya eski medya değil. sosyal medya varken medyaya gerek de yok aslında.

zaten gazeteleri iş adamları aldıktan sonra fiilen bir özellikleri kalmadı.

haksızlıklara karşı çıkmak, devlete karşı gelmek, allah'a isyan etmek çünkü!

allah, imtihan ediyor, devlet kutsal. abee sen ne diyorsun?

bence gençlere biraz haksızlık ediliyor. ülkede eğer az çok birşeylere ses çıkıyorsa, bir haksızlığa karşı birlik olunup duyurulması sağlanıp azınlık sayıda olayda bile olsa adalet sağlandırılıyorsa bu gene gençler sayesinde.

demek istediğimi şöyle açayım; diyelim ki bir yerde birine bişey yapılmış, bu çeşitli sözlükler, twitter vs gibi platformlarda gündem haline getiriliyor ve yargı ister istemez bu konuya odaklanıp bazen halkın gözünü boyamak için bile olsa olması gerekeni yapıyor. peki bu sözlüklerde, sosyal medya platformlarında yazan eden kesim kim. +55 facebook dayıları değil gençler. o herifler anca genç kızlara yazma peşinde.

ayrıca bu ülkenin farklı bir mekanizması var. en basitinden sorgulamak suç. isyan edene hemen bir kılıf bulunuyor. gençler geçim sıkıntısı diyor şükürsüz diyorlar, elindeki telefona gem vurup nankör ilan ediyorlar. gidip eylem yapsa zaten provokatör, terörist yaftası yapışıyor. kolluk kuvvetleri zaten hükümetin maşası olmuş, duran adamı bile paketliyorlar bir kılıf bulup.

sonra bu ülkenin yaşlısı bilirkişidir. geçmişe saplanıp kalmıştır. oy kullanırken bile gençler ne istiyor demezler, iki senesi kalmış adam genç bir bireyin nasıl yaşayacağına karar veriyor. ütopik bir örnek verelim, 20li yaşlarda biri bir şekilde dünyanın en zeki en bilgili insanı olsun, bir şekilde bu tüm dünyaya çeşitli şekilde kanıtlansın, bizde yine de bu herif kaale alınmaz. daha kıçını yıkamayı bilmiyor denir, sen yağ kuyruklarını bilmezsin derler, çekil hele sen ne bilcene bağlar mevzu. ya bu gençler evleneceği eşe bile doğru düzgün karar veremiyor tam olarak, onu bile yaşlı kesim seçiyor. biz neyden bahsediyoruz.

başlıkta anlatılmak istenen gençlerin sosyal medya fenomeni olma çabaları, begenileyim derdinin hayatım nereye gidiyor ülke ne halde derdinden önde olmasıysa nispeten katılırım ama bazen genç kesime fazla haksızlık ediyoruz gibi de geliyor. derdi o olmasa memleket meseleleri olsa da bişey değişmiyor neticede, kendini ekstra bitirmekten başka neye yarıyor. biz dert ettik de ne oldu mesela, bizim kuşağa bakın genelimiz yaş 35 olmadan kel kaldı.

bence ülkede genel olarak herşeyde olduğu gibi bu konuda da ne yapacağımızı bilmeme sorunu var. bazı konularda potansiyelimiz var ama ne yapacağımızı bilmiyoruz. mesela ben hâlâ tam olarak neye yeteneğim var, hangi iş bana tam uygundu, ne yapmalıydım onu bilmiyorum. kendim ne yapacağımı bilmiyorken koca ülke için ne yapmalıyım nerden bileyim. bilmiyorum işte arkadaş. slogan atsam tek başına bir işe yaramıyor, yürüsem çare olmuyor. napalım dağa mı çıkalım teröristler gibi, o çözüm oluyor mu? kendini trenin altına atan, yakan insanlar görüyoruz hergün haberlerde; ne değişiyor?
ne yapacağımızı bilmiyoruz işte milletçe. atatürk kurtarıcı beklemeyin siz olun demiş de biz o işi beceremedik, hepimiz birbirimize bakıyoruz, bir kurtarıcı bekliyoruz.

eleştiri kültürümüz yok. sorgulama sezgimiz yok. çocukluğumuzdan beri biat kültürüyle yetiştiriliyoruz. hiç bir şeyi sorgulama, hiç bir şeyi fazla kurcalama.

''çok düşünme kafayı yersin'' diyerek büyütmediler mi hepimizi? e çocuğu böyle yetiştirirsen büyüdüğünde gördüğü haksızlığın müdahale edilmesi gereken bir şey olduğunu da idrak edemez.

'büyük sözü' dinledikleri içindir.

buradan

türk gençliğinin geleceğine embesil moruklar karar verdi. türk gençliğinde de ses çıkaracak hal kalmadı. ses çıkaranın sesi kesiliyor anında. çomarlar o şerefsiz uzun adama tapınca bizim elimizden ne gelebilir ki? herkes ektiğini biçiyor işte.

valla hiç lafı eğip bükmeye gerek yok. direkt olarak mallığımıza bağlıyorum bunu.

biz ses etmedikçe daha derine saplıyorlar, bakalım nereye kadar gidecek böyle.

çıkartacak bilgi donanımı yok, çıkartamaz. evde kendi imkanlarıyla kendini geliştirenler dışında, bilinçli annebabaya denk gelenler hariç, okulda öğrendiğiyle hiçbi şey beceremez. zaten "güçsüz" kalsın, karşılık veremesin diye yıllarca eğitim sistemini "kuşa döndürdüler"...

özel ve bilinçli olarak "alternatif ev eğitimi " alan parlak gençler de var...ama genelin %5'i eder mi bilemeyeceğim.

tee yıllar önce, üniversite dekanı, hem de tv'de, açık ve seçik olarak, "cahil kesimin ferasetine güvendiğini, eğitim seviyesi yükseldikçe kendisini afakanlar bastığını " söylemişti, biz de dalg geçmiştik onunla...

orada o adamın telaffuz etmediği şey, "cahillerin çoğalmasına ,yeni cahillerin eskilerin yerini almasına, elimizden geldiğince uğraş vereceğiz" cümlesiymiş. bunu bugün anlıyoruz.

o zaman bu oyumu görüp çocukların okulda "zehirlenmesine" karşı evde de bişeyler yapan annebabalar, okullardaki saçmasapan müfredatların dışına, işini kaybetmeyi göze alarak karşı çıkan öğretmenler olmasaydı, o %5'te olmayacaktı.

türk gençliği yeri ve zamanı geldiğinde kendisine yapılan bu fenalığı anlayacak. ama iş işten geçmiş olacak.

nasıl çıkarmıyor kardesim,,,, tivit atiyorlar ya

#3034625

on numara beş yıldız tespit. o ses çıkarmanın sonucu 8 ölü, onlarca yaralı, tutuklu ve kayan bir çok hayat. daha iki sene önce mi ne ramazanda içki içti diye çocuğun birini işinden kovdular. çocuk en son meksika'dan abd'ye kaçak geçiyodu. bırak ses çıkarmayı en sıradan bir eylemi yaparlen bile bin kez düşünmek gerekiyor artık.

sosyal medyada başkalarının gözünü oymaya çalışmakla meşguller çünkü. enerjilerini oraya harcıyorlar.

turk genciyle alakasi yok. dunya oyle genel olarak. insan denen hayvani dogasi bu.