türk olduğunu hissettiren berber

girersin içeri, seni küçük dükkanın yeni ergenliğe girmiş komik çırağı karşılar ve ceketini alır. alışık değilsindir böyle şeylere eğer küçük yaşta isen ve bu mutluluk vericidir senin için, ceketinin alınması...
neyse, önce babalar gibi beklersin birkaç kişilik sıranı.. boşsa bile biraz beklersin umarsızca.
sonra aklında hep o soruyla o sandalyeye oturursun??
bu adamda değdirecek mi pipisini koluma ??

hemen, insanın boğazını ilk birkaç denemede fazla sıkan havlumsu anlamsız madde sarılır boynumuza ki içimize kıl kaçmasın.
ardından hiç gecikmeden pipisini olması gereken yere koyar berberimiz, orası kollarımızdır.
anlarsın ki bu berberde farklı değil diğerlerinden...

oysa küçükte olsa bir umut vardı dükkanın şatafatlı görünmesinden dolayı..
neyse traş sırasında şakalar komiklikler tonla..
bu arada ergen çırak bir yandan yerdeki kılları süpürürken bir yandan ustasından (bkz:barber the boss) azar işitir ancak buna alışmıştır pek aldırmaz..

nihayet traş biter, pipi koldan çekilir ve final sözü söylenir berber tarafından "sıhhatler olsun" tabi ki bu berber deneyimine bağlı olarak "saatler olsun(?)" olarak anlaşılabilir, tıpkı küçükken benim düşündüğüm gibi..
cüzi bir bedel ödersin kesim için ve içindeki " yine fazla kesti bip çocuğu" çığlıklarıyla evine dönersin, üzgünsündür.

yıllar yılı bende hüzün yaratmıştır berber, belki hep akşam üzeri gittiğim ve çıkarken hava karardığı içindir. hemen oracıkta değil, eve gidip aynaya baktığında anlarsın tipinin yamulduğunu.
bu bir döngüdür, sen o semtten taşınmayana kadar bitmez.

kola dayaması

saç keserken, van gogh eserlerinden bahsetmesi, salvadorun sürreal sanatlarını eleştirmeshahahdhrhdhd yok ulan belediye seçimlerinde kim başkan olacak onun muhabbetin yapmasıdır işte.
bir de kitapsızca fatih terim ve ali koç konuşurlar.

"amarıkan mı keseyim? şöyle bak sakalına bir şekil yapacam kızlar sana bayılacak." şeklindeki cümlelerin sahibi olan berberin size hissettirdiği duygudur.

az biraz durup sonra nereli olduğumu soran ama nereli olduğumla zerre ilgilenmeyen berberdir. tüm yaşantısını yarım saatte bana anlatan berberdir.
ayrıca sana sormadan saçı yıkamaya kalkan berberle yine sana sormadan kurutma makinesiyle saça en kıro(!) şekilleri veren berber bu berberdir. (bkz: derbeder berber)

ne söylersen söyle her seferinde aynı kesimi yapan berberdir. mutlaka istediğinden daha kısa keser. boş zamanlarında iddaa oynar.
bütün esnafla kankadır fakat, o esnafın hiçbiri bu berbere gelmez.

karpuz seçer gibi kafaya vurması.

seni; yani müşterisini, tanısın tanımasın, samimi ol ya da olma, tıraş etmeye başlar başlamaz, önce mesleğini sonra memleketini, daha sonra hafiften siyasi görüşünü soran çenesi hiç durmayan insanlardır. her konuda bilgisi olan, bakan kadar yürekli, milletvekili kadar siyasi bilgiye sahip olduğunu düşünen değişik vatan evlatlarıdır.

yaslayandır, hiç şaşmaz.

kafayı yıkama bahanesiyle adeta silker afedersiniz. lavabonun içine gömer ve parmaklarıyla derisine bastıra bastıra yıkar. nezaket ve zarafet sıfırdır. tıraş esnasında yanına bir çay koyarlar. arada boşluk yakalayıp önlük içinden kolu çıkararak çay içmeye çalışırsın. tıraş sonrası da çırak masaj yapar. bunlar yurt dışında göremeyeceğin hususlardır. ayrıca asıl homofobi yabancılarda vardır, örneğin masaj yapan çırak göremezsin gay sanırlar diye. hatta müşteri de kendine dokundurtmaz gene gay gibi olmasın diye.

televizyonda kraltv veya herhangi bir müzik kanalı açık değilse orası türkiye'deki bir berber değildir.

kesim yaparken her türlü sıcak temastan kaçınmayan berberdir efendim kendileri... dikkatli olmakta fayda vardır.
sağ kolda delik açabilir.