türkiye'de mason olmak

türkiye'de mason olmak diğer ülkelerin aksine oldukça kolay ve zahmetsizdir.

erzincan erkek imam hatip lisesi öğrencisiydim. hayatın koşturmacasında kendime yeni maceralar aramak istiyordum. bulunduğum şehrin ve okuduğum lisenin buna engel olmayacağını biliyordum. önce ateist olup imam hatip lisesinde bazı öğrencileri kendi safıma çekmek istedim. imam hatip lisesi bu iş için aslında fazlasıyla uygundu. aile baskısıyla bu liseye gelen öğrenciler çoğunlukla gusülsüz dolaşıyordu. biraz bu konuda çabalasam da 3 tane 9.sınıf öğrencisinden öteye gidemedim.

kendime yeni bir macera aramaya karar verdim. önce illuminatinin başındaki adama ulaştım. kendisi sırbistan belgrad'da ikamet ediyordu. uzun süre telegramdan yazıştık. bana örgütün iç yüzünü anlattı. illuminatinin eski günlerini arayan gerilemeye yüz tutmuş bir örgüt olduğunu söyledi. yine istediğimi alamamıştım. tam ümidimi kaybedecekken masonlarla iletişime geçtim.

türkiye'nin mason imamı izmir bornova'da yaşıyordu. onunla dikkat çekmemek için sahibinden.com üzerinden yazıştım. örgütün dikkatini çekmiştim. mason imamım yorgo efendi beni izmir bornova'ya davet etti. ilk uçakla izmir adnan menderes havalimanı'na indim. daha sonra siyah bir mercedes vito'ya bindim. gözlerimi bağlayıp beni gizli mason karargahına götürdüler. orada güzelce kutsandım ve bazı kostümler giydim. daha sonra yorgo efendinin birkaç müridi ile yemek yedikten sonra aynı gün erzincan'a döndüm. artık bir masondum. bu gizli örgüte hizmette kusur etmiyordum. evde tek kaldıkça gizli gizli kostümlerimi giyip bazı ritüeller yapıyorum. bir mason olarak tüm hümanistlere başarılar dilerim.

başlık sahibi ektedir.

(bkz: kayıp sembol okuyup klavyeye sarılmak) (bkz: nice greek story)*

olum sen nasıl bir değişiksin lan. adam hem mason, hem gassal, hem emlakçı, hem emlak zengini, hem manisa vestel fabrikasında çalışıyor....

başlığı açan yazarın hayal ürünü anlatımından hareketle, "türkiye'de mason olmak" sözü ile masonluğu yaşamak, masonik çalışma yapmak değil, tekris olmayı kast ettiği anlaşılıyor. türkiye'de mason olmak, diğer ülkelerde mason olmaktan farklı değil. yüzyıllardır süre gelen bir gelenek ve ritüeller a ülkesinde başka, b ülkesinde başka uygulanmaz. mason olabilmek için öncelikle bir takım şartlara uymak gerekiyor. en başta ise iyi insan olmak şartı aranıyor. bu şartlara sahip bir kişi, iki üstat masonun locaya önermesi, soruşturma ve oylama gibi aşamalardan sonra, tekris törenine kabul ediliyor. inisiye olacak aday için oldukça heyecan verici, hayatı boyunca unutamayacağı bir deneyim sunan tekris töreninin ardından aday, nur-u ziyaya kavuşuyor. üstad-ı muhteremin adayı, mason ilan etmesiyle birlikte artık mason sıfatı kazanılıyor.

çok kolay değildir. çünkü insanlar masonları şeytana hizmet eden inançsız dünyayı yöneten ve harap etmeye çalışan bir oluşum olarak görüyor. oysaki masonlar kendilerini insanlığa yardım etmeye adamış arif kişilerdir. kendileri hakkındaki bu tip saçma teoriler neden ve nasıl türedi açıkçası bilmiyorum ama umarım insanların kendileri hakkındaki olumsuz düşünceleri düzelir.

türkiye'de iki tane mason locası var.
zamanında bir siyasetçinin girmesi ile ikiye bölünüyorlar.

hangisinin üyeliği gerçek masonluk sayılıyor?
neden hala birleşmediler?
birine üye olduğumuza diğerleri bizi mason olarak kabul edecek mi?

kısacası bu sorular bana türkiye'de masonluğun tırt olduğunu gösteriyor.