türkiye ekonomisinin gidişatı

bilinmeze doğru sürükleniyor.

allah'a emanettir.

batılı devletler türkiye'nin iktisadi bağımsızlığını elinden almak için planlar yapıyor. ben olsam ben de yaparım zira her ülkenin ulusal çıkarları var.

eski başkan demişti, yeni başkan da aynısını yapacak ve yaptırım uygulayarak bizi imf ile masaya oturtmadan önce erken seçime zorlayacaklar.

seçimde muhtemelen ali babacan ya tek parti ya da koalisyonun büyük ortağı olarak başbakan olacak.

ali babacan yüzde kaç oy alıyor demeyin. esas olan kararsız dediğimiz seçmen. onlar da doları düşürene oy verir. ali babacan başbakan olacak derken de ilk icraatı yeniden güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek olacak.

amacım siyasi propaganda yapmak değil. bu saatten sonra ya kemal derviş gibi sömürge valisi atayacaklar ya da güvendikleri birini iktidar yapacaklar.

hayatımda hiç bu kadar dengesiz giden bir şey daha görmedim. işi döviz ile olan abilerime saygılarımı sunuyorum.

bir günü bir gününe uymayan gidişat.

- tek özelliği gitmesi olan bir bisikletin bile minimum bir asgari ücretin yarısı olması
- sadece konuşmaya yarayacak bir telefonun min 2000 lira olması
- gençlerin bir zevki olan playstation ı 3 asgari ücret ile alamamak. ki 4 ay çalıştın aldın oyununu alamazsın
- sadece internete girebildiğin (belki soltaire da oynayabilirsin) bir bilgisayarın min 3000 lira olması
- 4 tekeri olan metal parçasının sadece tekeri dönme özelliği olanı min 40000 lira (evet 98-2000 model clio bulabilirsiniz. benzin koyabilir misiniz ayrı konu)
bazı devlet büyüklerimize göre ya da devlet büyüklerinin tanıdıklarına göre bunlar hayatta kalmak için zorunlu değil zorunluyla devam edelim
-ev kiralarının asgari ücretin yarısı olması + faturası, mutfak masrafı derken paramız bitti.
yazarken durum buydu. yarın bile bir edit gelebilir. gidişatı burdan anlayabiliriz.

bazen sadece marketteki etiketlere bakarsın ve bütçeni sorgularsın dediğim başlık.

(bkz: bindik bi alamete gedeyoz gıyamete)

uçurumdan düşüyoruz

kötü

yokuş aşağı, dinozor... öyledir.

(bkz: ehonomi çohh eyyi yeğenim)

açlık sınırı 3 bin yoksulluk sınırı 10 bin olarak açıklanan ülkede asgari ücretin 3 binin alti olması.. çok şükür açlık sınırını geçtik ailemle yaşadığım için yoksulluk sınırındayız açıklamalara göre..

türkiyenin nüfusu çok fazla. her bok ondan kaynaklı aslında.

hangi gidişat? eksi de bir gidişat elbette siz de haklısınız. burada sayfalarca a'dan z'ye anlatırdım 20 yılda olan biteni, yapılan sözüm ona hataları ama yoruldum. üşeniyorum artık.

bir sayı doğrusu düşünün pozitif değerler ve negatif değerler biz birinde yoğun olarak varlık gösterir ve ilerleriz.

kanıksandığında insanı güldüren ve akıllara "yırmığa gidiyoz" diyen dayıyı getiren gidişattır.

twitterda biri yazmıştı geçenlerde herkes bir kişiye bir lira verse 80 milyon ediyor bununla her insan ülkeye yatırım yapsa cart curt diye. mevcut ekonomi planımızdan daha iyi keşke değerlendirseydik onu.

gidişat beşli çetenin cebine doğru, ülkenin ekonomisi kötüleştikçe 5li arkadaşların ekonomisi düzeliyor.

bana güzel.

halk fakirlesmis fakirlesmemis falan bunlar benim sorunum olmaktan çıkalı bana güzel.

biz bunları zamanında anıra anıra söyledik sonuç değişti mi? değişmedi niye tatlı kafamı bu ciğeri beş para etmez halk için yorayim?