türkiye'nin lebensbraum ihtiyacı
başlık "archie bunker" tarafından 15.08.2025 22:18 tarihinde açılmıştır.
1.
çok da uzak olmayan bir gelecekte suriye'nin üç parçaya bölünmesi ve abd destekli kürt güçlerinin devletleşerek türkiye ile komşu olması, bu bağlamda türkiye'de etnik problemim yoğun yaşandığı güneydoğu illerinde de birleşik kürdistan hedefine ulaşmak için yoğun kalkışmalar yaşanacağı ihtimali hiç de düşük değil. daha gerçekçi senaryo ise türkiye'nin suriye'deki devletleşme yolundaki ypg'ye askeri müdahalesi. bu, ise dünya tarafından fiili bir işgal girişimi olarak algılanacağından tüm dünyayı karşımıza almamıza sebep olur. ayrıca orada sadece ypg ile değil abd'nin silahlandırdığı ve eğittiği bir güçle savaşmak durumunda kalacağız. üstelik, bunun büyük şehirleri de içine alan bir etnik gerilim ve düşük yoğunluklu çatışmayı tetiklemesi olası. tüm bunların sonunda türkiye, bölünme sonrası yugoslavya artığı devletler gibi sade suya tirit bir ülke haline gelecektir.
oysa ki türkiye her şeye rağmen eğitimli ve dinamik nüfusu, bürokratik geleneği, askeri mirası nüvesinde taşıyor. o halde türkiye'nin orta anadolu, karadeniz ve ege havzası'nda sıkışmasını önlemek, yayılmacı kürt ve arab ( mülteciler) istilasına karşı miğfer oluşturabilmek için nazi almanya'sının bir zamanlar uyguladığı lebenbraum ( doğal yaşam alanı) politikasına ihtiyaç var. türklerin rahat edemediği bir düzende komşu ülkelerin de rahat etmesi mümkün olmayacağı için, komşu ülkelerin de haritalarının değişmesi kaçınılmaz olacaktır. bu bağlamda iran azerbaycan'ının özgürleşmesi bizim için iyi olacaktır. böylece israil'in ön karakolu olan kürdleri de boğabiliriz. ayrıca azerbaycan'la birleşme teknik olarak faydadan çok zarar getirecek olsa da güçlü bir ittifak kurulabilir. sayısı 50-55 milyon civarındaki türklerin bugünkü yüzölçümün yarısı kadar bir alan sıkışması mantıklı değildir.
oysa ki türkiye her şeye rağmen eğitimli ve dinamik nüfusu, bürokratik geleneği, askeri mirası nüvesinde taşıyor. o halde türkiye'nin orta anadolu, karadeniz ve ege havzası'nda sıkışmasını önlemek, yayılmacı kürt ve arab ( mülteciler) istilasına karşı miğfer oluşturabilmek için nazi almanya'sının bir zamanlar uyguladığı lebenbraum ( doğal yaşam alanı) politikasına ihtiyaç var. türklerin rahat edemediği bir düzende komşu ülkelerin de rahat etmesi mümkün olmayacağı için, komşu ülkelerin de haritalarının değişmesi kaçınılmaz olacaktır. bu bağlamda iran azerbaycan'ının özgürleşmesi bizim için iyi olacaktır. böylece israil'in ön karakolu olan kürdleri de boğabiliriz. ayrıca azerbaycan'la birleşme teknik olarak faydadan çok zarar getirecek olsa da güçlü bir ittifak kurulabilir. sayısı 50-55 milyon civarındaki türklerin bugünkü yüzölçümün yarısı kadar bir alan sıkışması mantıklı değildir.
devamını gör...
2.
lebensbraum değil. lebensraum. yani siyasi yaşam alanı. hitler ve nazi partisinin hedeflerinden biri. üstün ve seçkin sayılan ırk ya da ulusun, ötekileri hiçe sayarak ve yokederek kendisine yaratmak istediği siyasi coğrafya.. şimdiki israilin de hedefi.
türkiye neden bir faşist proje peşinde olsun.
neden anayurduna yönelmemiş savaş veya projelerin avadanlığı olsun. mustafa kemal çizmiş sınırlarını, koymuş ilkelerini.
sen o ilke ve çizgide misin değil misin. sorun bu. değilsen hitler programı mı seni kurtarır, emperyalist projelerin maşalığı, piyonluğu mu..
evet dış konjonktür değişiyor.. ama sor bakalım kendine niye aleyhine değişiyor. bunda payın ne. bu sorgulamayı yapıp doğru cevaplamadan, çözebilir misin.. düşün bakalım. burnuna tutulan yeni osmanlı havucu ve atgözlüğü ile emperyalizmin dolap beygirliğine soyunursan, sana lebensraum mu verirler, kendine ahır mı ararsın bilebiliyor musun. onların osmanlısını altıyüzyıl taşıdın sırtında elinde ne kalmıştı..
senin lebensraum iddian gücün olsa konjonktür böyle mi gelişirdi düşündün mü.
frenkçe literatür ambalajı ile yurtseverlikte aydınlık da olmaz.
türkiye neden bir faşist proje peşinde olsun.
neden anayurduna yönelmemiş savaş veya projelerin avadanlığı olsun. mustafa kemal çizmiş sınırlarını, koymuş ilkelerini.
sen o ilke ve çizgide misin değil misin. sorun bu. değilsen hitler programı mı seni kurtarır, emperyalist projelerin maşalığı, piyonluğu mu..
evet dış konjonktür değişiyor.. ama sor bakalım kendine niye aleyhine değişiyor. bunda payın ne. bu sorgulamayı yapıp doğru cevaplamadan, çözebilir misin.. düşün bakalım. burnuna tutulan yeni osmanlı havucu ve atgözlüğü ile emperyalizmin dolap beygirliğine soyunursan, sana lebensraum mu verirler, kendine ahır mı ararsın bilebiliyor musun. onların osmanlısını altıyüzyıl taşıdın sırtında elinde ne kalmıştı..
senin lebensraum iddian gücün olsa konjonktür böyle mi gelişirdi düşündün mü.
frenkçe literatür ambalajı ile yurtseverlikte aydınlık da olmaz.
devamını gör...
3.
almancaya benzetebilmişsin.
devamını gör...
4.
bence bunun çok daha kolay bir çözümü var o da türk* kişilerin ülkenin doğusundan kaçınmayı bırakması. batıya ve büyük şehirlere hatta onların da belli ilçelerine bloklanıp sonra doğuda türk nüfüsu çok az yerlerin taşkınlığını düşünmek anlamsız oluyor. sistemli şekilde uygulanacak olursa türküm diyenler örgütlenip kayda değer bir yüzdede doğuya yerleşmeliler. bizim koşullarını beğenmeyip kaçındığımız her yer daha da boka sarıyor.
devamını gör...
5.
başlığı görünce, türkiye'nin yeni bir bira markasına ihtiyacı var sandım.
devamını gör...