archie bunker yazar profili

archie bunker kapak fotoğrafı
archie bunker profil fotoğrafı
rozet
karma: 20472 tanım: 2792 başlık: 479 takipçi: 16
Nabukadnezar'ın gotünün gılıyım.

son tanımları


israil

s.ktiğimin israil'i şu herife bir vatandaşlık verse de kurtulsak. yancı meriçlerle, suratına cim cif yaptırmaktan sıfatının nur-u ilahisi gitmiş cougarlardan bile bu adam kadar sıtkım sıyrılmadı.
devamını gör...

enver aysever

alevi vuvuzelası
devamını gör...

izmir otogarı

batı kürdistan'ın başkenti izmir'e yakışan çok kürdistani bir mekandır. bir zamanların topkapı'sını aratmaz. esenler'in seviyesinde değildir.
devamını gör...

mustafa sandal'ın ödediği nafakanın dekontunu paylaşması

hep kant'tan, hegel'den, tarkovski'den mi gideceğiz. biraz da magazin.

mazinin tanınmış pop yıldızlarından mustafa sandal beyefendi, eski eşi ve aynı zamanda tanınmış veteran basketbolcu, mirsad türkcan'ın da öz kız kardeşi olan emina jahoviç'e yaptığı 205 tl'lik nafakanın dekontunu paylaşmış. aslına bakılırsa sayın sandal'ın ödediği nafaka, iştirak nafakası olup, çocuklarına ödenen bir paradır. bilindiği gibi ünlü şantörümüzün iki adet oğlu bulunmaktadır. dolayısıyla bu dekontu sızlanma amacıyla paylaştıysa, şunu söylemek lazımdır ki, eşi eskinin bir modelidir. sen ne kadar eli yüzü düzgün olursan ol, şöhret, nüfuz ve en önemlisi paran yoksa, bu güzellikteki ve popülerlikteki kadınlar sana çöpünü bile atmaz. çocuklarının ikisi de muhtemelen özel okula gidiyor ve normal vatandaşların yaşadığı standartların çok üzerinde yaşıyordur. iki tane olduklarını da göz önüne alırsa 205 bin tl bizim için fazla ama kendisi için makul bir iştirak nafakasıdır.

eğer çocuk yoksa ve sen hala eski eşine nafaka ödüyorsan işte bu bir problemdir. yani boruyu başkası döşüyor, sen de viski-çikolata paralarını ödüyorsan, bu durum insana kötü bir his verir. zannedersem durumu bu şekilde değil. o yüzden yan sanayi ürünü penelope cruz'u kütürdetirken iyiydi de yavrular için ödeme yaparken mi giran geldi diye sorarlar adama.
devamını gör...

sözlüğü bırakma kararı almak

2 numaralı madde beni hayli tatmin etti. bir de beyazıt öztürk'le temasa geç istersen.
devamını gör...

sözlüğün en güzel kadın yazarı

polat alemdar sesiyle okuyunuz :

- yek öldü
- killerqueen öldü
-meja öldü
- nevada öldü
-ihtimaller perisi öldü
- işte ben böyle bi kadınım öldü
-tallulah öldü
- lilium ( memeleri ölünce o da ölmüş sayıldı)

geriye kalanlarla da ilgilenemem, nazarımı hakikate müteveccih kıldım artık.
devamını gör...

kürtlerin solcusunun çok dincisinin az olması

aralarındaki fark, zımni bir görev bölüşümünden ibarettir. kürtçülük hususunda dincisiyle sözde solcusunun bir farkı yoktur. akpli yahut yeniden refahlı bir kürt ile dem-pkk çizgisinde olanın türkiye'nin temel sorunlarıyla alakalı söyleyeceği şeyler, kendi etnisitelerine göre sorunları tanımlamak ve nalıncı keseri gibi kendilerine yontulursa, meselenin çözüleceği yönünde görüş bildirmektir. aynı ezberleri tekrar ederler. dincisi, buradaki dinciyi güder, pkklısı ise zaten türk solunu on yıllardır güdüyor.
devamını gör...

yavuz ağıralioğlu

en arap benim partisi başkanı.
devamını gör...

rumble in the jungle

(bkz: when we were kings) belgeseli, bu müsabakanın politik, kültürel ve psikolojik arka planını, tarihsel şahitlerin dilinden anlatan güzel bir çalışmadır.
devamını gör...

perfect days

küçük ve yalnız olmayı kendi iradesiyle seçmiş bir orta yaş sonu erkeğin, sessizlik ve minik şeylerden çıkardığı mutluluklarla dolu dünyası. tabii bir refah toplumunda kimsenin yapmak istemeyeceği bir işte çalışıp, kutu gibi evinde her gün musmutlu yaşar, dışarıda yiyip içmeye, düzenli olarak hamama gitmeye de para yetirebilirsin. gel de sen bu sokuk ülkede evladını üniversitede okutmak için 65 yaşında iş hanlarında, şehrin bir ucundaki site bozması rezidanslarda bekçilik yapan mehmet efendi'ye anlat perfect days'i. etrafta mülteci yok, dızo yok, huzur bozan, serserilik yapan, kuralları çiğneyip insanları rahatsız etmekten haz alan psikopatlar yok, eğitimli ve nispeten yaşlı bir nüfus var. böyle memlekette ben de yaşarm perfect days'i. eğer japon bir yönetmen tarafından çekilseydi, filmi sürekli başarılı olmak için öğrencilik hayatından itibaren psikolojik ve manevi baskı altına alınan ve acımasız iş koşullarına karşı alternatif hayat yaşayan bir anarşist japonun hikayesi olarak yorumlamaya meyledebilirdim. ama alt tarafı
vim wenders'in yaşlılık dönemi işi. maalesef bozuk ve dejenere bir orta doğu ülkesi olarak günlerimiz hiç de perfect değil ve genç kızlar da bizi süzmüyor tarrağım.
devamını gör...

iskender evrenesoğlu

muhtemelen 80'lerde filizlenen ama benim de yaşadığım 90'ların ankara'sında başkanı olduğu mihr vakfı önünde sürekli koruma amaçlı bekleyen polis ve sivil istihbarat üyelerinden ötürü, devletin himayesinde olmasa bile en azından gözetiminde olduğunu anladığım sahte peygamber. kendisi eski bir menzil tarikatı müntesibiydi. ancak nasıl olup da kendisini mehdi-resul olarak hiç de azımsanmayacak sayıda kişiye kabul ettirdiğini anlayamamıştım. şu an grubun ne vaziyette olduğunu bilmiyorum.
devamını gör...

normal sözlük yazarları

hiç birini gerçek hayatta görmedim ve tanımıyorum. birbirimizi tanımaya ihtiyacımız olduğunu da düşünmüyorum. yine de eğer gerçek hayatta akrabalardan, arkadaşlardan veya dost sanılanlardan yana bir hayal kırıklığı oluşmuşsa ve buradan uzun soluklu, birbirini pohpohlama şeklinde değil ama dert ortaklığı ve fikir paylaşımı babında bir ilişki doğuyorsa, o insanları da talihli kabul edebiliriz. ben şahsen gerçek hayatı bile hayal perdesi gibi görüyor ve o realiteye intibak edemiyorken, buradan birilerini seçip, kendime fikir ortağı veya yol yoldaşı olarak edinmem çok güç. zira sanal da başka birilerinin hayatının gerçeğidir. burada çok cazip insanlar varsa neden başkaları onları kendi yaşamlarına ortak etmediler ? neden hepsi bu kadar yalnız ? lafı önce kendime söylüyorum yanlış anlaşılmasın.
devamını gör...

bülbülü öldürmek

8 yaşında trt'de izlediğim film beni o kadar etkilemişti ki seneler sonra romanı okuduğumda aynı tadı alamadım. keza gregory peck, atticus finch rolünde öyle bir performans sergiliyor ki bu performansta oyuncu, artık karakterin içinde yok oluyor. filmi izledikten sonra kitabı okuyanların tamamı, atticus finch karakterininin olduğu bölümlerde, peck'in sağlam ifadeli, yakışıklı yüzünü gözlerinin önlerine getirmişlerdir. atticus finch bir vicdan kahramanıdır. her ne kadar son 15 senede değişen politik yargılardan ötürü bu karaktere sol-liberal siyah çevrelerden beyaz bakış açısını sterilize ediyor, eleştirisi gelse de atticus finch, tüm amerikan edebiyatı eserleri arasında en ikonik figürlerden bir tanesi. romanın aslında harper lee'nin de arkadaşı olan truman capote tarafından mı yazıldığı, hep bir merak konusu olarak kaldı. yine de filmdeki dill karakterinin küçük truman capote olduğu çok açık.
devamını gör...

saraybosna

2 sene önce bizim oğlanlarla 4 gün kaldığımız türk islamlığının avrupa'daki en uç noktası. tabi ki oldukça küçük bir şehir ve gezip dolaşılacak yerler metropolde büyümüş insanlar için son derece sınırlı. ona rağmen soykırım müzesini, yerel halkın türklere olan sevgisini, kalabalık ailelerle gezip bolca döviz bırakan arap turistleri, gazi hüsrev bey camisini ve orada yaz yağmuru altında açık havada dinlediğim ve yarım saate yakım sürmesine rağmen hiç sıkılmadığım boşnakça hutbeyi, esnafın gevşekliğini, ince ve tuhaf yapılı sivrisinekleri, o sivrisineklere sebep olan şehrin içinden geçen kirli dereyi, avrupa'nın en eski bira fabrikasını, devasa uzunluktaki insanlarını, biz namaz kılarken inadına çan çalan baş çarşı yolundaki katedrali unutamadım.

en unutamadığım ise çarşı'daki osmanlı yapısı tarihi sebil idi. bu güzel çeşme, yaz sıcağından bunalan bizlerin pet şişelerini mütemadiyen doldurduğu, bir zamanlar zalimlerin masumları öldürmek için mevzilendiği karlı saraybosna dağlarından kopup gelen sulardı. soğukluğundaki letafeti anlatmak mümkün değil. tabi o çeşmeden su içenler bir daha buraya gelir söylencesini de tebessümle dinledik. meğerse efsanenin ötesindeymiş. zira küçük oğlum bu sefer arkadaşlarıyla çıkacağı balkan turunda saraybosna'ya da uğrayacakmış. bu sefer güzel bir kız almadan gelme dedim. o da inşallah dedi. istanbul veya bursa ne ise saraybosna da odur. hepimiz saraybosnalıyız.
devamını gör...

marilyn monroe

suudi arabistan'ın kurucu kralı abdülaziz el suud ( ibn suud) 1947'de 20 th century fox şirketini ziyaret ettiğinde, öğle yemeğini stüdyonun kafeteryasında oyuncularla yiyor. o esnada isimsiz bir oyuncu olan marilyn monroe ile aynı masayı paylaşıyorlar.

x.com/historyinmemes/status...
devamını gör...

nick vermeden bir yazara seslen

devamını gör...

david walsh

tour de france'ı 7 kez kazandıktan sonra dopingli olduğu ve kan dopingi amaçlı bir suç çetesini manipülasyon, iftira ve şantajlarla idare ettiği ortaya çıkan abd'li bisikletçi lance armstrong'un aslında bir sahtekar olduğunu ilk şampiyonluğundan itibaren anlayan ve onunla mücadele eden irlandalı spor gazetecisi, adil bir insan. neden adil bir insan dediğimi ve bu suç çetesiyle mücadele ederken maruz kaldıklarını kendi ağzından şu röportajında okuyabilirsiniz.

sotanintercumanlari.blogspo...
devamını gör...

dm'den kalp atmak

sabahtan beri bu muhabbet geçiyor ama ben bir şey anlamadım. sadece dahlvier kardeşim birisine kalp atmakla itham edilmiş. yani itham edilmiş ibaresini kullanıyorum çünkü öyle şeyler okudum ki sanki dahlvier '' emaneti dikeltmiş de vasili zaytsev'in tüfengi gibi karşıya yönelik poz vererek, gözünü kestirdiği hanım bayan yazar kişisine '' bu da benim küçük dahlvier yavrum'' diye mesaj atmış. bu arada ben de kalp atmak istiyorum ama dm'den nasıl emoji atılır bilmiyorum. hele bir öğreneyim diko kardeşimin bıyıkları için kalpler atacağım.
devamını gör...

müjde

başrolünde milli ve yerli milfimiz ( yoksa granny mi demeliydim ? ) lale mansur ile fransız-cezayir kırması bir arabın oynadığı 2022 yapımı film. 60'lı yaşlarda dadminsiz ve dul bir türk kadınının, suriyeli mülteci bir gençle tanışıp, dadminin kralını yaşaması ancak pis kaka türklerin foşik foşik hareketler yaparak suriyeli boru döreme üstadı kardeşimize hayatı nasıl zindan ettiğini anlatıyor. sonunda müjde abla muhtemelen zevkten kalp krizi geçiriyor. suriyeli kardeşimiz de çüke çüke kadını zevkten öldürme şüphesinden olsa gerek, göz altına alınıyor. bu arada yedi ceddiyle burada kök salmaya çalışan suriyeliler gibi bir realitemiz varken, filmdeki suriyeli de nedense memleketine geri dönmeye çalışıyor. ulan bulmuşsun fok balığı gibi karıyı, bedavadan mala vuruyorsun.
devamını gör...

iffet (film)

kesinlikle kötü bir film değil. saçma gibi görünen ama kısmi bir rıza ile pek de mümkün olabilecek tecavüz sahnesi, filmin önüne geçmiş. oysa hem cemil (faruk peker) karakterinin kişiliğiyle hem de varoş-türk tipi erotik kaçamağın mantığına göre bu cinsel içerikli sahne gerçeklere uygundur. ilk gençliğini 80'lerde yaşamış birisi olarak her mahallede güzelliği ve kadınsı hatlarıyla ergenlerden, olgun yaştaki erkeklere kadar dikkat çeken, arzulanan iffeti benzeri kızlar olduğunu söyleyebilirim. mahallenin afili, külhani ve eli yüzü düzgün delikanlılarından bir tanesi de punduna getirebilirse bunlarla beraber olur ama o dönemki muhafazakarlık ve imkansızlıklardan ötürü muhtemelen bu birleşmeler alelacele ve sakil şekilde cereyan ederdi.

evet bu film için bir sıfat kullanmam gerekse nefes nefese, bir çırpıda veya alelacele derdim. olayları son derece hızlı ve akışkan bir şekilde ama dört nala anlatıyor. şok edici bir gelişmeden sonra hemen değişen duruma adapte oluyorsunuz. iffet'in sokaklara düşüşü, yükselişi ve bu yükseliş uğrunda ödediği bedeller ışık hızında anlatılıyor. bu film ve o sahneler özelinde (bkz: ergun uçucu) 'nun performansına ve rolündeki inandırıcılığına hayranım. ancak tüm bu süratli akış, seyirciyi dışarıda tutan, karakterle özdeşleşme imkanından alıkoyan bir durum. muhtemelen yönetmenin de acelesi vardı. o dönemki finansal problemler malum. bu, anadolu seyircisinin beğeneceği üçüncü sınıf arabesk bir ticari film olmadığı gibi o dönemlerde örneklerini görmeye başladığımız sanat filmlerinin kıvamında bir çalışma da değil. arafta kalmış popüler bir anlatı. ancak müjde ar'ın sonradan özdeşleşeceği cinsel ve toplumsal özgürlüğünü talep eden şehirli feminist kadın imajını pekiştirecek, atıf yılmaz çalışmalarının daha ticari ve erken bir prototipi.

iffet ( müjde ar)'da açık bir baba figürü problemi var. zaten babasıyla ölüm döşeğindeki yüzleşmesi esnasında söylediği sözler de filmin ana fikrini oluşturuyor. yine de babası baskıcı olmasaydı dahi iffet rahat bırakılmazdı. güzelliği onun kaderini çizdi. tüm olanlardan sonra cemil'i hala sevebilmesini, hayatın doğal akışına ve kadınların genel mentalitesine uygun bulmadım. bir yere kadar intikam almayı istemesi gerçekçiydi ama kadınlar takıntı yaptıkları kişileri, kafalarında kurdukları imaj yıprandıkça kademeli olarak silerler. tepeye tırmanana kadar mebzul miktarda erkekle olan ve erkeklerin her türlü tuzakları ve zayıflıklarını bilfiil tecrübe etmiş bir kadın, artık cemil'i hamamböceği olarak bile görmez. dolayısıyla genç kız kardeşin eve geldiğinden itibaren filmin sonuna kadar yaşanan senaryo inandırıcılıktan uzak.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim