kesinlikle kötü bir film değil. saçma gibi görünen ama kısmi bir rıza ile pek de mümkün olabilecek tecavüz sahnesi, filmin önüne geçmiş. oysa hem cemil (faruk peker) karakterinin kişiliğiyle hem de varoş-türk tipi erotik kaçamağın mantığına göre bu cinsel içerikli sahne gerçeklere uygundur. ilk gençliğini 80'lerde yaşamış birisi olarak her mahallede güzelliği ve kadınsı hatlarıyla ergenlerden, olgun yaştaki erkeklere kadar dikkat çeken, arzulanan iffeti benzeri kızlar olduğunu söyleyebilirim. mahallenin afili, külhani ve eli yüzü düzgün delikanlılarından bir tanesi de punduna getirebilirse bunlarla beraber olur ama o dönemki muhafazakarlık ve imkansızlıklardan ötürü muhtemelen bu birleşmeler alelacele ve sakil şekilde cereyan ederdi.
evet bu film için bir sıfat kullanmam gerekse nefes nefese, bir çırpıda veya alelacele derdim. olayları son derece hızlı ve akışkan bir şekilde ama dört nala anlatıyor. şok edici bir gelişmeden sonra hemen değişen duruma adapte oluyorsunuz. iffet'in sokaklara düşüşü, yükselişi ve bu yükseliş uğrunda ödediği bedeller ışık hızında anlatılıyor. bu film ve o sahneler özelinde (bkz:
ergun uçucu) 'nun performansına ve rolündeki inandırıcılığına hayranım. ancak tüm bu süratli akış, seyirciyi dışarıda tutan, karakterle özdeşleşme imkanından alıkoyan bir durum. muhtemelen yönetmenin de acelesi vardı. o dönemki finansal problemler malum. bu, anadolu seyircisinin beğeneceği üçüncü sınıf arabesk bir ticari film olmadığı gibi o dönemlerde örneklerini görmeye başladığımız sanat filmlerinin kıvamında bir çalışma da değil. arafta kalmış popüler bir anlatı. ancak müjde ar'ın sonradan özdeşleşeceği cinsel ve toplumsal özgürlüğünü talep eden şehirli feminist kadın imajını pekiştirecek, atıf yılmaz çalışmalarının daha ticari ve erken bir prototipi.
iffet ( müjde ar)'da açık bir baba figürü problemi var. zaten babasıyla ölüm döşeğindeki yüzleşmesi esnasında söylediği sözler de filmin ana fikrini oluşturuyor. yine de babası baskıcı olmasaydı dahi iffet rahat bırakılmazdı. güzelliği onun kaderini çizdi. tüm olanlardan sonra cemil'i hala sevebilmesini, hayatın doğal akışına ve kadınların genel mentalitesine uygun bulmadım. bir yere kadar intikam almayı istemesi gerçekçiydi ama kadınlar takıntı yaptıkları kişileri, kafalarında kurdukları imaj yıprandıkça kademeli olarak silerler. tepeye tırmanana kadar mebzul miktarda erkekle olan ve erkeklerin her türlü tuzakları ve zayıflıklarını bilfiil tecrübe etmiş bir kadın, artık cemil'i hamamböceği olarak bile görmez. dolayısıyla genç kız kardeşin eve geldiğinden itibaren filmin sonuna kadar yaşanan senaryo inandırıcılıktan uzak.
devamını gör...