tutunamayanlar kürk mantolu madonna aylak adam

ortalama kezbanentel bir dişide rahatlıkla iş yapacak üçlü.

yahu kitap kitaptır kardeşim. okursun geçersin. hani cem yılmaz diyor ya fakirin fakire zulmü gibisi yok diye.
her şeyi bir kalıba sokmak zorunda mısınız?
tamam anladık okuyorsunuz. anladık kültürlüsünüz.

okuyan okuduğu üzerinden,
okumayan okumadığı üzerinden,
beriki de okuyanları sınıflandırarak,
üstünlük çabasında.

bırakın milletin ne yaptığını da siz ne yapıyorsunuz ona bakın!
t*: edebiyatımızdan üç eserin isimlerinin yan yana yazılmasıyla meydana gelmiş başlık.

edebiyattan anlamayanların versusudur. ortalama kezban'da iş yapacak denilen kitaplardan tutunamayanların modern çağda anlaşılması on yıldan fazla zaman almış nihayetinde postmodernizm unsurlarını taşıyan en önemli yapıtlardan sayılmıştır. aylak adam romanının içeriği ise öyle yüzeysel değerlendirilecek bir muhtevaya sahip değildir. kürk mantolu madonna romanının tek günahı ise popülerlik yüzünden ayağa düşmesidir. kezbanlık falan deyip insanları aşağılayıp bir de edebiyatı emellerinize kurban etmeyiniz.

sırasıyla tutunamadığım, kopamadığım ve beğendiğim romanlardır. sırf popüler oldukları için yerilmesi ya da şov malzemesi yapılması haksızlıktır.

aylak adam ve tutunamayanlar post modernizm akımına bağlı kitaplardır. aylak adam'da bazen, tutunamayanlar'da ise sıkça zihin akışı tekniği kullanılmıştır. ikisi de edebiyatımızın modern ve etkileyici eserleri arasında yer alır. kürk mantolu madonna ise hikayesi bakımından tatlı ve güzel bir aşk romandır. teknik açıdan ise toplumsal gerçekçilik akımına daha yakın olduğunu söyleyebilirim.

üçünü de okudum cingöz recai alır.

değerli edebi eserlerdir. talihsizlikleri böyle bir dönemde popülerleşmeleridir. insanoğlu farklı olduğunu hissetmek istiyor, bu da egonun bir yönü. kötü de değil, hepimiz biricik olmak isteriz. temcit pilavı gibi her yerde aynı eserlere aynı güzellemeleri görmek insanları biraz belki de fazlaca irite ediyor. bu normaldir. ancak bu eserleri değersizleştirmek pek makul bir tutum olmayacaktır.

aylak adam sanırım beni sarsmadı.
kürk mantolu madonnayı beğendim ve ikinciyi okumayı düşünüyorum.

tutunamayanlar okuyacak göt bende olamadığı için onun hakkında yorum yapamam ama hem kürk mantolu madonna hem aylak adam için kurşun atar kurşun yerim.

gerçekten ikisi de çok ama çok iyi kitaplar.

üçünü bir araya koymak ayıptır.

tutunamayanlar post modern türk romanı için bir dönüm noktasıdır. beğenin beğenmeyin, her ne kadar ergen tayfanın elinde yolunmuş kaza dönse de edebi değeri hala yüksek ve ilklerden olması sebebiyle sarsılmazdır.

aylak adam yusuf atılgan'ın şaheseridir, anayurt oteli kadar boğmaz* ama öyküleri gibi hızlıca okunup geçilmez. anayurt oteli'nin yeri de çok ayrıdır bende ama aylak adam zamansız bir eserdir (roman boyunca hangi yıllarda geçtiğini belirten bir şey de yoktur zaten). hem akıcı hem sıkıcı, hem iç açıcı hem boğucu, hayat gibi bir şey bu roman.

kürk mantolu madonna ise, sabahattin ali'ye tüm saygımla, belki de güzel bir eser olmakla birlikte o denli yeri ayrı bir eser değildir. sabahattin ali'nin öyküleri çok daha iyidir. maalesef madonna ise kahve yanında fotoğraf çekimlik bir eser haline geldi tamamen. frida kahlo gibi bir şey oldu. yazık oldu. bir de metinlerarasılığının yüksek olması sebebiyle borges'ten çalıntı olduğuna dair bir şeyler çıkmıştı, o da çok kötü oldu.

o yüzden bu üçünün yan yana yazılmasına, aynı değerin verilmesine şiddetle karşı çıkmaktayım. belki tutunamayanlar'ın subjektif değerini ayrı tutarsak aylak adam'la bir tutulabilir, orada da beğeni konusunda aylak adam'ı kat kat üstte tutarım.

üçü de müthiş eserlerdir ama kürk mantolu madonna bir başkadır.
sıkıldıkça sesli kitap versiyonunu da dinlerim. hiç eskimez