universitas

roma imparatorluğu yıkıldıktan sonra dönem dünyasında eğitim, öğretim adına ya bir piskoposun ya da manastırların okulları kalmıştı ve bunlar da “yedi serbest sanat” adı altında toplanıp, akabinde de iki gruba bölünerek bir müfredat oluşturdular. “quadrivium” müzik, aritmetik, geometri, astronomiyi içine alıyordu; “trivium” ise gramer, retorik ve aristoteles’in birkaç parçasının çevrilmesinden ibaret olan mantık derslerini içeren bir müfredattı.

ilk öğretim müfredatı diyebileceğimiz bu tarihi durumdan yıllar sonra ise öğretmenlerle öğrenciler, piskoposun yönetiminde paris’te bir birlik halinde örgütlendiler. bu birliğe “universitas”, yani “genel birlik” adı verildi.

günümüzdeki adını söylememe gerek yok herhalde.

(bkz: septem artes liberales)

ülkemizde koca koca profesörler bir ara bu kelimeye türkçe karşılık olarak evrenkent'i öneriyordu. herifler university'i universe ve city kelimelerinin birleşmiş hali zannediyordu. cehalete bak alüminyum. bu herifler profesördü bak. eleştireni de türkçeye karşı olmakla itham ediyorlardı.