#ödüllü filmler
orijinal adı: passengers
yönetmen koltuğunda morten tyldum'un yer aldığı 2016 yapımlı bilim kurgu-romantik filmidir. konu; avalon adındaki bir uzay gemisinin binlerce insanla birlikte 120 yıllık bir yolculuğa çıkmasıyla başlamaktadır.
yönetmen koltuğunda morten tyldum'un yer aldığı 2016 yapımlı bilim kurgu-romantik filmidir. konu; avalon adındaki bir uzay gemisinin binlerce insanla birlikte 120 yıllık bir yolculuğa çıkmasıyla başlamaktadır.
*sanat yönetmenleri birliği ödülü (2017)
*hamilton kamera arkası ödülü (2016)
*hamilton kamera arkası ödülü (2016)
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "flames" tarafından 24.11.2020 10:33 tarihinde açılmıştır.
1.
uzay yolcuları," passenger " bilimkurgu-macera filmi. başrollerinde chris pratt ve jennifer lawrence yer almaktadır.
gösterime giriş tarihi: 21 aralık 2016
yönetmeni: morten tyldum
chris pratt ve jennifer lawrence 'in mükemmel oyunculuğu ile akıcı ve heyecan dolu bir film.kisaca anlatirsam .uzaya yeni bir koloni kurulacaktir ve seçilen kişiler ile uzayda yeni gezene doğru yol alır. mühendisin yaşam kapsülünun bozulmasi ile muhendis kapsulden cikmak zorunda kalir ve macera an itibari ile başlar ; tabiki hayatinin sonuna kadar tek başına kalmak istemez ve hergün muhabet ettiği insansı robot ile dertlesirken aklına bir fikir gelir, bir seçim yapar.geminin en güzel kızını uyandirmak için plan yapar ve uygular. kızın hiç birşeyden haberi olmaksızın olayları çözmeye çalışır,.tek bilmedikleri ikiside diğer insanlarin hayatlarını kurtaran bir kahraman olacaklarindan haberdar değillerdir. harika bir bilim kurgu filmi. tv'de her yayınlandığında izlerim. ızlemediyseniz muhakkak izleyin derim .iyi seyirler..

devamını gör...
2.
oyuncu listesinde jennifer lawrence, chris pratt, michael sheen, laurence fishburne, jon spaihts, andy garcía, aurora perrineau, kristin brock, julee cerda, vince foster ve kara flowers gibi oyuncuların olduğu 2016 yapımı romantik/bilim kurgu türündeki filmin yönetmenliğini ise morten tyldum yapmıştır.
başka bir gezegene koloni kurmak amacı ile giden insanların gemisinde bir arıza sonrası uyanan bir kişi uzun bir süre tek başına yaşadıktan sonra gemide gördüğü güzel bir kızı uyandırmaya karar verir ama bunu ona söylemez ve kendiliğinden uyanmış gibi davranır kıza. bir süre çok güzel zaman geçiren ikilinin daha sonra kızın durumu öğrenmesinden sonra çok sinirlenen kızın öfkesiyle uzaklaşırlar ama gemide oluşan bir arızayı tamir etmek için birlikte çalıştıktan sonra tekrar bağ kuran ikili birlikte uzun bir ömür yaşarlar gemide.
kısaca böyle anlatılabilir ama adamın tek başına geçirdiği onca zamanı da film bize gösteriyor ve yalnızlığını yaşatıyorlar.
filmi beğendim evet beğendim. çünkü içinde sevdiğim ögelerin hepsi var nemi onlar. uzay, gelecek ve tabii ki zamanda yolculuk çok ucundan değinseler de var. ben filmleri izlerken bazı detayları görmek isterim ve bu filmde o detaylar var. film boyunca gerçek anlamda oyuncu olarak 4 kişi görürüz gerisi hep ya uyuyor ya da gelip hiç konuşmadan orada gözüküp gidiyor. iyi seyirler.
başka bir gezegene koloni kurmak amacı ile giden insanların gemisinde bir arıza sonrası uyanan bir kişi uzun bir süre tek başına yaşadıktan sonra gemide gördüğü güzel bir kızı uyandırmaya karar verir ama bunu ona söylemez ve kendiliğinden uyanmış gibi davranır kıza. bir süre çok güzel zaman geçiren ikilinin daha sonra kızın durumu öğrenmesinden sonra çok sinirlenen kızın öfkesiyle uzaklaşırlar ama gemide oluşan bir arızayı tamir etmek için birlikte çalıştıktan sonra tekrar bağ kuran ikili birlikte uzun bir ömür yaşarlar gemide.
kısaca böyle anlatılabilir ama adamın tek başına geçirdiği onca zamanı da film bize gösteriyor ve yalnızlığını yaşatıyorlar.
filmi beğendim evet beğendim. çünkü içinde sevdiğim ögelerin hepsi var nemi onlar. uzay, gelecek ve tabii ki zamanda yolculuk çok ucundan değinseler de var. ben filmleri izlerken bazı detayları görmek isterim ve bu filmde o detaylar var. film boyunca gerçek anlamda oyuncu olarak 4 kişi görürüz gerisi hep ya uyuyor ya da gelip hiç konuşmadan orada gözüküp gidiyor. iyi seyirler.
devamını gör...
3.
suyun yerçekiminden kurtulduğu sahneler güzel. bir ara kaptan'ın uyanıp geri ölmesi kötü kurgu bence. sonunu sevdim ama keşke sonunda orda bir aşiret falan olsaydı millet uyandığında. adem ve havva göndermesiyle efsaneler arasına girebilirdi. lawrence bacıyı seyretmek de iyi geldi. kadın tatlı abi yapacak bir şey yok.
devamını gör...
4.
ufak bir tanım yapacaktım fakat tutamadım kendimi ve uzadıkça uzadı. ben bir çok kez izledim zaten uzay denince ışığa giden sinek gibi oluyorum filmlerde. izlemenizi tavsiye ederim izlemediyseniz.
oyuncu sayısı olabildiğince az olan ve genel olarak duyguları göstermek üzerine işlene film olduğunu düşünüyorum. adamın tek başına kaldığı zamanlarda bize verdiği duygular olmasa onu anlamakta zorlanabiliriz. kızı gördükten sonra yaşananları belki hepimiz aynı şekilde yaşamak isteriz ama doğru zamanda doğruları söylemenin faydalarını ya da söylememenin zararlarını izliyoruz diyelim. tabii bu arada geminin durumunu düşünürsek adamın uyanması geminin kurtulması için tam olarak uyandırılması gereken kişi uyandırılmış başkası o durumda işi çözebilir miydi bilmiyorum. oradaki herkesin hayatını kurtarırken aynı zamanda kendine de bir hayat kuruyor. biraz uçuk olsa da fikir ve işleniş açısından izlenirliğini tavsiye etmekten hiç çekinmem çünkü benim bu filme karşı oldukça olumlu düşüncelerim var. her ne kadar inceleyenler bazen yerden yere vursa da bence güzel. bir filmde ne lazımsa onu koymuşlar adamın gelgitlerini de izledik tam vazgeçeceği sırada kızı görmesi ve onu uyandırması filmin bir diğer çıkmazları. yani kendimizi adamın yerine koyarsak aynı şeyi asla yapmam diyeceğimiz ne var ki.
bir kaza eseri uyanması gereken zamandan çok önce uyanan adamın tam vazgeçeceği sırada güzel bir kız görmesi ve onun ile ilgili bir çok şeyi okuyup izledikten sonra onu uyandırmak istemesi üzerine gelişen olayları izliyoruz. ikili önce iyi anlaşsa da daha sonra kız kendisini uyandıranın o olduğunu öğrendiğinde tamamen uzaklaşması ve daha sonrasında gemide oluşan sorunu beraber çözdükten sonra uzun bir hayat yaşamalarını görüyoruz ama uzun hayatı görmüyoruz sadece bize öyle fark etmemiz isteniyor.
oyuncu sayısı olabildiğince az olan ve genel olarak duyguları göstermek üzerine işlene film olduğunu düşünüyorum. adamın tek başına kaldığı zamanlarda bize verdiği duygular olmasa onu anlamakta zorlanabiliriz. kızı gördükten sonra yaşananları belki hepimiz aynı şekilde yaşamak isteriz ama doğru zamanda doğruları söylemenin faydalarını ya da söylememenin zararlarını izliyoruz diyelim. tabii bu arada geminin durumunu düşünürsek adamın uyanması geminin kurtulması için tam olarak uyandırılması gereken kişi uyandırılmış başkası o durumda işi çözebilir miydi bilmiyorum. oradaki herkesin hayatını kurtarırken aynı zamanda kendine de bir hayat kuruyor. biraz uçuk olsa da fikir ve işleniş açısından izlenirliğini tavsiye etmekten hiç çekinmem çünkü benim bu filme karşı oldukça olumlu düşüncelerim var. her ne kadar inceleyenler bazen yerden yere vursa da bence güzel. bir filmde ne lazımsa onu koymuşlar adamın gelgitlerini de izledik tam vazgeçeceği sırada kızı görmesi ve onu uyandırması filmin bir diğer çıkmazları. yani kendimizi adamın yerine koyarsak aynı şeyi asla yapmam diyeceğimiz ne var ki.
bir kaza eseri uyanması gereken zamandan çok önce uyanan adamın tam vazgeçeceği sırada güzel bir kız görmesi ve onun ile ilgili bir çok şeyi okuyup izledikten sonra onu uyandırmak istemesi üzerine gelişen olayları izliyoruz. ikili önce iyi anlaşsa da daha sonra kız kendisini uyandıranın o olduğunu öğrendiğinde tamamen uzaklaşması ve daha sonrasında gemide oluşan sorunu beraber çözdükten sonra uzun bir hayat yaşamalarını görüyoruz ama uzun hayatı görmüyoruz sadece bize öyle fark etmemiz isteniyor.
devamını gör...
5.
filmin orijinal adı passengers. bunu belirtme nedenim filmin adının filmin geneli ile bağlantılı olduğunu ve önemli olduğunu düşünmem.
ingilizcede passed away diye bir tabir var. hani deriz ya baki kalan bu kubbede bir hoş sada* imiş.
işte hepimiz bu dünyada yolcuyuz ve bu dünyadan gelip geçiyoruz. filmin meselesi uzay yolcuları veya uzay yolculuğu değil.
görünürde kolonizasyon gemisi ama filmin alt metninde bu hayatta amacınız ne sorusu sıkça konu ediliyor.
örneğin kendi mutluluğunuz için başkasını mutsuz etmeyi göz alabilir misiniz gibi çok ciddi soruları var.
filmde içinde her türlü konforu bulunan lüks bir gemide seyahat etmenin güzelliği vurgulanıyor. bu gemide sizi sürekli dinleyen hiç yorulmayan hiç susmayan lafa dengi dost kabilinden bir barmen de var.
yani adam aslında tam anlamıyla yalnız değil ama diyor ki senin duyguların yok. adam kendisi duygularını göstermeye gösteriyor ama esas ihtiyaç duyduğu birinin ona kızması ona sövmesi veya sevmesi.
bu açıdan bakarsak bu olmadığında ölmeyi istiyor. yani mesele konuşacak biri olmamasından ziyade bir insanın sizi görmesi.
bir an için karakterlerin türk olduğunu düşündüm. öyle sevdiği için aylarca uyandırıp uyandırmayacğına karar verme muhasebesini kimsenin yapacağını sanmıyorum.
bence gemideki kadın yolcular içinden bir seçki yapıp hepsini uyandırıp kendi haremini kurar hepsine de tecavüz ederdi.böyle düşündüğüm için üzülüyorum ama bence gerçek bu olurdu.
ben filmden ne anladım. homestead 2 gezegenine kalan 90 yıllık süre bir insan ömrü. içine doğduğumuz - içinde bulunduğumuz şartları - ortamı değiştirmek de çoğu zaman elimizde değil.
buna rağmen bizi biz yapan seçimlerimiz.
ben muhtemelen gemiyi yapana söver kendimi uzay boşluğuna bırakır. bıçakla da shawshank redemption gibi i was here diye adımı kazırdım.
ingilizcede passed away diye bir tabir var. hani deriz ya baki kalan bu kubbede bir hoş sada* imiş.
işte hepimiz bu dünyada yolcuyuz ve bu dünyadan gelip geçiyoruz. filmin meselesi uzay yolcuları veya uzay yolculuğu değil.
görünürde kolonizasyon gemisi ama filmin alt metninde bu hayatta amacınız ne sorusu sıkça konu ediliyor.
örneğin kendi mutluluğunuz için başkasını mutsuz etmeyi göz alabilir misiniz gibi çok ciddi soruları var.
filmde içinde her türlü konforu bulunan lüks bir gemide seyahat etmenin güzelliği vurgulanıyor. bu gemide sizi sürekli dinleyen hiç yorulmayan hiç susmayan lafa dengi dost kabilinden bir barmen de var.
yani adam aslında tam anlamıyla yalnız değil ama diyor ki senin duyguların yok. adam kendisi duygularını göstermeye gösteriyor ama esas ihtiyaç duyduğu birinin ona kızması ona sövmesi veya sevmesi.
bu açıdan bakarsak bu olmadığında ölmeyi istiyor. yani mesele konuşacak biri olmamasından ziyade bir insanın sizi görmesi.
bir an için karakterlerin türk olduğunu düşündüm. öyle sevdiği için aylarca uyandırıp uyandırmayacğına karar verme muhasebesini kimsenin yapacağını sanmıyorum.
bence gemideki kadın yolcular içinden bir seçki yapıp hepsini uyandırıp kendi haremini kurar hepsine de tecavüz ederdi.böyle düşündüğüm için üzülüyorum ama bence gerçek bu olurdu.
ben filmden ne anladım. homestead 2 gezegenine kalan 90 yıllık süre bir insan ömrü. içine doğduğumuz - içinde bulunduğumuz şartları - ortamı değiştirmek de çoğu zaman elimizde değil.
buna rağmen bizi biz yapan seçimlerimiz.
ben muhtemelen gemiyi yapana söver kendimi uzay boşluğuna bırakır. bıçakla da shawshank redemption gibi i was here diye adımı kazırdım.
devamını gör...
6.
2016 yapımı bilim kurgu/romantik türündeki filmin yönetmenliğini ise morten tyldum yapmıştır.
biraz felsefe biraz uzay biraz aşk diyebileceğimiz bir film, açıkçası ben felsefesini sevdim bu filmin.
hani ben asla şunu yapmam dediğimiz bir şey olur ve aradan biraz zaman geçip kendimizi o durumun içinde bulduğumuzda yaşadığımız o aydınlanma var ya; işte onu bu filmde yaşarsınız. ben size bir şeyi anlatarak sizi değiştiremeyeceğimi biliyorum ki yapabilsem bile bunun için özellikle çabalar mıydım emin değilim. belli konularda neden bu tavrı sergiliyor bu insanlar desem de değiştirme tuşunuz elimde olsa belki basmazdım emin olun. bu filmi izleyerek belki bir şeyler alırsınız ama izlerseniz tabii.
filmde android barmen ile her konuşması felsefe olarak baktım ben, her sohbetleri ayrı bir güzeldi. her ne kadar saklaması gereken bir sırrı bir insan gibi ağzından kaçırdığını anlamasam da garson detayı hayli güzeldi. filmde benim için o garson insan değildi, o kadar inandım android olduğuna.
film başka bir dünyaya göç eden insanları taşıyan uzay aracında çıkan arızadan kaynaklı uyanan bir adamın uzun süre yalnız kalmasından sonra bir kadını uyandırması sonrası gelişen aşklarını konu alıyor. adamın yaşadığı yalnızlığı ve bu yalnızlığın sonunda kendi hayatından vazgeçeceği sırada gördüğü kadına aşık olması daha sonrada onu uyandırması ile gelişen olayları izliyoruz. aslında işin başında adamın yalnızlığını öyle açık koymuş ki yönetmen tam anlamıyla filmin içine giriyoruz.
şu filmi ömrüm boyunca sürekli açıp açıp izleyeceğimden eminim. belli noktalarda keşke şöyle olsaydı diye çok düşündüm ama yine de film çok güzel. bir filmde olması gereken her detaya sahip ve bana bir öğretide sağlıyor daha ne olsun, böyle filmleri başka seviyorum.
filme her ne kadar sekiz puan versem de biraz daha fazlasını hak ettiğini söyleyebilirim. izlediğinizde abarttığımı düşünüp belki bana söylenirsiniz ya da izlemişseniz abartma diyebilirsiniz fakat bence abartmıyorum. değerini biliyorum ben diyelim biz ona siz de biraz farklı izleyin belki benim izlediğim ve gördüğüm şeyleri görürsünüz. iyi seyirler.
biraz felsefe biraz uzay biraz aşk diyebileceğimiz bir film, açıkçası ben felsefesini sevdim bu filmin.
hani ben asla şunu yapmam dediğimiz bir şey olur ve aradan biraz zaman geçip kendimizi o durumun içinde bulduğumuzda yaşadığımız o aydınlanma var ya; işte onu bu filmde yaşarsınız. ben size bir şeyi anlatarak sizi değiştiremeyeceğimi biliyorum ki yapabilsem bile bunun için özellikle çabalar mıydım emin değilim. belli konularda neden bu tavrı sergiliyor bu insanlar desem de değiştirme tuşunuz elimde olsa belki basmazdım emin olun. bu filmi izleyerek belki bir şeyler alırsınız ama izlerseniz tabii.
filmde android barmen ile her konuşması felsefe olarak baktım ben, her sohbetleri ayrı bir güzeldi. her ne kadar saklaması gereken bir sırrı bir insan gibi ağzından kaçırdığını anlamasam da garson detayı hayli güzeldi. filmde benim için o garson insan değildi, o kadar inandım android olduğuna.
film başka bir dünyaya göç eden insanları taşıyan uzay aracında çıkan arızadan kaynaklı uyanan bir adamın uzun süre yalnız kalmasından sonra bir kadını uyandırması sonrası gelişen aşklarını konu alıyor. adamın yaşadığı yalnızlığı ve bu yalnızlığın sonunda kendi hayatından vazgeçeceği sırada gördüğü kadına aşık olması daha sonrada onu uyandırması ile gelişen olayları izliyoruz. aslında işin başında adamın yalnızlığını öyle açık koymuş ki yönetmen tam anlamıyla filmin içine giriyoruz.
şu filmi ömrüm boyunca sürekli açıp açıp izleyeceğimden eminim. belli noktalarda keşke şöyle olsaydı diye çok düşündüm ama yine de film çok güzel. bir filmde olması gereken her detaya sahip ve bana bir öğretide sağlıyor daha ne olsun, böyle filmleri başka seviyorum.
filme her ne kadar sekiz puan versem de biraz daha fazlasını hak ettiğini söyleyebilirim. izlediğinizde abarttığımı düşünüp belki bana söylenirsiniz ya da izlemişseniz abartma diyebilirsiniz fakat bence abartmıyorum. değerini biliyorum ben diyelim biz ona siz de biraz farklı izleyin belki benim izlediğim ve gördüğüm şeyleri görürsünüz. iyi seyirler.
devamını gör...