video oyunlarının öğrettikleri

aç gözlü olma!

oradan üç tane asker almaya gidecem diye koskoca kaleyi kaybettin!

(bkz: heroes of might and magic)

oynama.
(bkz: lol)

özellikle hayatta kalma üzerine kurulmuş oyunlarda, istediğiniz herşeyin bir anda olmayacağını size öğretir. el-göz koordinasyonunuzu ve reflekslerinizi güçlendirir. hele de beceriksiz biriyseniz başarısızlığın da nasıl bir şey olduğunu çok iyi öğretir. aksine yeteneğiniz varsa bunun üzerinden para kazanmayı da öğretir. öğrenmek isteyene var bişeyler yani. ilgi alanıyla alakalı.

istanbul belediye başkan adayı olsam değil %9, %20 farkla seçimi kazanırdım.

sonra muhtemelen şehri yakardım. o ayrı.

(bkz: simcity buildit)

benim gibi crusader kings serilerini oynayanların tarih hakkında öğrendiği çok şey vardır.

casus belli'den tut da ingiltere'nin orta çağdaki veraset sistemine, oradan anadolu, ortadoğu ve orta asya'daki kültür ve din dağılımına kadar birçok şeyi bu oyunlardan öğrendim. veraset sisteminin iskandinav ülkelerinde seçimle olduğunu, orta asya topluluklarında neden seçimle olamayacağını, bunu belirleyen şeyin kültür olduğunu bu oyunlardan öğrendim.

müttefikliğin bazen hayat kurtardığını bazen devlet yok ettiğini bu oyunlardan öğrendim.

evlilik yoluyla müttefiklik kurmanın her zaman iyi bir şey olmadığını bu oyunlardan öğrendim.

savaşlarda gerektiğinde geri çekilmeyi bilmeyi bu oyunlardan öğrendim.

bir imparator da olsan her zaman ince bir ip üzerinde yürümen gerektiğini, beylerine/vasallarına olan tutumunun önemini, aslında imparator da olsan devleti tek başına yönetmediğini, bunun bir mekanizma olduğunu bu oyunlardan öğrendim.

bir devleti diplomasi ve sağduyu ile yönetmenin, korku ve tiranlıkla yönetmekten her türlü iyi olduğunu yine bu oyunlardan öğrendim.

o beklediğin uzun çubuk asla doğru zamanda gelmeyecek. o yüzden hayatını onun gelme ihtimaline göre şekillendirme.

(bkz: tetris)

not: uzun çubuk derken... içiniz fesat.

nene gerek senin taht-ı revan.
prince of persia 2.

(bkz: mental rotasyon)
(bkz: görsel-uzamsal zekâ)