1.
bir yazarın edebi eserler üretim konusunda yaşadığı geçici ve bazı durumlarda kalıcı tıkanma durumuna verilen ingilizce isim.
yazarlar seri üretim yapan fabrikalar değildir ya da her sene aynı zamanlarda mahsul veren bir tarla değildir, hatta her sene aynı tarihlerde bir yerden bir yere uçan göçmen kuş hiç değildir.
dolayısıyla bazı yazarlar kişisel edebi tarihlerinin bir noktasında bir tıkanma yaşarlar. bu tıkanma ilk paragrafta bahsettiğim gibi geçici olabilir. belirli bir süre boyunca hiçbir eser ortaya koyamayan yazar yeniden üretime başladığında yeni bir tıkanma nöbeti gelene kadar çoğu zaman bu verimsizlik dönemini aklına bile getirmez bir daha.
yine ilk paragrafta bahsettiğim gibi bu tıkanma hali kalıcı da olabilir. birden bire çalışmaktan vazgeçen bir bilgisayar gibi kapanır yazarın zihni. içinde bir yazma isteği olsa da yazmak elinden gelmez. kafasına üşüşen fikirlerin tamamı anlamsız ve değersiz gelmeye başlar. artık üretebilecek potansiyele sahip olmadığına inanmaya, yeteneğini sorgulamaya, zekasına olan güvenini kaybetmeye ve zamanla da varoluşu yok saymaya kadar gider bu durum.
sözlük yazarlarının küçük dünyasında da buna benzer tıkanmalar deneyimlenir haliyle. bazen akışa uzun uzun bakıp içinizden hiçbir şey yazmanın gelmediği zamanlar olur. anlatmak istediğiniz şeyler vardır aslında ama kuracak cümleleriniz tükenmiştir. ve eğer bu tükenmişlik hali uzun sürerse artık yazma isteği tamamen kaybolur ve ölü sözlük yazarları mezarlığında üzerinde isminiz yazan bir taşın altında ebedi istirahatgahınıza çekilirsiniz.
o taşın üzerinde ya “ kalbimiz seninle” ya de “kafa izni” yazar ve bir fatiha okuyacak kimse bulunmaz.
yazarlar seri üretim yapan fabrikalar değildir ya da her sene aynı zamanlarda mahsul veren bir tarla değildir, hatta her sene aynı tarihlerde bir yerden bir yere uçan göçmen kuş hiç değildir.
dolayısıyla bazı yazarlar kişisel edebi tarihlerinin bir noktasında bir tıkanma yaşarlar. bu tıkanma ilk paragrafta bahsettiğim gibi geçici olabilir. belirli bir süre boyunca hiçbir eser ortaya koyamayan yazar yeniden üretime başladığında yeni bir tıkanma nöbeti gelene kadar çoğu zaman bu verimsizlik dönemini aklına bile getirmez bir daha.
yine ilk paragrafta bahsettiğim gibi bu tıkanma hali kalıcı da olabilir. birden bire çalışmaktan vazgeçen bir bilgisayar gibi kapanır yazarın zihni. içinde bir yazma isteği olsa da yazmak elinden gelmez. kafasına üşüşen fikirlerin tamamı anlamsız ve değersiz gelmeye başlar. artık üretebilecek potansiyele sahip olmadığına inanmaya, yeteneğini sorgulamaya, zekasına olan güvenini kaybetmeye ve zamanla da varoluşu yok saymaya kadar gider bu durum.
sözlük yazarlarının küçük dünyasında da buna benzer tıkanmalar deneyimlenir haliyle. bazen akışa uzun uzun bakıp içinizden hiçbir şey yazmanın gelmediği zamanlar olur. anlatmak istediğiniz şeyler vardır aslında ama kuracak cümleleriniz tükenmiştir. ve eğer bu tükenmişlik hali uzun sürerse artık yazma isteği tamamen kaybolur ve ölü sözlük yazarları mezarlığında üzerinde isminiz yazan bir taşın altında ebedi istirahatgahınıza çekilirsiniz.
o taşın üzerinde ya “ kalbimiz seninle” ya de “kafa izni” yazar ve bir fatiha okuyacak kimse bulunmaz.
devamını gör...