insan olun biraz yazar profili

insan olun biraz kapak fotoğrafı
insan olun biraz profil fotoğrafı
rozet
insan olun biraz (editör)
karma: 170254 tanım: 4864 başlık: 3081 apolet: 10 takipçi: 307
Eğer bir gün ölürsem ve eğer Tanrı varsa ve eğer Tanrı anlatıldığı gibi biriyse ve eğer ben de düşündüğüm, olduğumu sandığım gibi bir insansam ve eğer Tanrı sözünün eriyse ve eğer ben sözümün eriysem ve eğer cennet gerçekten sıkıcı bir yerse ve eğer Tanrı öldüğüm zaman da beni sevmemeye devam ederse ve eğer ben öldüğümde de bu kadar inatçı bir insan olmaya devam edersem herhangi bir sorgu suale gerek kalmadan kendi yerimi kendim bulurum.

son tanımları | başucu eserleri


kumandalık

bir mastor ukdesidir.

yazarın neyi kastederek bıraktığını bilmiyorum bu ukdeyi. muhtemelen kumandaları koymak için tasarlanan bir ev eşyasını kast etmiştir. ama ben bu ukdeyi doldururken bir kariyer olarak kumandalıktan bahsedeceğim.

evimize televizyon geldiği zamanı hatırlamıyorum ama tek kanallı dönemde iki kanalı döneme geçişi hatırlıyorum. o zamana kadar evde vasıfsız bir insan olarak dolaşırken trt2'nin yayın hayatına başlaması ile benim de yeni bir kariyer fikrim oldu: kumandalık.

ben o zamanlar beş yaş civarındaydım.  sanırım sekiz kanal kapasitesi olan bir televizyonumuz vardı. vizontele (film)indeki televizyon gibi idi. düğmeleri yüksük biçiminde. sadece trt1 varken evde varlığım ile yokluğum birdi. küçük kardeşim de zaten henüz iki yaşında idi. o benden daha gereksiz bir insandı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ben çocukken oldukça yarım akıllı bir çocuktum. bir komşumuz olan turgut amca ile kavga ettiğim zamanı hatırlarım. turgut amca ben eşeğim sen sıpasın dediği için. ortalığı yıkmıştım. hayır ben eşeğim diye ağlaya ağlaya şişmiştim.

ne kadar salak olduğumu anlatan bu anımdan sonra kumandalık görevini ne kadar ciddiye aldığımı anlamış olmalısınız.

mahmut hoca türü bir öğretmen olan babamın okuldan dönme zamanı yaklaşınca ben hafiften heyecana başlardım. eve geldiğinde ben televizyonun yanında olanca salaklığımla bekler olurdum.

neyse efendim babam ve annem televizyon karşısına otururdu. küçük kardeşim hayatı boyunca zekasını idareli kullandığı için eline verdiğimiz naylon poşetle oynamaya devam ederdi. ve babam o büyülü sözü söylerdi. söyle dost öyle gir. yok böyle demezdi. aç bakalım televizyonu derdi babam ve ben de kumandanım hüsamettin gibi kasılarak televizyonu açardım. bir yandan da sütoğlan kardeşime bakarak tabii ki.

ondan sonra ise haberler, şunlar bunlar derken ben bir türlü televizyonun yanından ayrılmazdım.  oğlum otur, yok. oğlum sonra kalkarsın yine, asla.

ben görevine tutkuyla bağlı bir kumandalık olarak her an kanal değiştirmeye hazır ve de nazardım.

bu kariyerim uzun sürmedi. ama uzaktan kumandalı televizyon almasaydık ya da hu televizyonlar hiç olmasaydı hala o televizyonun yanında olabilirdim.
devamını gör...

güvensizlik dolu bir sakinlik içerisindeyim

bir coup de grace ukdesidir.

bazen hissettiğim duygudur. ama çok arada bir. çünkü böyle güvensizlik dolu sakinliklerin beni geçmişteki bazı saçma olduğu kadar mantıklı da olan planlarıma götürdüğünü düşünüyorum.

haruki murakami’yi öldürme isteği başlığında yazmıştım aslında planlarımın bir tanesini. böyle derin bir sakinlik çöktüğü zaman içimde tekinsiz bir şeyler dolaşıyor. karadenizli olduğum için zaten sakin kalmak benim alışık olduğum bir duygu değil. çok sakin olduğum zaman sinirlenmeye başlıyorum kendime. neden kızgın olmadığımı düşündükçe öfke basıyor.

nadiren sakin olduğum zamanlarda da haruki murakami cinayeti ile ilgili planlar yapıyorum. aslında sadece haruki murakami değil hedefim. dag solstad da vardı ama çok yakın zamanda hayatını kaybetti. kalp hastalığı dediler. emin değilim bundan ama bunu sonra anlatacağım.

bazen de sakal tıraşı yüzünden seri katil olmaktan vazgeçmek başlığında anlattığım gibi planlar canlanıyor yeniden. ama bunlar hep sakın olduğum zamanlar. saçma sapan bir şey bu sakinliği bozunca o güvensizlik hissi de kayboluyor. sonra yine kanunlara saygılı bir vatandaş oluyorum.

benim sakinliğimin içindeki güvensizlik kendi akıl sağlığıma duyduğum güvensizlik. her an haruki murakami konusunu biraz erteleyip jean louis fournier'ye yönetebilirim. bilemiyorum altan. nietzsche de işine baksın.
devamını gör...

hasan kaçan'ın eylemci pikachu'ya sinirlenmesi

hasan kaçan'ın zihni kadar boş olan bu sayfaya onun hakkında yazılar yazma mutluluğunu yaşıyorum.

gündemle ilgili çok fazla tanım yazmadım. yani gündemde olan başlıklara türkiye'nin her yerinde yaşanan direniş hakkında yazmadım. genelde başka başlıklarla bu konuya değindim.

ama bazı çakalların fırsattan istifade yalakalık yapma hevesi ile çıkıp açıklama yapmaları benim biraz sinirimi bozuyor.

yirmi yıldır fazla bir zamandan beri ağzına "haksızlık" kelimesini almamış bir vasıfsız olan hasan kaçan'ın protesto hakkını kullanan gençlere yüklenmesi nereden baksan tutarsızlık nereden baksan ahmakçadır.

d&r ve espressolab önünde kuyruk oluşturanların ajans olabileceğine ihtimal vermeye heten keten ne hikmetse haklı olduğu için güçlü olan gençlerin kurmaca bir eylem içinde olduğunu düşünme sivri zekalılğını gösteriyor.

açık ve net söylüyorum ki heten keten'in bu yersiz ve anlamsız çıkışı sonucunda seni seçtim pikachu. pika pik.
devamını gör...

soccer greats coming home

bir chest dugger kitabıdır.

futbol dünyanın en sevilen ve en nefret edilen oyunlarından biri, hatta ilki olmaya devam ediyor. ve bu spor dalı dünyaca ünlü isimler sundu tarih sahnesine. bazıları çok kısa bir zaman bu ünün tadını çıkardı, bazıları ömürleri boyunca. bazıları bizim zamanımızdan çok önce zirve dönemlerini yaşadı, bazıları ise hala futbol sahalarına hayranlık uyandırmaya devam ediyor.

chest dugger bu kitabında dünyanın gelmiş geçmiş en büyük on futbolcusunu anlatırken bir yandan da bu spor dalında dünyanın en iyilerinden biri olmak için ne tür bir hayat sürmek ve ne tür niteliklere sahip olmak gerektiğini tartışmış.

bu on kişilik listede elbette hala efsane olmaya devam eden ama çoğumuzun canlı izleme şansı bulamadığı pele ve diego armando maradona var. bu iki isim dışında bence dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbol adamı olan johan cruyff da listede. ayrıca george best, bobby moore ve adına hala en güzel gol ödülü verilen ferenc puskas, tüm zamanların en iyi kalecilerinden sayılan peter schemeichel de kendilerine listede yer bulmuş. son dönemlerin en ünlü futbolcuları lionel messi ve christiano ronaldo ve zinedine zidane da listenin parçaları.

bu on ismin çocuklukları, ailelerinin sosyoekonomik durumu, kendilerine destek olan insanlar, zihinsel kuvvetleri, irade güçleri ve oyuna adanmışlıkları üzerinde örnek vermiş chest dugger. bu arada chest dugger bir yazar değil bir ekip. çok derin olmasa da çok güzel bir çalışma olmuş bu kitap.
devamını gör...

29 mart 2025 beşiktaş galatasaray maçı

tüpraş stadında 20.30'da başlayacak olan derbi maçıdır.

maçı bir kabadayı müsveddesi olan ve nedense türkiye futbol federasyonu başkanı seçilen vasıfsız insan ibrahim hacıosmanoğlu'nun hemşehrisi olan güvenlik görevlisi yasin kol yönetecektir.

bir futbol gerçeği olan derbilerin sonucunu asla belli olamayacağı durumu bu maç için de geçerli. eğer hakem adaletli maç yönetirse çok keyifli bir maç olma ihtimali yüksek. son günlerde özellikle beşiktaş başkanı serdal adalı'nın yaptığı açıklamalar ve beşiktaş kulübünü duruşu ve de galatasaray kulübünün de desteği ile hakem maçı adaletli yönetmek zorunda kalacaktır.

evet, zorunda. bu işten para kazanan güvenlik görevlisi, işinin gereği olan adil olmaya zorunlu olacak. bunu becerebilir mi bilmiyorum ama en azından çok pervasız davranamayacağını, düşük hakemlik yetenekleri el verdiği ölçüde adil olacağını düşünüyorum.

maça gelirsek galatasaray her ne kadar namağlup lider olsa da baskı altında olan taraf. bu maçı kazanması halinde şampiyonluk için önünde çok az engel kalacak. ancak son haftalarda galatasaray iyi futbol oynamıyor. savunma her an sıkıntı yaratabilir. orta sahada ise gabriel sara formsuz görünüyor. barış alper yılmaz'ın dengesizliği de olumsuz etki edebilir takıma. yunus akgün ise yeni sözleşme ile birlikte kendine gelebilir.

beşiktaş ile ilgili pek bilgim yok. ama beşiktaş beşiktaş'tır. sezon başında kimsenin beklemediği şekilde bize beş gol attıklarını unutmamak gerekir.

galatasaray'ın galip geleceğini düşünüyorum. ancak beşiktaş kazanırsa da benim için sürpriz olmaz.
devamını gör...

taffarel'in henry'nin kafa vuruşunu çıkarttığı an

17 mayıs 2000 tarihinde kopenhag şehrinde parken stadında oyanan uefa kupası final maçında galatasaray'ın maçın adamı seçilen kalecisi claudio taffarel'in arsenal takımının fransız golcüsü thierry henry'nin yakın mesafeden yaptığı kafa vuruşunu çıkardığı andır.

maçın uzatma bölümünde sağ kanatta boş kalan ray parlour'nın adresi teslim ortası daha futbolcunun ayağından çıktığı anda ben uefa şampiyonluğunun gittiğini düşünüyordum.

top arka direkte bomboş yükselen thierry henry'ye doğru giderken ise buraya kadar geldik bu da bir başarıdır diye geçirdim aklımdan. maç boyu bidliğim bütün duaları okuduğum için tam bu ana fatiha denk gelmişti.

top havada süzülmeye başladığında iyyâke na'budu ve iyyâke neste'în dedim. ama çok hızlı okduğum için kafa vuruşu esnasında da sirâtallezine en'amte aleyhim kısmı çıktı ağzımdan. sonra claudio taffarel topu mucizevi bir şekilde çıkardı.

gözlerinden öpüyorum taffarel. ve leddâllîn. amin.
devamını gör...

yasin kol

tff tarafından hakem olduğu iddia edilip 29 mart 2025 beşiktaş galatasaray maçına atanan trabzon sürmene doğumlu güvenlik görevlisidir.

beşiktaş kulüp başkanı serdal adalı haklı olarak bas bas bağırdı yabancı hakem için. galatasaray fenerbahçe maçı için yabancı hakem getiren türkiye futbol federasyonu sanki bu maç önemsizmiş gibi bu maça yasin kol isimli çapsızı getirmekten çekinmemiştir.

ibrahim hacıosmanoğlu'nun her kulübe aynı mesafede durmamak ve adaletli olmamak konusunda bir yemini olduğuna ben ikna oldum.

daha çok yakın bir zamanda yetersiz olduğu için alt lige düşürülen bir hakemin türkiyenin en önemli kulüplerinden ikisinin oynadığı bir derbi maça atanması çapszılıktan ziyade kötü niyet göstergesidir.

yasin kol kötü niyetli bir hakimdir. yönettiği maçlar arasında izlediklerimden söylüyorum ki aklındaki skora göre maç yönetmektedir. kendisine söylenene göre kartlar çıkarıp karar veren bir adamın futbol taraftarlarına hakem diye yutturulmaya çalışması en hafif tabiriyle aptallıktır.

bir galatasaray taraftarı olarak beşiktaş camiasının tepkisini sonuna kadar haklı buluyorum.

izleyip göreceğiz.
devamını gör...

küçük enişte

bir öylece ukdesidir.

benim için türk sinema tarihinin en iyi komedi filmlerinden biri olan tosun paşa filminde tuncay gürel tarafından canlandırılan tellioğlu bekir karakterine takılan isimdir.

küçük enişte tellioğlu ailesinin erkek evladı tellioğlu lütfü ve damatlar gibi korkak değildir. ziyadesiyle cesur ve gözüpektir. gözünü budaktan sakınmaz. elbette boyu yettiğince.

tellioğlu ailesinin en büyük kızı zekiye ile evli olmasına rağmen küçük enişte diye anılmasının nedeni de boyudur zaten.

tellioğlu ailesinin fedaisi ya da yüz karası şaban tellioğlu lütfü'nün babasının yatağında rüyalara dalmışken, tellioğlu lütfü onu ararken, tellioğlu adile kahvaltı hazırlar damatlar ve gelinler hala uyanamamışken küçük enişte seferoğlu kasım ile kavga dövüş halindedir.

yüzü gözü şişmiş halde eve geldiğine de bakmamak gerek zira ona sorsanız kasım daha beter haldedir. ancak kasım'ın anlattığını göre küçük enişte dayak yedikçe yeşil vadi bizimdir diye bağırmaktan çekinmez.

tellioğlu bekir nam-ı diğer küçük enişte merdivenden yuvarlanırken bile düşmanlarına kafa tutmaya devam edecek kadar cesur bir yürektir.

siz siz olun tutmayın küçük enişteyi.
devamını gör...

v for vendetta

bir james mcteigue filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin senaryosunu lilly wachowski ve lana wachowski yazmıştır. bu senaryo yazıldığı esnada isimleri andy ve larry wachowski idi. senaryo david lloyd'u çizgi romanından uyarlanmıştır.

filmde hugo weaving, natalie portman, rupert graves, stephen rea, stephen fry, john hurt, tim piggott smith, roger allam, ben miles, sinead cusack, john standing ve clive ashborn rol almıştır.

film imdb'nin top 250 listesinde şu anda 167. sırada bulunmaktadır.

v for vendetta yıllar önce çekilen george orwell'ın aynı adlı romanından uyarlanan 1984 (film)inin süper kahramanlı versiyonu olarak izlenebilir aslında. 1984 (film)inde winston smith karakterini canlandıran john hurt bu filmde adam sutler rolündedir. mazlumun zalim oluşuna bir örnek olarak görülebilir bu durum.

bu filmi belki elli kez izlemişimdir. yarısını türkçe seslendirmeli yarısını ise orijinal dilinde. ve her seferinde ikna oldum ki ali düşenkalkar hugo weaving'den daha çok v'dir.

filmde geçen i dare do all that may become a man sözünün benim hayatımdaki anlamını bu sözle ilgili yazdığım tanımda anlatmıştım.

iktidar gelmek ve iktidarda kalmak için korku ögesini derinden kullanan başkan sutler ve avanesine karşı çıkan bir adamın hikayesi anlatılır bu filmde. bu adam azınlıklar üzerinde yapılan deneyler sonucunda olumlu tepkiler veren tek kişidir.

içinde bulunduğumuz zamanda bu filmi anmak iyi bir fikir oldu bence çünkü hala fikirlere kurşun işlemez.
devamını gör...

kitapçı gezmekten zevk alan insan

ben de bu insanlardan biriyim.

çok uzun zamandır kitapçı görünce dayanamıyorum. mutlaka girip bir süre gezinme isteği duyuyorum. kendime yıllar önce koyduğum bir kural sonucunda da bir kitabevine girdiğim zaman mutlaka kitap satın alıyorum.

bu alışkanlık sonucunda önümüzdeki on beş sene kitap satın almasam bile yetecek kadar çok kitap var kütüphanemde okunmayı bekleyen.

bir şehre ilk kez gidiyorsam ilk iş olarak gözüm bir kitapçı arar. o şehrin kitapçısını gezip ilk paragrafta bahsettiğim kural gereği mutlaka bir kitap satın alırım.

alışveriş merkezlerine gittiğim zaman da mutlaka bir kitapçı bulurum içinde zaman geçirecek. kırtasiye kısmına hiç değinmiyorsun. kalem ve defter almaktan kendimi alamıyorum çünkü. kırtasiye kısmına hiç bakmadan önce yeni çıkan kitaplar arasında dolanmayı tercih ediyorum. çok satan kitaplar hiç dikkatimi çekmiyor zira o ilk sıradaki kitabı görmek bile sinirimi bozuyor.

boykot gereği bazı yayınevlerinden kitap almama kararına sadık olacağım. ancak sahaflar her zaman kurtarıcı olur. bir kitapçı gezmektense sahaf gezmeyi tercih ederim her zaman.
devamını gör...

benim oyunum

bir johan cruyff kitabıdır.

avurpa'da yüzyılın futbolcusu seçilen ve dünyada yüzyılın futbolcusu seçiminde pele'nin ardından ikinci olan; ajax, barcelona ve hollanda milli takımının efsanesi olan johan cruyff'un bu otobiyografik kitabı on altı bölümden oluşuyor.

total futbolun yaratıcısı olan ve futbola cruyff dönüşü isimli bir hareket kazandıran bu efsane futbolcunun kitabının orijinal adı my turn. bu kitap adından aslında bir kelime oyunu var. yani johan cruyff hem konuşma sırasının kendisinde olduğunu söylüyor hem de kendi çalım hareketine bir gönderme yapıyor.

johan cruyff bu kitapta önce ajax ve barcelona'da futbol oynadığı yılları, general franco döneminde ispanya'ya gitmesinin yankılarını, iflas etmesini ve kaçırılma teşebbüsünü anlatıyor. amerika yıllarına da değiniyor bu bölümlerde.

futbolu bıraktıktan sonra yine ajax ve barcelona takımlarında teknik direktörlük döneminden ve total futbolun doğuşundan da bahseden johan cruyff oğlu jordi cruyff ile ilgili de bir bölüm ayırmış.

sonlara doğru ise johan cruyff vakfının kuruluş ve çalışmalarından bahseden büyük oyuncu futbolun soyunma odasında yönetim kuruluna doğru şekillenmesi gerektiği konusunda ısrarlı.

okuduğum en keyifli futbol kitaplarından biridir.
devamını gör...

beş şehir

bir onur ünlü filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin senaryosunu da yönetmen onur ünlü yazmıştır. filmde bu filmdeki rolleriyle film festivallerinde ödüller alan tansu biçer, beste bereket ve bülent emin yarar ile birlikte ege tanman, şebnem sönmez, ahmet rıfat sungar, ipek erdem, aşkın şenol ve ferit kaya rol almıştır.

film birçok ulusal film festivalinde en iyi film ve en iyi senaryo dalında ödüller kazanmıştır.

daha önceki tanımlarımda da söylediğim gibi yavaş yavaş delirmekte olan onur ünlü'nün en sevdiğim filmlerinden biridir. kendisi de bu filmde tren sahnesinde bir cameo vermiştir.

ahmet hamdi tanpınar'ın eserine selam çıkan ismi etkiledi beni önce bu filmin. filmde hastalıkla boğuşan ve aşık olan küçük bir erkek çocuğu, intihar etmek için bahane arayan ve kedi ile sohbet eden bir genç adam, yine hastalıkla boğuşan ve yolunu arayan bir genç kadın, yalnızlıktan bunalmış bir polis ve ne tuttuysa elinde kalan bir öğretmen var.

bu beş insanın hikayesi bir yerde kesişiyor. insanı üzer, yaralayan bir film. tutunamayan beş insan ve tutunamamakta direnme hikayelerini anlatmış sanki yönetmen.

ben özellikle şebnem sönmez'in bir kedi olarak inandırıcılığına bayıldım.

onur ünlü'nün en sevdiğim filmlerinden biridir.
devamını gör...

tam zamanında kademeye girmek

gül bahçemin goncası futbol spikerlerinin her maçta en az bir kez söylediği sözlerden biridir.

yazdığım tanımları okuyanlar belki hatırlar futbol spikerleri ile ilgi çokça başlık açtım, çokça tanım yazdım. bence dünyanın en güzel oyunu olan futbola tutkuyla bağlıyım. eskisi kadar çok izlemesem de en azından tuttuğum takımın ve milli takımın maçlarını kaçırmıyorum. dolayısıyla da bu cümleye hala çok sık denk geliyorum.

bu kavram genelde savunma oyuncularından biri çalım yediğinde ya da topu arkasına kaçırdığında diğer stoperin, liberonun ya da herhangi bir takım arkadaşının onun yerini doldurup topu kazanması, atağı engellemesi ya da topu uzaklaştırması durumunda söylenir.

tam zamanında kademeye giren oyuncu taraftarların gözünde anlık da olsa kahraman gibi görünür. zira muhtemeldir ki tam zamanında kademeye girmese pozisyon golle sonuçlanacaktır. kademeye giren futbolcu sadece takımı aleyhine bir golü engellemekle kalmaz yerini kaybeden arkadaşını da ipten alır.

tam zamanında kademeye girmek sözünü başka mecralara da uyarlayabiliriz elbette. mesela televizyon dünyasından olumsuz bir örnek geliyor aklıma. hande ataizi sevda demirel tarafından tokatlanırken cem davranın tam zamanında kademeye girememesi. renkli gözlüklerini bir kenara bırakıp pozisyonu takip ediyor olsa sunucu arkadaşının boşa düştüğünü görüp müdahale edebilecekken yaptığı bir zamanlama hatası ile evlere şenlik bir eyleme neden olmuştur cem davran.

bunun dışında siyasette de denk geldiğimiz olumsuz örnekler vardır. gezi direnişi esnasında gençler sokaklara dökülmüşken muhalif kanat tam zamanında kademeye giremeyerek büyük bir fırsat tepmiştir. son zamanlarda yaşanan olaylarda da bir kademe sorunu gündeme gelecek gibi görünüyor. umarım olmaz.

tam zamanında kademeye girmek kahraman olmaktır.
devamını gör...

çocuğumu istiyorum

bir temel gürsu filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin senaryosunu arda uskan yazmıştır. filmde hale soygazi, ahmet özhan, değerinin bilinmediğini düşündüğüm oyuncu aytaç arman, aynur aydan, bedri aydın, hasan demirkol, nezihe güler, muzaffer tema ve nejat özbek rol almıştır.

filmde anlatılan hikaye sapık kadın filminde olduğu gibi türk sinemasında pek karşılaşmadığımız bir hikayedir. yani çok orijinal bir senaryo olmasa da kontrolünü kaybetmiş bir insanın yapabilecekleri üzerine çekilmiş kötü olmasa da iyi de denemeyecek bir filmdir.

genç bir kadın sevgilisinden hamile kalır. ancak sevgilisi şiddete meyillidir ve kadın hem ondan ayrılmak hem de bebeğini aldırmak ister. ancak bunu yapamaz. kürtaj yaptırdığını sana erkek kadını iter ve kadının çocuğu düşer. ancak erkek kadının çocuktan kurtulduğunu sanmaktadır.

kadın daha sonra bir şarkıcı ile evlenir. bir çocukları olur. eski sevgili ise çocuğunu öldürdüğünü düşünen kadından intikam almak için diğer çocuğu kaçırır.

öyle ahım şahım bir film olmasa da aytaç arman'ın performansını çok beğendim. ayrıca filmin finali de gayet iyi düşünülmüştü.
devamını gör...

chernobyl

bir hbo mini dizisidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
mini diziler konusunda harika işlere imza atan hbo'nun beş bölümlük bu mini dizisini craig mazin yazmış ve john renck yönetmiştir.

görsel olarak harikalar yaratan dizide jessie buckley, jared harris, stellan skarsgard, adam nagaitis, emily watson, paul ritter, robert emms, sam troughton, karl davies ve david dencik rol almıştır.

toplam da dokuz emmy ödülü kazanan film imdb'nin en iyi diziler listesinde beşinci sırada yer almaktadır.

bir karadenizli olarak etkilerini hala çevremizde hissettiğimiz çernobil faciasını öncesi ve sonrasıyla anlatan bu mini dizi çok iyi çekilmiştir ancak izlerken insanı çok rahatsız eder. zira çernobil felaketinin etkileri her ne kadar yetkililer kabul etmese de özellikle doğu karadeniz'de çom sayıda kanser vakasına neden olmuştur.

yaşanan bu kazanın gelişi çok belli olsa da insanların umursamazlığı sonucu geri dönülmez bir felaket yaşanmıştır. bir de bu kazayı örtbas etme çabası tuzu biberi olmuştur.

o dönemler başbakan turgut özal'ın kabinesinde sanayi ve ticaret bakanı olan cahit aral kameraların karşısına geçip çay içerek bu felaketin bizi teğet geçtiğini müjdelemiştir. o zamandan beri her şey bizi teğet geçiyor zaten.

izlediğim en iyi mini dizilerden biridir.
devamını gör...

gerçek kesit: manyak

bir onur ünlü filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin senaryosunu aynı zamanda başrol oyuncusu da olan ve sarı bıyık olarak da bilinen cahit kaşıkçılar yazmıştır. filmde ayrıca emel emir, fatma pazvant, mehmet vanlıoğlu, zehra sözügüzel, erdal parmaksızoğlu, mesut hakyemez ve perihan savaş rol almıştır.

filmde ayrıca konuk oyuncu olarak onur ünlü, hazar ergüçlü, serkan keskin, öner erkan, erkan kolçak köstendil, ahmet rıfat sungar, türkü turan, sırrı süreyya önder, metin üstündağ, feride çetin ve muhsin akgün rol almıştır.

daha önce bir tanımda bahsetmiştim. onur ünlü gözlerimizin önünde, kendi sinematik evreninde kademe kademe deliriyor. bence bu filme de bize vermek istediği mesaj bu. bir yönetmenin delirmesine şahit olmak tarihi bir olay bence.

flash tv'nin artık efsaneleşmiş olan programı gerçek kesit'in sinema evrenine taşınmış halidir bu film. üçüncü sayfa haberlerinden bölüm üzerine bölüm çeken gerçek kesit programının orijinal haline sadık kalınarak çekilmiştir bu film onur ünlü tarafından.

bir temizlik işçisinin günden güne aklını kaybetmesini izleriz film boyunca. annesi ile yaşayan bu adam zamanla norman bates'e dönüşür ve üstelik bir de yeni taşınan karşı komşuna aşık olur. hayaller dünyasında yaşamaya başlayan adam sonunda aklını tamamen kaybeder.

filmin değerlendirilecek bir yanı yok. onur ünlü bu filmi film yapma imkanı olduğu için yapmış büyük ihtimalle. delirmekte olan bir yönetmenin son şımarıklıkları gibi geldi bana.

ancak onur ünlü bir gün karşımıza bir başyapıtla tekrar çıkabilir. bu onun deli olmadığı anlamına gelmez.
devamını gör...

vice (film)

bir adam mckay filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmim senaryosunu da yönetmen adam mckay yazmıştır. yönetmen daha önce don't look up, the big short, anchorman: the legend of ron burgundy ve anchorman 2: the legend continues filmlerini de çekmişti. ve kesinlikle en iyi filmi vice (film) olmuş yönetmenin.

filmde bu filmdeki rolleri ile oscar adaylığı kazanan christian bale, amy adams ve sam rockwell ile birlikte steve carell, alison pill, eddie marson, justin kirk, lisagay hamilton, don mcmanus, lily rabe ve tyle perry rol almıştır.

en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi senaryo dahil sekiz dalda oscar adayı olan film sadece en iyi makyaj dalında ödül kazanabilmiştir.

dünyanın gelmiş geçmiş en tehlikeli adamlarından biri olan dick cheney'nin siyasette yükselme hikayesini ve özel hayatını anlatan bu harika film oldukça cesur bir yapım. gölge bir adam olarak amerika birleşik devletleri başkan yardımcılığı yaparken savaşları nasıl planladığı, petrol şirketleri ile ortaklıkları ve dünyayı yerinden tasarlama çabası mizahi bir dille ve nefis bir şekilde anlatılmış filmde.

hayranı olduğum beş oyuncuyu bu filmde görmek zaten filmi izlemek için yeterli idi benim için. dick cheney karakteri için yine kendini aşan christian bale, her rolün hakkını verem sam rockwell, the office'den beri hayran olduğum steve carell, son yılların en iyi kadın oyuncularından amy adams ve küçük bir rolü olsa da çok iyi iş çıkarmış olan lily rabe.

muhteşem bir filmdi.
devamını gör...

where law ends tyranny begins

amerika birleşik devletleri adalet bakanlığı binasının girişine yazılmış olan john locke cümlesidir.

türkçeye "hukukun bittiği yerde tiranlık başlar" diye çevrilebilecek olan bu cümlede john locke kanunun kendisini sınırlayan çizgilerinin dışına çıkan erk sahibinin artık yargıç olmaktan çıkıp sıradan bir suçluya dönüşeceğinden bahseder özetle.

ama gelin biz buna hukuk ya da kanun yerine adalet diyelim. çünkü dünya üzerinde yaşadığım bunca zaman bana gösterdi ki hukuk her zaman o kadar da adaletli bir şey değil. ve biz muktedirlerin ve güç sahiplerinin yararına çalışan bir hukuk sistemine mahkumuz. hukuka mahkum olduğuna hissetmek o kadar büyük bir adaletsizlik ki.

yirmi üç yıldır devam eden bir iktidar tarafından yönetilen yalnız ve güzel ülkemde bu iktidar döneminde görmediğimiz hiçbir şey kalmadı. ama benim gibi bu iktidarın öncesini de hatırlayanlar için aslında yaşadıklarımız sürpriz değildi. ama yanılanlar, aldatılanlar, kandırılanlar oldu.

bir dönem iktidara yanlayanlar muhalefette kendine yer ararken en büyük muhalifler iktidarın yanında kendine yer bulmak için birbirini ittirip kaktırdı. bu söylediğim hem siyasetçiler için geçerli hem de siyasi duruş sergilediğini söyleyen insanlar ve gruplar için.

şu anda ise tıpkı öncekiler gibi kör göze parmak bir adaletsizlik hüküm sürüyor. bu adaletsizliğe karşı çıkıp sokaklara dökülenler de var, adil olmayan nasıl olsa bizimkiler diyip destek olanlar da. ülkenin hali bu, hep de böyle olacak.

adil bir dünya elbette ki mümkün. adil bir ülke elbette ki mümkün. ana bunun için herkesin ger durumda adalete inanması gerek. bir zamanın mazlumları şimdiki zamanın kara gözlü zalimlerine dönüşüyorsa ve bu döngü hiçbir zaman kırılmıyorsa zalimle mazlum arasındaki savaş dönüşümlü olarak devam edecek.

sokaktaki yaşça ve ruhen genç olan insanlar kazanacak bence. gezi direnişinde de kazandık. ama ben o zamanda, yani devran döndüğünde de azınlıkta olacağım. çünkü ben hayatım boyunca itirazın iki şartına inandım. inanmaya da devam edeceğim.

adaletin olmadığı yerde başlayan tiranlık gücünün son noktasına ulaşmış demektir. haklı olan ve mizah gücünü elinde tutan taraf galip gelecektir.

öyle olmasa bile galiptir bu yolda mağlup. enseyi karartmadan yaşamaya devam etmekte fayda var.
devamını gör...

burma günleri

bir george orwell kitabıdır.

ülkemizde özellikle belli zamanlarda çok anılan bir yazardır george orwell. şu günlerde ülkede yaşanan haklı isyan dalgasında da adı çokça anılmaya başlandı. özellikle de 1984 (kitap) isimli eseri üzerinden. ama bence burma günleri de gündeme gelmeliydi. zira george orwell bu eserinde sağlam bir öz eleştiri yapıyor.

burma'daki sömürü dönemini anlatan bir eser burma günleri. tam olarak kurgu olduğunu söylemek mümkün değil. çünkü zamanında burma'da görev yapmış olan george orwell'ın ilk elden tanıklıkları sonucu oluşmuş bu kitap.

george orwell cesur ve hakkaniyetli bir insan olduğu için ingiltere'nin burma'da neler yaptığını, buranın zenginliklerini nasıl sömürdüğünü, ingiliz yetkililerle tüccarla arasındaki organik bağı, yerli işbirlikçilerin utanmaz yaltaklanmalarını cesurca anlatmış kitap boyunca. sömürgeciliğin ne beter bir şey olduğunu anlatırken sözünü her zaman yaptığı gibi sakınmamış.

şu dönemlerde yeniden george orwell okumakta fayda var. hangi kitabını elinize alırsanız alın tüm dünyada ve özelde bizim ülkemizde olan bitenlere dair yazarın yazdığı bir şeyler mutlaka bulacaksınız.
devamını gör...

topal şükran'ın maceraları

bir onur ünlü filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin senaryosunu da yönetmen onur ünlü yazmıştır. filmde demet evgar, serhat kılıç, halil ibrahim babür, ayşe melike çerçi, bora akkaş, idil sivritepe, berker güven ve rıza akın rol almıştır.

film ankara film festivaline en iyi yönetmen ödülünü kazanırken antalya film festivalinde de altın portakal ödülüne aday gösterilmiştir.

onur ünlü'nün bütün filmlerini izledim. ve kademe kademe delirmesine şahit oldum. bu konuda daha sonra bir tanım yazacağım.

filmde çocukken geçirdiği bir kaza sonucu topal kalan şükran isimli bir kadının zorlu geçen hayatından bir kesit anlatılıyor.

şükran eğitim hayatı boyunca da daha sonrasında da erkeklerle ilgili ciddi sorunlar yaşar. annesinin ölümünden sonra babasıyla, okulda ilgi duyduğu erkeklerle ve okul sonrasında karşısına çıkanlarla. hatta evlendiği zaman eşiyle de. ki bu evlilik ziyadesiyle zorlama bir evliliktir.

şükran bir kadın olarak, engelli sayılan bir kadın olarak hayatını sürdürmek isterken her seferinde karşısına bir engel çıkar. bu engeller bazen başka insanlardan bazen kendinden kaynaklanmaktadır.

onur ünlü filmlerini iyi ya da kötü diye nitelemekten vazgeçtim çoktandır. onur ünlü tuhaf bir adam, filmleri de öyle.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim