yarasa olmak neye benzer

thomas nagel'in 1974'te "what is it like to be a bat?" ismiyle yayınladığı makaledir.
bir yarasanın nasıl hissettiğini, etrafı nasıl gördüğünü, algıladığını anlayabilir miyiz? şimdi bir süreliğine büyü yaparak kendi bilincimizle yarasa olduğumuzu hayal edelim. kendi bilincimizle yarasa olduğumuzu düşündüğümüzde aslında yarasa olmuyoruz çünkü insan bilinciyle algılayan bir yarasa olamaz. o yarasa değildir, yarasa olsa duramazsın swh. insan-yarasa karışımı bir şey olmuşsundur. yarasa bilinciyle bu durumu düşündüğümüzde ise bu sefer de bu durumun farkında olamayız çünkü o zaman da insan bilincimiz yoktur ki algılayabilelim. özetle her iki yoldan da yarasanın ne hissettiklerini anlayacak bir sonuca ulaşamayız.
nagel amcamız yarasayı seçmiştir çünkü yarasanın gözleri görmediği fakat göz görevi olarak kullandığı sonar sisteminin olmasına karşılık (ses dalgaları vasıtasıyla, önündeki engelleri ve avını bulması), insanda böyle bir sistemin olmaması nedeniyle çevremizi algılamadaki farklılığı daha iyi irdeleyebilmek, konuyu daha iyi anlatabilmek için seçilmiş bir örnektir.
yarasa diyerek yaranızı deşmiş olabilirim. napalım bunlar hep bilim bilim swh.

dünyayı tepetaklak görmeye benzer.

pek birşeye benzetemedim.

sorulari alayim.
babam bana bu lakabi taktiktan sonra duyan insanlar soyle bir suzup 'harbi yarasaya benziyosun ha' derler.

batman'e sormak gerek gibi.

uçabilen navigasyon trollü olsa yarasaya çok benzer.
küçükken en çok garibana benzetirdim. hele bir de eve girmiş dışarı çıkamıyorsa..

bunlar nasıl başlıklar neyse maksat yarasacığımın diggatini çekmek.

naber bitanem sısısıs

2021 senesinin saçma bir tarihinde adına başlık açılmış, ocak ayında. o tarihlerde yoktun. meğer ben de hiç olmamışım. (üzülen smiley)

stabil hayata, faklı bir pencereden bakmaya benzer

hiçbir s.k.m. benzemez.

atsam mı boydan aksa mı layklar..

poşet olmaktan farksızdır.

herkesi covit yapmaya benzer

önce benzemeyi değil nasıl olucağınızı bilmeniz gerekmektedir.

yarasa olmak için de bi halta yaramanız gerekmektedir, yaramasanız olamazsınız bu yüzden gerekli benzerliklere çıkamadan maslowun yaramayan basamaklarında kalırsınız

sevgilerle

üniversitede ödev olarak incelediğim makaleydi, şimdi karşıma çıkınca dağıldım, birilerinin daha haberi varmış. hayat ne acayip.

neyse yukarıda güzel anlatılmış: bilinç üzerine kademeli bir düşünce deneyidir. biz bilinci varlığımızın farkına varmaktan başlatıyoruz ama yarasanın zihni kendini nasıl görüyor, nasıl işliyor, kendi zihinsel kapasitemizle yarasanın aklı nasıl işliyor anlayabilir miyiz? bunu üzerine bir makaledir.

nagel burada "kesinlikle anlayamayız çünkü zihin, sinir merkezlerinin ötesindedir, yarasa gibi düşüneyim derken ne olursa olsun, insan gibi düşünürüz. herkes anca kendini anlar" gibi biraz hızlı çıkarımlara varır. ödevimde eleştirmiştim, hoca pek hoşlanmamıştı. bildiğim kadarıyla son 45 senenin modern nörolojisi de nagel'i haksız çıkartıyor ama şimdi bakamayacağım.

bu meseleye felsefede beden- zihin ikiliği deniyor. geçen gün rumba süpürge üzerineden bunu konuşan birinin videosu vardı. bulursam bağlantıyı editlerim.

yarasa seneca harici kimsenin anlayamayacağı vaziyet. belli bir dönem uzak doğulu akrabalarının part time korona yayıcılığı yaptığı iddia edilse de sözlük yarasamızın tamamen temiz olduğuna eminim. yoksa...*

sabaha kadar ayaktayız. ona benzer herhalde.

neye benzediğini bilmem de çorbası çok can aldı.

1.60 boyunda 130 kilo kısa saçlı ilgi delisi olmaya benzer.