yaşam dediğin sanattır
başlık "femina summa prudentia" tarafından 11.08.2023 18:32 tarihinde açılmıştır.
1.
t: hayatın sanat olma durumunu? bahseden üç kelimelik cümle.
herhangi bir kişinin hayatını hayal edince akla genellikle, aralarında herhangi bir bağ varsa, onunla anıları gelir. anıları hatırlamaya çalışırken de konuştukları ve hissettikleri duyguları.
biraz daha derine inersek bu anıların aslında yaptığımız seçimlerden dolayı olduğu ortaya çıkar. nasıl mı? gün gelir bir sadece 'merhaba' dediğiniz kişi ile çoktan arkadaş olmuş ve dertlerinizi birbirinize anlatmaya başlamışsınızdır. 'merhaba' demeye karar verdiğiniz an ve bunu devam ettirmeye karar verdiğiniz an ile olaylar sizi arkadaş olmaya itebilir. ancak arkadaşlık durumu karşılıklı olacak bir durumdur, bundan dolayı da olabilme potansiyeli vardır ama zorunluluğu yoktur.
demek istediğim, kararları ve hayatta bulunan yol sapmalarını fırça darbesi olarak hayal etmeli bu cümle için. boş, hiç boyanmamış bir tabloyu da (aslında mümkün değil, doğdumuz yer, anne ve babamız çoktan tabloda olmalı biz dünyaya gelirken) yaşam olarak düşünmeli.
dolayısıyla herkesin yaşadıkları ve seçimleri birbirlerinden farklı olacağından (ne kadar çok benzeyebilse de) her tablo farklı bir sanat öğesi olacaktır. eşi ve benzeri olmayan. her hayatın da bir sanat parçasından farkı kalmayacaktır.
peki, gerçekten de eşi ve benzeri olamaz mı?
her minik bir kararı fırça darbesi olarak var sayacak isek, eşi ve benzeri yok. çünkü bir insanın başka bir insanla tıpatıp aynı günü, hatta saati bile geçireceğini düşünemiyorum (istisnalar olabilir ama genel olarak hayır). sadece insanlar o saati yada günü beraber geçirirken neredeyse aynı şeyleri yaşayabilirler. neredeyse çünkü örneğin bir içeçek içmeye karar verirken bile farklı içeçekler içme şansı var... kısacası: farkı aramak isterseniz bulursunuz. *
bir (bkz: ahterbin (yazar)) ukdesi.
herhangi bir kişinin hayatını hayal edince akla genellikle, aralarında herhangi bir bağ varsa, onunla anıları gelir. anıları hatırlamaya çalışırken de konuştukları ve hissettikleri duyguları.
biraz daha derine inersek bu anıların aslında yaptığımız seçimlerden dolayı olduğu ortaya çıkar. nasıl mı? gün gelir bir sadece 'merhaba' dediğiniz kişi ile çoktan arkadaş olmuş ve dertlerinizi birbirinize anlatmaya başlamışsınızdır. 'merhaba' demeye karar verdiğiniz an ve bunu devam ettirmeye karar verdiğiniz an ile olaylar sizi arkadaş olmaya itebilir. ancak arkadaşlık durumu karşılıklı olacak bir durumdur, bundan dolayı da olabilme potansiyeli vardır ama zorunluluğu yoktur.
demek istediğim, kararları ve hayatta bulunan yol sapmalarını fırça darbesi olarak hayal etmeli bu cümle için. boş, hiç boyanmamış bir tabloyu da (aslında mümkün değil, doğdumuz yer, anne ve babamız çoktan tabloda olmalı biz dünyaya gelirken) yaşam olarak düşünmeli.
dolayısıyla herkesin yaşadıkları ve seçimleri birbirlerinden farklı olacağından (ne kadar çok benzeyebilse de) her tablo farklı bir sanat öğesi olacaktır. eşi ve benzeri olmayan. her hayatın da bir sanat parçasından farkı kalmayacaktır.
peki, gerçekten de eşi ve benzeri olamaz mı?
her minik bir kararı fırça darbesi olarak var sayacak isek, eşi ve benzeri yok. çünkü bir insanın başka bir insanla tıpatıp aynı günü, hatta saati bile geçireceğini düşünemiyorum (istisnalar olabilir ama genel olarak hayır). sadece insanlar o saati yada günü beraber geçirirken neredeyse aynı şeyleri yaşayabilirler. neredeyse çünkü örneğin bir içeçek içmeye karar verirken bile farklı içeçekler içme şansı var... kısacası: farkı aramak isterseniz bulursunuz. *
bir (bkz: ahterbin (yazar)) ukdesi.
devamını gör...
2.
yaşam değil "yaşamak" sanattır. sanat eylem gerektirir. yaşamak eylemdir. yaşam ancak sanatın dekoru olur.
(bkz: yaşama sanatı - alfred adler)
(bkz: yaşama sanatı - alfred adler)
devamını gör...