bir sezgin kaymaz öyküsüdür.

sezgin kaymaz'ın bugün bize kim geldi isimli müthiş öykü kitabının öykülerinden biridir. kitabı henüz bitirmedim ama bu öykünün ayrı bir tanım hak ettiğini düşünüyorum.

öncelikle belirtmeliyim ki bu öyküyü okurken kahkahalarla güldüm ama öykünün kıyıcı yanı da içimde bir kıymık gibi döndü durdu.

her şey ingilizce öğretmeni demeye bin şahit bir ingilizce öğretmeninin döve döve açıp kapattığı çantasından çıkardığı ders kitabının adının tercümesini sormasıyla başlar. the people speak. bu soruya cevap verememek öğretmenin öğrencileri dinlene dinlene dövmesi anlamına geliyor.

öykümüzün küçük kahramanı ilk günkü büyük savaştan sonra ertesi gün için the people speak sözünün tercümesini bulmak zorunda, dayak yemek istemeyen diğer arkadaşları gibi. her yolu dener arkadaşımız, herkese sorar, bulduğunu beğenmez, ertesi gün okula gitmemek için kırk takla atar.

elbette ki tercüme sanattır. insanlar konuşur demek yetmez. doğrusunu bulmak gerekir, peki doğrusunu bulmak eşek sudan gelinceye kadar dayak yemekten kurtarır mı? öğretmen öğretmenlikten nasibini almamışsa, öğrenci de tam bir şaban ise mümkün değil.

the people speak sözünün sanatsal tercümesini istiyorum. size yarına kadar süre.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"tercüme sanattır (öykü)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim