yatıya kalmayı ima eden misafir

sevmediğim misafirdir, teklif edilmemiş şeyin pazarlığını yapmaya çalışır. düzenini bozmak istemeyen ev sahiplerinin bir numaralı düşmanıdır.

asit havuzuna atılması gereken insan müsveddeleri insan biraz düşünür

bu konu da dahil olmak üzere, herkes kendini -ima etmek yerine- ifade etse hiç bir iletişim problemimiz kalmayacak.

vakit de geç oldu, bu yağmurlu havada taksi de bulunmaz, ne yapsak bilmem ki.*

eğer bu arkadaşsa, sözlük erkeklerine ima etmesine bile gerek kalmayacaktır.

anlamazdan geldiğim misafirdir.

benimle bende kalacak kadar yakın olan insanlar bunu ima etme gereği duymaz. gider yorganı yastığı çıkarır, yatağını yapar bana da kahve yapar.

sizin yastıklar da şimdi mis gibidir yumuşak yumuşak.

çok şükür öyle insanlarla görüşmüyorum.

kalsın seve seve başımın üstünde yeri var o misafirin.

oldu bitti misafir ağırlamaya severim. küçüklükten kalma bir alışkanlık. bayramda ev dolar taşar, misafirliğe gelen insanların arasında kaybolmayı severdim.

kalsın yatıya da kalsın, evimi üstüne de yapsın, yerim onların imasını. nasil olsa bugün varlar yarın yoklar.

birinde yatıya kalmaktan da birinin bizde yatıya kalmasından da nefret ederim.cicek dalında güzel.

yatıya geldim yatıya
evinize yatıya"

diyen bir sinan özen hayranı olabilir misafirimiz.

annen baban gelirse
kaçacağım çatıya"

diyorsa, ay ırz düşmanı galiba. amacı ne ki? böylesi karılardan uzak duralım derim.

mesela ben rakıya geldim rakıya diyen misafiri severim. zaten o saatten sonra ben sana gitme kal yatak var oda var derim ki.

ama, hiçbir yer ev gibi olmaz. ben sana taksi çağırayım sen defol git lütfen tşk yine beklerim.

o sırada gitselerde dinlensem diye düşünen ev sahibi

kendisine ahzab suresinin 53'cu ayetinin okunmasi gereken misafir.

ayıp eden misafir tipi.

çayına biber koydum çorbasına reçel kattım,
hapşırık tozu serptim hırkasına.

yatağına fare koydum dolabına kurbağa,
ama yine bana mısın demedi zehra.

:)

tavsiye etmem

kendim için bir yatağım var ve koltuğum yok. bu yüzden hiçbir misafir kalmaya yeltenemiyor zaten. :))))

bizim uykumuz geldi bir çektirip gider misiniz sayın misafir diyerek biraz erken saatlerde harekete geçmek lazım. zaman ilerledikçe ima gerçeğe dönüşme ihtimali daha yüksektir.

evime samimi olmayan birileri gelmez, çağırmam da, evim lan!

neyse, evimde sudan çok alkol tüketilir, gelen de siyah poşetini dolaba koyar, buzluğu kontrol eder, mezesini ya getirir ya da yapar, ahan da mutfak orada, bilirler. keyfimi bozmam, üçlü koltuğun en solundan çişim gelmedikçe kalkmam da. o esnada canlı yayın bir spor müsabakası yoksa tv de açılmaz, kah cd den klasik müzik ya da canım isterse plaktan bir şeyler açarım, bu aralar edith piaf dinliyorum, bana uyacaklar mecbur. sanat sepet, edebiyat, iş güç, manita sevgili... ne varsa sohbeti edilir. vakit geçer, kafalar güzelleşir, alkol azalır ( dolapta illa bir şeyler vardır) "abi geç oldu biz kalkalım, bize müsaade, hadi sen yat artık, bizim yolumuz da uzak" gibi yarım ağız cümleleri bilirim, geçin yatın kızım, yere de yatak açın, isterseniz efsane üçlüye de yatabilirsiniz derim. öğleden önce kalkanı, rahatsız edeni skerim der ve yatağıma kaçarım. ev lan alt tarafı kalsın ne olacak!

ha bu arada pazar sabahı akşamda kalma kafayla kuymak simit çay süper gider. bunu yapabilen bi arkadaşınız olsun lütfen.

az sonra japonya'ya biletimiz var diye savuşturulacak misafirdir.

misafirden misafire değişir.

zaten o samimiyete eriştiğimiz insanları onlar talep etmese bile evimizde misafir etmek isteriz ha zorla değil tabiki ama en azından bir teklifte bulunuruz.

e öyle bir samimiyetimiz olmayanlar da böyle bir istekte bulunmuyorlar zaten. ha buna ihtiyaçları varsa duruma göre onlara da çıkıntılık yapmayız.

sonuç itibariyle anne babadan bu kültürü almışız ve elden geldiğince yaşatmaya çalışıyoruz. çünkü biz misafiri bereket getiren olarak görüyoruz o yüzden çok mesele etmeyiz tabi gelenler kaygısızlar gibi bir aile değilse.