yazarlar ülkeyi yönetse yapacakları işler

çekilin kenara şöyle , sen kimsi ya? cümlesini de kullandıktan sonra -ki bu cümle çok garipseme olmasın diye kullanılır muhtemelen insanları şoka uğratmak istemem- öncelikli olarak çok acil egitime bir el atarım, adalete yüklenirken ekonomiyide aradan çıkartmaya çalışırım -biliyorum ki hiç kolay olmayacak- tabi daha bir sürü iş var ohoo.işim zor şimdikiler ne yapıyor sahi.

malum, güzel ülkemizin, işsizlik, istihdam, ekonomi, hayat pahalılığı, eğitim, sağlık, adalet, dış politika gibi temelden bir çok sorunu var. acaba ne yapmak, nereden başlamak gerekir, kanımca ilk iş eğitim ve beyin göçüdür. zaten bir çok sorun eğitimden kaynaklı değil midir ?

eğitim ve liyakat. ülkenin bu hale gelmesindeki en önemli etkenler. sonrasında ise denetimsizlik. memuriyet suresince hiçbir denetim olmadığından memurlar kendilerini geliştirmiyor ve gerektiği kadar çalışmıyor.

adil, hakkaniyetli gelir dağılımı.
bunu çözdüğün an, mevcut bir çok sorunun da kendiliğinden ortadan kalktığı görülecektir.

türkiye’de 2018 yılında en zengin %20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay, en yoksul %20’lik kesimin aldığı paydan 7,7 kat daha fazla olmuş.
buradan
böyle bir sistemde hiçbir sorunu kalıcı olarak çözmek mümkün değildir.

taksirli suçlar hariç bütün tutuksuz yargılanmaları kaldırırım. hem de hemen.

(bkz: neyse silivri soğuktur şimdi)

ilk el atılacak şey ekonomi. sonra köy enstitülerini geri açardım.

öncelikle ülkemizdeki eğitimden başlardım sistemdeki bozuklukları , doğru bilinen yanlışlari düzeltmeye çalışırdım. tabii ki hemen olmazdı ama filizlenen düşünceyi hiçbir şey durduramaz eğitimle ilgili fikirleri insanların aklına yatırdık mı o iş tamam sonrasında 20 yıl içinde meyvelerini gelecek nesilden toplamaya başlardık. toplumumuz üretim toplumu değil görüldüğu üzere ama üretim toplumu olmaya çok müsait tarımdan başlardım işe üretimi arttırmak için gereken bütün bilinci halka aşılamak için interaktif kampanyalar başlatırdım. üretim sorununu halldersek üretim için gerekli olan işçi ile işsizlige de el atmış olurdum. yabancı ülkeden gelen göçleri bir süre durdururdum önce kendi insanıma el atmaya çalışırdım türkiye de vatandaşlık almayı zorlaştırırdım. öğrenciler için yarı zamanlı çalışma olanaklarıni arttirmak isterdim ve benzeri.

bira 50 kuruş, sigara 1 lira olacak.

sarayları otele çevirip katar turizmine açarım. alta da bir nusret şubesi of of of. cari açık yapma abi der.

cingar cikartirim.. vermiyorlarsa zorla alirim.. cimere yazarim evet.
bu olmadi..
evetciye selam;)

bu ülkede yapılacak tabiki de bir çok şey var ama ben ilk iş fiziksel, mental olarak zarar görmüş veya görebilecek tüm çocukları korumaya alırdım direkt.

çin'e savaş açarım. tabii biliyorum yenemeyeceğim, biden'la bir görüşme tayîn ederim. derim ki;

bak oğlum biden, zaten senin de içinde bi kuşku var, koronavirüs, çin'in planlamış olduğu bir proje olabilir.. adamların nüfusu 1 milyar, tüm insanlığı öldürüp dünyaya hakim olmak istiyorlar. baksana adamların nüfusu amerika nüfusundan bile daha çok.. ilk hedefleri de tabii sizsiniz, macera dolu amerika (very adventure america) gel benimle ortak ol, kardeş ol, canıma yoldaş, kalbimin aşk....neyse biden, benimle misin? hastalıkta, sağlıkta ve koronada benimle olmayı kabul ediyor musun?

biden de zaten kuşkulanıyor bu işten o yüzden şey der,

yes i do.

evet, artık arkamızda amerika var. çıkar ve şöyle bir konuşma yapıp tüm tv kanallarında yayımlamalarını söylerim;

pek sevgili halkım, bugün çok önemli bir konu yüzünden sizleri rahatsız etmekteyiz. biliyorsunuz ki, çin, tüm dünya ülkelerini zor duruma soktu. biz, türkiye devleti yönetimi olarak, koronavirüsün çin'in bir projesi olduğu iddiasını desteklemekteyiz. o yüzden ve artık dost ülkemiz haline gelmiş amerika ile aralarındaki problemler ve amerika'ya "koronavirüs sizin projeniz!" diye iftira atmaları yüzünden çin'e savaş açtık. kimse telaşa kapılmasın. inşallah, allah bizimledir, yapamayacağımız hiçbir şey yoktur evelallah. inşallah kazanırız savaşı, ne diyeyim amin. ey çin! sen kimsin?! pardon halkım, bir an gaza geldim..

evet, artık halk da öğrendi. daha sonra gider, kardeş ülke azerbaycan'ın cumhurbaşkanı ilham aliyev ile bir konuşma tayîn ederim;

selam kardeşim ilham. nasılsın?

ilham aliyev, hamdolsun iyiyim. sen nasılsın.

ben de iyiyim kardeşim. biliyorsun çin'e savaş açtık, amerika bizimle birlikte. sen de var mısın bizimle beraber olmaya?

ilham aliyev, ayıp ettin kardeşim..tabii sizinleyiz..

evet diğer kardeş ülke pakistan başkanıyla bir konuşma tayîn ederim;

merhaba kardeşim

pakistan başkanı, sana da merhaba kardeşim.

biliyorsun, çin'e savaş açtık. amerika ve kardeşimiz azerbaycan yanımızda, sen de var mısın?

pakistan başkanı, elhamdülillah kalbimiz de sizinle ordumuz da..

eyvallah.

sonra gider almanya başbakanıyla konuşma tayîn ederim,

merhaba merkel

merkel, aleyküm selam

malum şahıs seni seviyor, benden duymuş olma..

merkel, neeee?? ayyyyy..ciddimisin..

tabii ama bi şartı var.

merkel, neymiş o?

çin'e karşı bize yardım edeceksin.

merkel, tamaaamm. *

evet artık, azerbaycan, pakistan, almanya ve amerika bizimle.

ilk önce amerika'dan çin'e bir bomba.. savaş ilanı bu. fakat sivil halk'a değil tabii, askeri mekanlarını patlatırız.. çin de amerika'ya bir bomba atacaktır tabii.

amerika'dan çin'e 200 tane uçak, askeri bölgelerini mahvetmeleri için.. çin'de amerika'ya saldıracaktır.

ardından ortaya almanya çıkıyor, almanya 1000 tane askerini çin'e savaşa gönderiyor.. çin 2000 askerle almanya'nın karşısına çıkıyor, biz bunu tespit ettiğimiz anda koordinatları tespit ederek çin'e bomba ile saldırıyoruz tekrardan... 2000 askeri böylelikle eziyoruz.

yedek askerler geliyor, 10.000 kişi.. 50 tane almanya tankıyla birlikte ve 1000 askerle birlikte 10.000 kişinin 3.000 tanesini alt ediyoruz fakat, 7.000 kişi kalmış. çin, 1000 tane tankla geliyor, evet evet, 1000 tank! almanya ordusunu darmadağın ediyor....

daha sonra ateşkes. fakaat ateşkes yapsak dahi, amerika'dan bombaları çin'e yollayarak 20.000 tane zırhlı savaş araçlarını patlatmayı başarıyoruz. çin fena sinirli.. amerika'da şehrin ortasına bir bomba.. halk korkmuş.. kaçıyorlar. azerbaycan sahneye çıkıyor. azerbaycan'dan 100 tank ve pakistan'dan 200.000 asker alıyoruz!

türkiyeden ise, 100 tane roketatar yolluyorum.. çin askeri bölgesinde etraf roketlerin etkisiyle darmadumanken, azerbaycan'ın 20 tankı ortaya çıkıyor ve 80 tank geriye bekliyor ve pakistan'dan 200.000 asker sahnede! çin, 400.000 askerle saldırmışken, 100.000 de yedek geliyor ve 500.000 asker! 2000 de tank. azerbaycan 80 tankı da getiriyor..

destek lazım destek. türkiyeden büyük bir riske girerek 1000 tank yolluyorum, 272 de topçu ve 55.000 de asker. evet, tam 30 gün savaş sürüyor.. azerbaycan 100 tanktan 60 tanesini kaybettik ama 40 tanesini korumayı başardık. pakistan 200.000 askerinden 170.000-i kaybedildi.. 30.000 var. biz 1000 tankımızdan sonuna kadar savaşp 950 tanesini kaybettk çünkü korumadık, geri çekmedik ve 55.000 askerimizden de 30.000 tanesi kaybedildi fakat daha çok kayıp yaşanmaması için 25.000 askerimizi geri çektik. topçularımızdan, 100 tanesi kaybedildi. çünkü zaten onlar biraz uzakta o yüzden pek bir şey olmadı.

çinde, 500.000 askerden 280.000 tanesi kaybedildi, tanklardan 1800 tanesi çünkü fazla hırslıydılar ve o yüzden sonuna kadar tanklar meydanda kaldı sonuç da bu. döndük..

çin zararda, 2 milyon 600bin askerleri, 2milyon 300bine düştü. biz hâlâ iyiyiz. ve bir birlik kuruyorum,

t.a.p.a.a.b. (türkiye, azerbaycan, pakistan, almanya, amerika - birliği) . bu birlikte 1milyon asker var. daha fena bir şekilde döneceğiz.. çin'e 2000 roketatar.. ve 700.000 asker "allah allah" nidaları eşliğinde saldırıyorlar..

çinde 500.000 asker vardı ya şu 280.000 tanesi kaybedilen diğerlerini de yeniyoruz, ve biz de toplam 600.000 asker kalıyor. çin fena zararda ve o da ne? 900.000 asker göndermiş. hemen 300.000 destek olarak geliyor bize ve 900.000-900.000 eşit bir savaş. savaş sonucu, çinde 150.000, biz de 200.000 asker kalmış, aniden roketatarlar ve çinde 20.000 asker kaldı.. saldırıp onları da yeniyoruz.

çin başkanı bir açıklama yapıyor;

sevgili insanlık, sevgili insanlar.. biliyorsunuz, türkiye, azerbaycan, pakistan, almanya ve amerika bize savaş açtı.. onlar, nüfusumuzun 1 milyar olması sebebiyle, kimse bize destek vermez, biz kendimize yeteriz sandılar.. ve, evet haklılar da kimse destek vermedi. fakat biz, çin olarak, asla pes etmeyeceğiz. ve yemin ederim ki, herkesi kaybetsek ve 1 tek ben kalsam bile, kanımın son damlasına kadar savaşacağım.

bu açıklama, kuzey kore-yi fena gaza getiriyor ve bize karşı savaş açıyorlar. her gün bombalar gönderiyorlar. fakat amerikadan şöyle bir açıklama geliyor;

sevgili kuzey kore yönetimi ve halkı, size sesleniyorum. biz türkiye, azerbaycan, pakistan, almanya, amerika birliği olarak birliğimizde 1 milyon asker barındırıyoruz ve daha 2-3 milyon askerimiz de yedekte bekliyor. eğer bu oyuna bir son vermezseniz, çin gibi sizin de üstünüzden geçmek zorunda kalırız.

ve kuzey kore geri çekilir..

savaşlar sonrası çinin toplam asker sayısı 1 milyona kadar inmiştir. herkes dehşet içerisindedir ve kimse yardım etmez. çünkü kimse 2-3 belki de 4-5 milyonluk orduyla karşılaşmak istemez. bombalar sonucu 50 gün içerisinde askerlerini 800.000-e kadar indiririz. yedek 300.000 asker gönderip 200.000 ve 100 gün içerisinde zar-zor ve büyük savaşlar sonucu askeri güçlerini yok ederiz. bu zaman diliminde bizler de çok büyük kayıplar verdik.

çin başkanından bir açıklama gelir;

sevgili çin halkı, bize karşı savaş açan malum birliğin, tüm askeri gücümüzü ezdiğini bildirmek isteriz. bu durum karşısında, sizlerin zarar görmemesi için bir şansımız kalmadı. malum birliğin tüm dediklerini yapacağız.

ve şöyle bir anlaşma hazırlarım;

1. tüm çin, türkiye-azerbaycan-pakistan-almanya-amerika arasında bölüştürülecek, yani çin haritadan silinecek.

2. buna karşı gelinmesi durumunda, iş daha da kötüye gidecek.

3. uygur türkleri serbest bırakılacak.

4. bu anlaşmaya uyulduğu takdirde, çin halkı, barış içerisinde bizim topraklarımızda yaşamaya devam edecek. buna, çin başkanı da dahildir.

çin anlaşmayı kabul etmek zorunda kalır ve ben açıklama yaparım;

ey çin! sen kimsin demiştim, ama artık kim olacak sen de kalmadığına göre, bu sorumu cevapsız bırakabilirsin.. ey halkım! maşallah maşallah! çin artık bizimdir!

ve ben, çin fatihi olarak tarihe geçerim.

mutlu son.

benzin 1 telee! yaparsa kaymak yapar!

yapacağım ilk iş hakim savcıvs gibi görevlerin hiç birini siyasilerin belirleyemeyeceği bir sistemle görevlendirilmelerini sağlarım.
hukuk alanında çalışacak tüm insanları tıp uzmanlık sınavı gibi bir sınavla belirlerim.
savcıların hizmetine iç işleri ve adalet bakanlığına bağlı olmayan kolluk kuvvetleri bağlarım.
yüksek seçim kurulunu da bu sistem içine sokarım.
ceza kanununu elden geçiririm.
kadın cinayetleri, taciz,aile içi şiddet olayları için tamamen ayrı bir hukuk uzmanlık alanı ve birimi kurarım.
neyse çok yazardım da hukuk önemlidir hukuk.

hukuk önünde eşitlik, ekonomik poli... tabii ki hayır.
hard kapitalizm abinin vecizesinde vurguladığını yapardım: "şu müdürlük şu bakanlıh, kepçeyle yıh olum, yıhh lan!"

insan hakları bildirgesi ve hayvanları koruma yasaları kağıtta değil realitede olurdu.

danışmanlık.

hayvanlara ve çocuklara kötülük eden herkese kötülük ederdim. kötülüğün altı doldurulabilir. hayal gücümle psikopat damgası yemek istemem.

modern yonetim yaklasimlari dersinde hocanin final sorusuydu.. ulkenin adi ve buna benzer yonlendirici bir kac bilgi verip.. bizden nasil yonetirdiniz cevabini istemisti..
teokrasi haric.. demokrasi dahil.. bir yonetim seklinde yapamayacaginiz hizmet yoktur..