1.
üzerinde yaşadığımız yer kabuğu.
yeryüzünü severim. çok yer az yüz.
yeryüzünü severim. çok yer az yüz.
devamını gör...
2.
üzerinde yaşadığımız gezegenin yüzey kısmı olarak kabul edebilecek olsak da aynı zamanda dünya anlamı verecek şekilde de kullanılabilen bir isimdir.
üzerinde yaşadığımız gezegene verilen diğer bir isim olarak ele aldığımızda sözcüğün çok da uzak olmayan bir zamanda yok olması mümkün olan bir gezegeni nitelediği için kendi kendini imha etmesinin de yakın bir olasılık olduğu fikrine kapılmadan edemiyoruz.
gezegeni git gide yok çetmekte bir mahsur görmeyen baskın yaşam formları bu yok oluş gerçekleştikten sonra nasıl bir yol izleyeceklerine dair de uçuk kaçık fikirlerini çok mantılı planlar gibi anlatıp durmakta.
üzerinde yaşayan herkes gezegenin sonrası ve öncesi hakkında fikir beyan ederken kimse şimdisi hakkında malumat sahibi değil sanki. gezegen yok olunca şunlar şunlar olacak diye uzun uzun anlatan ciddi bilim insanlarının yanısıra, aynı ciddiyetle ruhsal bir aleme göçeceğimiz için bu dünyanın çok da mühim olmadığına değinen maneviyatı güçlü bir ekip de mevcut.
gezegenin öncesi içinse big bang ve yaradılış hala tartışılmaya devam ediliyor. yaradılış bir inanç temeline dayandığı için ispat edilmesine gerek olmayan bir düşünce olarak rahatına bakarken, big bang hadron çarpıştırıcısı deneyi ile birlikte kendini tuhaf bir yerde buldu. acaba yeryüzü hiç var olmamış mıydı?
benim aklımdaki yok oluş teorisi çok net ve olan biten her şey teorimin gerçek olacağını kanıtlamak için bir yarış halinde, yeryüzünün ortaya çıkışı ile ilgili fikrim ise david hume ile birebir aynı:
“yeryüzü belki de çocuk bir tanrının eksik yapımından utanç duyarak yarıda bıraktığı ilkel bir taslak; yüksek tanrıların alaya aldığı ikinci sınıf bir tanrının yapıtı; emekliye ayrılmış ve artık ölmüş bir kutsallığın karmaşık ürünü.”
üzerinde yaşadığımız gezegene verilen diğer bir isim olarak ele aldığımızda sözcüğün çok da uzak olmayan bir zamanda yok olması mümkün olan bir gezegeni nitelediği için kendi kendini imha etmesinin de yakın bir olasılık olduğu fikrine kapılmadan edemiyoruz.
gezegeni git gide yok çetmekte bir mahsur görmeyen baskın yaşam formları bu yok oluş gerçekleştikten sonra nasıl bir yol izleyeceklerine dair de uçuk kaçık fikirlerini çok mantılı planlar gibi anlatıp durmakta.
üzerinde yaşayan herkes gezegenin sonrası ve öncesi hakkında fikir beyan ederken kimse şimdisi hakkında malumat sahibi değil sanki. gezegen yok olunca şunlar şunlar olacak diye uzun uzun anlatan ciddi bilim insanlarının yanısıra, aynı ciddiyetle ruhsal bir aleme göçeceğimiz için bu dünyanın çok da mühim olmadığına değinen maneviyatı güçlü bir ekip de mevcut.
gezegenin öncesi içinse big bang ve yaradılış hala tartışılmaya devam ediliyor. yaradılış bir inanç temeline dayandığı için ispat edilmesine gerek olmayan bir düşünce olarak rahatına bakarken, big bang hadron çarpıştırıcısı deneyi ile birlikte kendini tuhaf bir yerde buldu. acaba yeryüzü hiç var olmamış mıydı?
benim aklımdaki yok oluş teorisi çok net ve olan biten her şey teorimin gerçek olacağını kanıtlamak için bir yarış halinde, yeryüzünün ortaya çıkışı ile ilgili fikrim ise david hume ile birebir aynı:
“yeryüzü belki de çocuk bir tanrının eksik yapımından utanç duyarak yarıda bıraktığı ilkel bir taslak; yüksek tanrıların alaya aldığı ikinci sınıf bir tanrının yapıtı; emekliye ayrılmış ve artık ölmüş bir kutsallığın karmaşık ürünü.”
devamını gör...