bazı insanlara aldatacak kelime hazinesi ve güveni verir.
sözcükleri kullanmada iyi olmak, yüksek eğitimli kişiler arasında yalan söylemeyi kolaylaştırabilir.
bir dostoyevski karakteri, hakikati makul bir hale getirebilmek için az miktarda yalanla karıştırmamız gerektiğini söylüyordu. daha sonra pablo picasso "sanatın, hakikati fark etmemizi sağlayan bir yalan olduğunu" öne sürmüştü.
rahmetli dedem süpürge tohumu yediklerinden bahsederdi. açlığın ötesinde bir durumu ifade için. demek ki devrimler o yıllarda anadoluya yansımamış. boy boy pozlar verilmiş ama içeriği sorsan hain olarak yaftalanırsın. soru şu: "bunca sanayi ve endüstriyel devrimler yapılmış peki benim dedem niye açlıktan bahsediyor?"
herşeyi sorgulamak ve ne olup bittiğini anlamak için neredeyse paranoyak olmanız gerekiyor. çoğumuz da bu bedeli ödemeye istekli değil. yaşadığımız bir hayat tarzı değil bir savunma mekanizması.süpermarket gazetelerinden edinilen bilgilerle hayata tutunmaya çalışıyoruz. yalan çok yaygın, yalancılar da çok yetenekli hale geldiğinde, doğruyu söyleyenlerin bile söylemedikleri varsayılır.
hepimizin içinde olan bir vicdanın ve doğru ile yanlışı ayırt etme yetisinin masalsı bir temsilidir. bize şunu hatırlatır: yalan, söyleyeni hem ruhsal olarak rahatsız eder hem de er ya da geç bir şekilde ortaya çıkar. tıpkı pinokyo'nun burnu gibi, yalan da en beklenmedik anda kendini belli edebilir.
şikagoda bulunan koku ve tat vakfındaki ve illionis üniversitesindeki araştırmacılar yalan söyleyenlerin burundaki dokularının kanla dolarak şişmesine sebep olduğunu bulmuştur. bu genellikle başkaları tarafından görülmese de yalancılar tarafından hissedilir. bunun sonucunda da genellikle burunlarına dokunurlar.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.