yeşil kedi

yeşil ama tam hacı yeşili bir kedi.
ilk baktığımda arkasından gelen güneş ışığıyla sarı siyah tüyleri yeşil görünen bir kedi olduğunu sandım. sonra gerçekten hacı yeşili renge boyanmış olduğunu anladım. küçük çocuk parkında, ters çevrilmiş tahta bir çöp kutusunun üstüne tünemiş etrafı kolaçan ediyordu. kendisine dikkatle baktığımı gördü ve sebebini hemen anladı.
- boya değil doğuştan, dedi.
- nasıl yani diye sordum. anlattı:
annesi buna ve diğer dört kardeşine hamileyken ve hamileliği henüz çok tazeyken bir grup köpek tarafından kovalanmış. o da can havliyle önüne çıkan üç metre yüksekliğindeki taş duvara tırmanmış. duvarın en üstü tepesi yukarı gelen üçgen şeklindeymiş. haliyle duramamış ve bahçeye düşmüş. daha doğrusu hamilelik çevikliğini biraz azaltmasaymış bahçeye düşecekmiş. onun yerine duvar dibine dizili boya kazanlarından içinde hacı yeşili boya olanın içine düşmüş.
can havliyle dışarı çıkmak için hamle yaptıysa da kazanın iç duvarları kaygan olduğu için başaramamış. ağzından, burnundan, kıçından, kukusundan yeşil boya içeri dolmuş.
bahçe sahibi biraz daha geç kalsaymış annem ölecekmiş. ama yiyecek kuru maması varmış işte. adam bunu çekmiş çıkarmış, kurusun diye de kuyruğundan mandalla ipe asmış. bu sırada kukusundan giren boya rahmnde bulunan bu dahil beş yavrudan dördünü öldürmüş. bu en dipte olduğu için boyanın zehiri oraya kadar gelmemiş.
işte "öldürmeyen allah öldürmüyor" dedi burada.
annesi bunu doğurunca terk etmiş. ama bu inat etmiş. yaşamış.
sana kolaylıklar ve şans dilerim, dedim.
durdu, bana dikkatle baktı ve
ne içiyorsan bırak dedi. yeşil kedi mi olur