''hiç uyarmadan
kasırga nasıl sökerse
meşeleri kökünden
öyle sarsıyor yüreğimi aşk”.
dünya lirik şiirinin ilk örneklerini veren yunan kadın şair. ilki 1320 dizeden oluşan ve sonuncusu 136 dizeden oluşan 9 adet şiir kitabından günümüze yalnızca 182 şiiri (650 dize) kalmıştır, onlar da çoğunlukla parçalar halindedir.

herkes sapppho'yu lezbiyen aşkların geçtiği şiirleriyle tanır, oysa köln üniversitesi tarafından mısır mezarlarında yapılan bir araştırmada bilinmeyen bir şiiri bulundu. üstelik şiir, bir kadın ve erkek arasındaki aşkı anlatıyordu.
fransızca ve ingilizcede “eşcinsel kadın” anlamında kullanılan lezbiyen teriminin etimolojisine baktığımızda, eski yunancadaki karşılığı “midilli adası” olan lesbos sözcüğünden türediğini görürüz. lesbos’lular, sanata, mimariye, şiire ve edebiyata düşkünlerdi, varlıklıydılar ve refah içinde yaşarlardı.
rivayet odur ki; “genç kızları kendisi gibi yuva kurmaktan kaçınmaya teşvik etmek” ile suçlanan sappho'nun ortaya cesurca koyduğu aykırı duruşu rahatsızlık uyandırmış, ölümle tehdit edilmiş.
baskılara daha fazla dayanamayrak lesbos’u terk etmiş ve sicilya’ya yerleşmiş. burada karşılaştığı faon isimli genç bir erkeğe aşık olmuş. faon ne şiire ne de müziğe karşı duyarlı bir balıkçı imiş. zaten sappho'nun aşkına da kayıtsız kalmış.
yine rivayet odur ki; lesbos adasında genç kızlar için açtığı dikiş-nakış okulunda, genç bir kız öğrencisine aşık olmuş, karşılık bulamadığı için kedere ve yalnızlığa sürüklenmiş, bu da intiharına neden olmuş.
sappho’nun yazdığı aşk ve kadın temalı şiirlerin yanı sıra lesbos adasının doğal güzelliklerini anlattığı şiirleri de vardı.
en son şiirlerinden birini lir eşliğinde okunmak üzere yazmıştı.
siz, göğsü mis kokan peri’nin güzel hediyeleri!
coşun kızlar ve söylesin tatlı sesli lir,
ama benim bir zamanlar körpe olan yaşlı bedenim artık kocadı.
saçlarım kara yerine beyaza döndü;
yüreğim ağırlaştı.
bir zamanlar yavru geyikler gibi hızla dans eden dizlerim…
artık beni taşımaz.
halime inleyip dururum.
ama ne gelir elden?
yaşlanmamak…
ve insan olmak, imkânı yok.
şiirlerinin türkçeye çevirilerini azra erhat ve cengiz bektaş ve cevat çapan yapmıştır.
roma freski, pompei
kasırga nasıl sökerse
meşeleri kökünden
öyle sarsıyor yüreğimi aşk”.
dünya lirik şiirinin ilk örneklerini veren yunan kadın şair. ilki 1320 dizeden oluşan ve sonuncusu 136 dizeden oluşan 9 adet şiir kitabından günümüze yalnızca 182 şiiri (650 dize) kalmıştır, onlar da çoğunlukla parçalar halindedir.

herkes sapppho'yu lezbiyen aşkların geçtiği şiirleriyle tanır, oysa köln üniversitesi tarafından mısır mezarlarında yapılan bir araştırmada bilinmeyen bir şiiri bulundu. üstelik şiir, bir kadın ve erkek arasındaki aşkı anlatıyordu.
fransızca ve ingilizcede “eşcinsel kadın” anlamında kullanılan lezbiyen teriminin etimolojisine baktığımızda, eski yunancadaki karşılığı “midilli adası” olan lesbos sözcüğünden türediğini görürüz. lesbos’lular, sanata, mimariye, şiire ve edebiyata düşkünlerdi, varlıklıydılar ve refah içinde yaşarlardı.
rivayet odur ki; “genç kızları kendisi gibi yuva kurmaktan kaçınmaya teşvik etmek” ile suçlanan sappho'nun ortaya cesurca koyduğu aykırı duruşu rahatsızlık uyandırmış, ölümle tehdit edilmiş.
baskılara daha fazla dayanamayrak lesbos’u terk etmiş ve sicilya’ya yerleşmiş. burada karşılaştığı faon isimli genç bir erkeğe aşık olmuş. faon ne şiire ne de müziğe karşı duyarlı bir balıkçı imiş. zaten sappho'nun aşkına da kayıtsız kalmış.
yine rivayet odur ki; lesbos adasında genç kızlar için açtığı dikiş-nakış okulunda, genç bir kız öğrencisine aşık olmuş, karşılık bulamadığı için kedere ve yalnızlığa sürüklenmiş, bu da intiharına neden olmuş.
sappho’nun yazdığı aşk ve kadın temalı şiirlerin yanı sıra lesbos adasının doğal güzelliklerini anlattığı şiirleri de vardı.
en son şiirlerinden birini lir eşliğinde okunmak üzere yazmıştı.
siz, göğsü mis kokan peri’nin güzel hediyeleri!
coşun kızlar ve söylesin tatlı sesli lir,
ama benim bir zamanlar körpe olan yaşlı bedenim artık kocadı.
saçlarım kara yerine beyaza döndü;
yüreğim ağırlaştı.
bir zamanlar yavru geyikler gibi hızla dans eden dizlerim…
artık beni taşımaz.
halime inleyip dururum.
ama ne gelir elden?
yaşlanmamak…
ve insan olmak, imkânı yok.
şiirlerinin türkçeye çevirilerini azra erhat ve cengiz bektaş ve cevat çapan yapmıştır.
roma freski, pompei

devamını gör...