yol metaforunu çok sık kullanırım. hayattaki her şeyi açıklayabilirmişim gibi geliyor bu şekilde. kaldı ki hayatın kendisini de "yolculuk" olarak gördüğümü söylemiyorum bile. tüm parçalar kusursuz eşleşiyor. başlangıç ve son, yol ayrımları, durup dinlendiğimiz ağaç gölgeleri, takılıp düştüğümüz taşlar, sırtımızdan attığımız ya da sonradan yüklendiğimiz yükler..

iki durumu tek bir denklemde buluşturunca bir taraftaki bilinmeyeni bulmak kolaylaşıyor. hayatın takılı kaldığım, anlamsız bulduğum noktalarını çözmemi sağlıyor. bu yüzden yola ve yolculuğa minnettarım. hayatı anlaşılır kıldığı için. dursak da yürüsek de hatta geri dönsek de nihayetinde ilerlettiği için. bana sürekli seyahat ediyormuşum gibi hissettirdiği için. ki bunu söylerken saçmalıyor değilim.

yolda olmak zahmetlidir ama bu zahmetin bize sunduğu ödül ise gördüklerimizdir. cam kenarı sevenler, ön koltuğu kapanlar, uyumamak için direnenler görmeye en heveslilerdir benim nezdimde. hiç tanımayacağı insanların nokta kadar evlerine, sürülmüş tarlalarına, otoban kenarına çekilmiş bagajı açık arabalarına bakmak dünyadaki canlılığın hatırlatıcısıdır. internet tatmin etmiyor bu konuda, ille de çıplak gözle.

devam etsem hiç susamam, gerisi çok çetrefilli. o yüzden araçlardan inin, yazının bundan sonrasına katırlarla devam edeceğiz!
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"erdal baksır production" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim