seni beklemek ne güzeldi, aramak yanımda, ellerini ellerimde, gözlerini gözlerimde. o bakışlarınla içime işlemeni. seni beklemek de güzeldi. çok zordu, çok zordu sana seni soramamak, sana beni anlatamamak. içimdeki tüm bu çağlayanlarıma katıp seni sürükleyememek. sürüklenmek istemedin artık, şaşırtıcı değil. kim ister ki nereye gittiğini bilmeden sürüklenmeyi, üstelik boğulup boğulmayacağı, ayağının bir taşa değip değmeyeceğini bilmeden. dibini bilmediği bir suya kim girer ki, sen girdin. hoş, belki pişman oldun, neden sonu başı belirsiz bu çağlayana kendimi attım ki dedin. ama ben durulabilseydim, ben çağlamasaydım, sen yüzebilecek miydin? yapamadım, sen de yüzemezdin ki, ellerin kolların bağlıydı, ben durulsam da sen sürükleniyordun her zaman. ne senin yüzmeye mecalin vardı ne de benim durulmaya niyetim... baştan kaybettik biz bu oyunu. çözemezdim ellerini kollarını, sen de tutamazdın bu çağlayanı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim