0000 yazar profili

cinayete kurban gitmesiyle memleketin çok karanlık bir tarafını gözler önüne serdi.
normalde bu olayı kavga, sonrasında yerden bulunan bıçak, kesinlikle öldürme kastı olmadan korku ve panikle bıçağın rastgele savrulması olacak anlatacaklardı. mahkeme salonlarında da bu şekilde savunulacaktı. hatta hazır ortam müsaitken belki ırkçı saldırıya uğrayan masum gençlerin cinayete sürüklenmesi bile olabilirdi.

sonra ortaya kocaman bir meteor düştü. cinayetin saniye saniye görüntüleri yayınlandı. yetmedi cinayet sonrası durakta oturup cinayetin nasıl gerçekleştiğini anlatırken gülünen görüntüler ortaya çıktı yetmedi cinayet sonrası gülümseyerek çekilen selfie ortaya çıktı.

toplum gözündeki bütün saygının ve güvenilirliğin yitireceğini bile bile baroların olaya kamikaze gibi dalmasının sebebi de buydu.

gül yüzlü mattia ahmet cinayete kurban giden ilk çocuk değil. maalesef ki son da olmayacak. kendisini katledenler reşit olmayan ilk katiller değil. son da olmayacaklar.

bu iğrenç aşağılık paniğin sebebi yıllardır klişeleşmiş şeylerin yıkılması. kopyala/yapıştır savunmalarla mağdurlara zulmedemeyecek olmalarının verdiği hırs. bakın mattia ahmet'ten sonra birçok çocuk öldürüldü. barolar hangisine kamikaze dalışı yaptılar? kamere kaydı yok, sorun yok. toplumsal tepki yok, sorun yok.

herkesin savunulma hakkı vardır diye yedirmeye çalıştıkları kavga esnasında yerden bulunan bıçak hikayesi yoksa olayların geldiği boyut bu işte.

nazım'ın şiirinde geçen şu dizeyi ekleyerek bitireyim:

şöyle çeteyiz, böyle mafyayız, şöyle hakkını veririz böyle vururuz dedikten sonra engelli raporuna sığınmak hiç şaşırtmadı.

en delikanlınızın delikanlılığı bu kadar. bundan fazlası çıkmaz zaten. çocuğu arkasından yaklaşıp bıçakla, mezarını tahrip et, ailesini tehdit et sonra? müvekkilimiz engelli.

kamera kaydıyla sabit bir olayın bu kadar celse sürmesi bile çok büyük bir ayıpken böyle şarlatınlıklara şaşırmamak lazım aslında ama hata bizde. hala bi şeyler değişir sanıyoruz.

bi fatih terim'in ligi 13. bitiren morutan'lı cicaldau'lu kadroyla avrupada oynattığı futbola bakın bi de son yıllarda avrupada oynanan futbola bakın.

75 milyona santrafor, 30 milyona defans, 30 milyona kaleci alınan bir takımın böyle oynamaya hakkı yok. bu dümdüz başarısızlıktır. öyle şanssız goller yedik falan diye geçiştirilecek bir durum değil.

bu sene de ilk 24 yapmadan elenirse bu takım bir daha 10 milyon üstü bonservis ödemesi yasaklansın. ayıptır yazıktır. ne küçük bütçeli takımlar neler yapıyorlar bi de bizim halimize bak.

frankfurt'un 2. ve 3. golüne en azından müdahale edebilene iyi kaleci deniyor. yazık gerçekten o paraya o kadar çekişmeye yazık. fener de her transfere salça olur çalım atar buna girmeyecekleri tuttu işte çekeceğimiz var.

güçlü devlet nedir biliyor musunuz? sen bana emanet edilen kız çocuklarını nasıl taciz edersin diye tacizcileri türkiye'ye değil dünyaya ibret olacak şekilde cezalandıran devlettir.

güç eli cebinde poz vermek, fotoğraflarda üstünlük kurmak değildir. güç emanete dokunanın elini kolunu kırmaktır.

iletişim konusunda övülüp de iletişiminin bu kadar zayıf olması ne yalan söyleyelim güldürüyor.
daha ligin 5. haftası bitmişken yani bu kadar ilmek ilmek işleyerek bu kadar kötü yönetilmesi gerçekten çok trajik.

ligin açılış maçı yani galatasaray'ın ilk maçına açıklama yayınlayarak başladılar(?). istediğiniz hakem yorumcusunu referans alabilirsiniz o maçta hakemlik neredeyse hiçbir şey yok. muhtemelen böyle konuşulup plan yapılmış ama insan böyle bir kurşunu boşa atmak yerine cebinde tutmak ister.

hulusi belgü trabzonspor maçından sonra çıkıp hakem ikinci yarıda taraf değiştirdi dedi(?). sonradan toparlamaya çalıştı ama bu seviyede bu iletişim faciası kabul edilebilir değil. erden timur'un türk futbolunda bir yapı var cümlesi nasıl fenerbahçenin bütün iletişimi üstüne kurduğu bir cümle olduysa bu sene için geçmiş olsun artık hakem taraf değiştirdi cümlesini sık sık göreceğiz. gerçi aynı hulusi belgü galatasaray stadyum müdürünün arkasından yaklaşıp saçını çekince kurtlar vadisi müziğiyle racon videosu yapılmıştı ama olsun.

mourinho'nun listesinin ilk sırasında kerem var. illa kerem'i istiyor diye kerem transferinin aslında eski galatasaraylı olmasıyla ilgili olmadığı, tamamen mourinho'nun isteğiyle listeye alındığı yönünde epey yayınlar yapıldı tweetler atıldı. mou gönderilince kerem transferini geciktiren mou kampanyaları başlamış. soran yok sorgulayan yok rahatlığı olduğu çok belli ama böyle alternatif gerçeklik yaratarak ancak seçim kazanılır, başarı kazanılmaz.

bu arada haftasonu ali koç seçilirse pazartesiden itibaren yapıyla mücadele etmeye başlıyormuş. hadi yine iyisiniz köftehorlar.

sakatlandığı halde sakatlanmamış gibi haber yapılarak(?) taraftarın önüne atılmaya çalışılan futbolcu.

hadi başarısızlığını örtmek için yapıydı kapıydı sapıydı anlatırsın. amaç taraftarı konsolide etmektir. hadi borcu da gizlersin seçimlerde mali yönden başarılıyız dersin ona da eyvallah.

nasıl bir zeka sakatlanmış futbolcuyu (b:aslında mr sonuçları tertemiz öyle keyfinden muayene olmaya gitti ispanya'ya) algısıyla taraftarın önüne atmaya çalışır? lan geçen sene icardi sezona gayet iyi girmişken zemin yüzünden dizi döndü. sakatlıktır bu olur. keşke olmasa ama maalesef oluyor.

bu çocuk 1 ay sonra gelip maça çıkıp ıslıklandığında hesabını kim verecek? gerçi sakat olduğu seçimlerden sonra açıklanır diyen bir kitle de var bakalım artık nasıl olacak.

saldırıyı gerçekleştiren çocuğun vücut dili, nişan alışı, adımlayışı falan ne diyim ki yani. yok silah babasınınmış da 10 senedir evdeymiş de çocuk pısırıkmış da hikaye anlatılıyor.

oraya buraya erişim engeli getirerek olmaz. bu sadece bize özel de değil bütün dünyada dijital mecradalarda bir takım yapılanmalar var. sadece açın ve 2015'teki paris saldırısı nerede nasıl planlanmış, eylemciler nasıl motive edilmiş bir bakın.

dışardan bi terörist gelip bu eylemi yapsa anlarım ama bu olay örüntüsü itibariyle gösteriyor ki önlenebilir bir eylem. insan buna üzülüyor en çok.

öncelikle akıcı konuşabilmek. *

+suça sürüklenen çocuk varsa suça sürükleyen de vardır. onları da yargılayalım?
-yok, olmaz.

+ailelerini de soruşturma kapsamına dahil edelim. ihmalleri ya da yönlendirmeleri varsa onları yargılayalım, cezalandıralım?
-olur mu öyle şey ya? ailenin ne günahı var?

+18 yaşından küçük bireylere silah, kesici alet ve uyuşturucu satışı konularının üstüne eğilelim. reşit bireylere satışının 2 katı ceza verelim?
-ne alaka yahu?

+ee ne yapalım?
-18 yaşından küçüklere az ceza verelim.

dahiyane çözümler, dahiyane fikirler. bu hukuk fakültelerini ilk 10 bin sıralama dışına hiç açmamaları lazımdı.

merhum ahmet minguzzi olayına benzer bir olay. yine aynı korkaklık. tek kişiye karşı yumruk yumruğa kavga edemeyecek kadar kahpe olup eline bi şeyler alarak yandan arkadan vurmaca.

bu genetik ya da kültürel korkaklık nesilden nesile aktarımını sürdürüyor ama bir noktada bunu gerekirse zorla kırmak gerekecek. hayırlısı.

ben konuyla alakalı bir bilgilendirme geçip başka bir konuya bağlayacağım. mesajı gönderenin logosundaki c31k yapılanmalarını cehennemin 31. katı olarak adlandıran bir gruba ait.

hatırlar mısınız sonucunda discord'un kapanmasına sebep olan bir dizi discord skandalı yaşanmıştı. işte aslında bu c31k tayfası da durumun başını çeken gruplardan biri.

suç işlemeyi marjinal sayan, bundan haz duyan tiplerin birbirini bulduğu ve bundan maddi manevi bir şeyler elde ettiği bir ortam. kredi kartı hırsızlığı, şantaj, çocuk p****** satışı ve dağıtımı,hayvana ve insana yönelik işkence videolarının satışı ve dağıtımı, tehdit, sahte polis/ambulans ihbarlarıyla insanları zor duruma düşürme, yemek siparişi bombardımanı gibi bir takım şeylerle meşguller.

tor browser kullanınca anonim olduğunu sanacak kadar da düşük zeka seviyesine sahip olmaları ayır bir detay. bu işler bu noktalara gelmeden devletin demir yumruğunu yemeleri gerekiyordu ama hala ve ısrarla büyük bir operasyon yapılmaması insanları haklı olarak isyana sürüklüyor.

son olarak şuraya bağlayayım bu yaptıkları hareketi mesela zevk için yapıyorlar. o logoları televizyonlarda bile göründü diye orgazm olmuşlardır. yarın bir gün yakalandıklarında birçok baronun suça sürüklenen çocuk diye üst perdeden ve alt zeka seviyesinden bir çıkış yapacağını biliyorum ama hiçbir insan çocuk p****** ticaretine sürüklenmez.

taraftarına, bilhassa sosyal medyaya kulak astığı sürece, onların isteklerini yerine getirmeye çalıştığı sürece başarılı olamaz. başarısı gerçekten mucizelere bağlı.

sadece son günlerde yaşanan 3 tane olaya değinmek istiyorum ve aslında bu çerçeveden bakınca ali koç'a başarısız demek için çok gaddar olmak lazım.

1- aylarca avrupanın en formda kalecilerinden biri olduğunu iddia ettikleri irfancan eğribayat'ın yerine kova olduğu, galasaray'dan bilerek goller yediği, milli takımın kalesine torpille geçirildiğini iddia ettikleri uğurcan çakır alınmadı diye yönetim suçlandı*. bu arada uğurcan transferi normalde tamamdı. 2011 kupasıyla duyuru yapılacak olması işi bozdu. yakında birileri çıkıp anlatır zaten.

2- hakan çalhanoğlu inter'den ayrılıp galatasaray ve fenerbahçe'ye haber gönderdi diye bu transfer artık şeref meselesi olmuştur tadında gazetecilerin dahi yönetime baskı yapması. mourinho da registalara bayılmasıyla bilinir zaten. *

3- bugün galatasaray'ın bankalar birliği anlaşmasından çıkmasıyla aceleyle selvi boylu hakan hanoğlu'na bankalar birliğinden çıkmak aslında iyi bir şey değil başlıklı video çektirmeleri. bu arada ali koç'un en büyük vaadlerinden biri temmuz ayında bankalar birliğinden çıkmaktı. bunu fenerbahçe yüzyılını başlatan hamle olarak tanımlıyordu aynı arkadaşlar.

duayen gazeteci a.e. abimizin türkiye'nin en büyük sigorta şirketlerinden birinden total 30 bin izlenen kanalına sponsorluk cukkalamadan önce söylediği gibi: algıyı yöneten şampiyon olur bışkınım.

futbol takımı bu sezon kendi ayağına sıkmazsa ya da çok büyük talihsizlikler yaşamazsa geride bıraktığı sezona göre daha kolay bir şampiyonluk bekliyorum.

beşiktaş'ın bu seneyi yapılanma senesi olarak geçireceğini düşünüyorum. eylül ayında büyük bir sürpriz olmaz da ali koç başkanlığa devam ederse(umarım) yine sezon sonuna doğru 10+ puan farkı görürüz ikinciyle.

en büyük gücü olan sosyal medyayı ciddiye almama prensibinden vazgeçilmediği sürece önü açık. yürüyedursun.

millet yazara göre oylamayı o kadar normalleştirmiş ki önüne çıkan iyi bir tanımı beğenmeye nasıl yani siz tanımda yazan şeye göre mi beğeniyorsunuz? tadında şelale olmuş.

gerçi okumadan oyluyorum tayfası kadar salak değiller ama hafif ve seyir zevki yüksek bir mücadele olur aralarında.

ben. kendi sesime hiç tahammülüm yok. yanlışlıkla bile bi ses kaydımda kendimi duysam tüylerim diken diken oluyor.

başlık basit seviye program yapma olduğu için basit bir mimari bilgisiyle gayet mümkün. yalnız ülkemizde yapay zeka denince akla chatgpt geldiği için ve chatgpt de yazılım işlerinde üzücü derecede kötü olduğu fikir çatışmaları körükleniyor.

senior developerların da tercihi olan claude sonnet kullanırsanız kızgın kumlardan serin sulara atlamış gibi hissedersiniz.

mevcut sürümü çok başarılı olmasa da fena değil. hala bazı orta düzey problemleri anlayamıyor, yanlış cevaplar veriyor, uyarı üzerine düzeltmeye çalışıyor, bazen düzeltiyor bazen düzeltemiyor.

geçenlerde çağrı mert bakırcı bir konuya dikkat çekmiş. özetle chatgpt google gibi kullanıldığı için google'ın etkinliği düşüyor. google etkinliği düştüğü için site açma, oraya bir şeyler yazma/yükleme etklinliği de düşüyor. böylece chatgpt'nin ana kaynağı kuruyor. teoride gayet mantıklı bir yaklaşım. özellikle mevcut modeli göz önüne alırsak yaşanması da muhtemel ama ben zaten chatgpt'nin her alanda başarılı olma kaygısına sahip olduğunu düşünmüyorum.

sonuçta milyonlarca insanın en özel, en saçma sorularını alıyor, en özel anılarını dinliyor, sohbet ediyor, dertleşiyor ve böylelikle kendine muazzam bir dataset oluşturuyor. milyonlarca insanın ailevi sorunlarını, kariyer planlarını, okul hayatını, ilişkilerini dinleyen, kaydeden ve işleyen bir yapı düşünün. bu bilgilere internetin herhangi bir yerinde erişmesi mümkün değil. bu kadar yüklü bir data için dünyada araştırma yapılmaya başlansa devasa bir insan, zaman ve para kaynağı gerekir. chatgpt sadece olduğu yerde durarak insanların gönüllü olarak verdiği dataları alıyor. bu muhteşem bir güç.

tüm bu sebeplerden yakın gelecekte en azından bir tane kişisel asistan duyuracaklarına inanıyorum. bilgisayar ve telefona tam erişim olayı da gelince hoş geldin gibi dizisindeki waffle.

incel konusu hala tam anlaşılabilmiş değil. dünyada kayda geçmiş incel saldırıları olmasına rağmen bakir oldukları için kadınlara öfkeli tipler gibi yansıtılıyor ama incellerin nefret skalası bundan çok daha geniş.

-kadınlara düşmanlar
-cinsel hayatı olan kadınlara 10 kat daha düşmanlar. kadının hem cinsel hayatı var hem de bunlara cinsellik vermiyor bu sebeple öfkeleri çok yüksek.
-uzun boylu erkeklere düşmanlar. uzun boyun bir tercih sebebi olduğuna inanıyorlar
-statüsünden dolayı kadınlara erişebildiğini düşündükleri erkeklere düşmanlar
-yakışıklı erkeklere zaten düşmanlar
-kadınlarla herhangi bir ilişki kurabilen erkeklerin bir kısmına düşmanlar bir kısmına hayranlar.

bu yüzden de kadın cinayetlerine ve erkek cinayetlerine olumlu tepki veriyorlar. kadın zaten bunlara seks ikram etmediği için ölmeyi hak ediyor. maktül erkekse ve hayatında kadın varsa/olmuşsa o da bu sebepten ölmeyi hak ediyor çünkü bu arkadaşların hakkını gasp ediyor incellerin halüsinatif dünyasında.