aristootellas yazar profili

katılmadığım görüştür.

insanları suratsız mutsuz yapan yaşadıkları coğrafyadır. avrupa da refah seviyesi yükseltme yarışları içindeki ülkelerde suratsız insan görmek tam bir samanlıkta iğne aramaya benzer. benim ülkemde vatandaş sabah kalkıyor (saat uygulamalarından dolayı gün aymış olursa sabah denilmesi tartışılr. )adım atması bile zor sıkış-tepiş otobüse ,metrobüse biniyor. belki de günlük yemek ihtiyacını bile karşılayamayacağı düzeyde maaşla çalıştığı işine gidiyor. akşam işten çıkıp eve gitmesi geceyi buluyor. bir çoğu haftanın 6 günü çalışıyor. izin desen yok. olsa da para yok ki tatile çıksın. anca köyüne gidebiliyor. çocuktu torundu cart curt derken yaşlanıyor. emeklisi faturaları karşılayamıyor. 60 ından sonra ek işe giriyor. bu sefer emeklisinden kesiliyor. sonra da ölüyor.
tabi asık suratlı olur .millet milyarları yerken ben evde kuru ekmeğe talim ediyorsam kimsenin de benden bir şey beklemeye hakkı yoktur sanıyorum.

sonu belli olan şeyi yaşatmaktan nasıl haz alınabilir?

istemezdim her şeye rağmen kadın olmanın gururu tarif edilemez

doğru nedir?

çalışmak için asla motivasyon bulunamayan haftadır. masaya oturmak için bin tane sebep saydığınız fakat bir türlü o masaya oturamadığınız haftadır.

sevenin sevdiği sevmeyenin ise nefret ettiği kuşaktır. kimilerine göre yeni türkiyenin gelecek belirleyicisi kimilerine göre bunlardan bir bok olmazcısı. aslında her ikiside de değil bu z kuşağı.

bu kuşak içerisinde kimler var ?
kuşak içerisinde 2000 yılından sonra doğanlar var. ( 1997 den başladığı da söylenir.)
kuşak içerinde 20 yıllık akp yönetiminde yaşamış 20 yaşındaki gençler var.
kuşak içerisinde denek de denilebilecek eğitim mağdurları var.
kuşak içerinde daha çocuk yaşta tacize maruz kalmış gençler var.
kuşak içerisinde evet 21.yy da hala kadına şiddete maruz kalan gençler var.
kuşak içerisinde sırf torpili olmadığı için eğitim göremeyen/ iş bulamayan gençler var.
kuşak içerisinde zamanında elinden alınan youtube , wikipedia kullanıcıları var.
kuşak içerisinde çocuk gelinler var.
kuşak içerisinde bunların hiçbirini yaşamamış olsa da yaşayanları anlayan ve onlar için sessiz kalmayan gençler var.

bu kuşaktan beklentiler neler?
haksızlıklara karşı çıkmak
şiddetin son bulmasını sağlamak
daha yaşanılası bir türkiye kurmak
kısacası ülkeyi kurtarmak.

yorum :
bunca yıldır düşüncesizce bir oydan bir şey olmaz diyip, senelerce oylarını emanet ettikleri kişileri makarna, kömür miktarına göre belirleyen neslin umudu haline gelmiş bir z kuşağı görmekteyiz. kendi sorumsuzluklarını son bir umut olarak gördükleri z kuşağı sayesinde düzelteceklerini düşünen yığınla insan... şimdilerde göklere çıkarılan bu neslin yere çöküşü ise çok zaman almayacak. tahmini zaman yapılacak ilk seçim sonrası. sonucu beğenmeyen herkes bu nesli yerin dibine gömecek. bu yüzden fazla havaya kapılınmamalı bana göre.ve elbette bu kuşak bir devrin sonu olacak ama yeni gelen devirden ne beklediğimize bağlı. 20 yılda 200 yıl gerileyen türkiye için bu büyük bir çıkış olabilir ama doğru yola çıkarsa...

sözlüğe girip gündemde neler varmış diye bakan herkesin son zamanlarda, aşağılara doğru indikçe ülkenin günden güne ne hale geldiğini net bir şekilde görmesi. söz yerindeyse "ülkenin zıvanadan çıkması " na gün gün şahit olmaktır.

genelde apolitik kişilerin içinde bulunduğunu düşündüğüm kitledir. çünkü apolitiklik elbette bir tercihtir fakat gözümde cehaleti tercih etmekle eşdeğerdir. nedeni ise çok açık ve basit. örneğin bir sabah uyandınız ve şehrinizde çatışmalar var veya savaş diyelim buna apolitik insan nedenini anlamaz yani içinde bulunduğu ülkeden haberi olmaz adeta bir yabancıdır. ne yapacağını , eylem planını bilemez . insan elbette tamamen bağlanmamalı siyasete fakat hep bir kulağı da orada olmalı . özellikle türkiye gibi bir ülkede geleceğinden hayal kurmak, gündemden az da olsa haberdar olan biri için ne kadar zordur herkes bilir.

güzel ve fazlasıyla merak uyandırıcı olan bu gençlik dizisi izleyeni kendine bağlamayı başarıyor. archer bale okulunda gerçekleşen bir cinayet ve okula yeni gelen bir balerinin anlatılmasıyla başlıyor dizi fakat sonrasında cinayet aydınlatılırken pek çok gelişmenin yaşanması sizi her seferinde şaşırtıyor ve katil tahmininizi boşa çıkarıyor. hızlıca izlenip bitirilebilecek bir dizi. yeni sezonun gelmesini bekliyoruz.

geçenlerde bir röportajını izledikten sonra öğrendiğim nilperi şahinkaya ve emre yusufi nin birlikte hazırladıkları küçük videolar.
küçük videolar deyice fazla sıradan anlaşılıyor ama daha önce böyle bir şey yapılmadığına eminim. ben çok beğendim harika bir konsept olmuş. ve bu kadar kısa süre içerisinde bunca şey anlatmak ve anlaşılmak onlar için de harika olsa gerek. nilperi nin anlattığına göre bu keyifli iş önceleri instagramdan başlamış fakat ilgileri üzerine çekmiş olacak ki şimdilerde gain üzerinden yayınlanmaya devam ediyor.ben instagram hesabındaki videoları izledim buraya link bırakacaktım fakat hesap kapatılmış.
beni en çok vuran yer hamlet olmuştu.. iyi seyirler.

ertelenmiş işleri yapmak, kitap okumak, film izlemek, dizi izlemek, spor yapmak, yeni şeyler öğrenmek belki hiç bilmediğin yeteneklerini keşfetmek mesela bir müzik aletini öğrenmeye başlamak ya da resim yapmak ... hepsi içinizde bir yerlerde sadece keşfetmenizi bekliyorlar.

izlenildiğinde ruha damardan angara ayazıı yükleyen dizidir. gizem, gerilim, korku, komedi kısacası ne ararsanız bulursunuz hem de en samimisinden. öyle arka caddeler gibi olmayanı değil ülkenin gerçek polisiyesini anlatır. bir de hayattan büyük yaralar almış insanları anlatır bu dizi. bu insanlar en çok ta adalete inanmak isteyen insanlardır. öyle başrol yoktur kafamda hepsinin hayatından ayrı bir dizi olur oturup yazılsa.

kısacası her gün ölü görüp içlerindeki ölüleri hayata karıştıramayan ama yine de bir yerinden hayata tutunmaya çalışanları anlatır bu dizi.

2014 yılında ilk kez yayın hayatına başlayan televizyon dizisidir.yazarları reece shearsmith ve steve pemberton dır. bbc ve bbc two da yayınlanmıştır. 5 sezon ve 31 bölümden oluşur. ingiliz kara komedi antolojisidir.

black mirror tadında , her bölüm farklı kişileri farklı durumları konu alır fakat içerisinde teknolojinin getirilerinden çok hayata dair ana düşünceler varıdr.

bölümler yaklaşık 30 dk dır. her bölüm başlangıcında 9 rakamı seyircinin görebileceği herhangi bir yere dikkat çekici şekilde bulunur. yorumculara göre dizi anlamak için yüksek ıq gerektiriyor. netflix gibi platformlarda henüz yok ve büyük bir eksiklik olduğunu düşünüyorum.

video oyunlarının geçmişini anlatan izlerken eğleneceğiniz bir netflix belgeselidir. bu oyunların yaratıcılarını ve oyunda yüksek skorlar elde etmiş oyuncuların yorumları aslında günümüze kadar gelen oyun sektörünün sırlarını da aydınlatıyor.

zaman kaybı olarak gördüğüm bir netflix dizisidir. güzel başlıyor fakat sonradan çok alternatif seçenekler varken hep saçma olan tercih ediliyor hikayenin evrildiği yönle ilgili. normalde saygıdan sonuna kadar giderdim fakat yarıda bırakmak zorunda kaldım .

bir biyografi olmasını beklemediğimden izlediğimde de hayal kırıklığına da uğramadığım ve keyifle izlediğim dizidir. oyunculuklarla da gerçekten kaliteli bir iş olduğunu her bölümde kanıtlıyor.

ülkemizde medya özgürlüğü günden güne ellerimizden kayıp gidiyor. doğruları yazan gazeteciler bir bir susturularak hapse atılıyor. demokrasi sadece bir sembol olarak kalıyor. şu an 65 gazeteci ve yazar yazdıkları yüzünden içerdeler. belki bildiğimizden daha fazlası ve bilip susmaya devam edersek bu sayı daha da artacak belki bir gün sıra bize de gelecek.
düşünmek bir suç değildir. gazetecilik bir suç değildir. yazarlık bir suç değildir.

türk dizisi mi çeviriyoruz diyeceğim adamdır. az kendine gel be kardeşim o kadar mı yokluktayız be o kadar mı sevdalısın da düştün peşine gidiyorsun uçkurunun

yüzünü görmedik ki bilelim sözlükçüm oldu mu bu yani şu dar zamanda soruyorum sana ?

ona ilgisini çekecek bir hediye almak. bu aynı zamanda seni dinledim, seni anladım, zevklerini öğrendim, seni tanıdım demenin de bir başka yoludur. çiçeği çikolatayı herkes sever fakat alelade bir günde ,alelade bir sohbette aradaki detayları yakalayıp onun ne sevdiğini o söylemeden bilip almak kadar güzel bir hediye yoktur. bu değerli hissettirir. değerli hissetmek çoğu zaman seni seviyorum demekten bile daha iyi hissettirir.

evden başladık arkadaşlar, anladıklarımı zaman zaman buraya gelip entry yi editleyeceğim. anadolu lisesi geçmişi olan biri için zor geldiğinin farkındayım fakat her işte olduğu gibi severek başlarsanız devamı da geliyor umarım ilerisi için de gelecekte böyle konuşabilirim.