atedam - öne çıkan tanımları (1. sayfa)
1.
son ada
bir zülfü livaneli kitabı.
zengin bir adam tarafından yıllar önce cennet gibi içinde doğal güzellikler barındıran bir ada satı n alması üzerine ve bu adada tek yaşamak için dostlarını adaya davet etmiştir. bu adada toplam kırk tane ev bulunur. adada yaşayan insanlara oturdukları evin numarasına göre hitap edilmiştir. bu adada herkes huzur içinde yaşamaktadır. bir gün bir kişinin ölmesi ölen kişinin evine kimin taşınacağı büyük bir merak konusu olmuştur. bu ev satılığa çıktığında evi satın alan kişi ise emekliye ayrılmış bir darbeci başkandır. adaya yerleştiğinde orada da huzurlu ve mutlu günlerden eser kalmamıştır. başkan ada halkına turizm bakımından gelişebileceği kanısında söylentiler çıkarmıştır. ardından bu söylentiler üzerine birkaç kişi hariç bu duruma büyük bir inanç içerisinde yolda bile gölge yapan ağaçları kesmeye başlar. ondan sonra herkes martıları öldürmek için seferber olurlar. ama bu sefer de adanın doğal güzelliğini yitirmesi an meselesidir. önce kendileri tüfeklerle martı avı gerçekleştirip beceremeyince adaya martı yumurtalarını yemek için tilki getirtirler. martılar azaldığı için bu kez de ortaya yılanlar çıkar. yılanlar evlere girerek insanlara zarar vermeye başlarlar, bunun önüne geçmek için yılanlara yedirmek amacıyla siyanürlü et getirtirler. fakat bu etleri sadece yılanlar değil, diğer etçil hayvanlarda yer ve zehirlenirler. bir çare daha düşünüp, adaya leylekleri getirerek yılanları azaltmayı amaçlarlar. bunun için bir uzman çağırıp direkler diktirirler ama gelen kişi ada halkını dolandırarak kaçar. ormanı yakmaktan başka çare kalmaz artık. yangında kaçan tilkileri öldüreceklerdir. fakat bu plan da başarılı olamaz ve yangın evleri dahil her yeri yakıp kül eder.
yapacak bir şey kalmayınca başkan adadan ayrılmaya karar verir. adadan ayrılırken adsız yazarımızın sevgilisi ile bir tartışma yaşarlar, bu esnada adanın tek bakkalının dilsiz oğlu başkanın üstüne atlar ve ikisi birlikte uçurumdan düşerek ölürler. adaya gelen askerler halkı tutuklar ve doğa insanlarla verdiği savaşı kazanır.
zengin bir adam tarafından yıllar önce cennet gibi içinde doğal güzellikler barındıran bir ada satı n alması üzerine ve bu adada tek yaşamak için dostlarını adaya davet etmiştir. bu adada toplam kırk tane ev bulunur. adada yaşayan insanlara oturdukları evin numarasına göre hitap edilmiştir. bu adada herkes huzur içinde yaşamaktadır. bir gün bir kişinin ölmesi ölen kişinin evine kimin taşınacağı büyük bir merak konusu olmuştur. bu ev satılığa çıktığında evi satın alan kişi ise emekliye ayrılmış bir darbeci başkandır. adaya yerleştiğinde orada da huzurlu ve mutlu günlerden eser kalmamıştır. başkan ada halkına turizm bakımından gelişebileceği kanısında söylentiler çıkarmıştır. ardından bu söylentiler üzerine birkaç kişi hariç bu duruma büyük bir inanç içerisinde yolda bile gölge yapan ağaçları kesmeye başlar. ondan sonra herkes martıları öldürmek için seferber olurlar. ama bu sefer de adanın doğal güzelliğini yitirmesi an meselesidir. önce kendileri tüfeklerle martı avı gerçekleştirip beceremeyince adaya martı yumurtalarını yemek için tilki getirtirler. martılar azaldığı için bu kez de ortaya yılanlar çıkar. yılanlar evlere girerek insanlara zarar vermeye başlarlar, bunun önüne geçmek için yılanlara yedirmek amacıyla siyanürlü et getirtirler. fakat bu etleri sadece yılanlar değil, diğer etçil hayvanlarda yer ve zehirlenirler. bir çare daha düşünüp, adaya leylekleri getirerek yılanları azaltmayı amaçlarlar. bunun için bir uzman çağırıp direkler diktirirler ama gelen kişi ada halkını dolandırarak kaçar. ormanı yakmaktan başka çare kalmaz artık. yangında kaçan tilkileri öldüreceklerdir. fakat bu plan da başarılı olamaz ve yangın evleri dahil her yeri yakıp kül eder.
yapacak bir şey kalmayınca başkan adadan ayrılmaya karar verir. adadan ayrılırken adsız yazarımızın sevgilisi ile bir tartışma yaşarlar, bu esnada adanın tek bakkalının dilsiz oğlu başkanın üstüne atlar ve ikisi birlikte uçurumdan düşerek ölürler. adaya gelen askerler halkı tutuklar ve doğa insanlarla verdiği savaşı kazanır.
devamını gör...
2.
ağrı dağı efsanesi
yaşar kemal romanlarında ve öykülerinde efsane unsurlarını kullanmayı seven bir yazardır. nitekim yılanı öldürseler, yusufçuk yusuf, ince memed, ölmez otu, orta direk, yer demir gök bakır gibi eserlerinde de efsaneleri kullanmış ve onlardan yararlanmıştır.
ağrı dağı efsanesi, ağrı dağı eteklerinde yaşayan ahmet'in kapısına gelen bir atı sahiplenmesi ile başlar. bir süre sonra atın beyazıt paşası olan mahmut han'a ait olduğu anlaşılır. mahmut han atını ister. ahmet atı vermek istemez çünkü ağrı geleneklerine göre at onun kısmetidir. atı geri alamayan mahmut han ahmet'in evine adamlar gönderir ve ahmet'i zindana attırır. burada paşanın kızı gülbahar ile ahmet arasında aşk başlar. gülbahar, kendisine aşık olan zindancı başı memo'nun hayatı pahasına ahmet'i kaçırır. bunu öğrenen mahmut han gülbahar'ı zindana attırır. fakat ahmet önderliğindeki halk sarayı basar ve gülbahar'ı kurtarır. ahmet ve gülbahar onurlu bir bey olan hoşap beyi'nin yanına sığınır. hoşap beyi, mahmut han’a ne isterse vereceğini, her türlü masrafı karşılayacağını, ama ahmet ve gülbahar’ı teslim edemeyeceğini bildirir, misafirlerinin evlenmesini için izin ister. mahmut han ahmet'in ağrı dağının zirvesine tırmanmasını istediğini bu görevi başarabilirse onu kızıyla evlendireceğini söyler. ahmet bunu kabul eder. zirveye tırmanır ve ateşi yakar. fakat ahmet gülbahar'ın kendisini kurtarmak için memo'nun hayatını feda ettiğini anlamış ve onuruna yedirememiştir. romanın sonunda ikisi küp gölüne gider ve ahmet gülbahar'dan uzaklaşarak ortadan kaybolur.
ağrı dağı efsanesi, ağrı dağı eteklerinde yaşayan ahmet'in kapısına gelen bir atı sahiplenmesi ile başlar. bir süre sonra atın beyazıt paşası olan mahmut han'a ait olduğu anlaşılır. mahmut han atını ister. ahmet atı vermek istemez çünkü ağrı geleneklerine göre at onun kısmetidir. atı geri alamayan mahmut han ahmet'in evine adamlar gönderir ve ahmet'i zindana attırır. burada paşanın kızı gülbahar ile ahmet arasında aşk başlar. gülbahar, kendisine aşık olan zindancı başı memo'nun hayatı pahasına ahmet'i kaçırır. bunu öğrenen mahmut han gülbahar'ı zindana attırır. fakat ahmet önderliğindeki halk sarayı basar ve gülbahar'ı kurtarır. ahmet ve gülbahar onurlu bir bey olan hoşap beyi'nin yanına sığınır. hoşap beyi, mahmut han’a ne isterse vereceğini, her türlü masrafı karşılayacağını, ama ahmet ve gülbahar’ı teslim edemeyeceğini bildirir, misafirlerinin evlenmesini için izin ister. mahmut han ahmet'in ağrı dağının zirvesine tırmanmasını istediğini bu görevi başarabilirse onu kızıyla evlendireceğini söyler. ahmet bunu kabul eder. zirveye tırmanır ve ateşi yakar. fakat ahmet gülbahar'ın kendisini kurtarmak için memo'nun hayatını feda ettiğini anlamış ve onuruna yedirememiştir. romanın sonunda ikisi küp gölüne gider ve ahmet gülbahar'dan uzaklaşarak ortadan kaybolur.
devamını gör...
3.
ince memed
yaşar kemal'in 1955 de yazdığı ilk romanıdır. yazar ilerleyen yıllarda ilk kitabın devamı niteliğinde üç kitap daha yazmıştır.
yaşar kemal'in bu romanı ingiliz aktör peter ustinov tarafından memed my hawk (şahinim memed) adıyla sinemaya uyarlanmıştır.
romanın konusu anadolu ve çukurova halkının geri kalmışlığı sefaleti ve ağalar tarafından sömürülmesi üzerinde oluşmuştur. çukurova köylüsü baskıya maruz kalan bir halde kurtarıcı beklemektedir. bu görev ağalık sistemine başkaldıran ince memed'e düşmüştür.
memed'in çocukluğu abdi ağanın zulmü altında geçmiştir. babasını küçük yaşta kaybetmiş annesi döne ile birlikte değirmenoluk köyünde yaşamaktadır. abdi ağanın sevdiği kızı yeğenine nişanlanması üzerine hatçeyi kaçırır. peşinden gelen abdi ağayı yaralar yeğenini ise öldürür.bu olaydan sonra memed eşkıya olur. abdi ağa ise hatçeyi hapise attırır annesi döneyi ise öldürür. hatçeyi başka bir hapishaneye giderken jandarmaların elinden kaçırır. bir çocukları olur adını memed koyarlar. jandarmalarla çatışırken hatçe vurularak ölür. hükümet tarafından af çıkarılınca teslim olmayı düşünür ama köylüler sen abdi ağayı öldürmezsen annenin kemileri mezarda sızlar diyince abdi ağayı bulur ve öldürür.
yaşar kemal'in bu romanı ingiliz aktör peter ustinov tarafından memed my hawk (şahinim memed) adıyla sinemaya uyarlanmıştır.
romanın konusu anadolu ve çukurova halkının geri kalmışlığı sefaleti ve ağalar tarafından sömürülmesi üzerinde oluşmuştur. çukurova köylüsü baskıya maruz kalan bir halde kurtarıcı beklemektedir. bu görev ağalık sistemine başkaldıran ince memed'e düşmüştür.
memed'in çocukluğu abdi ağanın zulmü altında geçmiştir. babasını küçük yaşta kaybetmiş annesi döne ile birlikte değirmenoluk köyünde yaşamaktadır. abdi ağanın sevdiği kızı yeğenine nişanlanması üzerine hatçeyi kaçırır. peşinden gelen abdi ağayı yaralar yeğenini ise öldürür.bu olaydan sonra memed eşkıya olur. abdi ağa ise hatçeyi hapise attırır annesi döneyi ise öldürür. hatçeyi başka bir hapishaneye giderken jandarmaların elinden kaçırır. bir çocukları olur adını memed koyarlar. jandarmalarla çatışırken hatçe vurularak ölür. hükümet tarafından af çıkarılınca teslim olmayı düşünür ama köylüler sen abdi ağayı öldürmezsen annenin kemileri mezarda sızlar diyince abdi ağayı bulur ve öldürür.
devamını gör...
4.
savaş ve açlar
hasan izzettin dinamo'nun çok bilinmeyen ama kesinlikle okunması gereken kitabıdır.
hasan izzettin dinamo kurtuluş savaşı yıllarını en fazla yokluk ve kimsesizlik içinde geçiren yazarlarımızdandır. kitapta savaşın acımasızlığı insanların savaş sırasında yaşadığı kıtlığı, acı ve kayıplara rağmen hayatta kalmaya çalışmaları çok çarpıcı ve gerçekti. karınlarını doyurabilmek için türlü çareler ürettikleri, yakında ölen yakınlarının yaslarını yaşayamamaları gibi acıları yazar gerçekten çok iyi ifade etmiş.
hasan izzettin dinamo kendi yaşam öyküsü savaş ve açlar'da gerçek olaylara sadık kalarak romanı oluşturur. konuları ne abartmış ne de fazla törpülemiştir.
romanın kahramanı bir anadolu ailesidir. ailenin hiçbiri öğrenim görmemiş ama hepsi dürüst ve zeki insanlardır. temel çavuş iyi bir aile babası olup tipik bir karadeniz insanıdır. şakire ise eşi ve dört çocuğunu yitirmesine rağmen hayatın yakasını bırakmayan bir anadolu kadınıdır. her ikisi de olumsuzluklar yada felaketler karşısında yılgınlık ve teslimiyet göstermez. kısaca kitap savaşın o tüm acımasızlığını gözler önüne seriyor.
savaş ve açlar belgesel özelliğinin yanı sıra toplumcu gerçekçi edebiyatımızın en önemli örneklerinden biridir.
bu arada kitap cengiz aytmatov'un 'toprak ana' kitabına çok benzer ama bence 'toprak ana' altınsa savaş ve açlar keşfedilmemiş bir elmastır.
edit:ekleme
hasan izzettin dinamo kurtuluş savaşı yıllarını en fazla yokluk ve kimsesizlik içinde geçiren yazarlarımızdandır. kitapta savaşın acımasızlığı insanların savaş sırasında yaşadığı kıtlığı, acı ve kayıplara rağmen hayatta kalmaya çalışmaları çok çarpıcı ve gerçekti. karınlarını doyurabilmek için türlü çareler ürettikleri, yakında ölen yakınlarının yaslarını yaşayamamaları gibi acıları yazar gerçekten çok iyi ifade etmiş.
hasan izzettin dinamo kendi yaşam öyküsü savaş ve açlar'da gerçek olaylara sadık kalarak romanı oluşturur. konuları ne abartmış ne de fazla törpülemiştir.
romanın kahramanı bir anadolu ailesidir. ailenin hiçbiri öğrenim görmemiş ama hepsi dürüst ve zeki insanlardır. temel çavuş iyi bir aile babası olup tipik bir karadeniz insanıdır. şakire ise eşi ve dört çocuğunu yitirmesine rağmen hayatın yakasını bırakmayan bir anadolu kadınıdır. her ikisi de olumsuzluklar yada felaketler karşısında yılgınlık ve teslimiyet göstermez. kısaca kitap savaşın o tüm acımasızlığını gözler önüne seriyor.
savaş ve açlar belgesel özelliğinin yanı sıra toplumcu gerçekçi edebiyatımızın en önemli örneklerinden biridir.
bu arada kitap cengiz aytmatov'un 'toprak ana' kitabına çok benzer ama bence 'toprak ana' altınsa savaş ve açlar keşfedilmemiş bir elmastır.
edit:ekleme
devamını gör...