1.
kalbimiz seninle
son tanımları
2.
29 ocak 2022 bekir bozdağ'ın adalet bakanı olması
fetö aflarını buna ihale ettiler muhtemelen.
devamını gör...
3.
bekir bozdağ
yeniden adalet bakanı olarak atandı. fetö aflarını buna ihale ettiler sanırım.
devamını gör...
4.
erhan çetinkaya
şimdil... pardon yeni tüik başkanı. buna "bay yüzde 5" denmesini öneriyorum ben. aylık enflasyonları hep yüzde 5 arttıracak çünkü en fazla. cv'nin alanla alakası yok tabii ki. şaşırdık mı. hayır.
www.yenisafak.com/tuik-yeni...
başkanı erhan çetinkaya kimdir?
1981 yılında malatya’da doğmuştur. ilk, orta ve lise eğitimini malatya’da tamamladı. bilkent üniversitesi endüstri mühendisliği bölümü’nden 2004 yılında mezun oldu. 2004‑2005 yılları arasında cybersoft enformasyon teknolojileri’nde analist ve proje mühendisi olarak çalıştı. 2005 yılında bankacılık düzenleme ve denetleme kurumu’nda göreve başlayarak 2012 yılına kadar denetim ve risk yönetimi dairelerinde banka denetimi ve bankacılık mevzuatı konularında çalıştı. daha sonra abd’de duke üniversitesi the fuqua school of business’tan mba (işletme yüksek lisansı) diplomasını alarak 2014 yılında tekrar bddk’daki görevine döndü. 2015 yılında risk yönetimi daire başkanı olarak görevlendirildi. isviçre’de yer alan basel committee on banking supervision bünyesindeki çalışma gruplarında türkiye’yi temsil etti. cfa (certified financial analyst) ve frm (financial risk manager) sertifikaları sahibi olup eylül 2017’den aralık 2019’a kadar vakıf katılım bankası a.ş.’de operasyondan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak görevini sürdürmüştür. 20 aralık 2019 tarihi itibarıyla bddk başkan yardımcısı olarak atanmıştır.
www.yenisafak.com/tuik-yeni...
başkanı erhan çetinkaya kimdir?
1981 yılında malatya’da doğmuştur. ilk, orta ve lise eğitimini malatya’da tamamladı. bilkent üniversitesi endüstri mühendisliği bölümü’nden 2004 yılında mezun oldu. 2004‑2005 yılları arasında cybersoft enformasyon teknolojileri’nde analist ve proje mühendisi olarak çalıştı. 2005 yılında bankacılık düzenleme ve denetleme kurumu’nda göreve başlayarak 2012 yılına kadar denetim ve risk yönetimi dairelerinde banka denetimi ve bankacılık mevzuatı konularında çalıştı. daha sonra abd’de duke üniversitesi the fuqua school of business’tan mba (işletme yüksek lisansı) diplomasını alarak 2014 yılında tekrar bddk’daki görevine döndü. 2015 yılında risk yönetimi daire başkanı olarak görevlendirildi. isviçre’de yer alan basel committee on banking supervision bünyesindeki çalışma gruplarında türkiye’yi temsil etti. cfa (certified financial analyst) ve frm (financial risk manager) sertifikaları sahibi olup eylül 2017’den aralık 2019’a kadar vakıf katılım bankası a.ş.’de operasyondan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak görevini sürdürmüştür. 20 aralık 2019 tarihi itibarıyla bddk başkan yardımcısı olarak atanmıştır.
devamını gör...
5.
29 ocak 2022 tüik başkanının görevden alınması
hah. "kız bekir"in dönüşüyle combo yaptılar.
www.resmigazete.gov.tr/eski...
tam süfer oldu.
ocak enflasyonu tüfe bazında 5 puanı geçmeyecek demek oluyor bu. ayarlayacak adamı bulmuşlar sonunda: erhan çetinkaya
www.resmigazete.gov.tr/eski...
tam süfer oldu.
ocak enflasyonu tüfe bazında 5 puanı geçmeyecek demek oluyor bu. ayarlayacak adamı bulmuşlar sonunda: erhan çetinkaya
devamını gör...
7.
fazıl say
hayao miyazaki en sevdiğim adamlardan biridir. yaptığı her film benim için çok özel. favorim howl's moving castle ama müziklerinde nedense castle in the sky'ın müziklerini daha çok severim.
bunun temalarından birini zamanında japonya'da katıldığı bir programda o an ilk kez duyuyor ve çalıyor fazıl say. sonunda kopan alkışın akabinde verdiği mahçup bakışa bakın ya. onu da geçtim. bildiğin mozart-salieri durumu olmuş sanki ama zaten adamlar farkında durumun. son derece şirin bir hareket olmuş. ilk çalan da profesyonel değil zaten. programın sunucusu. izliyoruz:
bunun temalarından birini zamanında japonya'da katıldığı bir programda o an ilk kez duyuyor ve çalıyor fazıl say. sonunda kopan alkışın akabinde verdiği mahçup bakışa bakın ya. onu da geçtim. bildiğin mozart-salieri durumu olmuş sanki ama zaten adamlar farkında durumun. son derece şirin bir hareket olmuş. ilk çalan da profesyonel değil zaten. programın sunucusu. izliyoruz:
devamını gör...
8.
aşk taktikleri
netflix'in yeni projesiymiş. insan zekasına olan inancım her geçen gün azalıyor.
devamını gör...
10.
cumhurbaşkanı adayımız popüler biri olmayacak
son kemal kılıçdaroğlu yumurtlaması. demek ki 2 popüler olmayan kişiden biri aday olacak:
1- ilhan kesici
2- abdüllatif şener
sanırım bediüzzaman said nursi'nin talebeleri 1948 yılında erzurum'un hasankale ilçesinden bir şeyhin oğlunu dava uğruna kaçırmış. sonra gizlice tunceli'de bir ailenin yanına vermiş. bu çocuk hep irtibatlı kalmış bunlarla. zamanla bunlar paket edilse de amacını unutmamış ve siyasal islamın cumhuriyeti yıkması için elinden geleni tek başına da olsa sızdığı chp içinde yapmış. son darbeyi de bu 2 adaydan birini çıkararak vuracak. yaptıklarının tek mantıklı açıklaması bu çünkü.
sanıyor ki rte'nin karşısına kim çıkarsa çıksın eşşek gibi oy verecek millet. hayır. öyle bir şey yok. ekrem ya da mansur (ki benim gönlüm ondan yana) dışında kim olursa olsun ikinci tura kalır. ikinci turda da rte kazanır.
www.birgun.net/haber/kilicd...
"kılıçdaroğlu "‘biz çok popüler bir ismi getirip cumhurbaşkanı seçelim’ diye bir düşüncemiz yok. cumhurbaşkanı adayının nitelikleri çok önemli. adayın siyasetçi olması lazım. çünkü devlet siyasal bir organ. siyasal organı iyi tanıyan bir siyasetçi olması lazım" ifadelerini kullandı."
meral mansur'u istemiyor. onun adını öne çıkaracak bir şey yok halk teveccühü dışında. kemal bey ekrem başkanı aday yapmayacağını kibarca söylüyor aylardır. romantiklerimiz hedef saptırma diyor ama öyle bir şey yok. ekrem ikinci tayyip potansiyeline sahip bana göre. çok hoşlaşmıyorum. burada hdp'nin tavrı da belirleyici olur. renksiz bir aday olursa hdp'yi çekerim belki diye hesaplamamıştır umarım. selo içerde diye hdp aday çıkarmayacak değil. kadın bir eşbaşkanı aday yapar geçer gerekirse. ekrem ve mansur dışındaki bütün formüllerde rte alır geçer. o kemal özkiraz'a filan bakmayın siz. milletvekili olmak için yapıyor bu abuk anketleri. kemal bu iki adaya ışık yaksın. anketlerde yavaş yavaş yükseltir.
1- ilhan kesici
2- abdüllatif şener
sanırım bediüzzaman said nursi'nin talebeleri 1948 yılında erzurum'un hasankale ilçesinden bir şeyhin oğlunu dava uğruna kaçırmış. sonra gizlice tunceli'de bir ailenin yanına vermiş. bu çocuk hep irtibatlı kalmış bunlarla. zamanla bunlar paket edilse de amacını unutmamış ve siyasal islamın cumhuriyeti yıkması için elinden geleni tek başına da olsa sızdığı chp içinde yapmış. son darbeyi de bu 2 adaydan birini çıkararak vuracak. yaptıklarının tek mantıklı açıklaması bu çünkü.
sanıyor ki rte'nin karşısına kim çıkarsa çıksın eşşek gibi oy verecek millet. hayır. öyle bir şey yok. ekrem ya da mansur (ki benim gönlüm ondan yana) dışında kim olursa olsun ikinci tura kalır. ikinci turda da rte kazanır.
www.birgun.net/haber/kilicd...
"kılıçdaroğlu "‘biz çok popüler bir ismi getirip cumhurbaşkanı seçelim’ diye bir düşüncemiz yok. cumhurbaşkanı adayının nitelikleri çok önemli. adayın siyasetçi olması lazım. çünkü devlet siyasal bir organ. siyasal organı iyi tanıyan bir siyasetçi olması lazım" ifadelerini kullandı."
meral mansur'u istemiyor. onun adını öne çıkaracak bir şey yok halk teveccühü dışında. kemal bey ekrem başkanı aday yapmayacağını kibarca söylüyor aylardır. romantiklerimiz hedef saptırma diyor ama öyle bir şey yok. ekrem ikinci tayyip potansiyeline sahip bana göre. çok hoşlaşmıyorum. burada hdp'nin tavrı da belirleyici olur. renksiz bir aday olursa hdp'yi çekerim belki diye hesaplamamıştır umarım. selo içerde diye hdp aday çıkarmayacak değil. kadın bir eşbaşkanı aday yapar geçer gerekirse. ekrem ve mansur dışındaki bütün formüllerde rte alır geçer. o kemal özkiraz'a filan bakmayın siz. milletvekili olmak için yapıyor bu abuk anketleri. kemal bu iki adaya ışık yaksın. anketlerde yavaş yavaş yükseltir.
devamını gör...
11.
cem küçük ve hacı yakışıklı tarzı gazetecilik
düğüm kime yalakalık yaptığınızdadır.
özal'ın yalakası yok muydu? demirel'in ecevit'in yok muydu? vardı var olmasına da mantıksız argümanlarla savunulmaya gerek kalmayacak kadar mantıklı işlere de imza attıkları oluyordu. bir adam sürekli hata yapıyorsa onu savunmak zorlaşır. mantıksız bir icraatın yalakalığı da mantıksız olmak zorunda.
bunun dışında rte tam itaat istiyor. bazı icraatlarını takdir edip bazılarına eleştiri getiremezsiniz. hep yalakalık tam yalakalık yani. o yüzden bu tür adamların başka seçeneği yok en azından devran dönene kadar. devran döndüğünde bu utanç dolu "gastecilikleri" unutulmayacak.
özal'ın yalakası yok muydu? demirel'in ecevit'in yok muydu? vardı var olmasına da mantıksız argümanlarla savunulmaya gerek kalmayacak kadar mantıklı işlere de imza attıkları oluyordu. bir adam sürekli hata yapıyorsa onu savunmak zorlaşır. mantıksız bir icraatın yalakalığı da mantıksız olmak zorunda.
bunun dışında rte tam itaat istiyor. bazı icraatlarını takdir edip bazılarına eleştiri getiremezsiniz. hep yalakalık tam yalakalık yani. o yüzden bu tür adamların başka seçeneği yok en azından devran dönene kadar. devran döndüğünde bu utanç dolu "gastecilikleri" unutulmayacak.
devamını gör...
12.
herkesin nick değiştirmesi
valla ben "sarkilarda oh yeah diye inleyen zenci" idim. sonra bir anda bu esti ve aldım. keske her gün nick değiştirebilsek. insanın anı anına uymuyor.
devamını gör...
13.
burçlar konusunda bilgili erkek
merkür'ün güneş etrafındaki tam turu dünya'dan kısa sürüyor diye bu gezegenin evrendeki hareketini geri gitme şeklinde yorumlayıp o dönemlerde yeni bir işe filan başlamıyorsanız ya da iletişimle alakalı problemler yaşanacağına inanıyorsanız biraz salaksınız.
cayır cayır yanan venüs'ün aşk hayatınızı yönlendirdiğini düşünüyorsanız tam salaksınız.
hele ki artık gezegen bile sayılmayan ve kafasına göre takılan bir gök cismi olan plüton'un ölüm ve günahların yöneticisi olduğunu sanıyorsanız cidden iflah olmaz bir salaksınız.
burçlara veren kız görmedim ben. burçlara bu kadar saran erkek de ılıktır. biri daha önce bu konuya temas etmiş sağolsun. salak olmayın rica ederim. astronomi ile daha çok kız kaldırırsınız. ilkokul ikide gezegenleri sırasıyla sayıp pek çoğunun uydularını da sıralayabildiğim için hastaydı sınıfın en güzel kızı bana.
cayır cayır yanan venüs'ün aşk hayatınızı yönlendirdiğini düşünüyorsanız tam salaksınız.
hele ki artık gezegen bile sayılmayan ve kafasına göre takılan bir gök cismi olan plüton'un ölüm ve günahların yöneticisi olduğunu sanıyorsanız cidden iflah olmaz bir salaksınız.
burçlara veren kız görmedim ben. burçlara bu kadar saran erkek de ılıktır. biri daha önce bu konuya temas etmiş sağolsun. salak olmayın rica ederim. astronomi ile daha çok kız kaldırırsınız. ilkokul ikide gezegenleri sırasıyla sayıp pek çoğunun uydularını da sıralayabildiğim için hastaydı sınıfın en güzel kızı bana.
devamını gör...
14.
normal sözlük'te torpil uygulanan kişiler
valla sanırım aynı kişi fuckbuddy olmak istediği yazarların listesini de paylaşmıştı. kim kimi fak'mış kim kimi badi'miş de hanimiş çok da fifimde değil ama ortada namus kumkuması geçinen ve iki gram argoya tahammülü olmayan moderasyon bazı insanlara gelince şirinasyon oluyor.
lan adam kayırmanın da bir raconu var. insan çaktırmaz en azından. biz bunu ilmihallerimizde yazdık. okumuyorsunuz ki. nıçnıçnıç.
edit: tekzip geldi. o başlık sol frame'den düşürülmüş ve her şey güllük gülistanlık olmuş. ben olsam birkaç gün uzaklaştırma verirdim. iyi ki moderatör değilim. adam bırakmazdım burada herhalde.
lan adam kayırmanın da bir raconu var. insan çaktırmaz en azından. biz bunu ilmihallerimizde yazdık. okumuyorsunuz ki. nıçnıçnıç.
edit: tekzip geldi. o başlık sol frame'den düşürülmüş ve her şey güllük gülistanlık olmuş. ben olsam birkaç gün uzaklaştırma verirdim. iyi ki moderatör değilim. adam bırakmazdım burada herhalde.
devamını gör...
15.
erkeklerin kaç paraya şunu yaparsın muhabbeti
hayatımda hiçbir arkadaşım bana "şu salatalığı alabilir misin?" ya da "alırsan x lira para" demedi. ne pis çevren varmış birader.
nasıl "erkek"lerle takılıyorsan artık. para bahane olmuş bazı arzular için herhalde. bence siz parayı bariyer yapmayın şu ekonomik krizde. canınız çekiyorsa atakule'yi alın ne diyeyim.
nasıl "erkek"lerle takılıyorsan artık. para bahane olmuş bazı arzular için herhalde. bence siz parayı bariyer yapmayın şu ekonomik krizde. canınız çekiyorsa atakule'yi alın ne diyeyim.
devamını gör...
16.
1. normal sözlük yazar moderatör çatışması
normalde açacağın başlığı seveyim ben gidiyorum derdim. derdim amma "seveyim" demezdim. umarım anlatabilmişimdir.
manyak mısınız nesiniz? içinde tırnağa alınmış ifadenin olduğu cümleyle başlık mı açılır? sonra aptal deyince kızıyorsunuz. cem uzan'a takan filan yok. allah allah ya. bana moderasyon savundurdunuz lan. yuh.
bakın açmaya çalışılan başlık kolum kadar uzun. muhtemelen başlıktaki karakter sınırında bir problem var. her gerizekalı böyle bir paragraflık başlıklar açarsa sol frame gözümüzü s*ker atar. bunu daha efendice ifade ederdim ama salaklıkta sınır tanımayan bir montofonlar sürüsüne başka bir şey diyemiyorum. bilgisayar okuryazarlığı yok daha.
bir bug olduğu ortada. buna benzer bir durumla ben de karşılaştım. yazara mesaj attım ve dedim ki "sanırım bir bug var. normalde bu kadar karakter kullanamazsınız." adam da "sana ne tarraam" dedi. ben de moderasyona ispiyonladım ve kısalttılar. ardından kodda düzelttiler filan sandım ama düzeltememişler besbelli. o herif bile bunun gibi zırlamadı ya "sansür" diye.
buna bir de "sansür" filan denmiş. ne kadar aptalsın lütfücüm. ne kadar aptalsın.başlığı "aptal yazarın moderasyona çemkirmesi" olarak değiştirmek lazım.
manyak mısınız nesiniz? içinde tırnağa alınmış ifadenin olduğu cümleyle başlık mı açılır? sonra aptal deyince kızıyorsunuz. cem uzan'a takan filan yok. allah allah ya. bana moderasyon savundurdunuz lan. yuh.
bakın açmaya çalışılan başlık kolum kadar uzun. muhtemelen başlıktaki karakter sınırında bir problem var. her gerizekalı böyle bir paragraflık başlıklar açarsa sol frame gözümüzü s*ker atar. bunu daha efendice ifade ederdim ama salaklıkta sınır tanımayan bir montofonlar sürüsüne başka bir şey diyemiyorum. bilgisayar okuryazarlığı yok daha.
bir bug olduğu ortada. buna benzer bir durumla ben de karşılaştım. yazara mesaj attım ve dedim ki "sanırım bir bug var. normalde bu kadar karakter kullanamazsınız." adam da "sana ne tarraam" dedi. ben de moderasyona ispiyonladım ve kısalttılar. ardından kodda düzelttiler filan sandım ama düzeltememişler besbelli. o herif bile bunun gibi zırlamadı ya "sansür" diye.
buna bir de "sansür" filan denmiş. ne kadar aptalsın lütfücüm. ne kadar aptalsın.başlığı "aptal yazarın moderasyona çemkirmesi" olarak değiştirmek lazım.
devamını gör...
17.
dolmuşta ineceğim deme şekilleri
ya bir gün ben "muntazam bir yerde inebilir miyim?" dedim ya. bu da böyle gereksiz bir anımdır.
devamını gör...
18.
seks yaparken çoraplarını çıkarmayan erkek
yav bu tür başlıklarda "ekşi'ye çevirdiniz burayı" diyen teyzelere amcalara çok gülüyorum ben. sanki buranın kullanıcı profili türkiye'den bağımsız.
lan daha geçen gün selebiriti geçinenlerinizden biri burada kiminle fuckbuddy olmak isteyebileceğinin listesini yaptı lan. bir de "ben çok masum bir kızım" ayağına yatıyordu entry'lerde. o zaman hepinizin dili bir tarafına girdi. hiç ses çıkarmadınız. geçin o işleri.
demem o ki bırakın yapsınlar bırakın geçsinler insanlar. reşit olmuş bir insanın ne yazacağına karar veremezsiniz. karar vermemeniz de lazım. ha küfürsüz diye tutturmuşsunuz bir. entry'de lafın gelişi araya bir küfür bile sıkıştırttırmıyorsunuz. lan bu kuralı koyan adam benden daha çok küfrediyordur. ben ilk küfrümü ortaokulda ettim. o da "salak"tı. o derece steril ve eğitimli bir çevrede büyüdüm ben. siz hala nelerin peşindesiniz. yuh.
bu başlığa değil şuna tepki gösterin. başlık ukrayna. ekonomi böyle giderse yunanistan'a geçecek bu herhalde:
lan daha geçen gün selebiriti geçinenlerinizden biri burada kiminle fuckbuddy olmak isteyebileceğinin listesini yaptı lan. bir de "ben çok masum bir kızım" ayağına yatıyordu entry'lerde. o zaman hepinizin dili bir tarafına girdi. hiç ses çıkarmadınız. geçin o işleri.
demem o ki bırakın yapsınlar bırakın geçsinler insanlar. reşit olmuş bir insanın ne yazacağına karar veremezsiniz. karar vermemeniz de lazım. ha küfürsüz diye tutturmuşsunuz bir. entry'de lafın gelişi araya bir küfür bile sıkıştırttırmıyorsunuz. lan bu kuralı koyan adam benden daha çok küfrediyordur. ben ilk küfrümü ortaokulda ettim. o da "salak"tı. o derece steril ve eğitimli bir çevrede büyüdüm ben. siz hala nelerin peşindesiniz. yuh.
bu başlığa değil şuna tepki gösterin. başlık ukrayna. ekonomi böyle giderse yunanistan'a geçecek bu herhalde:
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/01/27/se6is35czkr3pjr0-t.jpg)
devamını gör...
19.
cüneyt özdemir
ya bu cücü sürekli "bir cemaat lehine laf etmeyen benim" filan diye dolanıyor ya etrafta. m. ali birand'ın çok da temiz olmayan mazisinin veliahtı gibi kasım kasım kasılırken kendini bir aralar cemaate yanlamayanlardan gibi göstermeye çalışıyor ya. arşiv unutmuyor işte. sene 2012. radikal sitesi. o zamanlar bile bir ton şey söyleyip hiçbir şey söylememe ustasıydı.
ayrıca o dönemde amerikan televizyonalarında bile cemaatin abd'deki charter school sistemini kullanarak örgütü nasıl finanse ettikleriyle ilgili dosyalar yayınlanıyordu. herifler çalıştırdıkları örgüt üyelerine devletin ödediği maaşı tam ödemesi yapıyor gibi gösteriyor. çalışana birazını veriyorlar ve kalanı cebe atıyorlarmış. öğretmen olan eşinden boşanan amerikalı bir kadın anlatmıştı bunu.
"gülen cemaatinin hizmetleri"ymiş...
www.radikal.com.tr/yazarlar...
yansak da dokunacağız!
23/05/2012
olduk olmadık yerde 'yansak da dokunacağız' sloganını atan birinin derdi aslında pipo içmek olabilir.
time dergisi son sayısında gülen cemaati’ni işlemiş. cemaat en son abd’nin cbs televizyonunda yayımlanan efsanevi haber programı 60 dakikaya konu olmuştu. gün geçmiyor ki ingiltere ya da italya’da bir dergide cemaat ile ilgili bir yazı çıkmasın. anlayacağınız bizim türkiye’de tartışmalara doyamadığımız ‘the cemaat’ uluslararası bir fenomene dönüşmüş durumda. gülen cemaati’nin hizmetlerinin anlatıldığı haberleri dikkatle izliyorum. hatta youtube’a konulan henüz haber olmamış yabancılarla yapılan röportajlara bile bakıyorum. hepsinin alt metni hemen hemen aynı. hepsinde kuşkucu bir dil, metinlerin içine sinmiş bir ima, varılmak istenen kuşkulu bir nokta var. gelin görün ki hemen hiçbirinde bu kuşkuları doğrulayacak somut bir veri yok. bu yüzden binbir dereden binbir ima getirilen, ıkınıp sıkınılan ama bir türlü varılmak istenen noktaya varılamayan yabancı dilde cemaat tanımlamaları ile karşı karşıyayız.
kuşku çok, kanıt yok!
yurtdışındaki yayın organlarında çıkan bu metinleri görünce bizde bir kesimin gülen cemaati düşmanlığının neredeyse satırı satırına aynı olduğunu görüyorsunuz. kuşkular, imalar, iddialar ve o kadar.
gerisi laf salatası.
insan ‘yansak da dokunacağız’ gibi önemli bir iddianın allanıp pullanıp slogana dönüştürüldüğü bir ülkede laf salatasından daha fazlasını merak ediyor haliyle. the cemaat bizim milli olağan şüphelimizdi şimdi uluslararası bir olağan şüpheliye dönüştürülüyor. aynı paranoya pompalanıyor. her taşın altında the cemaat var! sürekli bir şeyleri ele geçirmeye çabalıyorlar!
kaçın umacı geliyor.
bir diğer teori de cemaatçilerin aralarında ikiye ayrıldığı iddiası. mesela sarfedilen bir ‘sivil’ cemaatçiler lafı var. e bir taraf sivilse diğer tarafın ne olduğunu varın siz tahmin edin!
aynı kesimin pazarladığı bir başka ayrım da ‘iyi cemaatçiler’le ‘kötü cemaatçiler’ arasında. şahinler, güvercinler. söz dinleyenler dinlemeyenler.
bu ayrımları uzatabiliriz.
bir süre önce türkiye’nin ‘the cemaat’ten kurtulmasının yolunu söylemiştim. “sayıları 3 ila 10 milyon arasında olduğu iddia edilen insanlarımızı mars’a ışınlamayı başarırlarsa tamamdır” diye yazmıştım. yabancı dillerde gülen cemaati hakkında yazılanları okuyunca bu çözümün sadece türkiye için değil dünya için de iyi bir fikir olduğunu düşünmeye başladım.
bazen bu tabloyu görünce “iyi ki cemaatçi değilim” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. düşünsenize sadece bunları bile yazdığım için radikal’i hatta cnntürk’ü ise ele geçirmeye çalışıyor olabilirdim.
hele bir de ele geçirdikten sonra görecektiniz beni!
gelelim herkesin bildiği bir başka ortak ‘sır’ meselesine.
türkiye’de ya da dünyada bu tür kuşkuların ve komplo teorilerinin olduğu yazılar çok okunuyor, gazeteler iyi satıyor, televizyon programları bayağı reyting topluyor, kitaplar baskı üstüne baskı yapıyor. böyle olunca bazen bir yazı dizisi, bir köşe yazısı hatta bir kitap sadece ama sadece bunun için de yazılabiliyor.
freud’dan bir alıntı ile meseleyi bağlarsak ‘bazen pipo içen bir adam sadece pipo içen bir adam’ olabiliyor.
anlayacağınız olduk olmadık yerde gülen cemaati’ni kastederek sürekli ‘yansak da dokunacağız’ sloganını atan birinin derdi aslında pipo içmek olabilir.
slogan ise işin ‘artistlik pazarlama’ kısmı.
anladıysak, şimdi sessizce dağılalım.
ayrıca o dönemde amerikan televizyonalarında bile cemaatin abd'deki charter school sistemini kullanarak örgütü nasıl finanse ettikleriyle ilgili dosyalar yayınlanıyordu. herifler çalıştırdıkları örgüt üyelerine devletin ödediği maaşı tam ödemesi yapıyor gibi gösteriyor. çalışana birazını veriyorlar ve kalanı cebe atıyorlarmış. öğretmen olan eşinden boşanan amerikalı bir kadın anlatmıştı bunu.
"gülen cemaatinin hizmetleri"ymiş...
www.radikal.com.tr/yazarlar...
yansak da dokunacağız!
23/05/2012
olduk olmadık yerde 'yansak da dokunacağız' sloganını atan birinin derdi aslında pipo içmek olabilir.
time dergisi son sayısında gülen cemaati’ni işlemiş. cemaat en son abd’nin cbs televizyonunda yayımlanan efsanevi haber programı 60 dakikaya konu olmuştu. gün geçmiyor ki ingiltere ya da italya’da bir dergide cemaat ile ilgili bir yazı çıkmasın. anlayacağınız bizim türkiye’de tartışmalara doyamadığımız ‘the cemaat’ uluslararası bir fenomene dönüşmüş durumda. gülen cemaati’nin hizmetlerinin anlatıldığı haberleri dikkatle izliyorum. hatta youtube’a konulan henüz haber olmamış yabancılarla yapılan röportajlara bile bakıyorum. hepsinin alt metni hemen hemen aynı. hepsinde kuşkucu bir dil, metinlerin içine sinmiş bir ima, varılmak istenen kuşkulu bir nokta var. gelin görün ki hemen hiçbirinde bu kuşkuları doğrulayacak somut bir veri yok. bu yüzden binbir dereden binbir ima getirilen, ıkınıp sıkınılan ama bir türlü varılmak istenen noktaya varılamayan yabancı dilde cemaat tanımlamaları ile karşı karşıyayız.
kuşku çok, kanıt yok!
yurtdışındaki yayın organlarında çıkan bu metinleri görünce bizde bir kesimin gülen cemaati düşmanlığının neredeyse satırı satırına aynı olduğunu görüyorsunuz. kuşkular, imalar, iddialar ve o kadar.
gerisi laf salatası.
insan ‘yansak da dokunacağız’ gibi önemli bir iddianın allanıp pullanıp slogana dönüştürüldüğü bir ülkede laf salatasından daha fazlasını merak ediyor haliyle. the cemaat bizim milli olağan şüphelimizdi şimdi uluslararası bir olağan şüpheliye dönüştürülüyor. aynı paranoya pompalanıyor. her taşın altında the cemaat var! sürekli bir şeyleri ele geçirmeye çabalıyorlar!
kaçın umacı geliyor.
bir diğer teori de cemaatçilerin aralarında ikiye ayrıldığı iddiası. mesela sarfedilen bir ‘sivil’ cemaatçiler lafı var. e bir taraf sivilse diğer tarafın ne olduğunu varın siz tahmin edin!
aynı kesimin pazarladığı bir başka ayrım da ‘iyi cemaatçiler’le ‘kötü cemaatçiler’ arasında. şahinler, güvercinler. söz dinleyenler dinlemeyenler.
bu ayrımları uzatabiliriz.
bir süre önce türkiye’nin ‘the cemaat’ten kurtulmasının yolunu söylemiştim. “sayıları 3 ila 10 milyon arasında olduğu iddia edilen insanlarımızı mars’a ışınlamayı başarırlarsa tamamdır” diye yazmıştım. yabancı dillerde gülen cemaati hakkında yazılanları okuyunca bu çözümün sadece türkiye için değil dünya için de iyi bir fikir olduğunu düşünmeye başladım.
bazen bu tabloyu görünce “iyi ki cemaatçi değilim” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. düşünsenize sadece bunları bile yazdığım için radikal’i hatta cnntürk’ü ise ele geçirmeye çalışıyor olabilirdim.
hele bir de ele geçirdikten sonra görecektiniz beni!
gelelim herkesin bildiği bir başka ortak ‘sır’ meselesine.
türkiye’de ya da dünyada bu tür kuşkuların ve komplo teorilerinin olduğu yazılar çok okunuyor, gazeteler iyi satıyor, televizyon programları bayağı reyting topluyor, kitaplar baskı üstüne baskı yapıyor. böyle olunca bazen bir yazı dizisi, bir köşe yazısı hatta bir kitap sadece ama sadece bunun için de yazılabiliyor.
freud’dan bir alıntı ile meseleyi bağlarsak ‘bazen pipo içen bir adam sadece pipo içen bir adam’ olabiliyor.
anlayacağınız olduk olmadık yerde gülen cemaati’ni kastederek sürekli ‘yansak da dokunacağız’ sloganını atan birinin derdi aslında pipo içmek olabilir.
slogan ise işin ‘artistlik pazarlama’ kısmı.
anladıysak, şimdi sessizce dağılalım.
devamını gör...
20.
pam pam pamela
tanımıyorum ve etmiyorum. birkaç kez entry'lerine rastlamışlığım var ve sebepsiz bir sempati duyuyorum kendisine. boş düşünüp dolu konuşuyor galiba. evet.
devamını gör...