fazıl say

piyano olayı aşmış bir adam. sanatını sürekli geliştirmiş biridir. muhteşem bir yetenek, ve bu toprakların ruhunu piyanoya öyle bir sentezliyor ki, dolup taşıyor insan. öyle kii einstein için bir beste yapmış. hayyam için, nazım için besteler yapmış. ömrü uzun ve yaratıcılığı bol olsun.

türkiyede değeri bilinmeyen yurt dışında saygın olan ölümsüz sanatçılardan

buradan defalarca sıkılmadan dinlerim.

piyanoyla bütünleşmiş insandır. bir kere canlı izleme fırsatım oldu sanki piyano notaları havaya yükselirken adamdan da bir şeyler çıkıyor gibiydi. tüm dış dünyadan uzaklaşmış sadece piyanosunu çalarak müzikle dans ediyordu adeta. bir daha olsa bir daha izlemek isterim açıkçası.

evlendiği gün attığı twit ile gönüllerde taht kurmuş ünlü piyanist.

piyano çalarken transa geçen çok başarılı piyanist.

ordu'daki konserini eksik bulduğum piyanist. hata fazıl say'da olmasa da ses sisteminde hata vardı. ayrıca hem ses hatalı, hem de halkçılık oynuyosun ve bilet 250 lira 4 kişilik aile gitse 1k ediyor. yakıştı mı efendim.

ya o bileti uygun fiyatlı yaparsın(en azından küçük şehirlerde) ya da bik bik bik konuşmazsın.

nazım oratoryosu ile gönlüme taht kuran piyanist ve besteci. genco erkal'ın eşsiz seslendirmesini de unutmamak gerekir.

şu videosuna denk geldim, caponların o çekik gözleri iyice çekildi... o değil de piyano da tuşe neymiş öğrendim.

iki evlilik yapmış ve sanırım iki eşten veyahut evlilikten de aradığını bulamamış türk klasik batı müziği piyanisti ve bestecisidir. bir tane evladı vardır.
veee...
adamdır.

türkiye’nin ve dünyanın sayılı piyano virtüözlerinden biridir. lakin ülkemizde , politik duruşundan dolayı onu sevmeyen bir kitleye sahiptir.dünya’ da saygı duyulan bir insanın, ülkemizde saçma nedenlerden ötürü sevilmemesini hep anlamsızca buldum ve bulmaya da devam edeceğim.

müzikal başarılarına gelecek olursak, oldukça üretken bir sanatçıdır.
aşık veysel’in kara toprak adlı eserini muazzam bir şekilde düzenlemiştir. dinlerken duygu -durumunuzun ayarının bozacak şekilde etkileyici bir biçime getirmiştir. bestelediği truva sonatı ile beni helen’den aşil’e duygu karmaşası içine sokmuştur.sonatın en beğendiğim bölümü ise aşil kısmıdır. bunların yanı sıra erik satie’den mozart’a birçok ünlü klasik müzik bestecilerin , bestelerini konserlerinde çalmış ve kayıtlarıyla dinleyiciye sunmuştur.

müzikal başarılarına , hayat görüşüne , politik düşüncelerine saygı duyduğum önemli bir piyanist ve bestecidir.

mezopotamya senfonisini özellikle sevdiğim büyük müzisyen. dinlemek için buradan.

tavşan dudak olarak doğmuş. annesi, fazıl'ın dudağını tedavi ettirmek için evini satmış ve londra'da ameliyat ettirmiş. türkiye'ye klasik müzik alanında önemli çalışmalar yapmış piyano virtüözü olarak tanınır. fazıl'ın virtüöz olmasında katkısı olan ilk hocası ali kaya'dır.

ülkemizde ilk zamanlar değeri bilinmiyordu ama zamanla başarısı anlaşılmaya başlayan piyano üstadı

geçen sene çıkardığı albüm çok güzel olan değerli sanatçı.

1970 doğumlu, aşırı zeki, üretken ülkemizin gurur kaynağı olması gerekirken zamanında hapislere attığımız, yılın 365 günü turnelerle dünyayı gezen piyano sanatçımız ve bestecimizdir. zamanının alla turca jazz düzenlemesi dünyayı sallamıştır.
zaman makinesinin olamayacağını düşünenler için istanbul senfonisi sizi neyzen burcu karadağ'ın nefesiyle beraber istanbul'un geçmişine savuruverir. hoş giyimli kızlar adalar vapurunda adlı bir bölümü vardır ve beni dinlediğim ilk günden beri benden alır.
ayrıca, kızı için yazdığı kumru ballade "keşke kızı ben olsaydım." dedirten parçadır.
(bkz: istanbul senfonisi)

edit: dişlerinin piyano tuşlarına evrimleştiği iddiaları vardır.

repertuvarı dar bir piyanist, intihal içeren eserleri ile yaratıcılıktan uzak bir bestecidir.

ülkemizin yüz akı, saygın, üstün yetenekli ve gerçek bir müzisyendir. başka ülkede olsa fazıl say'ı pamuklara sarıp sakınırlardı. bu ülkede maalesef böyle. ne diyelim, elbet onunda sırası gelecek ümitliyim.

çok yetenekli piyanist fakat dandik bir ateist.

tayyip erdoğan'a kusura bakma abi yanlış yaptık diyen tayfadan.

gene gelsene hatay'a...
tadı damağımda kaldı be...