net salaklıktır.
hatta ve hatta hayatı kendi elinle kendine zindan etmektir de diyebiliriz.
düşün evlenmişsinizdir evin içinde aşk meşk sevgi bir yere kadar değil mi hani oturup iki medeni insan gibi sohbet etmek harika bir şey olur ama bakılınca karşıdaki kişinin genel kültürü de olmayınca ya ben kime ne anlatıyorum ki diyerekten hiç o topa bile girmiyorsunuz öylece mal gibi geçiyor gidiyor hayat.
ülkemizde son yıllarda yaşanan ekonomik problemlerin inşaat sektörünü vurmasıyla yaşanan bir durum.
eskiden her yer inşaat olurdu parası hotele günlük ev tutmaya yetmeyen çiftler kısa günün kârı diyerekten inşaat köşelerinde beleşe getirmeye çalışıyordu taa ki inşaatların azalmasıyla gözle görülür bir oran yaşandı yani bir şeyler oluyor insanlar seks yapmıyor bu yönden bakarsak bizim iyiliğimiz içinmiş tüm bunlar.
"abe, saçını kestiğin kişiye sakın ola nasıl olmuş diye sorma eğer ki güzel olmuş diyorsa bil ki bok gibi kesmişsin"
demek isterim hep ancak şu son cümlemde durur bana bakar ve dükkandan kova çünkü hep derim*
olayın gelişme şekli;
parayı bulamama sevgili bulamama ve boş yere giden ömürle geçer.
parasız sevgili olur mu elbette ama biryere kadar bunu her iki taraf da biliyor yapabilen var mıdır varsa helal olsun ama evlenme aşamasında hep sorunlar yaşanır.
bakınca parayı bulduktan sonra da acaba kız para var diye mi yanıma geliyor diye ikilemine giriyor az da olsa.
geçen gün başıma gelmiş bir olaydır.
yalnız kızlar ne fena böyle yaparak benim onlar düşüneceklerimi sanıyorlarsa çok doğru düşünmüşler.
kıza fena bir şekilde uçtum yani bayağı sıçtım diyebilirim bir nevi kendimi burda suçlu görüyorum neyse kıza izah ettim tamam dedi sonrasında ise durumumuz vahim.
kız mesajlarıma çıkmaz oldu sonrasında ise sert bir patlama yaptı bana ona da okey ama hâlâ rehberinde ekliyim amacı nedir bu kızın ? sözlüğümüzün değerli aşkoloğ uzmanlarının entriylerine ihtiyacım var..
içinde bulunduğum nesildir.
o zamanlar tuşlu telefonda bile facebooka girmek büyüleyici bir şeydi tabi yüklenirken sol üst köşede dönen dünyayı beklemek de biraz eziyet bir durumdu.
bazen başıma gelen bir durum.
genel olarak ilk girdiğimizde direk depo boşalıyor gün oluyor depo boşalıyor diyorum tam çıkacam derken bir daha geliyor dur kalkayım elimi yıkayayım diyorsun yine geliyor bu sefer yaallah diyip kalkıp elimi yıkayınca(genelde 5 sefer yıkarım) 4. de yine gelir bu lanet çiş zaten bu ayakta gelen niyeyse sancılı gelir ağrır 23 cm ucu nihayetinde elimi son kez yıkar tuvalete bi güzel su döker etrafı yıkar çıkarım.
van gogh.
van ismini van doğumlu olduğundan ve o zamanlar nüfus müdürlüğüne giderek doğduğu şehrin ismini çok sevdiğinden ve isminin van olması adına dava açıp nihayetinde ismi artık van olan bir ressam.
genel olarak zaten kürt ressam olduğu için diyarbakırdaki hastanelerin duvarlarında sürekli van gogh resmini görebilirsiniz işte o bu sebepten dolayıdır.
şerbet ağacından koparılan odun parçalarının suya batırılmasıyla ortaya çıkan su.
bizim mahalledeki bi aile bu işle ilgilenirdi ve bizim aşağı mahalledeki kaç aile daha bu işle ilgilenirdi genel olarak diyarbakırda ofis bilen bilir bi bunlar satış yaparlardı bu şerbet içeceğini tabi şuan yapıp satıyorlar mı hâlâ bilmiyorum.
la dünyada yalnız değilik onu öğrendik bu savaşla.
biri vodka döker biri restine rest olarak apple ürünü kırar.
var mı arttıran ? sıradaki hareket ab ülkelerinden bekleniyor bakalım onlar ne yapacak.
#1812509 anadolu derken ? mesela doğu da güneydoğu da anadolu bölgesinde ama ben diyarbakırlı olarak bizimkilerin "neöpgıyonuz?" dediğini görmedim doğrusu "napisen" diyık.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.