belki kaktüs yazar profili

belki kaktüs kapak fotoğrafı
belki kaktüs profil fotoğrafı
rozet
karma: 410 tanım: 10 başlık: 9 takipçi: 24

son tanımları


emre nalbantoğlu

şuanda eskişehir'de verdiği konserin canlı yayınını yapan muazzam yetenekli şahıs.
devamını gör...

yerdeniz büyücüsü (kitap)

orijinal adı "a wizard of earthsea" olan bir ursula k. le guin kitabıdır.
wikipedia'da ingilizce ile karşılaştırıldığında türkçe olarak hakkında neredeyse hiçbir şey yazılmayan kitaptır.


yerdeniz büyücüsü, ged'in büyüme çağını ve yetişkinliğe geçiş evresine odaklanır.
ged, gururlu ama birçok konuda kendinden emin olmayarak tasvir edilmiştir. ilk çıraklık zamanında ogion'un onunla alay ettiğini, ve sonra roke'da jasper tarafından ötelendiğini düşünmüştür. iki durumda da diğerlerinin kendi yüceliğini takdir etmediklerine inanmıştır ve le guin'in sempatik anlatımı hemen hemen bu kanı ile çelişmez. cadden, le guin'in genç okuyucuların ged'e sempati duymasına izin verdiğini ve ged'in sihirli güçlerini disipline etmesini öğrenirken, eylemleri için ödenmesi gereken bir bedel olduğunu ancak yavaş yavaş anladığını yazmıştır. benzer şekilde ged, ogion'un yanında çıraklığa başlarken büyücülüğün gizemli yönlerinin ve kendini diğer yaratıklara dönüştürmenin öğretileceğini hayal etmiştir, fakat yavaş yavaş ogion'un önemli derslerinin kendi benliğiyle alakalı olduğunu anlamıştır.

romanın sonundaki pasajda ged'in sonunda gölgeyi kendinin bir parçası olarak kabul etmesi ve bu yüzden onun korkusundan kurtulması eleştirmenler tarafından ergenliğe geçiş ritüeli* olarak anlamlandırılmıştır. jeanne walker, örneğin, sondaki ergenliğe geçiş ritüelinin, yerdeniz büyücüsü'nün tüm konusunun bir özeti olduğunu ve bu özetin kendisinin genç okuyucu için ergenliğe geçiş ritüelinin rolünü oynadığını yazmıştır .walker şöyle devam ediyor: "yerdeniz büyücüsü'nün tüm eylemi... kahramanın toplumda bir birey ve daha yüksek güçlerle ilişkili olarak bir ben olmanın ne anlama geldiğini yavaş yavaş fark etmesini tasvir etmesidir.'' birçok okuyucu ve eleştirmen, ged'in büyüme süreci ile jung psikolojisindeki fikirler arasındaki benzerlikler hakkında yorum yapmıştır. genç ged daha sonradan kendisinin karanlık tarafı olduğunu fark ettiği, korkutucu gölge yaratık ile karşı karşıya kalır. ancak gölgeyi tanıyıp onunla birleştikten sonra tam bir insan olur. le guin yerdeniz romanlarını yazmadan önce hiç carl gustav jung okumadığını söylemiştir.

le guin olgunlaşmayı* kitabın ana konusu olarak tanımlamıştır ve 1973'de yazdığı bir makalede bu konuyu, büyüme çağındaki okuyucu kitlesi için yazmayı düşündüğünden beri seçmiştir. şöyle der: ''büyümek, benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci otuz bir yaşımda tamamladım -ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok önemsiyorum. çoğu genç de önemser. ne de olsa esas işleri budur: büyümek.''


buradan

buradan
devamını gör...

aramızda dinozor

no land'in çok sevdiğim şarkısıdır. şarkının adının anlamının hikayesini çok merak ediyorum. mesela neden dinozor? eski olduğu için mi, tükendiği için mi, uzak olduğu için mi, neden?

enfes şarkıdır.

"kapa gözünü, buluşalım."
devamını gör...

geceye bir resim bırak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

eylül'dü

cemal süreya'nın şiiri.
bir anı olarak başlık açıp buraya bırakmak istedim.
07.09.2021 olarak da tarih atayım.


eylül'dü.

dalından kopan yaprakların

sararan yanlarına yazdım adını

sahte bir gülüşten ibarettin oysa.

ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.

eylül’dü.

di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız

adımlarımızın kısalığı bundandı

bundandı gözlerimin durgunluğu.

sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,

ellerin kadar ıssız,

sen kadar zamansız molalar veriyordum

ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.

eylül’dü.

izlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,

şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.

çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.

sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman

en çok sesini aradım.

gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.

gözlerini sildi zaman...

dedim ya... eylül’dü.

savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.
devamını gör...

sonsuz ve öbürü

bir turgut uyar şiiridir.

en değerli vakitlerinizi bana ayırdınız
sağolunuz efendim
gökyüzününün sonsuz olduğunu bana öğrettiniz
öğrendim
yeryüzünün sonsuz olduğunu öğrettiniz
öğrendim
hayatın sonsuz olduğunu öğrettiniz
öğrendim
zamanın boyutlarının sonsuzluğunu
ve havanın bazen kuşa döndüğünü öğrettiniz
öğrendim efendim
ama sonsuz olmayan şeyleri öğretmediniz
efendim
baskının zulmun kıyımın açlığın
bir yerlere kıstırılıp kalmanın susturulmanın
aşk mutluluğunun ve eski hesapların
aritmetiğin bile
bunları bulmayı bana bıraktınız
size teşekkür ederim
devamını gör...

prenslerin öcü

tüm şarkıları dinlenesi eğlenceli grup.
devamını gör...

savaş yüksek oktanlı gayet boktan bir şeydir

sözleri için:

savaş yüksek oktavlı gayet boktan bir şeydir
bir düğmeye basarsın birden başlar katliam
hangi düğmeye bassan artık durmaz katliam
hangi akoru bassam artık bana fark etmez

yaylalar yaylalar
yaylalar yaylalar

savaş yüksek oktavlı gayet boktan bir şeydir
hemen ölürsen yırttın kim kazansa fark etmez
fakat hemen ölmezsen iki ihtimalin var
ya yaralanırsın ya da esir düşersin
yaralanırsan kıyak hastaneye geçersin
hastane en kralı savaş boyu ensesin
fakat esir düşersen iki ihtimalin var
ya kurşuna dizerler ya fırına atarlar
kurşuna dizerlerse ölürsün film biter
fırına atarlarsa iki ihtimalin var
ya sabun yaparlar ya da kağıt yaparlar
sabun yapsalar kıyak, musluğun deliğinden vıcıt akar gidersin
fakat kağıt yaparlarsa iki ihtimalin var
gazete kağıdı yaparlar ya da tuvalet kağıdı
tuvalet kağıdı yaparlarsa artık ihtimalin yok
boku yedin demektir
söylüyorum lan baştan beri

van tu tıri for

savaş yüksek oktavlı gayet boktan bir şeydir
devamını gör...

bkm kitap

kargomu on gündür bekleten mağaza.
madem sağdan soldan toplayacaksınız ürünleri, ürünün altına bunu belirtin o zaman. on gündür kitaplarımın tedarik edilmesini bekliyorum.
tercih etmeyiniz.
devamını gör...

acımak

bir reşat nuri güntekin kitabıdır.
içerisinde de şöyle güzel bir ifade vardır:


"ben zannediyordum ki ömürlerimizin teknesini istediğimiz sahile götürmek için yalnız onun dümenini ele almak kâfidir... şimdi anlıyorum ki değilmiş... yollar görünmez kayalarla doluymuş... onlara çarpmamak lazımmış... daha fenası gizli cereyanlar varmış ki insan onlara kapıldığı zaman yolun değiştiğini, gittikçe uzaklaştığını farkedemezmiş... tâ kendisini başka sahillere düşmüş görünceye kadar..."
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim