"yavaş yavaş delirdiğimi hissediyorum var ya bir gün tamamen kafayı sıyıracağım" diye başlar iç sesimle konuşmalarım. sonra "o iş öyle mi yapılır aptal insan ha" diye devam eder.
hepsinin her şeyi ertelemesidir. ertelemeleri değil beni de ertelemeye teşvik etmeye çalışmalarıdır. çok daha kötü özellikleri olan sevmediğim insanlar var mı var. ama hepsinin ortak olduğu özellik bu olabilir.
en son gördüğünüz rüya?
kimse bilmez ama ben çok şıpsevdiyim aslında var ya. son üç aydır en az iki kişiye aşık olmuşumdur. kimseye de söylemem en içli dışı olduğum bile bilmez. ayran gönüllü derler diye tırsıyorum galiba ne bileyim.
"oy ben şeni yeyim ya yanakyaya bak ya" diyerekten sıkıştırırım efendim.
"senin sınavlar noluyor esra" der sonra.
üç yaşındaki yeğenimle aramda geçen diyalog budur. hanfendinin her şeyden haberi var efendim.
çocuğun adı mustafa çınar ve sekiz harfli bir soyadı idi. adının mustafa çınar olduğunu onunla aynı sınıfta 7 yıl geçirdikten sonra öğrenmiştim. çınar'dı o çocuk ya, mustafa ne gökten mi düştü mustafa?
ilkokuldayken anneanneme muşmula diyen çocuğun sırtına atlamamı hatırlatan kelimedir. bak oğuzhan seni bir bulayım yine döverim. yıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu oğuzhan. umurumda değil yok on dört yılmış on beş yılmış neyse ne.
herkesin edepsizce şeyler yazmış bulunduğu başlıktır. sansürlemesinler de ne yapsınlar kardeşim, ayıp değil mi. mesela "kardiyoloji" veya "ortopedi" kelimeleri de sansürlenmeli bence. çok ayıp.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.