ben gri - en beğenilen tanımları (1. sayfa)
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
3.
deprem bölgelerinde yaşayan yazarlar veri tabanı
ıyiyiz demeye utanıyorum artık. biz hayattayiz ama iyi değiliz. 2 büyük deprem geçirip bir sürü artçıya dayandık yaşadık yaşıyoruz. bizim değil belki ama arkadaşlarımızın akrabalarimizin evleri yıkıldı bizde yıkıldık. kimisi hala ya enkaz altında ya haber alınamıyor ya da öldü haberi geliyor.
sesimi duyan varmı sorusunu duymak için suspus olmak ne demekmiş gördük .yağmur dindi kar durdu ancak ayaz bıçak misali kesiyor enkazdan bir toprak atmak için hem toprakla hem ayazla kesilen eller var burda.
evimiz var giremiyoruz
paramız var yiyecek yakit alamıyoruz.
bizim için ne mi yapabilirsiniz çaresizliği görün tanıyın kendiniz için tedbir alın hayatta kalanlara umut olun.nerde susup nerde konuşacağınızı anlayın enkaz altında susmamanin hayat kurtardığına şahit olun.
iyimisiniz diyorsunuz ya iyi falan değiliz sadece hayattayiz.
sesimi duyan varmı sorusunu duymak için suspus olmak ne demekmiş gördük .yağmur dindi kar durdu ancak ayaz bıçak misali kesiyor enkazdan bir toprak atmak için hem toprakla hem ayazla kesilen eller var burda.
evimiz var giremiyoruz
paramız var yiyecek yakit alamıyoruz.
bizim için ne mi yapabilirsiniz çaresizliği görün tanıyın kendiniz için tedbir alın hayatta kalanlara umut olun.nerde susup nerde konuşacağınızı anlayın enkaz altında susmamanin hayat kurtardığına şahit olun.
iyimisiniz diyorsunuz ya iyi falan değiliz sadece hayattayiz.
devamını gör...
5.
ben gri (yazar)
'' insana göre davranma, insan gibi davran.” ne güzel söylemiş eddi anter. hah işte ben gri de her şeye rağmen insan gibi davranmaya çalışan, kendince, yaşadıklarınca, aklının erdiği, fikrinin yettiğince tanımlar yazan, yeri geldiğinde saçmalayan , yeri geldiğinde atarlanan , arada kendi kendine eğlenen bir yazar.
bu tanımı yazmasına * asıl mevzu ise seri tanım oylaması nickaltı girmesi.
#2266061 (bkz: yazarların yazar takip etme kriterleri)
#2477682 (bkz: sözlükte kimsenin entry beğenmemesi)
gibi başlıklarda daha önce bi kaç defa açıklamaya çalışmama rağmen hala bi kılıf uydurulmaya bir sınıfa sokulmaya çalışıyor. kimine göre melek, kimine göre güzide ,kimine göre takipçi kasan , kimine göre seri katil, kimine göre avcı, hatta daha farklı şeyler oldum hepsine eyvallah herkesin kendi düşüncesi. aslında bir açıklamaya bile gerek yok ama anlamayan bazıları için bilal'e anlatır gibi anlatacağım .
burada farklı dünyalar okumayı sevdim, okudukça yazmayı sevdim. yazdıkça beğenilmesini hatta ödüllendirilmesini sevdim. böylece daha çok yazmayı sevdim. insanım ya hani hoşuma gitti aynı şekilde okuduğum tanımlara da bu sebeple beğeni atmaktan çekinmedim. kalemi güçlü , ifadeleri net o kadar yazar var ki burada beğenmemek haksızlık gibi. önce şunu bi anlayın her okuduğuma değil elbet yahut okumadığıma değil, kişiye göre de atmadım atmıyorum beğeniyi . yani zihniyetinizin sandığı gibi;
beğeni = senden hoşlandım
fav = sana aşığım
beğeni + fav = seni istiyorum
seri = seni çağırıyorum
demek değil, okuduğumuzun göstergesi. nickaltı olayına girmiyorum bile . sadece benim için değil bir çok kişi içinde böyle olduğunu düşünüyorum. insanları soğutmayın insanlıktan yahu.
insan gibi davranmaya çalışıyorum gülümsemek, gülümsetmek ,bir selama karşılık vermek, bir düşünceyi paylaşıp konuşmak, tartışmak, insanlarla iletişim kurmak ya da kurabilmek bana göre yanlış şeyler değil , karşımdakinin erkek ya da kadın olması da önemli değil, dışardan nasıl göründüğü de umurumda değil. bu sebeple mesaj alımımı kapatmadım kendi kendime yazmak istesem günlük tutarım . burada yazdıklarımız birer paylaşım sonuçta. burada bir şeyler yazıyorsak okuyorsak beğenilmesi de gayet normal. ancak bu da yazdıkları da size ; bir insanı yazdıklarıyla özel hayatını kıyaslama , yargılama hakkını vermiyor. kendi işinizle ilgilenin kim ne yapmış neden yapmış sizi ilgilendiren mevzular değil.
insanlar birer birer buradan gidiyorsa insanları bunlarla bıktırdığınızdan ,hadsizliğinizden .haa bi kaç kişi böyle düşündü diye insanca davranmaktan da vazgeçecek değiliz, lakin insanız ya hani ters bi an'a bir boşluğa gelirse beklemediğiniz cevaplar almayı da göze alırsınız herhalde.*
bu tanımı yazmasına * asıl mevzu ise seri tanım oylaması nickaltı girmesi.
#2266061 (bkz: yazarların yazar takip etme kriterleri)
#2477682 (bkz: sözlükte kimsenin entry beğenmemesi)
gibi başlıklarda daha önce bi kaç defa açıklamaya çalışmama rağmen hala bi kılıf uydurulmaya bir sınıfa sokulmaya çalışıyor. kimine göre melek, kimine göre güzide ,kimine göre takipçi kasan , kimine göre seri katil, kimine göre avcı, hatta daha farklı şeyler oldum hepsine eyvallah herkesin kendi düşüncesi. aslında bir açıklamaya bile gerek yok ama anlamayan bazıları için bilal'e anlatır gibi anlatacağım .
burada farklı dünyalar okumayı sevdim, okudukça yazmayı sevdim. yazdıkça beğenilmesini hatta ödüllendirilmesini sevdim. böylece daha çok yazmayı sevdim. insanım ya hani hoşuma gitti aynı şekilde okuduğum tanımlara da bu sebeple beğeni atmaktan çekinmedim. kalemi güçlü , ifadeleri net o kadar yazar var ki burada beğenmemek haksızlık gibi. önce şunu bi anlayın her okuduğuma değil elbet yahut okumadığıma değil, kişiye göre de atmadım atmıyorum beğeniyi . yani zihniyetinizin sandığı gibi;
beğeni = senden hoşlandım
fav = sana aşığım
beğeni + fav = seni istiyorum
seri = seni çağırıyorum
demek değil, okuduğumuzun göstergesi. nickaltı olayına girmiyorum bile . sadece benim için değil bir çok kişi içinde böyle olduğunu düşünüyorum. insanları soğutmayın insanlıktan yahu.
insan gibi davranmaya çalışıyorum gülümsemek, gülümsetmek ,bir selama karşılık vermek, bir düşünceyi paylaşıp konuşmak, tartışmak, insanlarla iletişim kurmak ya da kurabilmek bana göre yanlış şeyler değil , karşımdakinin erkek ya da kadın olması da önemli değil, dışardan nasıl göründüğü de umurumda değil. bu sebeple mesaj alımımı kapatmadım kendi kendime yazmak istesem günlük tutarım . burada yazdıklarımız birer paylaşım sonuçta. burada bir şeyler yazıyorsak okuyorsak beğenilmesi de gayet normal. ancak bu da yazdıkları da size ; bir insanı yazdıklarıyla özel hayatını kıyaslama , yargılama hakkını vermiyor. kendi işinizle ilgilenin kim ne yapmış neden yapmış sizi ilgilendiren mevzular değil.
insanlar birer birer buradan gidiyorsa insanları bunlarla bıktırdığınızdan ,hadsizliğinizden .haa bi kaç kişi böyle düşündü diye insanca davranmaktan da vazgeçecek değiliz, lakin insanız ya hani ters bi an'a bir boşluğa gelirse beklemediğiniz cevaplar almayı da göze alırsınız herhalde.*
devamını gör...
6.
şu an biz doktor beğenmeyip doktor dövüyoruz
''şu an doktorlar beğenmiyoruz, doktor dövüyoruz, o rahatlık''
doktor dövmeyi rahatlık olarak düşünen ve bununla övünen bi cehalet. her şeyden önce işlenen bir insanlık suçu . ülkeyi bu hale getirenleri savunabilmenin adı olmuş, insanlık suçu işlemenin rahatlığı.
bu kadının resmi hastanelerde başköşe de olmalı ki derdinin dermanını doktorda aramasın.
doktor dövmeyi rahatlık olarak düşünen ve bununla övünen bi cehalet. her şeyden önce işlenen bir insanlık suçu . ülkeyi bu hale getirenleri savunabilmenin adı olmuş, insanlık suçu işlemenin rahatlığı.
bu kadının resmi hastanelerde başköşe de olmalı ki derdinin dermanını doktorda aramasın.
devamını gör...
7.
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
herşeyden önce önyargılarınıza zincir vurun ve mümkünse açmayın o kilitleri. kim ne yaşamış, ne kadar yaşamış, canını ne acıtır bilmeden yargılamayın kimseyi. yargıladığınız, kendinizce yorumladığınız hayatı hakkında fikir yürütme yetisine sahip olduğunuzu düşündüğünüz insanların seçimleri yaşadıklarından ibarettir. önce insan olup kendi seçimlerinizi sorgulayın.
kendinizde gördüğünüz yanlış yada eksikliği başkasına yapıştırınca dürüst olmuş olmuyorsunuz bencil oluyorsunuz.
kendinizde gördüğünüz yanlış yada eksikliği başkasına yapıştırınca dürüst olmuş olmuyorsunuz bencil oluyorsunuz.
devamını gör...
9.
8 mart dünya emekçi kadınlar günü
1977 yılında onaylandığından beri her yıl 8 martta kutlanan uluslararası bir gündür.

8 mart 1857 tarihinde bir tekstil fabrikasında 40.000 dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları istemiyle greve başladılar. fakat polis işçilere izin vermek istemeyerek hatta saldırıda bulunarak işçileri fabrikaya kitledi .ardından çıkan yangında işçiler içeri kitlendiklerinde fabrikanın önüne kurulan barikatlardan kaçamayarak can verdi . bu yangında toplam 129 işçi vefat etti ve bunların 9 u erkek 120 kadın'dı.
oysa istedikleri daha iyi ve insancıl şekilde çalışabilmekti. bu sebeple dünya kadınlar günü aslında bir kutlama değil acı bir şekilde can vermiş kadınları anma günüdür ve kadın haklarının tanınması için de önemli bir odak noktasıdır.

olayın ardından bi süre dünya buna sessiz kalsa da 15 bin çalışan kadının daha çalışma koşullarından rahatsız olması ve bunu dile getirmesinin ardından 1910 yılında danimarka'nın kopenhag kentinde yapılan uluslararası sosyalist kadın konferansı’nda clara zetkin’in önderliğin de bir öneri sunuldu. facianın yaşandığı 8 mart dünya kadınlar günü olarak kutlanmalıydı. ve öneri kabul edildi. ilk yıllarda tarih tam olarak 8 mart olarak resmileşmese de 1921 yılından itibaren 8 mart olarak kutlanmaya başlamış 1960 yılına kadarsa birinci ve ikinci dünya savaşları sırasında bazı ülkelerde yasaklanmıştır. 1975 yılında birleşmiş milletler tarafından yeniden kutlanmaya başlanan dünya kadınlar günü yine birleşmiş milletler genel kurulunun kesinleştirdiği kararla 1977 yılında yeniden 8 mart dünya emekçi kadınlar günü olarak kabul edildi. ülkemiz de ise 1921 yılından beridir kutlanmaktadır. 1980 darbesi sırasında dört yıl boyunca kutlanamamış 1984 yılında yeniden kutlanmaya ve anılmaya devam etmiştir.
8 mart dünya emekçi kadınlar günü adına sözlükteki tüm kadınlarında 8 mart dünya emekçi kadınlar gününü bu vesile ile kutlayarak 120 adet gül ile can vermiş 120 kadını anmak isterim . saygıyla..

8 mart 1857 tarihinde bir tekstil fabrikasında 40.000 dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları istemiyle greve başladılar. fakat polis işçilere izin vermek istemeyerek hatta saldırıda bulunarak işçileri fabrikaya kitledi .ardından çıkan yangında işçiler içeri kitlendiklerinde fabrikanın önüne kurulan barikatlardan kaçamayarak can verdi . bu yangında toplam 129 işçi vefat etti ve bunların 9 u erkek 120 kadın'dı.
oysa istedikleri daha iyi ve insancıl şekilde çalışabilmekti. bu sebeple dünya kadınlar günü aslında bir kutlama değil acı bir şekilde can vermiş kadınları anma günüdür ve kadın haklarının tanınması için de önemli bir odak noktasıdır.

olayın ardından bi süre dünya buna sessiz kalsa da 15 bin çalışan kadının daha çalışma koşullarından rahatsız olması ve bunu dile getirmesinin ardından 1910 yılında danimarka'nın kopenhag kentinde yapılan uluslararası sosyalist kadın konferansı’nda clara zetkin’in önderliğin de bir öneri sunuldu. facianın yaşandığı 8 mart dünya kadınlar günü olarak kutlanmalıydı. ve öneri kabul edildi. ilk yıllarda tarih tam olarak 8 mart olarak resmileşmese de 1921 yılından itibaren 8 mart olarak kutlanmaya başlamış 1960 yılına kadarsa birinci ve ikinci dünya savaşları sırasında bazı ülkelerde yasaklanmıştır. 1975 yılında birleşmiş milletler tarafından yeniden kutlanmaya başlanan dünya kadınlar günü yine birleşmiş milletler genel kurulunun kesinleştirdiği kararla 1977 yılında yeniden 8 mart dünya emekçi kadınlar günü olarak kabul edildi. ülkemiz de ise 1921 yılından beridir kutlanmaktadır. 1980 darbesi sırasında dört yıl boyunca kutlanamamış 1984 yılında yeniden kutlanmaya ve anılmaya devam etmiştir.
8 mart dünya emekçi kadınlar günü adına sözlükteki tüm kadınlarında 8 mart dünya emekçi kadınlar gününü bu vesile ile kutlayarak 120 adet gül ile can vermiş 120 kadını anmak isterim . saygıyla..

devamını gör...
12.
anın fotoğrafı
15.
alaz (yazar)
yazdıklarıyla etki bırakmış olacak ki tanışmamamıza rağmen ölümüne şaşırdım,üzüldüm .belkide hepimizin bir gün bu sonla karşılaşabileceğini hatırlattı bu ölüm. mekanı cennet olsun..huzurla..
devamını gör...
16.
hayata dair gülümseten detaylar
bu sabah duygusal gözler dolu halde yürüyüşümü yaparken bi bankta oturdum sözlük ahalisine bi günaydın demek için iki satır yaziyordumki bi ses geldi.
"günaydınlar,hayırlı sabahlar olsun günün güzelliklerle geçsin güzel kızım "
sesi duyar duymaz başımı kaldırdım yaşlı elinde bastonu yavaş yavaş yürüyen bi teyze fark etmemistim telefona bakarken .o kadar hoşuma gitti ki tanımıyordum oysa.
"tesekkurler size hayırlı günler teyzecim "dedim
"oyy kurban olurum " dedi o yürümeye devam etti aheste aheste ben gülümseyerek arkasından baka kaldım.
nasılda güzeldi sabah sabah insan mutlu olmazmi böyle .güzellikler hep var hayatta bazen sadece başımızı kaldırmak gerek sanırım
"günaydınlar,hayırlı sabahlar olsun günün güzelliklerle geçsin güzel kızım "
sesi duyar duymaz başımı kaldırdım yaşlı elinde bastonu yavaş yavaş yürüyen bi teyze fark etmemistim telefona bakarken .o kadar hoşuma gitti ki tanımıyordum oysa.
"tesekkurler size hayırlı günler teyzecim "dedim
"oyy kurban olurum " dedi o yürümeye devam etti aheste aheste ben gülümseyerek arkasından baka kaldım.
nasılda güzeldi sabah sabah insan mutlu olmazmi böyle .güzellikler hep var hayatta bazen sadece başımızı kaldırmak gerek sanırım
devamını gör...
17.
güzel konuşmak
konuştuğun dilin doğru ve düzgün kullanımına ek olarak insani ve vicdani duyguları da katarak yapılan konuşmanın bütün halidir.
farkında olmadan ya da olarak gelişi güzel ,dilimize dışardan girmiş bir çoğu değiştirilmiş yeni kelimelerle kaba saba konuşmayı samimiyet zannederek yapılan konuşmalardan çok uzak bir konuşma uslubudur.
farkında olmadan ya da olarak gelişi güzel ,dilimize dışardan girmiş bir çoğu değiştirilmiş yeni kelimelerle kaba saba konuşmayı samimiyet zannederek yapılan konuşmalardan çok uzak bir konuşma uslubudur.
devamını gör...
18.
anın fotoğrafı
20.
kasiyerlerin mutsuz olması
insanlarla uğraşması gerçekten zor bir durum birde buna saatlerce ayakta kalma ve uzun mesai saatlerini de eklersek normal olan durumdur.
dün saat 9 civarı markete girdim bir parça eşya alıp çıkacağım önde 55-60 yaşlarında bir amca adam para üstü olarak kasiyerin verdiği parayı beğenmemiş değiştirmesini istedi kasiyer kız nezaketen değiştirdi. yok onun üstünde yazı var, yok onun köşesi kıvrık, yok bunun burası yırtık, yok bu kırışık kız 4 defa falan değiştirdi adam beğenmiyor birisi en sonunda dayı napcan çeyizine mi saklayacaksın dedi kızcağız en son daha yeni olan iki ellilik verdi de gitti.
şimdi tüm gün boyunca bunun gibi belki daha beter 5 kişiyle uğraşsa o kasiyer nasıl mutlu olsun arkadaş insan insanın iliğini çekiyor yeminle.
dün saat 9 civarı markete girdim bir parça eşya alıp çıkacağım önde 55-60 yaşlarında bir amca adam para üstü olarak kasiyerin verdiği parayı beğenmemiş değiştirmesini istedi kasiyer kız nezaketen değiştirdi. yok onun üstünde yazı var, yok onun köşesi kıvrık, yok bunun burası yırtık, yok bu kırışık kız 4 defa falan değiştirdi adam beğenmiyor birisi en sonunda dayı napcan çeyizine mi saklayacaksın dedi kızcağız en son daha yeni olan iki ellilik verdi de gitti.
şimdi tüm gün boyunca bunun gibi belki daha beter 5 kişiyle uğraşsa o kasiyer nasıl mutlu olsun arkadaş insan insanın iliğini çekiyor yeminle.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138